Su depolarınız temiz mi?
Meyve ve sebzelerimizi yıkıyoruz, en kıymetli varlığımız olan bebeklerimizi yıkıyoruz, kişisel bakımlarımızı yapıyor ve ellerimizi yıkıyoruz. Peki ya su depolarımızı dezenfekte ettiriyor muyuz?
06.09.2012 00:00:00
EYÜP KABİL - İSTANBUL
Kapımızın önüne kadar sağlıklı bir şekilde gelen su, ne yazık ki depolarımızda ve iç tesisatta kullanılabilir özelliğini yitirmektedir. Sağlığımız için hayati önem taşıyan su depolarının temizliğine maalesef gerekli önem verilmemektedir. İSKİ'nin bu konuyla ilgili yaptığı bir araştırmanın neticesine göre İstanbul'da bulunan su depolarının yüzde 98'i halk sağlığını tehdit edici boyutta bulunuyor. Depoların kirlenmesi sonucunda suyun içerisinde bulunan klor aktivitesinin kaybolduğu ve bu sebepten dolayı sarılık, dizanteri gibi mikropların üremesine sebep olduğu uzmanlar tarafından bildirilmektedir. Bu sebepten dolayı Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan 08.08.2007 tarih B.10.TSH.0.10.00.04 sayı numaralı genelgeye göre, su deposu bulunan bina ve iş yerlerinin depolarını belirli periyotlarla (su kesintisi olduğu dönemlerde 3 ayda bir, diğer dönemlerde 6 ayda bir) temizlenmesi ve bakımları yaptırılarak dezenfeksiyonu sağlanmalıdır. Dünyadaki su krizinin su kaynaklarının yetersizliğinden ziyade suyun kötü kullanımından kaynaklandığı bilinmektedir. Su kaynaklarının korunması hepimiz için bir insanlık görevidir.
Su depolarınızı hiç gördünüz mü?
Günümüzde apartmanların dış ve iç dekorasyonuna azami özen gösterilirken, birinci dereceden sağlığımızı etkileyen su depolarının kapakları bulunmamakta, kapakları olanlar da hiç açılmamaktadır. Uzun süre temizliği ve dezenfeksiyonu yapılmayan su depolarında fiziksel ve kimyasal kirlenmelerin meydana gelmesi ve klor aktivitesinin azalması tifo, kolera, sarılık, lejyoner vb. hastalıkların oluşmasına sebep olmaktadır. Geçmiş dönemlerde su sıkıntısı nedeniyle apartman, işyeri, kurum ve kuruluşlarda su stoklama gayesi ile yapılan su depolarına gerekli özen gösterilmediği ve yıllarca ihmal edildiği ortaya çıktı. Bu ihmallerden ötürü depolar dış etkenler nedeni ile tortu, yabancı maddeler ve bakteri yuvasına dönüştü.
Depolarda karşılaşılan olumsuzluklar
Depoya ilk bakıldığında depo kapaklarının kötü görüntüsü göze ilk çarpan etkenlerden birisidir. Deponun içindeki olumsuzluklar ise saymakla bitmez. Uzmanların bildirdiğine göre su depolarında en çok karşılaşılan görüntüler; tahta ve demir parçaları, inşaat atıkları, fare ve kedi leşleri, ağaç kökleri gibi insan sağlığı için tehdit haline gelen olumsuzluklar. Uzmanlar, “su depolarında fiziksel temizlik ve dezenfekte yapıldıktan sonra gönül rahatlığı ile suyumuzu içebilir, dişlerimizi fırçalayabilir ve bebeklerimizi yıkayabiliriz” diyorlar.
Bu önerilere kulak verin!
Genellikle kullanılan depolar; beton depolar, paslanmaz depolar, saç depolar, fiber depolar ve polietilen malzemeden üretilen depolardır. Her su deposu aynı özelliklerde ve aynı ortamlarda bulunmadığından suyun yapısının bozulmaması için bazı püf noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir! Öncelikle şunu belirtelim ki, periyodik aralıklarla depoların dezenfekte edilmesi şarttır. Ayrıca deponuzun türü ne olursa olsun güneş görmemesi gerekiyor. Depolardaki su uzun süre bekletilmemeli suyun sürekli olarak devir daimi sağlanmalıdır. Çatlak bulunan depoların mutlaka izolasyonu yapılmalı deponuzun içerisine temiz sudan başka herhangi bir şeyin girmesi engellenmelidir. Saç malzemesinden yapılan su depoları diğer depo türlerinden daha fazla bakıma ihtiyaç duyar. Bunun nedeni depo içerisinde ki suyun saç malzemesinin yapısını bozarak paslanmaya neden olmasıdır. Paslanan deponun ise ya değiştirilmesi veya içme kullanma suyuna uygunluk belgeli bir malzeme ile kaplanması gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.