Irak'ın yeni lideri Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (IKYB) Lideri Celal Talabani oldu.
275 sandalyeli Irak Ulusal(!)meclisinde yapılan seçimleri Saddam Hüseyin de izledi.
Hücresine konan televizyondan Talabani'nin görüntülerine Saddam nasıl bir yorum getirdi bilemeyiz; ama Türkiye kendisini ilk kutlayan ülkelerden oldu.
Irak'ın tarihinde ilk kez bir Kürt politikacı en üst düzey görev alırken bu görevlendirmeye diğer etnik unsurların nasıl bir tavır sergileyeceğini ileriki günlerdeki gelişmeler gösterecek.
Rakipsiz şekilde oylamaya sunulan meclis seçiminde Sünni lider Gazi El Yaver ve Şii temsilci Adil Abdülmehdi de Talabani'nin yardımcılığına getirildiler.
Irak seçimlerinden 75 sandalye kazanmış olan Kürtler'e Amerika'nın verdiği destek ile Kürtler'inişgal esnasında Amerika'ya vermiş oldukları lojistik desteğin çarpışma noktasından yeni bir hükümet çıkarılmış oldu.
Önümüzdeki hafta yeni bir meclis oylamayla Şii İttifak lideri Caferi başbakan olacak/yapılacak.
Türkiye'nin kırmızı çizgileri arasında gidip gelen peşmergelerin Irak'ta etkinlik kazanması karşısında uzun bir süreçte Türkmenler'den yana ağırlık koyan Türkiye'nin, bu son ve yeni süreçte takip edeceği rol önemli olacak.
Kerkük merkezli Kuzey Irak'ta Barzani de devlet arayışlarını tırmandırırsa ne olacak?
Sünniler ve Türkmenler orta vadede Irak'ın ulusal yapısından dışlanmaya başlanırsa Türk siyasiler nasıl bir yaklaşım sergileyecekler?
Ankara, Talabani ile iyi ve ikili ilişkiler yeniden filizlendirilecek mi yoksa ona peşmerge sıfatı kullanmaya devam ederek ikiyüzlü kararları karşısında set mi örecek?
Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan nasıl bir protokolle Irak'ta ağırlanacak ve Talabani Türkiye'de hangi beklentiler ve diplomatik kurallarla muhatap olacak?
Bu soruların oturulup tekrardan düşünülmesi ve Irak'ın ulusal kimliğinin muhafaza edilip, etnik dokusunun yıpratılmadan daha temel ve sağlam politik kurgular yapılması ikili ilişkilerin başlangıcı için bir eşik olacak.
Talabani Irak meclisinde yaptığı konuşmada ulusalcı bir politika takip edeceklerini ve her kesimi kucaklayacaklarını söylemeyi ihmal etmedi. Bu açıklamalar sonrasında Irak'a komşu ülkelere de seslenen Talabani sınırdaki askeri sızmalara karşı tedbir alınmasını yineledi.
Talabani Irak genelinde sözü geçen bir konuma yükselirken düşman kardeşi(!) Barzani de Kuzey Irak'ta siyasal arayışlara girişecek mi?
Bu noktada Talabani'nin konuşmalarının anlam kazanabilmesi ve samimiyetinin testi için Barzani'nin eylemlerine karşı takınacağı tavır öncelik arzediyor.
Devrik Lider Saddam ya da Yeni Lider Talabani Irak eskisinden daha Amerikancı bir çizgiye çekilirken Türkiye'nin ulusalcı kimliğini muhafaza ederek, hem Irak'ın ulusal kimliğini korumak hem de bölgedeki ülkelere öncülük etmek mecburiyetinde.
Yunanistan Amerika için Balkanlar'da en iyi dost ise Türkiye de Arap dünyası ve Ortadoğu coğrafyası için vazgeçilmez bir avantaj.
Bu avantajın bilincinde ve sorumluluğunda olmak Türkiye'nin atacağı önemli adımlardan.
Verdiği mücadeleden ve uyguladığı politikalardan dolayı Talabani'nin iyi irdelenmesi ve gerekli dersler çıkarılması gerek.
Yıllardan beri kafasına koyduğu hedeften şaşmadan ve verdiği mücadelede yılmadan pragmatik ataklarla Irak'ın başına geçen Talabani'yi tebrik etmek gerekmez mi?
Hedefini şaşıranlar, mücadelesini satanlar utansın. Irak ve Iraklı'nın barış isteği unutulmamak koşuluyla,
Oluk oluk akan kanın durdurulması temennisiyle
Tebrikler Talabani...
275 sandalyeli Irak Ulusal(!)meclisinde yapılan seçimleri Saddam Hüseyin de izledi.
Hücresine konan televizyondan Talabani'nin görüntülerine Saddam nasıl bir yorum getirdi bilemeyiz; ama Türkiye kendisini ilk kutlayan ülkelerden oldu.
Irak'ın tarihinde ilk kez bir Kürt politikacı en üst düzey görev alırken bu görevlendirmeye diğer etnik unsurların nasıl bir tavır sergileyeceğini ileriki günlerdeki gelişmeler gösterecek.
Rakipsiz şekilde oylamaya sunulan meclis seçiminde Sünni lider Gazi El Yaver ve Şii temsilci Adil Abdülmehdi de Talabani'nin yardımcılığına getirildiler.
Irak seçimlerinden 75 sandalye kazanmış olan Kürtler'e Amerika'nın verdiği destek ile Kürtler'inişgal esnasında Amerika'ya vermiş oldukları lojistik desteğin çarpışma noktasından yeni bir hükümet çıkarılmış oldu.
Önümüzdeki hafta yeni bir meclis oylamayla Şii İttifak lideri Caferi başbakan olacak/yapılacak.
Türkiye'nin kırmızı çizgileri arasında gidip gelen peşmergelerin Irak'ta etkinlik kazanması karşısında uzun bir süreçte Türkmenler'den yana ağırlık koyan Türkiye'nin, bu son ve yeni süreçte takip edeceği rol önemli olacak.
Kerkük merkezli Kuzey Irak'ta Barzani de devlet arayışlarını tırmandırırsa ne olacak?
Sünniler ve Türkmenler orta vadede Irak'ın ulusal yapısından dışlanmaya başlanırsa Türk siyasiler nasıl bir yaklaşım sergileyecekler?
Ankara, Talabani ile iyi ve ikili ilişkiler yeniden filizlendirilecek mi yoksa ona peşmerge sıfatı kullanmaya devam ederek ikiyüzlü kararları karşısında set mi örecek?
Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan nasıl bir protokolle Irak'ta ağırlanacak ve Talabani Türkiye'de hangi beklentiler ve diplomatik kurallarla muhatap olacak?
Bu soruların oturulup tekrardan düşünülmesi ve Irak'ın ulusal kimliğinin muhafaza edilip, etnik dokusunun yıpratılmadan daha temel ve sağlam politik kurgular yapılması ikili ilişkilerin başlangıcı için bir eşik olacak.
Talabani Irak meclisinde yaptığı konuşmada ulusalcı bir politika takip edeceklerini ve her kesimi kucaklayacaklarını söylemeyi ihmal etmedi. Bu açıklamalar sonrasında Irak'a komşu ülkelere de seslenen Talabani sınırdaki askeri sızmalara karşı tedbir alınmasını yineledi.
Talabani Irak genelinde sözü geçen bir konuma yükselirken düşman kardeşi(!) Barzani de Kuzey Irak'ta siyasal arayışlara girişecek mi?
Bu noktada Talabani'nin konuşmalarının anlam kazanabilmesi ve samimiyetinin testi için Barzani'nin eylemlerine karşı takınacağı tavır öncelik arzediyor.
Devrik Lider Saddam ya da Yeni Lider Talabani Irak eskisinden daha Amerikancı bir çizgiye çekilirken Türkiye'nin ulusalcı kimliğini muhafaza ederek, hem Irak'ın ulusal kimliğini korumak hem de bölgedeki ülkelere öncülük etmek mecburiyetinde.
Yunanistan Amerika için Balkanlar'da en iyi dost ise Türkiye de Arap dünyası ve Ortadoğu coğrafyası için vazgeçilmez bir avantaj.
Bu avantajın bilincinde ve sorumluluğunda olmak Türkiye'nin atacağı önemli adımlardan.
Verdiği mücadeleden ve uyguladığı politikalardan dolayı Talabani'nin iyi irdelenmesi ve gerekli dersler çıkarılması gerek.
Yıllardan beri kafasına koyduğu hedeften şaşmadan ve verdiği mücadelede yılmadan pragmatik ataklarla Irak'ın başına geçen Talabani'yi tebrik etmek gerekmez mi?
Hedefini şaşıranlar, mücadelesini satanlar utansın. Irak ve Iraklı'nın barış isteği unutulmamak koşuluyla,
Oluk oluk akan kanın durdurulması temennisiyle
Tebrikler Talabani...
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005