Köyden kente göçün ardındaki gerçekler
Son on yılda Türkiye’nin kırsal bölgelerinden büyük şehirlere göç oranında dikkat çekici bir artış yaşandı
16.05.2024 11:02:00
Hasan Parlak
Son on yılda Türkiye'nin kırsal bölgelerinden büyük şehirlere göç oranında dikkat çekici bir artış yaşandı. Bu göç dalgasının arkasında yatan sebepler ve şehirler üzerindeki etkileri, toplum ve ekonomi üzerinde kalıcı izler bırakıyor.
İnsanlar neden göç ediyor?
Kırsal alanlardaki iş imkanlarının kısıtlı olması, insanları daha iyi yaşam standartları ve iş olanakları arayışı içinde kentlere yönlendiriyor.
Kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, özellikle genç nüfus için kentleri cazip kılıyor.
Tarım sektöründeki belirsizlik ve gelirdeki dalgalanmalar, köylüleri daha istikrarlı gelir vaat eden şehirlere taşınmaya itiyor.
Köyden kente göçün etkileri
Nüfus Yoğunluğu: Göç, şehirlerdeki nüfus yoğunluğunu artırarak, konut, ulaşım ve altyapı üzerinde baskı yaratıyor.
Sosyal Uyum: Göçmenlerin sosyal entegrasyonu, hem göç edenler hem de yerel halk için bir meydan okuma oluşturuyor.
Ekonomik Dönüşüm: Kırsal göç, şehir ekonomilerini dönüştürüyor ve yeni iş sektörlerinin gelişimine zemin hazırlıyor.
Bu göç trendinin, Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısını şekillendirmede önemli bir rol oynayacağı öngörülüyor.
Uzmanlar, kırsal kalkınma ve şehir planlaması politikalarının, göçün olumlu ve olumsuz etkilerini dengelemek için kritik öneme sahip olduğunu vurguluyorlar.
Barış Terkoğlu: Devlet içinde savaş var, kim kazanır bilmiyorum
16.05.2024 08:53:00 / Güncelleme: 16.05.2024 09:03:34
Haber Merkezi
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı. Soruşturmanın gizli tanığı Serdar Sertçelik'in ifadeleri doğrultusunda, 3 sivil ile 1 komiser daha bu sabah gözaltına alındı. Geçen hafta görevden uzaklaştırılan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı ile bir komiser dün gözaltına alınmıştı. Soruşturmada gözaltı sayısı 8'e çıktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Cumhur İttifakı'na yönelik darbe girişimi' olduğunu değerlendirdiği operasyon konusunda Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, 17-25 Aralık operasyonunu ve o dönem Devlet Bahçeli'nin aldığı tutumu hatırlattı.
Terkoğlu, bugün yaşananlar için ise şunları yazdı:
Açıkça söyleyeyim: İktidar içinde bilek güreşi var. Devlet yine kritik bir kavşakta. Tuğrul Türkeş'in tanımıyla "Azgın milliyetçilik" ile "muhafazakar milliyetçilik" iktidarın yönü konusunda ayrışıyor. Bir tarafında MHP'nin öte yanında "AKP içindeki MHP'sizlerin" olduğu çatışmanın merkezinde Süleyman Soylu ve Ali Yerlikaya var. Yeni bakanın adımlarındaki görüntü şuydu: MHP ve Soylu'nun sokaktaki ve devletteki gücü sınırlanıyor. Mafya ve kara para operasyonları da, Sinan Ateş cinayeti sonrasında ortaya serilenler de, güvenlik bürokrasisindeki yer değiştirmeler de bu nedenle MHP ve Soylucular'ın tepkisiyle karşılaştı.
Ayhan Bora Kaplan operasyonu, görüntüde sırtı sıvazlanarak büyüyen bir mafya grubunaydı. Ama herkes Kaplan'ın adını Soylu ile birlikte anıyordu. Sinan Ateş cinayeti soruşturması görüntüde katillereydi ama herkes cinayetin MHP içine uzandığını görüyordu. 31 Mart sonrası CHP'de hesaplaşma beklenirken, MHP ve Soylucular bir başka hesaplaşmaya hazırlanıyordu.
Ergenekon kumpasını başlatan Tuncay Güney'in getirilip Polis Müdürü Adil Serdar Saçan'ın önüne konmasını, sonra da Saçan'ın Ergenekon'dan tutuklanmasını hatırlayın. Kumpas davalarında sürekli yer ve yön değiştiren gizli tanıkları hatırlayın. Bu kez de elde, önce Ayhan Bora Kaplan aleyhinde ifade veren ardından yurtdışına kaçıp saf değiştiren gizli tanık S.S. var. Operasyon yaparken, hukukun sınırlarını tanımayan üç polisi yemleyen S.S.'nin konuşma kayıtları iktidar içi hesaplaşmanın aracı oldu.
17-25 öncesinde, Fethullahçılar, kendilerine karşı her hamleyi "hedef biz değiliz Hükümet" diyerek yanıtlıyorlardı. Böylece cepheyi genişletiyor, odağı belirsizleştiriyor, saflarını kaynaştırıyorlardı. İktidarı ele geçirmeye hazırlanırken karşıtlarını darbecilikle suçluyorlardı. Aynı stratejiyi bugün MHP-Soylu kanadı uyguluyor. Gizli tanık S.S.'nin hesaplaşma için hazırlanmış kayıtlarıyla; Bekir Bozdağ, Abdülhamid Gül, Hasan Doğan gibi isimler haksız şekilde Kaplan dosyasıyla ilişkilendirildi. Böylece "hedef biz değiliz hükümet", "mafya operasyonu değil darbe" algısı önümüze kondu.
Kim kazanır bilmiyorum. Açık olan bir şey var ki, Ankara'yı sallayan kavgada minimal hedef Ankara Emniyet Müdürü. İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın da sonraki hedef olduğu anlaşılıyor. Maksimal hedef ise iktidarın bir süredir gevşeyen dizginlerinin yeniden ele geçirilmesi.
Bizim gibi iktidar savaşlarının dışında kalanlar ise hukukun dışına çıkan herkesten hesap sorulmasını bekliyor: Sokaktaki mafya temizlensin, Sinan Ateş'in katilleri bulunsun, devlet içindeki çeteler ayıklansın, gizli tanıklarla devletin hiçbir kurumu iş tutmasın…
11 yıl önceden bugüne baktığımda duygularım konuşuyor: "Darbedir darbe" diyenlerin darbesiyle bir kez daha karşılaşmayalım!
MİT'te sınır ötesinde nokta operasyon: Üs bölgesine saldırı hazırlığındaki 2 terörist öldürüldü
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), üs bölgelerine saldırı hazırlığındaki PKK/KCK'lı teröristler Ahmet Bayar ile Ahmed İbrahim El Ahmed'i, Irak'ın Hakurk bölgesindeki operasyonla etkisiz hale getirdi.
16.05.2024 08:46:00 / Güncelleme: 16.05.2024 08:51:45
İhlas Haber Ajansı
PKK/KCK mensupları Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ile Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed, MİT'in Irak/Hakurk'ta gerçekleştirdiği nokta operasyonla etkisiz hale getirildi.
TSK Üs Bölgelerine düzenlenecek eylem engellendi
Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ile Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed'in, Hakurk'taki Türk Silahlı Kuvvetleri üs bölgesine sızmaları için talimat aldıkları MİT tarafından tespit edildi. Bunun üzerine teröristlere yönelik araştırmalar derinleştirildi.
2012 yılında PKK'ya katılan Tufan Koçer kod Ahmet Bayar'ın geçmişte Suriye'de faaliyet gösterdiği ve üst düzey örgüt mensuplarının korumalığını yaptığını öğrenildi. Suriyeli Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed'in de 2014'te Kandil'de suikast eğitimi aldığı belirlendi.
MİT, saha ajanlarını özel olarak görevlendirdi. Eylem hazırlığındaki teröristleri adım adım izlemeye başladı. Örgüt yöneticilerinin eylem talimatından yirmi dört saat sonra eylem hazırlığındaki Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ve Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed etkisiz hale getirildi.
Tufan Koçer kod Ahmet Bayar ve Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed kimdir?
Tufan Koçer kod Ahmet Bayar, örgütün kırsal kadrolarına 2012 yılında katıldı. Uzun süre Suriye'de faaliyet gösteren Ahmet Bayar, bu bölgede sözde sorumlu seviyeye yükseldikten sonra Avaşin bölgesine geçti. Dönem içerisinde Türkiye'ye karşı eylemsel faaliyetlerde yer aldı. 2018 yılından sonra Hakurk bölgesine geçiş yaptı.
Mervan Zerevan kod Ahmed İbrahim El Ahmed, örgütün kırsal kadrolarına 2014 yılında Suriye/Halep'ten katıldı. Katılım yapması akabinde Kandil'de birçok eğitime tabi tutulan terörist saldırı-sabotaj-suikast üzerine uzmanlaşma eğitimleri aldı. Son olarak 2017'de Hakurk bölgesine geçti.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada 4 gözaltı
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturması kapsamında yeni bir gelişme meydana geldi. Serdar Sertçelik'in yasa dışı şekillerde yurt dışına kaçırılmasıyla ilgili 3 sivil ve 1 komiser gözaltına alınmasıyla toplam gözaltı sayısı 8'e yükseldi.
16.05.2024 07:46:00
Haber Merkezi
Ayhan Bora Kaplan soruşturması üzerinden hükümete kumpas kurulacağı iddiaları gündemdeki yerini korurken, yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamında görevden alınan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı ile bir komiser hakkında soruşturma başlattı.
Soruşturmada polis müdürleri ile komisere, suç işlemek için anlaşmak, adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs, görevi kötüye kullanma ve suçluyu kayırma suçlamaları yöneltildi.
Başsavcılık, 4 isim hakkında gözaltı kararı verdi ve şüpheliler gözaltına alındı.
Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, "Gizli tanık S.S'nin ifadesinde geçen iddialarla ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yapan 4 kamu görevlisi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca gözaltı kararı verilmiş olup, gözaltı kararı icra edilmiştir. Soruşturma işlemleri titizlikle yürütülmektedir."
3 SİVİL VE 1 KOMİSER DAHA GÖZALTINA ALINDI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Serdar Sertçelik'in yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırılmasıyla ilgili 3 sivil şahıs ve 1 komiser gözaltına alınmıştır." ifadeleri kullanıldı.
EMNİYET, YARGI VE SİYASET CEPHESİNDE DİKKAT ÇEKİCİ İDDİALAR
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yaşananlar emniyet ve yargıdan siyaset cephesine uzanan dikkat çekici iddialarla gündemde.
Soruşturmada "M7" koduyla, gizli tanık yapıldıktan sonra serbest bırakılan ve yurt dışına kaçan Serdar Sertçelik kendisinden bazı kişilerin adını vermesinin istendiğini iddia etti; AK Parti ve MHP'ye yönelik bir kumpas kurulduğunu öne sürdü.
"ANAYASAL DÜZENENE KARŞI SUÇ İŞLEMEK" SUÇLAMASI
Soruşturma kapsamında görevden alınan 3 isme, "anayasal düzene karşı suç işlemek" başta olmak üzere, "suç için anlaşma", "göreve ilişkin sırrın açıklanması", "yargı görevi yapanı bilirkişi veya tanığı etkilemeye teşebbüs", "suçluyu kayırma" suçlamaları yöneltiliyor.