Bu köşede bu hakiri takip eden aziz kardeşlerim, uzun zamandan beri Suriye konusunda siz azizlerle bir takım konuları paylaşmayı düşünüyordum, onun zamanı bu günmüş demek ki.
Emperyalistlerin yeni kaynaklar arayışları ve Siyonistlerin vade verilen topraklar inancı gereği İslam coğrafyasında her geçen gün bir değil birkaç önemli ve acı olay yaşanmakta ve Müslümanlarda genelde bu olanlara sessiz ve seyirci kalmaktadırlar.
Baba Hafız Esad Haziran 2000 yılında vefat etti. O günden bugüne 12 yıl geçmiştir. Baba Esad ile oğul Esad'ı ve on iki yılını değerlendirdiğimiz zaman Suriye'de demokrasi, insan hakları, bölgesel barış, Türkiye ile olumlu ilişkiler ve daha birçok konu hakkında güzel gelişmeler olmuştur.
Yaklaşık bir buçuk yıldır bazı basın yayın kuruluşları tarafından sözde "özgür Suriye ordusu" unvanı ile ortaya çıkan, bölgemizin ve duyarlı, imanlı Müslümanların moralini bozan bu grubun kimler olduğunu çok iyi analiz etmemiz gerekmektedir. Öncelikle şunu belirtelim; Beşşar Esad on iki yıldan beri iktidardadır. On iki yıldır halkı ile barışık içinde olan Beşşar Esad bazı yanlı medyalar tarafından bu gün halkını öldüren, halkına kurşun sıkan bir Beşşar olarak anlatılmaktadır. Aslında durum böyle değildir.
Bugün ülkemiz gibi birçok ülke kendi içindeki teröre karşı mücadele etmektedir. Şimdi teröre karşı mücadele eden ülkeler hakkında kendi halkını öldüren ülke denilirse ne derece doğru olur!
İslam tarihinde Hz. Peygamber Efendimizden kısa bir zaman sonra ortaya çıkan, Hz. İmam Ali gibi yüce bir şahsiyete (hâşâ) kâfir diyecek kadar ileriye giden ve küstahlaşan harici grubu, o gün kendilerini her ne kadar gerçek Müslüman olarak görüp kendilerinden olmayanları kâfirlikle itham ediyorlardıysa, bugün de durum bundan pek farklı değildir.
O gün İslam ve Müslümanların kamburu ve başının belası olan bu hariciler sadece isimlerini değiştirerek gerçek Müslüman olmadıkları ve Müslümanları temsil etmedikleri gibi, bugün de farklı birkaç ülkeden toplama olup çoğunluğunu tekfirci zihniyetin oluşturduğu bu gruba siz her ne kadar "özgür Suriye ordusu" unvanını verseniz bile şuurlu, basiretli, duyarlı Müslümanlar sizlerin bu oyunlarına asla kanmayacaklardır.
Bu gün Müslümanlar yaklaşık 1350 yıl önce İslam ve Müslümanların kamburu olan ve birçok suçsuz insanı katleden haricileri kınıyor ve nefretle anıyorsa, çok geçmeden bu isyancı grubu, isyancı olan bu toplama gruptan yana olanları, onları destekleyenleri, onlara her türlü desteği verenleri kınayacaktır elbet, bu böyle biline.
Müslümanlar Hz. İmam Ali'nin şu sözünü asla unutmamalı ve günümüz olaylarını, bölgemiz ve komşularımız ile yaşananları bu söz ile tahlil etmelidirler. "Dostlarım üçtür düşmanlarım da üçtür; Dostlarım: Dostum, dostumun dostu, düşmanımın düşmanı. Düşmanlarım: Düşmanım, düşmanımın dostu, dostumun düşmanı."
Bu gün Suriye olaylarına en fazla taraf olan, Suriye'deki yönetimin el değiştirmesinde başrolde olanlar İsrail'in rüyalarını gerçekleştirdiklerini bilmelidirler ve bunlar genelde İsrail'in yanında yer alanlar ile tekfirci zihniyete sahip olanlardır. Tekfirci grupları destekleyenler ise kendileri gibi inanmayanları kâfir, zındık, dinsiz ilan eden yobazlar ile Müslümanların kaynaklarını sömürmek isteyen beyinleri batıl ile bunalmış batılı emperyalistler ve Siyonistlerdir.
Emperyalistlerin yeni kaynaklar arayışları ve Siyonistlerin vade verilen topraklar inancı gereği İslam coğrafyasında her geçen gün bir değil birkaç önemli ve acı olay yaşanmakta ve Müslümanlarda genelde bu olanlara sessiz ve seyirci kalmaktadırlar.
Baba Hafız Esad Haziran 2000 yılında vefat etti. O günden bugüne 12 yıl geçmiştir. Baba Esad ile oğul Esad'ı ve on iki yılını değerlendirdiğimiz zaman Suriye'de demokrasi, insan hakları, bölgesel barış, Türkiye ile olumlu ilişkiler ve daha birçok konu hakkında güzel gelişmeler olmuştur.
Yaklaşık bir buçuk yıldır bazı basın yayın kuruluşları tarafından sözde "özgür Suriye ordusu" unvanı ile ortaya çıkan, bölgemizin ve duyarlı, imanlı Müslümanların moralini bozan bu grubun kimler olduğunu çok iyi analiz etmemiz gerekmektedir. Öncelikle şunu belirtelim; Beşşar Esad on iki yıldan beri iktidardadır. On iki yıldır halkı ile barışık içinde olan Beşşar Esad bazı yanlı medyalar tarafından bu gün halkını öldüren, halkına kurşun sıkan bir Beşşar olarak anlatılmaktadır. Aslında durum böyle değildir.
Bugün ülkemiz gibi birçok ülke kendi içindeki teröre karşı mücadele etmektedir. Şimdi teröre karşı mücadele eden ülkeler hakkında kendi halkını öldüren ülke denilirse ne derece doğru olur!
İslam tarihinde Hz. Peygamber Efendimizden kısa bir zaman sonra ortaya çıkan, Hz. İmam Ali gibi yüce bir şahsiyete (hâşâ) kâfir diyecek kadar ileriye giden ve küstahlaşan harici grubu, o gün kendilerini her ne kadar gerçek Müslüman olarak görüp kendilerinden olmayanları kâfirlikle itham ediyorlardıysa, bugün de durum bundan pek farklı değildir.
O gün İslam ve Müslümanların kamburu ve başının belası olan bu hariciler sadece isimlerini değiştirerek gerçek Müslüman olmadıkları ve Müslümanları temsil etmedikleri gibi, bugün de farklı birkaç ülkeden toplama olup çoğunluğunu tekfirci zihniyetin oluşturduğu bu gruba siz her ne kadar "özgür Suriye ordusu" unvanını verseniz bile şuurlu, basiretli, duyarlı Müslümanlar sizlerin bu oyunlarına asla kanmayacaklardır.
Bu gün Müslümanlar yaklaşık 1350 yıl önce İslam ve Müslümanların kamburu olan ve birçok suçsuz insanı katleden haricileri kınıyor ve nefretle anıyorsa, çok geçmeden bu isyancı grubu, isyancı olan bu toplama gruptan yana olanları, onları destekleyenleri, onlara her türlü desteği verenleri kınayacaktır elbet, bu böyle biline.
Müslümanlar Hz. İmam Ali'nin şu sözünü asla unutmamalı ve günümüz olaylarını, bölgemiz ve komşularımız ile yaşananları bu söz ile tahlil etmelidirler. "Dostlarım üçtür düşmanlarım da üçtür; Dostlarım: Dostum, dostumun dostu, düşmanımın düşmanı. Düşmanlarım: Düşmanım, düşmanımın dostu, dostumun düşmanı."
Bu gün Suriye olaylarına en fazla taraf olan, Suriye'deki yönetimin el değiştirmesinde başrolde olanlar İsrail'in rüyalarını gerçekleştirdiklerini bilmelidirler ve bunlar genelde İsrail'in yanında yer alanlar ile tekfirci zihniyete sahip olanlardır. Tekfirci grupları destekleyenler ise kendileri gibi inanmayanları kâfir, zındık, dinsiz ilan eden yobazlar ile Müslümanların kaynaklarını sömürmek isteyen beyinleri batıl ile bunalmış batılı emperyalistler ve Siyonistlerdir.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012