logo
06 MAYIS 2024

Tek ümit BTP

08.07.2007 00:00:00
BTP seçim beyannamesi milletin gönlünü rahatlattı. BTP seçim beyannamesi, iş-aş ve terör problemine getirdiği ilmi ve tutarlı çözümlerle milletimize umut verdi

Diğer partilerin seçim beyannamelerinin aksine BTP seçim beyannamesi, Türk milletini kucaklayan ve Türkiye'nin en temel problemlerinden olan terör ve ekonomi konusunda ilmi ve tutarlı proje ve çözümler sunan tek beyanname. Bağımsız Türkiye Partisi Seçim beyannamesinin bazı bölümleri şöyle:BTP, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak olan 23.Dönem Milletvekili Genel Seçimleri münasebetiyle Yüce Milletimizin önüne güçlü, ilmi ve tutarlı bir seçim beyannamesi ile çıkarak; bütün partilerden farklı ve insanımızın tek ümidi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu beyanname, BTP'nin güçlü programından ve BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın 3 tane uluslararası bilimsel kongreye konu olan "Milli Ekonomi Modeli" ve bu modelin uygulamasına dönük "Sosyal Devlet-Milli Devlet" tezinden kaynaklanmaktadır.İlmi ve tutarlı projeleri olan tek parti BTP BTP, devlet ve milletimizi ilgilendiren temel meseleleri teşhis ve tespitle yetinmeyip, bunların çözümlerine kadar bütün hususlarda ilmi ve tutarlı "icraat projeleri" ortaya koymakta ve söz konusu projelere de kaynak göstermektedir. Hatta projeleri, hukuki belge anlamında yazılı - imzalı taahhütnamelerle kamuoyuna sunmaktadır. Bu, Türk ve dünya siyasi tarihinde bir "ilk"tir.BTP, kuruluş gayesi ve üstlendiği tarihi görev itibariyle; her yönden kuşatılan, yıkılış - çöküş ve tasfiye sürecine sokulan Yüce Türk Milleti'ni ve demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni, sürüklendiği bu badireden kurtararak, yeniden Kuva-yı Milliye ruhu ile ayağa kaldırma harekatıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin, tam bağımsızlığını, ulusal egemenliğini, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletimizin "üniter yapısı"nı koruyarak yaşaması için, sosyal hukuk devletinin gerçek anlamda hayata geçirilmesi, milli birlik ve bütünlüğün korunarak devlet - millet, asker - sivil kaynaşması ile bölgesinde ve dünyada güçlü bir Türk devleti otoritesinin ikame edilmesi, Anayasa ve ilgili yasalar çerçevesinde Bağımsız Türkiye Partisi'nin gayesi ve hedefini teşkil etmektedir.Seçime iki parti giriyorBu gaye ve hedef doğrultusunda BTP, "Ne AB, ne ABD ve ne IMF; tek çözüm Bağımsız Türkiye" sloganını reel ve bilimsel temele oturtarak, dış güdümlü - mandacı zihniyetli hiçbir partiye benzemediği ortaya koymaktadır. Bu bağlamda seçime giren - girmeyen partiler, esasta ikiye ayrılır.1 - Milli Duruş sahibi olan, milli modeli bulunan, proje - plan ve kaynak ortaya koyan BTP.2 - Milli projelerden ve yerli çözümlerden mahrum olmaları sebebiyle bir şekilde AB, ABD, IMF ve sair küresel güçlerin güdümüne dayanan ve onların inisiyatif alanından kurtulamayan diğer partiler?Asıl mağdur Türk milletiİktidar partisi AKP'nin, yüce Türk milletini felakete sürükleyen 4,5 yıllık icraatı, baştan başa sömürü, peşkeş ve teslimiyet ifade eden karnesi ortadayken; bazı toplum mühendisleri, hala laik/anti-laik oyunları ile AKP'yi mağdur rolüne sokarak tekrar sömürü ve ecnebiye teslimiyet çarkının başına geçirmeye çalışmakta, diğer benzer zihniyetli partiler de ona çanak tutmaktadırlar. Burada asıl mağdur, Türk milletinin kendisidir.Milletimiz, bu mağduriyet tiyatrosunu daha önce de görmüştü; ancak 4.5 yıllık AKP iktidarında yaşadığı acı ve ağır tecrübeyle yüce milletimiz bu oyunu bozacaktır.                                                                                                                                                                       Terör ve ekonomi başlıca sorunlarBugün Türkiye'mizin önünde birkaç ciddi ve acil problem vardır. Yıllardan beri devam edegelen kanlı terör ve terör odaklarının siyasallaştırılması gayretleri, devletimizin üniter yapısının tartışmaya açılması, çökertilen ekonomiyle ortaya çıkan fakirlik ve yoksulluk, devlet-millet bütünlüğü bağlamında oluşturulmaya çalışılan uçurum ve Türk Devletinin küresel güçlere bağımlı ve terörü destekleyen devletlerle tek taraflı stratejik ortak hale getirilmesi, bunlardan birkaçıdır. AKP iktidarı döneminde azan terör sebebiyle can, mal, din ve vicdan emniyeti tehdit altındadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin "üniter devlet yapısı" yok olmanın eşiğine getirilmiştir. Yine AKP iktidarı döneminde Türk milletinin tarihten günümüze inana-geldiği Yüce Dinimiz ve milli kültürümüz, Vatikan menşeli projeler ve Lozan Anlaşmasını delik-deşik eden icraatlarla tahrip ve tahrif edilmiştir. Tek muhalefet BTPAB'ye uyum gerekçesi ile 500 yasa çıkaran AKP iktidarı, milletin hiçbir derdine derman olmamış, olamamıştır.AKP'nin çıkardığı "MADEN KANUNU" sonrası 2 yılda verilen ruhsat sayısı 18.906'dır. 18 Ocak 2007'de çıkarılan ve yasalaşma süreci tartışmalı geçen "Petrol Kanunu"nda devlet payı % 2 ve hatta ihracat ve ithalat düzenlemeleri ile % sıfıra düşürülmüştür.İşte bunlar AKP'nin karnesinden sadece birkaç örnektir. AKP'nin günah galerisini saymaya kalkarsak, yüzlerce dosya ve binlerce sayfa yazmamız lazım gelir. AKP'nin bu vahim icraatları karşısında maalesef, BTP'den başka, gerçek ve milli duruş sahibi bir muhalefet ortaya koyan da olmamıştır. AKP adeta meydanı boş bulmuştur. Çözümün tek adresi BTPBTP'nin projeleriyle, top yekün Türk milleti ayağa kalkacak, Türk devleti ayağa kalkacaktır.BTP, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projeleriyle, "Gökkubbe çadırım, güneş bayrağımdır" diyen Oğuz Kağan'ın ufku ile "Yurtta sulh, cihanda sulh?" ve "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık karakterini ve barış idealini bütünleştirerek, kainat çapında bir Türk devleti ve kainat çapında bir Türk milleti ortaya çıkartacaktır.Terörü bir tek BTP çözerTürk devleti ve Türk milletinin birinci ve ana meselesi PKK terörü ile  onu besleyip destekleyen küresel güçler ve  Türkiye'nin stratejik ortağı gibi görünen devletler meselesidir. Terör meselesi, acilen ve mutlaka halledilmelidir.?Terörün olduğu yerde, can, mal, namus, din ve vicdan tehdit altında olduğu gibi, seçim güvenliği de çok ciddi riskler altındadır.?AKP iktidarının verdiği politik sinyallerden de anlaşılacağı üzere terörü halletme gibi niyeti olmadığı gibi, bir çözüm projesi ve tedbiri de yoktur.?Türkiye'ye yönelik terör dış kaynaklı olup, hedefi Türk devleti ve Türk milletini bölüp - parçalamaktır.PKK terörünün bu noktaya gelmesinin en önemli sebebi, sıfır terör ile iktidarı devralan AKP hükümetinin ortaya koyduğu ABD ve AB merkezli politikalardır. Son dört yılda çıkartılan yasalar, PKK terörünün ve ona destek çıkan devletlerin ekmeğine yağ sürmüştür. AB'ye uyum adı altında Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, güvenlik güçlerimizin eli-kolu bağlanmış ve yetkileri daraltılmış, Türk askerinin operasyonel gücü kırılmış ve kısıtlanmıştır."Mesele terör meselesi değildir", "Bu olayları demokratik yöntemlerle çözeceğiz" ve "Terörü masa başında halledeceğiz" sözleriyle Türk milletini hayal kırıklığına uğratan Başbakan R. T. Erdoğan'ın bu söylemleri, teröre, siyasi bir meşruiyet mantığı ile bakıldığının göstergesidir.Terörü muhatap aldılarAKP hükümetinin, stratejik ortağı ABD'nin güdümüyle ortaya koyduğu ve birkaç ay sonra iflas eden Koordinatörlük Kurumu, PKK'nın meşru bir muhatap olarak görüldüğünün göstergesidir.AKP hükümeti, birinci vazifesi Türk devleti ve milletinin güvenliğini sağlamak olan Türk ordusuna ve Genelkurmay Başkanlığı'na gereken ve talep edilen desteği vermemiş, ayak sürümüştür. AKP hükümeti, terör bataklığı halindeki Kuzey Irak'a Türk ordusunun müdahalesi taleplerine karşı ABD Dışişleri Bakanlığı ile ortak ağız kullanmıştır.AKP hükümeti, terör bataklığının destekçileri ve besleyicileri olan Barzani ve perde arkası güçler olan ABD ve AB hakkında en küçük bir söylem dahi ortaya koymamıştır. Hatta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'taki terör bataklığını, küçük çaplı ve basit göstererek hedef saptırma yoluna gitmiştir. Halbuki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tespitine göre Kuzey Irak'ta 3.750, Güneydoğu bölgemizde ise 1.850 terörist bulunmaktadır.Meclis derhal toplanmalıTürk devletinin temel kurumu olarak Anayasal görevi Türk devleti ve Türk milletinin güvenliğini temin etmek olan Genelkurmay Başkanlığı ve Türk ordusu, sınır ötesi askeri harekatın ülke menfaatine olduğunu yinelemektedir. O halde AKP hükümeti, Meclis'i acil gündem ile toplantıya çağırmalı; TBMM olağanüstü toplanmalı ve gereken yetki kararını çıkarmalıdır.  Aksi halde terörün çözümüne yönelik köklü tedbir alınamaması sonucu ortaya çıkacak tablonun hesabını kimse veremez. Yapılması gereken siyasi iradenin bir sınır ötesi harekata karar vermesi ve   Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önünü açmasıdır. Aksi takdirde Güneydoğu'nun bölünmesi ve belki de Türkiye'nin parçalanıp işgal edilmesine yol açılacaktır.Sevgi kementi projesiBTP, Türk devleti ve Türk milletinin güvenliği ve terörün kökünün kazınması hususunda vazifesini yapmak üzere yetki talep eden Genelkurmay Başkanlığı'na yetki vermekle kalmayacak, her türlü desteği sağlayacak ve gelişen bu olaylar karşısında Türkiye, Musul ve Kerkük'e  hukuki haklarını korumak suretiyle sahip çıkacaktır.BTP, Sosyal Devlet projeleri ve Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyan kadın-erkek herkese bağlayacağı 500 YTL'lik "Vatandaşlık Maaşı" ile halkımızın tamamını kucaklayacaktır. Vatandaşlık maaşını alan halkımız, dağa çıkan teröristler kendi yakınları dahi olsa, onları "yediğimiz kabı kirletmeyin, doyduğumuz sofrayı devirmeyin?" diye ikaz ederek bizzat kendi elleriyle dağdan aşağıya indirecektir. Böylece devlet ile milletimizin arasına girmek isteyenlerin tezgahları da bozulacaktır. BTP, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet projeleriyle, özellikle de kadın-erkek her Türk vatandaşına bağlayacağı 500 YTL'lik "Vatandaşlık Maaşı" projesiyle, Güneydoğulu vatandaşlarımızı, Barzani-Talabani-ABD troykasının ve PKK'nın inisiyatifinden kurtarıp, Sosyal Devletin sevgi kemendi ile kucaklayacaktır. Sosyal devlet ve icraat projeleriBağımsız Türkiye Partisi seçim beyannamesinde sosyal devlet icraat projeleri şöyle sıralandı: ?BTP, iktidarının ilk haftasında hanımları "İşçi" statüsüne kavuşturarak her ay 500 YTL maaş bağlayacaktır.?BTP iktidarının 12. ayında herkese aylık 500 YTL Vatandaşlık Maaşı verilecektir.?Asgari Ücret 2.000 YTL olacaktır. Bu ücret, emniyet mensubu ve askeri güçlerimiz için 3.000 YTL olacaktır.?Köprü ve otoyol geçişleri ücretsiz yapılacaktır.?Mazot, 80 Yeni Kuruş Olacaktır.?Çiftçimize, henüz tohumunu toprağa atmadan 6 ay öncesi % 50 Avans verilecektir. Geri kalan ürün bedeli, ürün teslimatında yapılacaktır. Ürün alım garantisi getirilecektir. Ürün taban fiyatlarını çiftçi ve ilgili kooperatifler ortaklaşa belirleyecektir. Tarımdan hiçbir vergi alınmayacaktır.?BTP iktidarının 18. ayında elektrik bedava olacaktır.?Üniversite Sınavı (ÖSS) kaldırılacaktır.?Üniversitede harçlar kaldırılacak, burslar arttırılacaktır.?Askerliğini yapmış her erkek ve 22 yaşındaki her bayana seçilme hakkı verilecektir.?Evlenecek olan gençlerimize uzun vadeli faizsiz "Evlilik Kredisi" verilecektir.?Evi olmayan vatandaşlarımıza 20 yıl vadeli faizsiz kredi verilerek,   herkes ev sahibi olacaktır.?Yıllık geliri 100.000 YTL'nin altında geliri olan hiç kimseden vergi alınmayacaktır.?15.000 YTL doğum ikramiyesi verilecektir.?Çocuklara, 250 YTL çocuk maaşı bağlanacaktır. ?Her sanayiciye proje karşılığı uzun vadeli faizsiz kredi verilecektir.?Her emekli şu anda aldığı maaşın 3 katını alacaktır.?Madenlerimiz devlet ve millet ortaklığı ile işletilecektir.?Şehit yakınları, dul, yetimler ve özürlüler devletin garantisi kapsamına alınacaktır.?Şehit annelerine ve eşlerine her ay çift "vatandaşlık maaşı" bağlanacaktır.?Engelli vatandaşlarımıza her ay 2.000 YTL maaş bağlanacaktır. ?Cezaevleri eğitim ve üretim yerleri olacak, oraya düşen mahkumlar çalışarak aynı anda aile bütçesine ve devletine katkıda bulunan faydalı fertler haline getirilecektir.?Tarımla uğraşan vatandaşa işlemek koşulu ile, devlet arazileri 99 yıllığına kiralanacaktır.?Nakliyecilerin tamamına araçlarının yenilenmesi için, faizsiz uzun vadeli faizsiz kredi verilecektir.Çözüm Milli Ekonomi ModeliTürkiye'nin mevcut ekonomik durumunun tablolarla gösterildiği BTP beyannamesinde, şu anki durumun "iflas etmiş bir ülke durumu" olduğunun altını çizilerek, çözümün tek adresi olarak Milli Ekonomi Modeli gösterildi:1-Milli Ekonomi Modeli, yapılan kongrelerde ilim adamlarınca "ULUSLARARASI BİR MİLLİ EKONOMİ MODELİ" OLARAK kabul edilmiştir.2- Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleme aldığı bu model, Rusya'da Putin iktidarı, Brezilya ve Venezuella'da Chavez tarafından uygulanmaya konmuştur. Bir çok devlet de modeli gündemine almıştır.3- İktisat tarihinin ilk "TÜKETİME DAYALI" ekonomi modelidir.4- MİLLİ EKONOMİ MODELİ, geçim sıkıntılarını sona erdirecek, fakirlik tarih olacaktır.5- Gelirde adalet tecelli edecek, adil gelir dağılımı sağlanacaktır.6- Uygulanan sistem münasebetiyle işsizler iş bulacak, işsizlik tarih olacaktır.7- Hem üretim, hem de tüketim desteklenecek; ekonominin bütün kuralları hayata geçecektir.8- Bugüne kadar ekonomilerde elde edilemeyen "SÜREKLİ BÜYÜME" Milli Ekonomi Modeli ile hayata geçecektir.9 - SOSYAL DEVLET projesi ile toplumun bütün katmanları gelir sahibi olacaktır.10 - İlk defa bu modelle işçi, memur, emekli, tarım kesimi, ormancısı, kadını, erkeği, yaşlısı ve özürlüsü ekonomide pay sahibi olacaktır.11 - Milli Ekonomi Modeli, maliyetli parayı ortadan kaldırarak faizi sıfırlamıştır.12- İşçiden, memurdan, emekliden, tarım kesiminden, orman köylüsünden vergi alınmayacaktır.Sadece yıllık kazancı 100.000 YTL'nin üzerinde olandan vergi alınacaktır.13 - Milli Ekonomi Modeli sınırsız kaynaklardan, sınırlı ihtiyaçları karşılama modelidir.14 - Bugüne kadar halledilemeyen tüm ekonomi meselelerini halletmiş tek modeldir.15 - Devlet ve millet ortaklığı ile yeraltı kaynakları işletilecektir.16 - Hazine arazileri üzerinden toprağı olmayanlar, cüz-i karşılıkla toprak sahibi yapılacaktır..17 - Bu model Türkiye'nin ve hatta global güçler tarafından toprakları ve kaynakları sömürülen milletlerin tek çıkış yoludur.Taahhütnameler ve anlamıBTP programına alınan, Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın "MİLLİ EKONOMİ MODELİ" dünya bilim tarihinde takdirle karşılanan ve ekonomi literatüründe bir sistem olarak yerini alan bir model olmuştur.Dünyanın, "Özellikle Türkiye'nin" tek umudu ve çıkış yoludur.Teori ile - pratiği birleştiren bu model, çözümlerini tüketim eksenli ve de gerçekçi projelerle ortaya koymakta ve projelerine kaynak göstermektedir.Matematiksel esaslarla planlanan projeler, "TAAHÜTNAMELER"le kamuoyuna sunulmuştur.Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın imzasını taşıyan bu taahhütnameler, bir hukuki belge niteliğindedir.

Bu taahhütlerin anlamı şudur;1 - İmzayı atan şahıs, projelerinden emindir.2 - Modelin tatbikinde yüzde bin başarılı olacağına inanmaktadır.3 - Bu siyaset tarihinde bir ilktir.4 -Bu uygulama ile bol keseden vaad verme, sonra da sözünde durmama dönemi siyasette bitmiştir.5 -Bu durum, plan - projesi olmayan ve yapacaklarına kaynak bulamayan, dış güdümlü ya da dışa bağımlı partilere, bir meydan okuma mantığı taşımaktadır.6 - Taahhütnamelere atılan imza sorumluluk rizikosunu almak, milleti ciddiye almak ve insanımıza samimi davranmak anlamına gelmektedir.7- Bu taahhütnamelerle artık siyasilerin, milleti aldatma dönemi kapanacaktır.Taahhütname metninin, baş tarafında ortak şu cümle vardır:"Bağımsız Türkiye Partisi tek başına iktidar olduğunda, hiç bir mazeret ileri sürmeksizin ..." deniyor, sonra da projeler sıralanıyor. Sonunda "TAAHHÜT EDİYORUM" ifadesine yer verilip imzalanıyor.(beyannamenin tamamına, http://www.btp.org.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz)
Şampiyonluk umutlarına Konya duvar ördü
Galatasaray ile puan farkı 6'ya çıktı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Hamas, Mısır ve Katar'ın teklifini kabul etti
Gazze'de ateşkes
CHP'den Özel-Erdoğan görüşmesi açıklaması
'Önemli bir kilometre taşı'
Eylem Tok firarında patrondan muhabire telefon
'Baskıya maruz kaldım'
Aylar sonra atılan adımı böyle duyurdu
'İsrail ile tüm ticareti durdurduk'
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
Ölü sayısı 9'a yükseldi
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek
Şampiyonluk umutlarına Konya duvar ördü
Galatasaray ile puan farkı 6'ya çıktı
İsrail'e ateşkes çağrısı yaptı
'Aynı adımı atmalarını bekliyoruz'
Hamas, Mısır ve Katar'ın teklifini kabul etti
Gazze'de ateşkes
CHP'den Özel-Erdoğan görüşmesi açıklaması
'Önemli bir kilometre taşı'
Eylem Tok firarında patrondan muhabire telefon
'Baskıya maruz kaldım'
Aylar sonra atılan adımı böyle duyurdu
'İsrail ile tüm ticareti durdurduk'
CHP’de Mustafa Bozbey rahatsızlığı
Hani bunlara dikkat edilecekti?
Sahte diploma skandalı büyüyor
TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Ayşe Ateş, Özgür Özel ile görüştü
'Erdoğan'la da görüşmek istiyorum'
Deniz Gezmiş Türkiye için mücadele etti
Kadir Mısıroğlu neyin mücadelesini verdi?
Beton mikseri yolcu minibüsünü biçti
Ölü sayısı 9'a yükseldi
Denizler anmasının ardından 'parti içine' mesaj verdi
'Öz güvensizliği atamamış arkadaşların...'
Tartışmayı başlatan isim Alçı'ya konuştu
'Özgür Bey Kemal Kılıçdaroğlu değil'
Trump'dan Biden yönetimine 'Gestapo' benzetmesi
Beyaz Saray'ın tepkisini çekti
ABD-İsrail savunma bakanları görüştü
ABD'den Refah saldırısına şartlı destek

Sosyal medyada dolaşan fotoğrafı paylaşan Hakan Gülseven, “kişisel verileri ele geçirmek” suçundan tutuklandı

Gazeteci Hakan Gülseven, sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafı yeniden paylaştığı için hapis cezası aldı. Daha önce de Berkin Elvan’ın adını açıkça yazdığı gerekçesi ile ceza alan Gülseven, tutuklanarak cezaevine girdi.
06.05.2024 18:51:00
Atakan Akbal
Sosyal medyada dolaşan fotoğrafı paylaşan Hakan Gülseven, “kişisel verileri ele geçirmek” suçundan tutuklandı
Sosyal medyada dolaşan fotoğrafı paylaşan Hakan Gülseven, “kişisel verileri ele geçirmek” suçundan tutuklandı
Independent Türkçe yazarı Gazeteci Hakan Gülseven, hakkındaki hapis cezası nedeniyle bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde teslim olduğu infaz savcılığı tarafından tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi.

Hakaretten beraat, gizlilikten ceza

Hakan Gülseven, Hakan Gülseven, 2022 yılında, Kız Kulesi'ni restore eden firmanın sahibi olduğu söylenen kişinin fotoğrafını "Kız Kulesi'nin restorasyonunu bu yapıyormuş. Estetik harikası" notu ile yeniden paylaştı.


Fotoğrafın sahibi olan Trabzon Ortahisar'da yaşayan Halil Bülbül, Gülseven hakkında 'hakaret' suçlaması ile dava açtı. Dava beraat ile sonuçlanınca bu kez "Kişisel Verileri, Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirmek veya Yaymak" suçlaması ile dava açıldı.

Hakan Gülseven, Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada yaptığı savunmada "Kendisinin fotoğrafları sosyal medyada dolaşımdaydı, ben müştekinin fotoğrafını özel olarak elde edip paylaşmış değilim, zaten sosyal medyada dolaşımda olan bir fotoğrafını paylaştım, bu nedenle bunun özel hayata ilişkin bir görüntü olmadığını düşünüyorum" dedi.
Davacı Bülbül ise, Gültekin'in cezalandırılmasını istedi.

Sosyal medyada yapılan paylaşımı ve ifadeleri yeterli bulan mahkeme, Hakan Gülseven hakkında iki yıl hapis cezası verdi. Takdir hakkını kullanan mahkeme cezayı 1 yıl 8 aya düşürdü.

İstinaf da kararı onadı

Gazeteci Hakan Gülseven ve avukatı, mahkemeden çıkan kararı istinafa götürdü. İstinaf olarak görevlendirilen Trabzon Bölge Adliyesi 3. Ceza Dairesi ise yargılamayı uygun bularak başvuruyu esastan reddetti.

Berkin Elvan'ın adını yazdığı için aldığı cezanın infazı yandı

Yurt Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olduğu 2013 yılında Gezi eylemleri sırasında polisin gaz kapsülü ile vurulan 14 yaşındaki Berkin Elvan'ın adı, o dönem Yurt gazetesinde açık olarak yazıldı.

18 yaşından küçük kişinin kimliğini açıkça yazdıkları gerekçesi ile Yurt gazetesine ve Sorumlu Haber Müdürü Hakan Gülseven'e dava açıldı. Gülseven, Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan ve annesi Gülsüm Elvan'ın "biz davası değiliz" diye ifade vermelerine rağmen kamu davası devam etti ve 'kişisel verilerin ihlali' suçlaması ile hapis cezası aldı.

Gülseven, ertelenen o ceza maddesi ile ilgili yeni bir ceza daha aldığı için cezanın infazı için cezaevine girmek durumunda kaldı.



DHA muhabirine patrondan gelen 'Eylem Tok' telefonunu muhabir de doğruladı: Baskıya maruz kaldım

DHA muhabiri Rojda Altıntaş, sosyal medyada yaptığı açıklamada olayı doğruladı ve "Yayın kuruluşunun patronajı tarafından baskıya maruz kaldım" dedi.
06.05.2024 17:12:00 / Güncelleme: 06.05.2024 20:37:08
Haber Merkezi
DHA muhabirine patrondan gelen 'Eylem Tok' telefonunu muhabir de doğruladı: Baskıya maruz kaldım
DHA muhabirine patrondan gelen 'Eylem Tok' telefonunu muhabir de doğruladı: Baskıya maruz kaldım
Yazar Eylem Tok'un 17 yaşındaki oğlu Timur C.'nin karıştığı ve Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybetmesine neden olduğu kazanın haber olmaması için Demirören Ailesi'nin devreye girdiği ortaya çıktı. Sosyal medyaya sızan bir telefon görüşmesinde, Revna Demirören'in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli kişi, Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabiri Rojda Altıntaş'ı arıyor ve Timur C.'nin Yıldırım Demirören'in en küçük oğlu ile çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyerek kazanın haber olmamasını istiyor. DHA muhabiri Altıntaş, sosyal medyada yaptığı açıklamada olayı doğruladı ve "Yayın kuruluşunun patronajı tarafından baskıya maruz kaldım" dedi.

Sosyal medya platformu X'te paylaşılan bir ses kaydı, yazar Eylem Tok ile Bülent Cihantimur'un oğlu Timur C.'nin karıştığı kazanın haberleşme sürecinde Demirören Ailesi'nin yaptığı müdahaleyi gün yüzüne çıkardı.


Yazar Eylem Tok ile Op. Dr. Bülent Cihantimur'un 17 yaşındaki oğlu Timur C., geçen Mart ayında kullandığı lüks araçla İstanbul Eyüpsultan'da bir kazaya neden olmuş, kazada 29 yaşındaki evli ve bir çocuk babası Oğuz Murat Aci ölmüş, 4 kişi de yaralanmıştı. Timur C., kazayı sağlık görevlilerine haber vermeden olay yerinden başka bir araçla uzaklaşmıştı. Kazanın ardından Eylem Tok, yargılanmaması için oğlunu yurtdışına kaçırmıştı. Eylem Tok ve oğlu Timur C., halen yurt dışında bulunuyor.

X'te "Kevîn" isimli hesap tarafından yayınlanan ve 12 saatte yaklaşık 4 milyon kez görüntülenen paylaşım, bir telefon konuşmasını konu alıyor. Buna göre, Yıldırım Demirören'in eşi Revna Demirören'in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli şahıs, DHA muhabirini arayarak, kazanın haber olarak servis edilmemesini istiyor.

'REVNA HANIM YA DA YILDIRIM BEY SİZE DÖNER'

DHA muhabirine bu telefon, Timur C.'nin babası Bülent Cihantimur'a ulaşma çabası sonrasında geliyor.

DHA muhabiri Rojda Altıntaş, Bülent Cihantimur'u arıyor ve Dursun isimli danışmanı ile görüşüyor. Muhabir, o gün bilgisayar mühendisi Oğuz Murat Aci'nin cenazesine katıldığını, ailesinin, Bülent Cihantimur'un oğlunun Aci'ye vurup kaçtığını söylediğini aktarıyor. Dursun isimli danışman ise "Böyle bir şey yaşanmış ama nasıl yaşandığını bilmiyorum" ifadelerini kullanıyor.

Bu konuşmanın ardından DHA muhabirine, Revna Demirören'in şoförü olduğunu söyleyen İlker isimli şahıs ulaşıyor. İlker, DHA muhabiri Altıntaş'a, Demirörenlerin en küçük oğlunun, Eylem Tok'un oğlu Timur C. ile çocukluk arkadaşı olduğunu aktarıyor:

"Merhaba, İlker ben. Demirören'den, Revna Hanım'ın şoförü. Bu Timur'un haberi vardı, 'Basıcam' demişsiniz. Onunla Yıldırım Bey'in en küçük oğlu Cemal, çocukluk arkadaşı. Onu yayınlamasanız. Ben bir konuşacağım, Murat Bey ya da Sinan Bey ile… Bilginiz olsun. Bugün yayınlamayın, yarın Revna Hanım ya da Yıldırım Bey size döner."

İKİNCİ KONUŞMA: KAÇMIŞLAR ZATEN...

İkinci telefon görüşmesinde ise muhabir, bu kez İlker'i arıyor ve kendisinin Revna Demirören'in şoförü olup olmadığından nasıl emin olacağını soruyor.

İlker ise 30 senedir Demirörenlerle çalıştığını söyleyerek, "Sen onu yapma da [haberi], ben yarın Revna Hanım'la beraberim zaten, olmadı sizi konuşturacağım. Kaçmışlar zaten, konuyu öbür taraftan öğrendim. Ben sizi arattıracağım zaten, ya beni telefonla konuştururlar. Funda Hanım var asistanı, Murat Bey var, Sinan Bey var, Erdoğan Demirören var… Yabancı değilim ben, Mehmet Üstündağ da benim çocukluk arkadaşım zaten. Siz lütfen Revna Hanım'dan ya da Yıldırım Bey'den haber bekleyin" diyor.

DHA HABERİNDE FAİL YOKTU

DHA bu haberi, 3 Mart tarihinde normal bir kaza haberi olarak yayınlıyor.

"Eyüpsultan'da lüks cip emniyet şeridinde bekleyenlere çarptı: 1 ölü, 4 yaralı" başlıklı haberde, "Cip sürücüsü ise kendi aracını bırakarak, arkadan gelen ve içerisinde arkadaşlarının olduğu başka bir araca binerek olay yerinden kaçtı. Kaza sonrası ise çevredekilerin cep telefonu kamerasıyla kaydedildi" ifadeleri yer alıyor ancak cipi kimin sürdüğünden söz edilmiyor.


DHA MUHABİRİ ALTINTAŞ'TAN AÇIKLAMA

Olayın merkezindeki DHA muhabiri Rojda Altıntaş, bugün saat 15.49'da X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada iddiaları doğruladı.

Altıntaş, "Kamuoyunu yakınen ilgilendiren 'Eylem Tok' olayıyla ilgili yeni bilgilere ulaşmam ve yayınlamam girişimleri kapsamında bağlı bulunduğum yayın kuruluşunun patronajı ve sair çevreler tarafından çeşitli baskılara maruz kaldım" dedi. Ailesine yönelik endişelerinden dolayı 8 hafta boyunca sessiz kaldığının altını çizen Altıntaş, "Görüntüleri ses kayıtları dün gece bizzat kendim paylaştım. Bu noktadan sonra işsiz kalmayı göze alarak vicdanen rahat olsam da geç kaldığım için özür dilerim. Genç bir kadın gazeteci olarak korkmadığımı ve gazetecilik faaliyetlerini alternatif yollarla muhakkak devam ettireceğimin altını çiziyorum" ifadelerini kullandı.

BABA ACİ: DAVAYA MÜDAHALE EDİLDİ

Ses kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından Oğuz Murat Acı'nin babası Özer Aci, MedyaRadar'a yaptığı açıklamada "Başından beri bu davaya müdahale edildiğini söylüyordum. Bu bazılarına abartılı gelebilir ama biz görüyorduk" dedi.

Özer Aci, DHA muhabiri ve kameramanının cenazeye geldiğini, kendileriyle röportaj yaptığını ancak bu haberin Demirören Medya'da kullanılmadığını söyledi. Aci "Bütün medya işin üzerine düşünce Demirören Grubu da bu rüzgara kapıldı. Mecburen bu işin üzerine düştüler. CNN Türk'e yayınlara çıktım. Kanal D evimize geldi. Onlara ne söylediysek yayınladılar. Dediğim gibi bu kazayı görmezden gelemediler" ifadesini kullandı.

Özer Aci şunları söyledi:

"Yıldırım Demirören'in oğlunun da arabada olduğu söylendi. Demirören ailesi yalanladı. Çocuklarının yurtdışında olduğunu söyledi. Ancak bu kayıtlardan sonra her şeyin mümkün olabileceğini gördük. Dosyaya bilinçli mi koyulmadı ismi? Aklımıza artık her şey geliyor. Bu davaya başından beri müdahale var. Gizli el veya eller hep bu dosyanın üzerinde tepiniyor. Bir arpa boyu yol alamıyoruz. Daha kimler tarafından ne telefonlar açıldı bilemiyoruz."

DEMİRÖRENLERİN OĞLU ARAÇTA MIYDI?

İddiaya göre Demirören ailesinin bu olayla ilgilenmesinin sebebi, küçük oğulları Emre Cemal'in de Timur C. ile birlikte lüks aracın içinde bulunması.

Geçen aylarda Demirören ailesinden üst düzey bir isim Halk TV'ye iddialarla ilgili açıklamalar yapıp şunları söylemişti:

"Cemal Demirören, yurt dışında okuyor 2-3 aydır Türkiye'ye gelmiş değil. Kazayı yapı firar eden gençle ilgili tek ortak yanları, ortaokulda aynı okulda okumuş olmaları. Hiçbir bağları yok. HTS kayıtları her şeyi ortaya koyacak."

DHA GENEL MÜDÜRÜ KORKUT'TAN AÇIKLAMA

DHA Genel Müdürü Celal Korkut da konuya dair bir açıklama yaptı.

Rojda Altıntaş'ın halen DHA muhabiri olduğunu ve işine son verilmediğini kaydeden Korkut, olayı ilk günden itibaren Demirören Medya Grubu'nun tüm medya organlarında takip ettiklerini ve gelişmeleri aktardıklarını savundu.

Açıklama şöyle:

""Kemerburgaz'da Oğuz Murat Aci'nin vefatıyla sonuçlanan ve hepimizi derinden üzen kazayla ilgili DHA muhabiri Rojda Altıntaş'ın iddiaları gündeme gelmiştir.

Öncelikle şunu belirteyim muhabirimiz Rojda Altıntaş'ın açıklamaları nedeniyle büyük bir şaşkınlık yaşamaktayım. Kendisi dünden beri telefonlara çıkmamaktadır. Altıntaş, halen bir DHA çalışanıdır ve kendisiyle ilgili herhangi hiçbir işlem yapılmamıştır, yapılmayacaktır.

DHA olarak Kemerburgaz'daki kazayı ilk andan itibaren takip ettik ve haber yaptık. Söz konusu olay CNN TÜRK, Kanal D, Hürriyet, Milliyet ve Posta'da da sürekli gündemde tutuldu. Kanal D, anne Eylem Tok'un kafedeki özel görüntülerine ulaşarak ilk yayınlayan medya kurumu oldu. CNN TÜRK ise defalarca baba Özer Aci'yi yayına aldı. Yıllarca benim de mensubu olduğum Hürriyet konuyu günlerce manşetten verdi. Hatta Kanal D'nin Taş Kağıt Makas dizisinin bir bölümünde söz konusu olay işlendi. Olayın bu denli kamuoyunda etki oluşturmasının en önemli sebeplerinden biri Demirören Medya'nın konunun üzerine kararlılıkla gitmesi ve fikri takip yapmasıdır.

Meslektaşım Rojda Altıntaş'ın kayda aldığı telefon görüşmelerinde tam olarak ne yaşadığını ve eğer varsa baskıyı benimle açıkça paylaşmasını beklerdim. Kendisine üzüleceği veya baskı altında hissedeceği bir durum olmadığını, bilakis haberi tüm yönleriyle takip edip yayınlamaya devam edeceğimizi söylerdim. Bir meslek büyüğü olarak kendisine ulaşamadığım için buradan sesleniyorum. Bir an önce iş başı yapıp kaldığı yerden görevine devam etmesini bekliyorum.
Rojda Altıntaş'a ve kamuoyuna duyurulur."


Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı

TRT Kıbrıs Temsilcisi Sefa Karahasan sahte diploma ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklandı. MHP Milletvekili Levent Uysal'ın eşine ait Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki skandal her geçen gün büyüyor.
06.05.2024 15:20:00 / Güncelleme: 06.05.2024 15:23:53
BirGün
Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Kıbrıs'taki sahte diploma skandalında TRT Temsilcisi Karahasan da tutuklandı
Kuzey Kıbrıs'ta "Son yılların en büyük skandalı" olarak nitelendirilen Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki (KTSÜ) soruşturma TRT Kıbrıs Temsilcisi'ne kadar uzandı. TRT Temsilcisi Sefa Karahasan'ın tutuklandığı açıklandı.

Son iki aydır ada gündeminden düşmeyen, sahte diploma ve yolsuzluk operasyonu yapılan Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi, MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal'ın eşi Ece Uysal'a ait. Kıbrıs basınında yer alan bilgilere göre, üniversitenin küçük ortağı ve Genel Sekreteri olan, tutuklanarak olarak cezaevine gönderilen Serdal Gündüz'ün, sahte not girişleri yapılarak 600'ü aşkın kişiye sahte diploma verdiğini itiraf etti.

Gazimağusa Polis Müdürü Mahmut Barış Sel, başkent Lefkoşa'da çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Sel'in 18 Ocak 2023 tarihinde KSTÜ'nün öğrenci kayıt sistemine girişi olmasına rağmen 11 Eylül 2021'de kaydolmuş gibi gösterildiği, 1 Şubat 2023 tarihinde 9 ders notunun gelişigüzel sisteme girildiği, tez sunmadığı halde sunmuş gibi gösterilip, 19 Haziran 2023'de işletme yüksek lisanstan mezun edildiği belirtildi. Skandal dair Kuzey Kıbrıs Meclisi'nde araştırma komitesi de kuruldu.

HERKES İŞİN İÇİNDE

BirGün gazetesinin haberine göre ayrıca soruşturmaya ismi karışanlar şöyle:

* Milletvekili Emrah Yeşilırmak
* Cumhurbaşkanlığı Koruma Birimi'nde görevli polis mensubu
* Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakanlık Müdürü Meray Dürüst
* Eski Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst
* Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) mensubu Yarbay Özgür Alp,
* YÖK'ün Kuzey Kıbrıs muadili Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Turgay Avcı ve eski yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler
* YÖDAK Genel Sekreteri Derviş Refiker

DİPLOMA TÜRKİYE'DE DE GEÇERLİ

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi 2016 yılında kuruldu. Diş Hekimliği, Tıp, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Sağlık Bilimleri, Eczacılık ve Veteriner Fakültesi'yle eğitim veren üniversite bünyesinde iki ayrı yüksekokul bulunuyor. 2017 yılında da üniversite Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından akredite edilerek denklik aldı. Yani bu üniversitede mezun olanların diplomaları Türkiye'de de kabul görüyor, hekimlik yapabiliyorlar.

YÖK HEYETİ ADA'YA GİTTİ

Birçok bürokratın, polisin ve siyasetçinin adının karıştığı skandala dair konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) destek talep ettik. YÖK'ün Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) ile çalışmasıyla sıkıntılar giderilecek. Gereği neyse yapılacak" demişti.

25 Mart itibariyle Kuzey Kıbrıs'ın talebiyle Ada'ya gelen YÖK heyetinin çalışmalarına başladığını söyleyen Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ise şunları söylemişti: "Yaşananlar üzerine KKTC Başbakanı Türkiye'ye, Cumhurbaşkanımıza yazı yazdı ve YÖK'ün burada sistem kurmasını istedi. YÖK heyeti de görüşmek üzere buraya geldi."

Ana muhalefet partilerinden Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ise konuya ilişkin şunları kaydetmişti: "Sadece bu diplomayı verenler açısından değil, yozlaşma toplumun her düzeyine sirayet etmiş durumda. Yani müdür, müsteşar, milletvekili, eski bakan, üniversitelerden sorumlu kurum başkanı, bu bir kategori. İkinci kategori öğretmen, polis, asker aldığı diplomayı da devlete verip kademe derece ilerlemesi, makam-mevki maaş artışı. Şimdi bütün bunları biz gördük şu ana kadar. Toplumdan bağımsız bir şey değil bu. Çürüme, sadece siyasal bir çürüme değil. Toplumun bazı kesimleri de buna ortak olmuş durumda."

Tahliye talep eden Dilan Polat, Adli Tıp'a sevk edilecek

Dilan Polat'ın cezaevinde kesici aletle kendini yaraladığı iddiasının ardından avukatı tahliyesini talep etti. Dilan Polat'ın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesine karar verildi. Savcılık, Polat'ın tutuklu olarak cezaevinde bulunmasının sağlık durumu açısından tehlike arz edip etmediği konusunda rapor alınmasını istedi.
06.05.2024 12:32:00
İhlas Haber Ajansı
Tahliye talep eden Dilan Polat,  Adli Tıp'a sevk edilecek
Tahliye talep eden Dilan Polat,  Adli Tıp'a sevk edilecek
Yaklaşık 6 aydır "Suç örgütü kurma ve üye olma", "mal varlığı değerlerini aklama" ve "yasadışı bahis" suçlarından tutuklu bulunan Dilan Polat'ın kendini kesici aletle yaraladığı iddiasının ardından Polat'ın avukatı talepte bulundu.

Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olan Polat'ın avukatı, şüpheli Dilan Polat'ın sağlık sorunları yaşadığını ve kendisini kesici aletle yaraladığını, sağlık sorunlarının tehlike arz ettiğini belirterek, tutuklu olarak cezaevinde kalmasının elverişli olmaması gerekçesiyle tahliye talebinde bulundu.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu avukatın öne sürdüğü gerekçelerin uzmanlarca değerlendirilmesini istedi.

Savcılık, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na yazı yazarak Dilan Polat'ın en yakın Adli Tıp Kurumu birimine sevk edilmesine karar verdi.

Savcılık ayrıca, Polat'ın tutuklu olarak cezaevinde bulunmasının sağlık durumu açısından tehlike arz edip etmediği, tıbbi açıdan cezaevi şartları altında bulunmasında sakınca olup olmadığı konusunda rapor alınmasını istedi. Bu kararın ardından Dilan Polat'ın Adli Tıp Kurumu'na sevk edilip hakkında istenilen konularda uzmanlarca rapor alınması ve talebin karara bağlanması bekleniyor.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.