Müslümanların dini, imanı, vatanı üzerine oynanan oyunların ardı arkası kesilmiyor. Tarihsel süreç içerisinde bu topraklarda kimlerin gözü olduğu (her ne kadar şimdi kadim dost ilan edilseler de) aşikardır. Bunun yanında milletin dini ve bu dinin ispatı olan iman ve amel boyutunda da oynanan oyunlar da aşikar. Gün geçmiyor ki, iman veya amel konusunda yeni icatlar (!) ortaya atılmasın. Milletin imanı üzerine hesapları olan şahıslar bizim içimizde yaşıyor. Adı bizden, dili bizden, kıyafeti bizden vs. Ya gönlü?! Peygamber efendimiz (sav) bizler için en çok deccal fitnesinden korktuğunu ifade ediyor. Ümmetinin bölük bölük Hıristiyanlığa geçeceğini ama kendilerini Müslüman sanacağını, beyan ediyor. Yine, camilerin dolup taşacağını ama içlerinde bir tane bile Müslüman-Mümin olmayacağını, söylüyor. Kişinin Müslüman sabahlayıp, kafir olarak akşamlayacağını veya kafir olarak akşamlayıp, Müslüman olarak sabahlayacağını, söylüyor. Bizler peygamberimizin (sav) bu uyarılarını iyi düşünmeliyiz. Çünkü o hevasından konuşmaz, onun konuştuğu vahiy iledir. Şimdi, Hıristiyan olacak ama kendini Müslüman zannedecek, bu nasıl olur? Camiler dolu. Herkes namaz kılıyor. Ama ortada Müslüman yok. Bunun anlamı ne? Kafir akşamlayıp, Müslüman sabahlamaktan veya tam tersi ne kastediliyor? İşte bu soruları ehline sorup, cevaplarını acil bulmamız gerekiyor. Çünkü imanımız tehlikede olabilir? Bu konuda İmam-ı Ali (k.v) buyuruyor ki; "Bir zaman gelir ki, insanlara İslamiyetten ancak bir isim kalır. Mesela yalnız adı Müslümandır. Başka hiçbir ibadet ve taat bilmez. Kur'an'ın resmi kalır. Manasını bilen ve amel eden kalmaz. Mescitlerini tamir ederler, fakat içlerinde Zikrullah yapılmadığından manen haraptırlar. İşte o zaman ehlinin şerlileri zahir ulemasıdır. Fitne bunlardan çıkar ve yine bunlara döner." (Prof. Dr. Haydar Baş İslamda Zikir sh:179)Bugün toplumumuzda hani derler ya, "ağzı olan konuşuyor." Hele konu din olunca herkes mezhep imamı (!) kesiliyor, fetvalar, görüşler havada uçuşuyor. İmam Gazali hazretleri diyor ki; Halktan birinin din hakkında konuşması, onun zina ve hırsızlık yapmasından daha tehlikelidir. Çünkü bilmediği yerden küfre düşer, farkında olmaz, öylece ölür, gider. Genel anlamda da her Müslümanın, toplumun önüne, din adına çıkan, konuşan, görüş ortaya koyan (ilahiyatçı olsun, siyasetçi olsun) kişileri, grupları, cemaatleri çok iyi etüt etmesi gerekir. Maddi çıkarlar veya kendi düşüncesine uygun diye bir kişinin, kurumun, cemaatin peşinden giden, destek verenler yukarıda Peygamber Efendimizin (sav) uyardığı duruma düşer, kendilerini Müslüman zannederler ama?Hatırlarsanız birileri Cuma namazını tartışıyordu bir zamanlar. Türkiye İslam ülkesi değilmiş, Cuma kılınmazmış. Şimdi onlar kilise açma yarışındalar. Yılların derin yapılanması sonucu oluşturulan diyalog süreci tam bir ateş çemberi. Peygamber Efendimizi tasdik etmeden de Müslüman olunabileceği, yahudi ve Hıristiyanların da cennete gidebileceği, ehli kitap ile amentüde ittifakımız olduğu (!) vs. Kur'an'a, sünnete aykırı, hiçbir mezhebin kabul etmediği fikir ve görüşler süslü söylemlerle milletin önüne konuluyor. Bir başkaları da milleti amelde zafiyete düşürmeye çalışıyor. Malum bu günlerde yaşanan teravih namazı tartışması. Ülkede "gettolar" oluşturulması, Azrail diye bir meleğin olmadığı, İsa'nın (a.s) gelmeyeceği vs. konularda milletin imanına dinamit döşüyorlar. Eğer onlara itimat eder, meyledersek o dinamiti kendi elimizle ateşleyip, kendi kendimizi helak etmiş oluruz. Şu soruyu hep yanımızda bulunduralım; Allah'ın gönderdiği, Resulünün yaşayıp, tebliğ ettiği din ortada. Ebu Hanife'si, İmam-ı Şafi'si, Ahmet b. Hanbel'i, İmam Malik'i, Buhari'si, Müslim'i yani yüzyıllardır gelmiş, geçmiş İslam uleması, Allah dostları bu dini anlamadılar da bunlar mı anladı? Siz Ebu Hanife'ye mi itimat ediyorsunuz, yoksa okyanusun ötesindeki vaize mi? İmam Şafi'ye mi güveniyorsunuz yoksa tv ekranlarında, süslü mankenlerin önünde islamı anlatan sözde din aydınlarına mı?Müslüman olarak hepimizin görevleri vardır. Çünkü; "?Biz, inandık derken bir iddiada bulunuyoruz? Allah (c.c) vardır, melekler vardır, peygamberleri vardır, kitapları vardır, hayır ve şer Allah'tandır. Bütün bunları söylerken bizim bir iddiamız olmuş oluyor. İşte bu iddianın ispatı da ibadetlerimiz olmuş oluyor?" (Prof. Dr. Haydar Baş Hikmetin Sırları sh:48)"İnandım, diyen Müslüman, Müslümandır. Ama kendisini de ciddi yanlışlardan, tehlikelerden koruması gerekiyor. Bu tehlikelerden koruması için ne lazım? Furkan sahibi olması lazım, yani hikmet sahibi olması lazım. Yanlışı doğrudan ayırması, yani Allah'ın(c.c) muradını anlaması lazım. Bunu kavrayamadığın zaman birisi gelir, sana süslü tabakta zehiri ikram eder, sende Allah Allah ne kadar mükemmel yemek dersin, yersin, ölüp gidersin?" (Hikmetin Sırları sh:161)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Komisyon süresi neden uzatıldı? / 27.12.2025
- Toplum önüne geçenler neden illegal yollara kayar? / 26.12.2025
- Kimin hedefindeyiz? / 25.12.2025
- Saadettin Saran, Rümeysa, Nedim Şener ve diğerleri / 24.12.2025
- Raporlar DEM’i bozdu / 22.12.2025
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025
- 2026 bütçesinin Türkçe meali: ‘Halktan alıp zengine veriyoruz’ / 18.12.2025
- Bölücülerin sözlerine Devlet Bahçeli imzayı da attı / 16.12.2025
- Toplum önüne geçenler neden illegal yollara kayar? / 26.12.2025
- Kimin hedefindeyiz? / 25.12.2025
- Saadettin Saran, Rümeysa, Nedim Şener ve diğerleri / 24.12.2025
- Raporlar DEM’i bozdu / 22.12.2025
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025
- 2026 bütçesinin Türkçe meali: ‘Halktan alıp zengine veriyoruz’ / 18.12.2025
- Bölücülerin sözlerine Devlet Bahçeli imzayı da attı / 16.12.2025





























































































