"İstanbul'un su sorununu biz çözdük" diyor, Başbakan Erdoğan.Bu nasıl çözümdür ki, gün 24 saat yağmur yağıyor, deniz dolup-dolup İstanbul caddelerine taşıyor, lâkin barajlarda taş çatlasa 60 günlük su ya var ya yok! Yani İstanbul Kerbelâ! Peki, 30 milyonluk bir şehrin ihtiyacını karşılayacak kadar yağmur yağdığı halde 16 milyonluk İstanbul nasıl oluyor da susuz kalıyor? Çünkü toprak suyu emmiyor! Her taraf yabancılara AVM, yandaşlara gökdelen için betonlaştırılmış! Yağmur o betona düşüyor, akıp denize karışıyor! Yahya Kemallerin dönemlerinde İstanbul'a tepeden bakılıyordu, şimdi o tepeler gökdelen. Orhan Veli'nin dönemlerinde İstanbul'un gözler kapalı iken bile İstanbul'a ait olduğu hemen anlaşılan bir sesi vardı, zamane müteahhitleri yaptıkları camilerde Mimar Sinan'ın camilerindeki akustiği yok ettikleri gibi İstanbul'a ait akustik de blok beton, yığma tuğla, alçı duvar ve yapışkan asfaltlarda emildi, öldü!Ve bütün bunlar rant için yapıldı, rüşvet için yapıldı. Sanayide rant yok. Adam fabrika kuracak, işçi çalıştıracak, bırakınız rüşvet vermeyi, devletten teşvik isteyecek, uluslararası şartlar bunu gerektiriyor. Sen sanayiciden rüşvet almak istersen o yatırımdan vazgeçer, ister yerli olsun, ister yabancı? Millet gözü kesesinde olan bürokrat ve siyasetçilerin ülkesine gelir de başını belâya sokar mı? Çünkü rüşvet hem maliyeti artırır, hem suçtur. Amma iş belediyelere gelince kolay. Değiştirirsin imar yasasını, koyarsın cebine cukkayı.İmara açarsın sit alanını, alırsın karşılığında müteahhitten arsa payını.. Bir dünün İstanbul'una bakınız, bir bugünün İstanbul'una bakınız. Şu kadar ağaç söktük, yerine on katını diktik palavralarını boş verin, uçakla üzerinden geçerken yahut helikopterden çekilmiş görüntülere bakın, işte o zaman anlarsınız 30 milyonluk insanın su ihtiyacını karşılayacak kadar yağmur yağdığı halde bugün 16 Milyonluk İstanbul'un ancak 60 günlük su ihtiyacını karşılayacak kadar suyun niye var olduğunu!Anlarsınız baraj ve göl tabanı toprağının nasırlı eller gibi çatır çatır niye yarıldığını!İşte Erdoğan'ın "sorun çözme tekniği" böyle? O, müteahhitle çözüyor bütün sorunları? Onun için ağzını açsa TOKİ diyor, TOKİ ile övünüyor. Ve onun için TOKİ'den Sorumlu Eski Bakan, "Ne yaptıksa emirle yaptık" demişti?Müteahhidi ise barajdaki su değil, siyasetçilerle iyi geçinmek ve kasasına girecek mangırlar ilgilendiriyor?Erdoğan'ın sanayiciler düşmanı, müteahhitler kankası? Siz hiçbir müteahhit için Erdoğan'dan "vatan haini" dediğini işittiniz mi? Ama TÜSİAD başta olmak üzere pek çok sanayiciye defalarca "vatan haini" dedi mi demedi mi?Bunca yağmur içersinde İstanbul'da barajları Erdoğan-Müteahhit dayanışması susuz bıraktı dedik, inanmayan İstanbul'a tepeden baksın, bize inanmayan gözü ile görsün?
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015