Suriye resmen bölünüyor

Suriye'de 27 Şubat itibarıyla ateşkesin ilan edilmesiyle yoğun bir diplomasi trafiği devam ediyor. Ve bugün Cenevre'de yapılacak Suriye merkezli toplantıyla Suriye'de durum biraz daha netlik kazanacak. Fakat dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, hemen hemen tüm taraflar federalizmden bahsediyor. Hatta dün "Kesinlikle federalizm olmaz" diyenler bile?
ABD, Suriye'nin öyle ya da böyle bölünmesini hep talep ediyordu, bugün Suriye'de yaşanan tablonun baş sorumlusu, projenin sahibi zaten ABD? Üniter devletleri parça parça edip, Büyük İsrail Projesi'nin önünde engel bırakmamak ABD'nin asıl hedefi?
Dikkat ederseniz, daha ateşkes yürürlüğe girmeden, sonuçları görülmeden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ateşkes ve Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye için siyasi geçişi öngören sürecinin de başarısızlıkla sonuçlanması halinde, ABD'nin, Suriye'nin parçalara bölünmesini de içeren daha agresif bir tutum takınabileceğini söylemişti.
Sanki A planı farklı değilmiş gibi? A planında da Suriye'nin kuzeyinde Kobani süreciyle Barzanileşmiş olan PYD'ye federal bir yapı kazandıracak adımlar var.
Bugün Cenevre toplantısında bunun altyapısı konuşulacak. Peki, ABD böyle de, Rusya, Esad Yönetimi ve PYD lideri Salih Müslim olaya nasıl bakıyor?
29 Ekim 2014'te Kobani'ye peşmergenin yerleşmesine kadar Salih Müslim, 24 Kasım 2015'te Türkiye Rus uçağını düşürene kadar da Rusya ve Esad yönetimi Suriye'de toprak bütünlüğünden yanaydı, federal bir Suriye'ye kesinlikle hayır diyorlardı. 
Irak'ın kuzeyinde Mesut Barzani'nin kontrolündeki 'Barzan' bölgesinde televizyon ve internet yayını yapan Rudaw'ın haberinde, başında Salih Müslim'in bulunduğu PYD öncülüğündeki Demokratik Halk Hareketi'nin (TEV-DEM) uzun süre, federal sistem ilanına mesafeli durduğu belirtilirken, son dönemlerde söylem değişikliğine gittiğine dikkat çekildi. (02 Mart 2016) TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Halil'in, 12 Şubat'ta Amude kentinde düzenlenen toplantıda, federal bir Suriye için hazırlık yaptıklarını söylediği hatırlatıldı.
Yani Kobani süreciyle başına Yahudi Barzani darbesi alan Salih Müslim, çark ederek federalizm yolunda adımlar atmaya başladı.
Bu arada diğer Kürt grup olan Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nin (ENKS) Birleşmiş Milletler'e 8 ay önce federasyon yapı ilanı isteğini ilettikleri ifade edildi.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad da geçtiğimiz yılın başlarında, Amerika'nın Suriye'de Kürtlere federalizm sağlamak istediğini belirterek, bunun mantıklı olmadığını ve pratikte yapılamayacağını savunuyordu. Hatta bunun bölünme anlamına geldiğini vurguluyordu. (4 Ocak 2015) Ama aynı Esad, Rus uçağının düşürülmesinden sonra özellikle de geçtiğimiz Cenevre toplantısından sonra federal bir Suriye'ye sıcak bakmaya, bu doğrultuda açıklamalar yapmaya başladı.
Rusya'nın da, uçağı düşürülene kadar kendisinin hava operasyonları, Esad'ın da kara harekatı ile Suriye'nin tamamını terörden arındırma niyeti ve hedefi vardı ama uçak düşürüldükten sonra ABD'nin Suriye'deki müttefiki olan Barzanileşmiş PYD'ye göz yumduğunu, hatta belirli bir sınırda anlaşıldığını görmekteyiz.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Riabkov'un geçen hafta Pazartesi günü federalizm dahil, Suriyelilerin bir uzlaşısını destekleyeceklerini açıklaması tesadüf değildir.
Bütün bu gelişmeleri fırsat bilen Yahudi Barzani ise uzun süren sessizliğini bozdu ve Suriye'deki Kürt gruplara "federalizm" çağrısında bulunarak Suriye için gerçek niyetini açığa çıkardı. Birkaç gün önce Barzani'nin ofisinden yapılan açıklamada, "Suriye'de federal bir yapının desteklendiği, bu sistemin oluşması için tüm grupların siyasi bir mutabakat içinde olması gerektiği" belirtilerek, Suriye'deki tüm Kürt gruplara, "Tek tavır ve ortak bir sesle federalizm konusunda ısrarcı olun" çağrısında bulunuldu.
Barzani'ye ne oluyor diyebilirsiniz, Prof. Dr. Haydar Baş'ın tespit ettiği gibi Kobani süreci, Suriye'nin kuzeyinin ve buradaki tüm Kürt grupların Barzani'nin kontrolüne girdiği süreçtir. Yani Barzani, Büyük İsrail hedefli olarak kendisi için hazırlanan bir coğrafya hakkında çağrıda bulunuyor.
Velhasıl, fiili olarak bölünen Suriye'nin kuzeyi, tüm tarafların bir şekilde kabulüyle maalesef resmi olarak da bölünüyor. Tabii ki bu süreçte, görünüşte PYD düşmanlığı yapan AKP siyasetinin Rus uçağını düşürmesiyle verdikleri katkı oldukça önemli?
Şimdi sıra Türkiye'de? Suriye'de 5 yıldır yaşananlar Türkiye'nin güneydoğusuna; güneydoğuda yıllardır yaşanan terör tablosu da İstanbul'a, Ankara'ya, ülkenin batısına taşındı. Esasen Türkiye, Rus uçağını düşürerek, en büyük darbeyi de kendine vurmuş oldu.
Terör bataklığı içinde debelenen Türkiye, IŞİD'le mücadele adı altında üslerimize yerleşen yabancı güçlerle, mülteci krizi bahanesiyle kara sularımıza yerleşen NATO ve sınırlarımıza yerleşen Frontex ile tam bir kuşatma altındadır. 
Ülkemizde ve coğrafyamızda yaşanan bu zifiri karanlık tabloyu dağıtacak tek anahtar Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Daha büyük bedeller ödemeden milletimizin yanlıştan dönüp tek çözüm sahibi ile buluşması ve O'na fırsat vermesi gerekmektedir. Yoksa elimizdekileri kaybettikten sonra ah vah etmenin hiçbir anlamı yok.