Suni gündem

Stratejik müttefik ABD, yaklaşan seçimlere yoğunlaştı. Obama’nın tekrar seçilmesi ise zor gözüküyor. Soyadının önündeki “Hüseyin” ismine güvenerek Müslümanlara diğer ABD başkanlarından farklı bir siyaset izleyeceği düşüncesi ile sevindiğimiz Obama, maalesef Ortadoğu’da akan kan ve gözyaşının mimarı oldu. Ülkesinde ise uzayan işgallerde beklenilen neticelerin alınmaması ve kaybedilen vatandaşlar sebebiyle sevilmemekte. Ama Obama’yı seçimlerde galibiyetten uzaklaştıracak asıl konu ekonomik kriz.
Kapitalizmin kalesi Birleşik Devletler eğer senyorajı devreye koyarak para basmamış olsaydı, çoktan batardı. Doların dünya parası olarak dolaşımda bulunması ABD’yi batmaktan koruyan can simididir. Ancak dar gelirli kesim ile aşırı zenginler arasındaki farkın devamlı artış göstermesi ve sürekli artan fakirlik halkı bezdirmiş durumda.
Hatırlanacaktır, “Yüzde 99 Biziz” sloganlarının atılmaya başladığı ilk yer, New York’taki Wall Street borsa binasının önü olmuştu. Kısaca ABD’nin gündemi seçimler, ekonomi, açlık, işsizlik…
AB ülkeleri de aynı dertten muzdarip. Onlar da ekonomik krizi atlatabilmiş değiller. 27 üyesi bulunan AB topluluğunda Yunanistan iflas etti. İtalya, Portekiz, İrlanda, Romanya, Macaristan ekonomileri çok zor günlerden geçiyor.
İtalya’nın borcu 2 trilyon Euro’yu geçmiş durumda. Romanya’da halk geçtiğimiz günlerde sokaklara dökülerek, “AB’den ayrılalım” diye haykırdı. AB ülkelerinde tırmanan işsizlik rakamları ve isyan etmeye başlayan halk kitleleri, liderleri korkutuyor. AB’nin ana gündemi de ekonomik kriz görünüyor.
Türkiye de ise, uzun süredir tek gündem terör... Öyle ki, şehit cenazelerinin ilk sırada yer aldığı haber bültenleri, son günlerde Akçakale de yaşananlarla başlayan savaş senaryolarına dönüştü. Dünyanın umurunda olmayan Suriye ile savaş konusu bizim için her şeyden önemli. Başka hiçbir mesele gündem edilmemecesine, her kanalda kendi kendine savaş açan bir ülke manzarası anlatılıyor.
Suriye ile aramızda yaşananlara Suriye’nin diplomatik özür dilemesinde rağmen, silahla karşılık vermeye devam eden Türkiye adeta savaşmak için zemin arayan bir tutum sergiliyor.
Bu manzara, aklımıza 2. Dünya savaşında yaşanan bir hadiseyi getirmekte: Bir Rus bilim adamı ABD’li askerlerce kaçırılır ve önemli bir devlet sırrını ifşa etmesi için zorlanır. Her yol denemesine rağmen Rus bilim adamı konuşturulamaz. ABD’li uzmanlar, bilim adamını konuşturmak için psikolojik baskı uygulamaya karar verirler. Sadece onun odasına yayın yapan bir TV kanalından Rusya’nın işgal edildiğini gün be gün ilerleyen haber bültenlerinde gösterirler. Bilim adamı için basılan gazetelerde Rusya’nın çaresizce teslim olduğu anlatılır. Rus bilim adamı öyle bir noktaya gelir ki, “artık direnmenin bir manası yok diyerek”, istenilen bilgileri verir.
Türkiye’de de dünya ile alakası olamayan bir suni gündem
büyütülüyor.
Bir taraftan ülke genelinde artan terör saldırıları ile adeta halkımız “artık ne olursa olsun bitsin bu iş” noktasına taşınırken, diğer yandan zorla Suriye ile savaşı başlatmak üzereyiz! “Bütün bunlar zihinlere, farklı bir senaryonun hayata geçmesini kolaylaştırmak için yapılmış olabilir mi?” sorusunu getirmekte. Terör ve savaş gündemi yoksa başka yerlere verilen sözlerin yerine getirilmesi için milletin gözünü kör edecek suni bir gündem olabilir mi?