Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen "Geleceği Savunmak Sempozyumu"nun İzmir'deki organizasyonuna katıldık. Doğrusu; konuşmacı olarak rol alanlar arasında siyasi partilerin il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra özellikle sivil toplum örgütlerinin, bilim adamları ve gönüllülerin işbirliği içinde bir bütünsellik sergilemeleri içimi sevinçle doldurdu.
Öyle konulara değindiler ve anlattıkları ile insanların belki de ilk kez duydukları karşısında öyle bir sarsılmalarına neden oldular ki, herkes ilgi ile izledi…
Böyle önemli bir sempozyumda dinleyici olmak bile bir ayrıcalıktı. Konuşmacıların özenle hazırladıkları sunumları ise ülkemiz çocuk ve gençlerini tehdit eden uyuşturucunun, resmi kumarın, seks ticaretinin, bunları organize eden çetelerin ülkemize nasıl zarar verdiğini çok önemli görüntüler ve dip notlar ile gözler önüne serdiler. Bütün illerde umarım ayni ilgiyi görür ve takdir kazanır.
***
Çocuk ve gençlerin geleceğinin korunması açısından böylesine önemli bir konuya ilk kez bir parti yönetiminin sahip çıkarak parmak basması ve gündeme taşıması ise her türlü takdirin üstünde tabii… Özellikle Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarında yer alan gençlerin bilinçli bir biçimde olaya sahip çıkması da ayrıca memnun edici bir durum.
Türk insanının daha çok Anadolu'da yaygınlaşarak anlamını bulan Tasavvufi düşünce sisteminde "melamet hırkasını giymek" diye bir tabir vardır. Bu, yemenin içmenin, giyinmenin, zikir, ayin gibi yerleşmiş adet ve törenlere önem vermeyip, nefsinizle sürekli mücadele edip, onu yenmeyi; kimseyi kınamayıp, sizi kınayanlara da aldırış etmemeyi, çevrenizdekilerin iltifat ve övgülerinden uzak durarak Hakk'a yaklaşmayı ifade eder. Günümüzde ruh olgunluğu olarak ifade edilen bu hal, eskiden Melamet hali olarak ifade edilirmiş.
İnsan beğenilmekten ve takdir edilmekten hoşlandığı için şımarır ve nefis ön plana çıkar. Zenginliğin getirdiği güven ile tevazusunu kaybeder, şımarır ve davranış bozukluğunun eline düşer. Melamet halinde şekilcilikten çok, iyiliği anlatmak, kötülüğü gizlemekten kaçınmak vardır.
Kısacası yaradanın insan sevgisini ön planda tuttuğu hali kaybetmemek; sabır ve itina ile onların varsa kötü alışkanlıklarından arındırılmasına yardım etmeyi gerektiren bir tavır sergilemeyi başarmak gerekiyor.
***
Melamet hırkası ise dervişlerin olma yolunda sembolik olarak giydikleri yolda olduklarını gösteren kolsuz, yakasız, cebi olmayan bir hırkadır. Asıl hırka ise insan üstünde görünen bir hırka değildir. Ancak davranışları ile karşısındakinin bu hırkaya sahip olup olmadığı anlaşılabilir.
Kısacası yola girmek, yolda olmak ve yolda kalmak zor zanaat. Hele, hele günümüz koşullarında nerede ise imkânsız gibi… İnsanoğlu pek çok lüksünden ve yaşam biçimindeki alışkanlıklarından vazgeçemiyor. Bunlar kötü alışkanlıklar olsa bile…
Ancak çocuk ve gençlerin içine düştükleri hali, toplumdan dışlanmalarını, her geçen gün artan sayılarını, uyuşturucu ile tedavi merkezlerinin yetersizliğini, müptezellerin adeta sokaklarda ölüme terkedilişlerini haberlerde izleyince, insan olabilmek için sadece bizlerin değil, yönetim erklerinin de işinin ne kadar çok ve zor olduğunu görebiliyoruz.
Bugün her şeyin sanalı çıktı. İnsanoğlunun dini imanı para olmuş durumda. Basit bir cep telefonu ile sadece dünyanın ötesine değil, aradığı her türlü zararlı alışkanlığa da uzanabiliyor.
Önemli olan çocuk ve gençlere "sevgi" dolu bir zaman ayırmayı, onların dertlerini küçümsemeyip başıboş bırakmamayı, yetişkinler olarak geleceğimizi korumayı başarmalıyız.
Yoksa geride kötülüklerle ve kötü insanlarla dolu bir dünya bırakıp, hoş olmayan bir biçimde göçmek zorunda kalacağız.
Sevgi ile dolu bir yaklaşım inanın her şeyi çözer…
Yeter ki biz biraz da olsa Melamet hırkasını giyebilelim.
- Geleceği savunmak… / 12.10.2025
- Çaresizlik… / 06.10.2025
- Düzen ve düzensizlik… / 27.09.2025
- Şehitliklerimiz… / 19.09.2025
- Tepki göstermek… / 06.09.2025
- Eski dostlar… / 03.09.2025
- Çocuk ve gençlerin eğitimi… / 26.08.2025
- Yalnız kalan gençlik ve yangın… / 21.08.2025
- Uludağ kampları ve Yalçın İpbüken… / 10.08.2025