Sorunların köküne inelim

Dile getirdiği görüşlerle eşsiz bir anlayış olan Milli Ekonomi Modeli'ni emsalsiz kılan özelliklerinden sadece biri kaynaklar sınırsızdır görüşüdür.Kapitalizm ve sosyalizm kaynakları sınırlı, ihtiyaçları ise sınırsız olarak tarif ederken Milli Ekonomi Modeli yepyeni bir yaklaşımla kaynakları sınırsız, ihtiyaçları sınırlı olarak tarif etmiştir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ndeki bu görüşü her geçen gün daha fazla kabul görüp desteklenmektedir. Milli Ekonomi Modeli'nden önceki sistemler, sınırlı olan kaynakların, sınırsız ihtiyaçlara sahip olduğu düşünülen insanlara, yetmeyeceği sonucuna varmıştır. Bu anlayış, pek çok savaşı ve çatışmayı da beraberinde getirmiştir ve malumunuz yine çatışmaların sebebi olabilmektedir. Bu temel yanlış savaşlardan, sömürgeciliğe kadar pek çok sorunun kökünü oluşturmaktadır.Kaynaklar gerçekten sınırlı mıdır? Bu sorunun cevabını Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'nde 'hayır' olarak vermiştir. Bu hayır cevabı, bugüne kadar ki tüm iktisadi yaklaşımların temelini oluşturan, 'sınırlı kaynaklar' görüşünü ters yüz etmiş ve iktisadi düşünce kalıplarının tamamının yeniden tanımlanmasının gereğini ortaya koymuştur.Kapitalist ekonomilerde toplumun çok küçük bir kesiminin bütün imkânlara sahip olması ama büyük çoğunluğun bu imkânlardan mahrum kalması işte kaynakları kıt kabul eden bu çarpık anlayışın bir sonucudur. Yani gelir dağılımındaki adaletsizlik? Kapitalizm vebası, tüm dünyaya yayıldığı için, bu adil olmayan paylaşım, uzun yıllardan bu yana bütün dünya için söz konusu olmuştur.İşte bu çarpık gelir paylaşımının neticesi olarak dünyada günde 1 dolardan az parayla geçinen 1,2 milyar, 2 dolardan az parayla geçinen 2,8 milyar insan vardır. Yani dünya nüfusunun yüzde 45'i günde 2 dolardan az parayla geçinmek zorunda.Dünya Bankası eski baş ekonomisti Nobel ekonomi ödüllü Joseph Stiglitz, İstanbul'da katıldığı bir konferansta "Avrupalı ineklere günlük 2 dolar destek var 2 dolar aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde geçim standardı. Yani Avrupa'da inek olmak, gelişmekte olan ülkelerde vatandaş olmaktan daha iyidir" diyerek bu çarpıklığa dikkatleri çekmeye çalışmıştır.Milli Ekonomi Modeli, hâlihazırda dünya üzerinde yaşanan, açlık ve yoksulluğun kaynakların kıt olmasından değil sınırsız olan kaynakların adil olarak paylaşılmamasından dolayı yaşandığını net olarak ortaya koymaktadır.Bu noktada çarpıcı bazı veriler sunmak isterim.Dünya genelinde sağlıklı ve temiz bir yaşam için kişi başı günlük su ihtiyacı, 50 litre olarak hesaplanıyor. Ancak 5 litresi gıda ve yiyecek, 25 litresi hijyen olmak üzere kişinin, 30 litre suyla da asgari düzeyde yaşayabileceği belirtiliyor. Kişi başına günlük su tüketimi bir Afrika ülkesi olan Gambiya'da 4,5 litre, Mali'de 8 litre, Somali'de 8,9 litre ve Mozambik'te ise 9,3 litre dolaylarında olurken ABD'de kişi başına ortalama günlük tüketim 500 litre, İngiltere'de 200 litredir. Batı'da diş fırçalamak için bir günde 8 litre, sifon için bir günde 35 litre, duş için ise bir günde 100 ile 200 litre arasında su harcanıyor. Yani Batı ülkelerinde diş fırçalamak için bir kişinin tükettiği suyla bir Gambiyalı iki gün boyunca tüm ihtiyaçlarını gidermek zorundadır. Bu veriler de günümüzde yaşanmakta olan kıtlık, yoksulluk ve açlığın kaynakların yetersizliğinden değil, adil olmayan paylaşımdan kaynaklandığını göstererek Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi modelinde ortaya koyduğu görüşleri haklı çıkarmaktadır.