Tepkiye rağmen reform yürürlükte
Fransa’da aylarca süren ve milyonlarca kişinin katıldığı kitlesel protestolara yol açan emeklilik reformu Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Reforma göre, emeklilik yaşı 2030'a kadar her yıl 3 ay yükselecek ve kademeli olarak 62'den 64'e çıkacak. En düşük emeklilik maaşı ayda 1200 avro oldu. Türkiye’de ise en düşük emekli maaşı 260 avro
02.09.2023 16:37:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





AHMET HAYDAR TARHANLI / DETAY HABER
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne, 10 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un seçim vaatleri arasında yer alan emeklilik reformunun hayata geçirileceğini açıklamıştı. Macron, buna gerekçe olarak, sistemin ayakta kalabilmesi için daha fazla çalışılması gerektiğini belirtmişti. Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire ise, tartışmalı emeklilik reformunun 2030'a kadar 17 milyar avro tasarruf sağlayacağını bildirmişti. Diğer bir ifadeyle uygulanan kapitalist sistemin faturası sermaye sahiplerine değil, yine dar gelirliye, emeklilik hakkını elde edenlere kesiliyordu. Emeklilik yaşını artıran ve emeklilerin haklarını kısıtlayan bu reforma karşı ülke çapında önce 19 Ocak 2023'ten itibaren bir dizi grev ve protestolar başladı. Mart ayından itibaren kitlesel hale dönüşen protestoların şiddeti de giderek arttı. Fransa'nın başta başkent Paris olmak üzere birçok ilini savaş alanına çeviren şiddet eylemlerine rağmen Fransız hükümeti reformu yasalaştırdı ve dün itibarıyla da yürürlüğe soktu. Uzmanlar, tepkilere rağmen reformun yürürlüğe girmesinin, Fransa'yı karıştıracağını, protestoları yeniden alevlendireceğini belirtiyor.
Emeklilik yaşı 64'e çıkacak
Fransa'da aylarca milyonların katıldığı kitlesel protestolara neden olan tartışmalı emeklilik reformu bugün yürürlüğe girdi. Reforma göre, 1 Eylül tarihinden itibaren emeklilik yaşı 2030'a kadar her yıl 3 ay yükselecek ve kademeli olarak 62'den 64'e çıkacak. En düşük emeklilik maaşı ayda 1200 avro oldu. Emeklilik maaşının tamamını alabilmek için 2027'de 43 yıl prim ödemiş olmak gerekecek. 21 yaşından önce çalışmaya başlayanlar veya engelli vatandaşlar, emekliliğe daha erken ayrılabilecek.
Protestolarda binlerce kişi gözaltına alınmıştı
Fransa'da hükümetin, emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılmasını içeren yasa tasarısını oylamadan Meclis'ten geçirme kararı üzerine, 16 Mart'ta kitlesel gösteriler başlamıştı. Polis protestoculara sert müdahale ederken, ülkenin birçok yerinde şiddet olayları yaşanmıştı. Ülke genelinde düzenlenen reform karşıtı protestolarda 1000'den fazla kişi gözaltına alınmıştı. İşçi sendikalarından yapılan açıklamaya göre, sadece 1 Mayıs'ta Fransa genelinde 310 farklı noktada düzenlenen gösterilere, 550 bini Paris'te olmak üzere yaklaşık 2,3 milyon kişinin katıldığı açıklanmıştı. Muhalefet ve hükümetin, reformun anayasaya uygun olup olmadığının belirlenmesi için başvurduğu Anayasa Konseyi, yasa tasarısının emeklilik yaşını 64'e çıkaran maddesini onaylamış, 6 maddeyi ise tamamen veya kısmen reddetmişti. Söz konusu tasarı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından imzalanarak 15 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.
Emeklilik maaşı Türkiye'de çok düşük
Fransa'da en düşük emekli maaşı 1200 avro olmasına rağmen tepkiler sürerken, açlık sınırının Türk-İş'e göre 12 bin 198 liraya yükseldiği Türkiye'de en düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira (260 avro) seviyesinde. Emekli maaşlarının yerlerde sürünmesine tepki gösteren Tüm Emekliler Derneği (TÜM EMEK DER) Genel Başkanı Satılmış Çalışkan, emeklilerin mağdur ve mutsuz olduklarını belirterek, "Yoğun bakımdaki emeklilerin bitkisel hayata girmelerine ramak kaldığı" değerlendirmesinde bulunmuştu. Çalışkan şunları söylemişti: "Asgari ücret 2003'te 226 lirayken emekli taban aylığı 332 liraydı. Emekli taban aylığı, asgari ücretten yüzde 47 fazlaydı. Bugün itibarıyla emekli taban aylığı, asgari ücretten yüzde 148 düşük kaldı. Emekliler olarak, maaşlarımıza hizmet yılı ve prime dayalı, hakkaniyetli bir artış beklerken yüzde 25 zam yapılmasıyla hayal kırıklığına uğradık. Emekliler mağdur ve mutsuzdur. Emeklilerin yüzde 80'i asgari ücretin altında aylık alıyor. Yaşlılara gösterilen önem, o toplumun uygarlık seviyesini ortaya koyuyor."
'Yaşlılar ekonomiye yük değil'
Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, modelinde, yaşlıların ekonomiye bir yük olmadığını belirterek, yaşlıların tüketim gücünün ekonomi için önemli bir kazanç olduğunu vurguluyor. Bu konuda bir araştırma yapan ve Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde tebliğ sunan İtalya Parma Üniversitesi'nden Prof. Dr. Francesco Daveri şu önemli tespitleri yapıyor: "Çoğu zaman yaşlı çalışanların ve yaşlı insanların çok zor şartlara düştüğünü ve liberal pazar şartlarında ayakta kalamadığı görüyoruz. Avrupa ülkelerinde mevcut Sosyal Devlet sistemi yetersiz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ndeki Sosyal Devlet ve Sosyal Güvenlik projeleri bize ışık tutuyor; bu konulara, özellikle ekonominin çok hassas olduğu ileri yaşlardaki ekonomik performanslar için hayati veriler ve çözümler sunuyor. Yaşlı insanlar çok daha uzun süreli işsiz kalıyor. Bu birçok ülkede aynı. Yaşlı insanlar, mevcut şartlarda mevcut ekonominin getirdiği iş gücü olarak çok daha zor şartlarla karşı karşıya kalıyor ve çoğu şirketler, bu insanları bir yük olarak görüyor. Niçin yaşlanan insanlar bir yük haline gelsin? Niçin ekonomide bir yer alamasın? Gittikçe daha kârlılıkları, daha fazla tecrübeleri nedeniyle imkanları artması gerekir iken, niçin bir yük olarak görünsünler. Bu insanlar, daha az öğrenme kabiliyetine, daha sorunlu duyu organlarına sahip olmalarına rağmen genç çalışanlardan daha pahalılar. İşte burada biz, devletin tam olarak devreye girmesi gerektiğini düşünüyoruz ki, Milli Ekonomi Modeli de son derece takdire şayan bir biçimde aynen bunu söylüyor, bu düğümü çözüyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, insana tüketici olarak değer verdiği için, yaşlansa da, bu model açısından insanların değeri azalmıyor. İnsanlar, belli bir yaşa vardığında artık sizin bu sistemde yeriniz yok, çıkın gidin, diye kimseye yol gösterilmiyor. Milli Ekonomi Modeli, çok ciddi bir devlet gücü, ciddi ve güçlü bir devlet imkanları olan bir devlet ön görüyor. Milli Ekonomi Modeli'nin Sosyal Güvenlik sistemi, devletin bir başka temel yatırımdan kaynak keserek sosyal güvenlik ve hakların sağlanmasına kaynak ve bütçe oluşturmuyor; bilakis sistem kendi kaynağını kendi içinden oluşturuyor. Böylece devletin diğer temel görevlerini ve yatırımlarını icra etmesini de aksatmıyor."
Fransa Başbakanı Elisabeth Borne, 10 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un seçim vaatleri arasında yer alan emeklilik reformunun hayata geçirileceğini açıklamıştı. Macron, buna gerekçe olarak, sistemin ayakta kalabilmesi için daha fazla çalışılması gerektiğini belirtmişti. Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire ise, tartışmalı emeklilik reformunun 2030'a kadar 17 milyar avro tasarruf sağlayacağını bildirmişti. Diğer bir ifadeyle uygulanan kapitalist sistemin faturası sermaye sahiplerine değil, yine dar gelirliye, emeklilik hakkını elde edenlere kesiliyordu. Emeklilik yaşını artıran ve emeklilerin haklarını kısıtlayan bu reforma karşı ülke çapında önce 19 Ocak 2023'ten itibaren bir dizi grev ve protestolar başladı. Mart ayından itibaren kitlesel hale dönüşen protestoların şiddeti de giderek arttı. Fransa'nın başta başkent Paris olmak üzere birçok ilini savaş alanına çeviren şiddet eylemlerine rağmen Fransız hükümeti reformu yasalaştırdı ve dün itibarıyla da yürürlüğe soktu. Uzmanlar, tepkilere rağmen reformun yürürlüğe girmesinin, Fransa'yı karıştıracağını, protestoları yeniden alevlendireceğini belirtiyor.
Emeklilik yaşı 64'e çıkacak
Fransa'da aylarca milyonların katıldığı kitlesel protestolara neden olan tartışmalı emeklilik reformu bugün yürürlüğe girdi. Reforma göre, 1 Eylül tarihinden itibaren emeklilik yaşı 2030'a kadar her yıl 3 ay yükselecek ve kademeli olarak 62'den 64'e çıkacak. En düşük emeklilik maaşı ayda 1200 avro oldu. Emeklilik maaşının tamamını alabilmek için 2027'de 43 yıl prim ödemiş olmak gerekecek. 21 yaşından önce çalışmaya başlayanlar veya engelli vatandaşlar, emekliliğe daha erken ayrılabilecek.
Protestolarda binlerce kişi gözaltına alınmıştı
Fransa'da hükümetin, emeklilik yaşının 62'den 64'e çıkarılmasını içeren yasa tasarısını oylamadan Meclis'ten geçirme kararı üzerine, 16 Mart'ta kitlesel gösteriler başlamıştı. Polis protestoculara sert müdahale ederken, ülkenin birçok yerinde şiddet olayları yaşanmıştı. Ülke genelinde düzenlenen reform karşıtı protestolarda 1000'den fazla kişi gözaltına alınmıştı. İşçi sendikalarından yapılan açıklamaya göre, sadece 1 Mayıs'ta Fransa genelinde 310 farklı noktada düzenlenen gösterilere, 550 bini Paris'te olmak üzere yaklaşık 2,3 milyon kişinin katıldığı açıklanmıştı. Muhalefet ve hükümetin, reformun anayasaya uygun olup olmadığının belirlenmesi için başvurduğu Anayasa Konseyi, yasa tasarısının emeklilik yaşını 64'e çıkaran maddesini onaylamış, 6 maddeyi ise tamamen veya kısmen reddetmişti. Söz konusu tasarı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından imzalanarak 15 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.
Emeklilik maaşı Türkiye'de çok düşük
Fransa'da en düşük emekli maaşı 1200 avro olmasına rağmen tepkiler sürerken, açlık sınırının Türk-İş'e göre 12 bin 198 liraya yükseldiği Türkiye'de en düşük emekli maaşı 7 bin 500 lira (260 avro) seviyesinde. Emekli maaşlarının yerlerde sürünmesine tepki gösteren Tüm Emekliler Derneği (TÜM EMEK DER) Genel Başkanı Satılmış Çalışkan, emeklilerin mağdur ve mutsuz olduklarını belirterek, "Yoğun bakımdaki emeklilerin bitkisel hayata girmelerine ramak kaldığı" değerlendirmesinde bulunmuştu. Çalışkan şunları söylemişti: "Asgari ücret 2003'te 226 lirayken emekli taban aylığı 332 liraydı. Emekli taban aylığı, asgari ücretten yüzde 47 fazlaydı. Bugün itibarıyla emekli taban aylığı, asgari ücretten yüzde 148 düşük kaldı. Emekliler olarak, maaşlarımıza hizmet yılı ve prime dayalı, hakkaniyetli bir artış beklerken yüzde 25 zam yapılmasıyla hayal kırıklığına uğradık. Emekliler mağdur ve mutsuzdur. Emeklilerin yüzde 80'i asgari ücretin altında aylık alıyor. Yaşlılara gösterilen önem, o toplumun uygarlık seviyesini ortaya koyuyor."
'Yaşlılar ekonomiye yük değil'
Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, modelinde, yaşlıların ekonomiye bir yük olmadığını belirterek, yaşlıların tüketim gücünün ekonomi için önemli bir kazanç olduğunu vurguluyor. Bu konuda bir araştırma yapan ve Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde tebliğ sunan İtalya Parma Üniversitesi'nden Prof. Dr. Francesco Daveri şu önemli tespitleri yapıyor: "Çoğu zaman yaşlı çalışanların ve yaşlı insanların çok zor şartlara düştüğünü ve liberal pazar şartlarında ayakta kalamadığı görüyoruz. Avrupa ülkelerinde mevcut Sosyal Devlet sistemi yetersiz. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ndeki Sosyal Devlet ve Sosyal Güvenlik projeleri bize ışık tutuyor; bu konulara, özellikle ekonominin çok hassas olduğu ileri yaşlardaki ekonomik performanslar için hayati veriler ve çözümler sunuyor. Yaşlı insanlar çok daha uzun süreli işsiz kalıyor. Bu birçok ülkede aynı. Yaşlı insanlar, mevcut şartlarda mevcut ekonominin getirdiği iş gücü olarak çok daha zor şartlarla karşı karşıya kalıyor ve çoğu şirketler, bu insanları bir yük olarak görüyor. Niçin yaşlanan insanlar bir yük haline gelsin? Niçin ekonomide bir yer alamasın? Gittikçe daha kârlılıkları, daha fazla tecrübeleri nedeniyle imkanları artması gerekir iken, niçin bir yük olarak görünsünler. Bu insanlar, daha az öğrenme kabiliyetine, daha sorunlu duyu organlarına sahip olmalarına rağmen genç çalışanlardan daha pahalılar. İşte burada biz, devletin tam olarak devreye girmesi gerektiğini düşünüyoruz ki, Milli Ekonomi Modeli de son derece takdire şayan bir biçimde aynen bunu söylüyor, bu düğümü çözüyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, insana tüketici olarak değer verdiği için, yaşlansa da, bu model açısından insanların değeri azalmıyor. İnsanlar, belli bir yaşa vardığında artık sizin bu sistemde yeriniz yok, çıkın gidin, diye kimseye yol gösterilmiyor. Milli Ekonomi Modeli, çok ciddi bir devlet gücü, ciddi ve güçlü bir devlet imkanları olan bir devlet ön görüyor. Milli Ekonomi Modeli'nin Sosyal Güvenlik sistemi, devletin bir başka temel yatırımdan kaynak keserek sosyal güvenlik ve hakların sağlanmasına kaynak ve bütçe oluşturmuyor; bilakis sistem kendi kaynağını kendi içinden oluşturuyor. Böylece devletin diğer temel görevlerini ve yatırımlarını icra etmesini de aksatmıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.