logo
20 NİSAN 2024

Tarihe açık mektup...

19.07.2016 00:00:00
Ey Türk Oğlu!
Zaman hızlı, hayat acımasız!
En sıkıntılı ânlarımızı güzelleştirmek için çırpınan romantizm fert olarak; idealizm, grup olarak zamana çerez mi oluyor, tarihe meze mi?
Tarih kalburu ayırmaya, zaman eleği elemeye devam ediyor! Elenen ince mi zayıf, kalburüstü kaba mı güçlü, belli değil... Elenen de işe yarıyor, kalburüstü kalan da!
Bazen dostları tesellî diye kendimi tesellî ederken; tarih ve zamanın elemeye devam ettiğini ve kalburüstü kaç kişi kalırsak o kadar olacağımızı söylerim ama tek başıma kaldığımda, kartalca zirvede olmanın keyfini inkâr edemem!
Ey Türk Oğlu!
Eğer sağ olsalardı, bu sözlerimin muhatabı dostlarım olacaktı! Çünkü yaklaşık elli yıl, kimseye söyleyemediklerimin tek sır kutusu, tek dipsiz kuyusu, o Rahmetlilerdi!
O kadar çok arkadaş yitirdim ki!
O kadar çok sevdiğimi uğurlayarak ağladım ki! Ağlamalı mı, yoksa gidenler adına sevinmeli miyim onu da bilmiyorum!
Artık her uğurladığımdan sonra; "Bir daha kimseye ağlamayacağım!" diye kendime söz veriyorum ama her seferinde bir öncekinden daha şiddetli ağlıyorum!
Galiba gittikçe yalnızlaşıyor, yalnızlaştıkça geriliyor ve öfkelendikçe susmama şaşıyorum!
Artık ne kimsenin beni kandırdığını zannetmesine, ne de kimseyi benim gibi düşünmeye yönlendirmeye dayanamıyorum! 
Menzîle hızla yaklaştığımı biliyorum!
Sağlık anlamında bir şikâyetim yok Elhamdülillah! Madden; "Alışkın dert, öldürmüyor" bağışıklığı ile geçinip gidiyoruz şükrolsun! 
Okuyoruz ve okunuyoruz hamd ü senâlar olsun...
Gençliğimde zirve zannettiğim yerlerin, ne kadar sıradan ve ne kadar basit olduğunu gördükçe hayretime hayret ediyorum!
Harîslerin; zirveye yaklaştıkça yalnızlaşmalarını ve yalnızlıklarını fark ettikçe şımarıp psikopatlaştıklarını, sonra korkuyla güç gösterisi zannederek nasıl zalimleştiklerini, o kadar net görüyorum ki! 
Kervânda olduğum için hedefe?zirveye yaklaştıkça kervanı rahatsız edenlerden kurtulmanın yollarını arıyorum!
İki ucu pis bir değnekle cambazlığa mecbûr hissediyorum kendimi!
Dönmem mümkün değil sanıyordum! Dönecek olsam; "dönek" iltifat sayılacaktı! Yanlışları göre göre, "Sürüden ayrılanı kurt kapar" ürkekliğiyle devâm etmem de mümkün değildi!
Gandi'nin; "Hiç kimsenin kirli ayaklarıyla beynimde dolaşmasına izin vermem!" isyânını yaşıyordum her ânımda!
İstiklal, bu kadar ucuz; hürriyet bu kadar kolay mıydı? Ucuz ve kolay olmasa hürriyet yalnızlığa saklanabilir miydi?
Mâdem hürriyet yalnızlıktaydı; bu kadar yıl neden, "toplumculuk" dedik? Neden ferdîliği horlayıp; cemiyetçiliği, cemaatçiliği, particiliği, teşkilatçılığı, bilmem neciliği tercih ederek korkulara maske taktık? 
Bilerek çoğul fiil kullanıyorum; aslında sorguladığım, yargıladığım sadece benim!
Ey Türk Oğlu!
Sevdiklerim öldüler!
İnandıklarım, adlarını hançeremi yırtarca sloganlaştırdıklarım da öldüler!
Beni; yalan, riyâ, mürâilik, takîyye ile maskeli bir dünyada yalnız bırakarak ölüp gidenler mi kalleş, yoksa ölmediğim?ölemediğim için ben mi korkağım? Oysa kaç kere ölümün üzerine üzerine saldırmıştım!
Ey Türk Oğlu!
Tanrım tanığımdır, ölüm değil ölmek umurumda değil! 
Emânete hiç hıyânet etmediğim gibi can emânetime de sâdık kaldım! Yaraladım, yaralandım! Dövdüm, dövüldüm! Hiç kaçmadım, kaçanı kovalamadım! Özel tedbîrlerim olmadı ama şükürler olsun sayrımadım da! Allah ta nasip etti ölmedim.
Yine Tanrı'm tanığımdır ki hayatım boyunca terk eden olmadım! Terk edenleri insafsızca sorgulamadım! Terk edenleri yanımda tutmayı başaramadığım için hep kendime kızdım, kendimi yargıladım! 
Kendimi çok zorladım! Kendimi çok hırpaladım!
Büyüklerimin; "Cehd çarık yırtar!" uyarısını; eyyâmcılık, gün kotarıcılık, kurnazlık sayıp içimden buğz ederek ciddiye almadım! Şimdi büyüklerimin öğütlerini, gençliğe aynen aktarmak istiyorum ama yüreğimin bir yanı razı değil! Çünkü bugün, dün değil!
Ey Türk Oğlu!
Dere kurumuşsa, teknolojik imkânlar kullanılarak tanker?tanker su taşınmazsa değirmen duracak! Değirmen durursa un olmayacak! Un olmazsa sonuç ma'lûm!
Yine büyüklerimiz; "Su mutlaka mecrâ'ını bulur. Su gelen yerden yine gelir ve dere yatağına ev yapılmaz!" derlerdi. 
Ama inancımın inadıyla kuru dere yatağına kovayla su taşıyarak değirmenin durmaması için ölesiye gayret ettim! Şimdi tankerler var, helikopterlerle su taşıma kolaylığı var! "Taşıma suyla değirmen dönmez" demişler ama değirmenin durmaması lâzım! 
Gençlerin bu "dere yatağını" ısrarla beklemeleri, dere yatağı ağzındaki değirmeni sahipsizliğe terk etmemeleri lâzım!
Ey Türk Oğlu!
Med?cezîrlerdeyim! Zor zannedilenlerin ne kadar kolay, ırak zannedilenlerin ne kadar yakın, pahalı zannedilenlerin ne kadar ucuz, dev zannedilenlerin ne kadar cüce olduklarını her gördüğümde mîdem bulanıyor!
Aynılarını Babam Rahmetli'den dinlemiştim! Kesinlikle aynılarını Babam, Rahmetli Dedem'den dinlemişti! Şimdi ben aynılarını oğullarıma söylememek için kendime işkence ediyorum!
Dedem Rahmetli ömrünü savaşlarda geçirmiş, Babam rahmetli ömrünü dinleyerek büyüdüğü savaşın kötülüğü tecrübeleriyle barış uğrunda harcamış ve ben; Dedemle Babamın uğraşlarının karışığı duygularla savaşmamak veya barış için savaş seçenekleri arasında ömür törpülüyorum! 
Öğrendiklerimle öfkeleniyor, aklıma saldırıyorum!
Mâdem ki; bu savaş denen olmazsa olmazı, Peygamberler bitirememiş neden sadece savaşmak için savaşmayalım? 
Mâdem ki; savaş, insanlığın yaratıldığı günden başlamış, devam ediyor, kıyâmete kadar da sürecek; o zaman neden en iyi savaşçı yine biz, Türk Milleti olmayalım? 
"En iyi müdafaa taarruzdur" tecrübemizi, neden başkaları kullansın? 
Amerika'nın Afganistan'a, Irak'a, Suriye'ye gelmesine neden izin verelim?
Vahşî doğada yaşayabilmenin tek şartı güçse ve dünyada insandan daha vahşînin olmadığını da tarihten öğrenmişsek; saygının korkuyla sağlanıp sevgiyle beslendiğini de biliyorsak; neden saygıya adâletle hükmederek sevgiye dönüşmesini sağlamayalım?
Türk Milleti'ni bu özelliklerle yaratan Allah'ın hükmüne direnmek îman mıdır?
Ey Türk Oğlu!
"Hiç kimse kimsesiz değil, herkesin var bir kimsesi,
Hiç kimsesiz kaldım medet Kimsesizler Kimsesi!" diye gücün zirvesinde yalnızlığını fark ederek Çalab'a sığınan, yardım dileyen Fatih'in yalnızlığındaki azâmeti, ne yaptık?
Demek ki; "Gök çadırımız, güneş sancağımız" diyecek güçteki Türk Milleti, yalnız kalmadığı müddetçe, güçler ve güçlüler arasındaki çekişmede güçsüzler ziyân olacaksa adâlet için Türk'ten başka güce ve güçlülere baş eğdirmek, diz çöktürmek en akıllı iş değil midir?
Bir rivâyette; "Fahr?i Kâinat aynen şöyle buyurdular: Kendi halinde, avının üstüne atlamak için pusuda bir arslan gibi bekleyip duran toplum üzerine varmayınız! Onları harbe kışkırtmayınız! Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız." (el?Hamevi, Mucem'ül Büldân, II. s. 23 ? Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler? s. 176) ve benzer sayısız hadisle övülen, saygı duyulması Peygamber(s.a.a.) tarafından öğütlenen bir milletin ahfâdı olarak neden korkaklığın adını, içeride demokratlık, dışarıda diplomatlık ederiz?
Ey Türk Oğlu!
Ailesine?çocuklarına sahip bir baba, sülâlesine şiddetle bağlı bir kişi, aşîretine ölesiye sâdık bir fert, milletine tarifsiz sevdâlı bir fedâi olarak; milletçi, hür akıllı mütedeyyin bir Türk olarak, en kalıcı barış için en şiddetli savaşa razıyım!
Savaşmadan barışın gelmeyeceğini gördüm! İnancım ve îmanım yasakladığı için, intihâr saldırısını rüyamda görsem kızdım!
Kendi haline bırakılırsa teb'a avâmın, güce teslîm davranışıyla ve oy denilen oyalamacayla Meclis'te sağlanan haramzâde çoğunluktan, ancak aynı yolla kurtulmanın mümkün olacağına inandım!
Kendime; "Dur?yeter!" demesem daha çok yazacaktım!
Lütfen bunu da, tekrârı olursa onu da, hücresindeki bir idam mahkûmunun korkularına kafa tutmak için îmanına sığınarak söylediği, teselli türkülerinden sayın! 
Allah aşkına sevgiye sevda ile saldırın!...
"TÜRK MİLLETİNİ SEVMEK VÂCİPTİR." (Prof. Dr. Zekeriya KİTAPÇI)
Selâm, sevgi, dua...
 
Mustafa Aslan / diğer yazıları
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.