Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun, Susurluk Davası'nda 8. Ceza Dairesi'nin, 'eksik soruşturma'gerekçesiyle verdiği bozma kararına yaptığı itirazı, önümüzdeki hafta ele alacak. Yargıtay Birinci Başkanvekili Mater Kaban'ın başkanlığında toplanıyor. Genel Kurul'a başkan hariç 11 ceza dairesinden en az 22 üye katılıyor. Bu sayı daha fazla da olabiliyor. Yargıtay Kanunu'na göre ilk görüşmede itirazın kabulü veya reddi için katılan üyelerin en az üçte ikisinin, bu çoğunluk sağlanamazsa ikinci görüşmede katılan üyelerin salt çoğunluğunun oyu aranacak.
Ne tür kararlar çıkabilir?
Genel Kurul, Başsavcı'nın itirazını kabul ederse, dosya temyiz istemini esastan sonuçlandırmak üzere yine Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne gönderilecek. Daire, İstanbul 6 No'lu DGM'nin verdiği hükmü onarsa, sanıkların olağanüstü kanun yolu olarak bilinen 'karar düzeltme' isteminde bulunma hakları var. Ancak bu istemin öncelikle daha önce cezanın onanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kabul edilmesi gerekiyor.
8. Ceza Dairesi'nin, DGM'nin kararını esastan bozması ya da Genel Kurul'un itirazı reddetmesi halinde veya DGM Yasası'nda yapılan değişikliğin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanması durumunda, davaya İstanbul'da ağır ceza mahkemesinde devam edilecek.
İtiraz neydi?
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 14 sanıklı Susurluk Davası'nı "eksik soruşturma" gerekçesiyle oy birliği ile bozmuştu. Daire, eksik soruşturma olarak "bazı sanıkların gizli celse istemleri konusunda bir karar verilmemesini ve Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesine ilişkin dava sürecine ilişkin bilgi alınmamasını" göstermişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu karara itiraz etmişti. Kanadoğlu, bu davanın, kazanın meydana geldiği ilçenin adıyla özdeşleşerek "Susurluk Davası" adıyla kamuoyuna mal olduğuna, Türkiye'nin "temiz toplum" özleminin simgesi haline geldiğine dikkati çekmişti. Başsavcı Kanadoğlu, duruşmaların aleniyetinin sanıkların güvencesini sağlayan bir ilke olduğunu, duruşmaların aleniyetinin "asıl", yaş durumu dışında gizliliğin "istisna" olduğunu vurgulamıştı. "Gizliliğin ihlali" gibi bir kavramın Ceza Usul Hukuku'nda bulunmadığına işaret eden Kanadoğlu, "Yüksek Daire'nin bozma ilamına dayanak yaptığı 'savunma hakkı' ve 'olayların aydınlanması' ölçütlerine göre gizlilik kararı verilmesi kanunen mümkün değildir" demişti.
Ne tür kararlar çıkabilir?
Genel Kurul, Başsavcı'nın itirazını kabul ederse, dosya temyiz istemini esastan sonuçlandırmak üzere yine Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne gönderilecek. Daire, İstanbul 6 No'lu DGM'nin verdiği hükmü onarsa, sanıkların olağanüstü kanun yolu olarak bilinen 'karar düzeltme' isteminde bulunma hakları var. Ancak bu istemin öncelikle daha önce cezanın onanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca kabul edilmesi gerekiyor.
8. Ceza Dairesi'nin, DGM'nin kararını esastan bozması ya da Genel Kurul'un itirazı reddetmesi halinde veya DGM Yasası'nda yapılan değişikliğin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanması durumunda, davaya İstanbul'da ağır ceza mahkemesinde devam edilecek.
İtiraz neydi?
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 14 sanıklı Susurluk Davası'nı "eksik soruşturma" gerekçesiyle oy birliği ile bozmuştu. Daire, eksik soruşturma olarak "bazı sanıkların gizli celse istemleri konusunda bir karar verilmemesini ve Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesine ilişkin dava sürecine ilişkin bilgi alınmamasını" göstermişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bu karara itiraz etmişti. Kanadoğlu, bu davanın, kazanın meydana geldiği ilçenin adıyla özdeşleşerek "Susurluk Davası" adıyla kamuoyuna mal olduğuna, Türkiye'nin "temiz toplum" özleminin simgesi haline geldiğine dikkati çekmişti. Başsavcı Kanadoğlu, duruşmaların aleniyetinin sanıkların güvencesini sağlayan bir ilke olduğunu, duruşmaların aleniyetinin "asıl", yaş durumu dışında gizliliğin "istisna" olduğunu vurgulamıştı. "Gizliliğin ihlali" gibi bir kavramın Ceza Usul Hukuku'nda bulunmadığına işaret eden Kanadoğlu, "Yüksek Daire'nin bozma ilamına dayanak yaptığı 'savunma hakkı' ve 'olayların aydınlanması' ölçütlerine göre gizlilik kararı verilmesi kanunen mümkün değildir" demişti.