Şûra’nın toplanması ve Hz. Ali’nin Şûra’ya katılma sebebi
Hz. Ali’nin şûra konusunda düşündükleri ve söyledikleri aynen çıktı. Ömer’in defin merasimi bittikten sonra Muhammed b. Mesleme yanında silahlı adamlar olduğu halde, altı kişiyi bir evde topladı
20.02.2023 20:58:00





Hz. Ali'nin şûra konusunda düşündükleri ve söyledikleri aynen çıktı. Ömer'in defin merasimi bittikten sonra Muhammed b. Mesleme yanında silahlı adamlar olduğu halde, altı kişiyi bir evde topladı. Ve Hz. Ömer'in emrini bildirdi.
Hz. Ali ile arası açık olan Talha, derhal Osman'ın tarafına geçti. Çünkü Hz. Ali ve Osman varken kimsenin kendisini halife seçmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden Osman'ın tarafına geçerek Hz. Ali'nin şansını azaltmak istedi.
Zübeyr, Hz. Ali'nin halasının oğlu idi. Bu yüzden Hz. Ali'nin safına geçti. Sa'd b. Ebi Vakkas ise Abdurrahman'ın yanında yer aldı.
Çünkü ikisi de Zühre kabilesindendi. Bunun üzerine Abdurahman b. Avf Hz. Ali ve Osman'a şöyle dedi: "İkisizden biri hakkını diğerine bırakarak onun tarafına geçmeye hazır mı?"
Her ikisinden de ses çıkmayınca şöyle dedi: "Ben, ikinizden birini seçmek için hilafet sahnesinden çekiliyorum." Sonra Hz. Ali'ye hitaben şöyle dedi:
"Eğer Allah'ın Kitabı'na, Peygamber'in sünnetine ve halifelerin tarzına göre amel edersen sana biat ederim."
Hz. Ali son şartı kabul etmedi ve şöyle dedi: "Ben, Allah'ın Kitabı'na, Peygamberin sünnetine göre ilmim ve içtihadım ile amel etmek şartıyla senin biatini kabul ederim."
Abdurrahman aynı teklifi Osman'a yaptı ve O hemen "evet" diye cevap verdi. Bunun üzerine Abdurrahman elini Osman'ın elinin üzerine koyu ve onu mü'minlerin emiri unvanıyla selamladı. Bu haber dışarıda bekleyen Müslümanlara iletildi.
Bunun üzerine Hz. Ali, Abdurrahman'a dönerek şöyle dedi:
"Allah'a yemin ederim ki, bunu yapmanın tek nedeni ikinizin arkadaşının (Ömer'in diğer arkadaşından (Ebu Bekir) umduğu şeyi, senin de Osman'dan ummandır. Allah aranıza pis kokulu ıtır serpmiştir. Fakat Ümit ediyoruz ki Yüce Allah sizin aranıza tefrika ve ayrılık soksun."
Görüldüğü gibi Hz. Ömer'in teşkil ettiği şûra kendi içinde tarafsız eğildi. Tam bir hısımlık ve kabilecilik ruhu hâkimdi. Böyle bir topluluktan sıhhatli bir karar çıkması mümkün değildi.
Hz. Ali bu Şûra'da olanlar hakkında Şıkşıkiye hutbesinde şunları söylüyor:
"Uzun bir zaman, çetin mihnetlere düştüm ve sabrettim. Derken O da (Ömer) yoluna düzüldü. Halifeliği bir topluluğa bıraktı ki Ben de onlardan biriyim sanıldı.
Allah'ım Sana sığınırım! Nasıl bir şûra? Onlardan, benim hakkımda birincisiyle ilgili (Ebu Bekir) ne vakit bir şüpheye düşen oldu ki bu çeşit kimselere katıldım Ben? Fakat inerlerken onlarla indim, uçarlarken onlarla uçtum. İnişte, yokuşta onlarla oldum. İçlerinden biri (Sa'd) hasedinden gerçeklerden saptı, öbürü (Abdurrahman) damadı olduğundan ona uydu. Benden yüz çevirdi. Öbürleri de (Talha ve Zübeyr) öyle işler ettiler ki anmak bile çirkin..."
Hz. Ali'nin Şûra'ya katılma sebebi
Hz. Ali sonuçlarını önceden bildiği halde bu şûraya katılmıştı. Çünkü Ömer, halifeliğin ve peygamberliğin aynı ailede birleşmeyeceğine inanıyordu. Hayatı boyunca bunu savunmuştu. Ancak son anlarında Hz. Ali'yi de halife adaylarının arasına sokmuştu. Bu ciddi bir çelişkiydi.
Hz. Ali bu konuda şunları söylüyor: "Ben diğerleriyle beraber şûraya katılıyorum. Çünkü Ömer Beni halifeliğe layık gördüğünü gösterdi. Oysa daha önce, "Resulüllah, peygamberlik ve imamlık aynı ailede toplanmaz dedi" diye iddia etmekteydi. Bu şûraya katılıyorum ki, insanlar onun yaptığı ile dediği arasındaki çelişkiyi görsünler."
Hz. Ali, Osman kesin olarak halife seçildiğinde ise şöyle demişti:
"Ey insanlar! Benim bu işte başkalarından daha çok hak sahibi olduğumu biliyorsunuz. Ama iş gördüğünüz sonuca gelip dayandı.
Allah'a yemin ederim ki, Müslümanların işleri iyiye gidiyor oldu-ğu sürece barış içinde olurum.
Bu işte, Benden başkasına zulmedilmediği sürece susarım. Bunu, sabrın ecrini ve üstünlüğünü elde etmek, sizin dünyanızın süs püsünde, özenti bezentisinde gözüm olmadığı için yapıyorum." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Hz. Ali ile arası açık olan Talha, derhal Osman'ın tarafına geçti. Çünkü Hz. Ali ve Osman varken kimsenin kendisini halife seçmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden Osman'ın tarafına geçerek Hz. Ali'nin şansını azaltmak istedi.
Zübeyr, Hz. Ali'nin halasının oğlu idi. Bu yüzden Hz. Ali'nin safına geçti. Sa'd b. Ebi Vakkas ise Abdurrahman'ın yanında yer aldı.
Çünkü ikisi de Zühre kabilesindendi. Bunun üzerine Abdurahman b. Avf Hz. Ali ve Osman'a şöyle dedi: "İkisizden biri hakkını diğerine bırakarak onun tarafına geçmeye hazır mı?"
Her ikisinden de ses çıkmayınca şöyle dedi: "Ben, ikinizden birini seçmek için hilafet sahnesinden çekiliyorum." Sonra Hz. Ali'ye hitaben şöyle dedi:
"Eğer Allah'ın Kitabı'na, Peygamber'in sünnetine ve halifelerin tarzına göre amel edersen sana biat ederim."
Hz. Ali son şartı kabul etmedi ve şöyle dedi: "Ben, Allah'ın Kitabı'na, Peygamberin sünnetine göre ilmim ve içtihadım ile amel etmek şartıyla senin biatini kabul ederim."
Abdurrahman aynı teklifi Osman'a yaptı ve O hemen "evet" diye cevap verdi. Bunun üzerine Abdurrahman elini Osman'ın elinin üzerine koyu ve onu mü'minlerin emiri unvanıyla selamladı. Bu haber dışarıda bekleyen Müslümanlara iletildi.
Bunun üzerine Hz. Ali, Abdurrahman'a dönerek şöyle dedi:
"Allah'a yemin ederim ki, bunu yapmanın tek nedeni ikinizin arkadaşının (Ömer'in diğer arkadaşından (Ebu Bekir) umduğu şeyi, senin de Osman'dan ummandır. Allah aranıza pis kokulu ıtır serpmiştir. Fakat Ümit ediyoruz ki Yüce Allah sizin aranıza tefrika ve ayrılık soksun."
Görüldüğü gibi Hz. Ömer'in teşkil ettiği şûra kendi içinde tarafsız eğildi. Tam bir hısımlık ve kabilecilik ruhu hâkimdi. Böyle bir topluluktan sıhhatli bir karar çıkması mümkün değildi.
Hz. Ali bu Şûra'da olanlar hakkında Şıkşıkiye hutbesinde şunları söylüyor:
"Uzun bir zaman, çetin mihnetlere düştüm ve sabrettim. Derken O da (Ömer) yoluna düzüldü. Halifeliği bir topluluğa bıraktı ki Ben de onlardan biriyim sanıldı.
Allah'ım Sana sığınırım! Nasıl bir şûra? Onlardan, benim hakkımda birincisiyle ilgili (Ebu Bekir) ne vakit bir şüpheye düşen oldu ki bu çeşit kimselere katıldım Ben? Fakat inerlerken onlarla indim, uçarlarken onlarla uçtum. İnişte, yokuşta onlarla oldum. İçlerinden biri (Sa'd) hasedinden gerçeklerden saptı, öbürü (Abdurrahman) damadı olduğundan ona uydu. Benden yüz çevirdi. Öbürleri de (Talha ve Zübeyr) öyle işler ettiler ki anmak bile çirkin..."
Hz. Ali'nin Şûra'ya katılma sebebi
Hz. Ali sonuçlarını önceden bildiği halde bu şûraya katılmıştı. Çünkü Ömer, halifeliğin ve peygamberliğin aynı ailede birleşmeyeceğine inanıyordu. Hayatı boyunca bunu savunmuştu. Ancak son anlarında Hz. Ali'yi de halife adaylarının arasına sokmuştu. Bu ciddi bir çelişkiydi.
Hz. Ali bu konuda şunları söylüyor: "Ben diğerleriyle beraber şûraya katılıyorum. Çünkü Ömer Beni halifeliğe layık gördüğünü gösterdi. Oysa daha önce, "Resulüllah, peygamberlik ve imamlık aynı ailede toplanmaz dedi" diye iddia etmekteydi. Bu şûraya katılıyorum ki, insanlar onun yaptığı ile dediği arasındaki çelişkiyi görsünler."
Hz. Ali, Osman kesin olarak halife seçildiğinde ise şöyle demişti:
"Ey insanlar! Benim bu işte başkalarından daha çok hak sahibi olduğumu biliyorsunuz. Ama iş gördüğünüz sonuca gelip dayandı.
Allah'a yemin ederim ki, Müslümanların işleri iyiye gidiyor oldu-ğu sürece barış içinde olurum.
Bu işte, Benden başkasına zulmedilmediği sürece susarım. Bunu, sabrın ecrini ve üstünlüğünü elde etmek, sizin dünyanızın süs püsünde, özenti bezentisinde gözüm olmadığı için yapıyorum." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.