Terör baş tacı edilirken

Hükümetin açılım sürecinin önemli bir parçası olan 4. Yargı Paketi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından önceki gün onaylandı.
Pakete göre;
Terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde; örgüte ait amblem, resim veya işaretleri asanlar ya da taşıyanlar, slogan atanlar, ses cihazlarıyla yayın yapanlar, terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformayı giyenlere dokunulmayacak.
Terör örgütlerinin bildiri ve açıklamalarını basmak ve yayımlamak, terör örgütünün propagandasını yapmak ile yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçunu işleyenler hakkında, ayrıca ‘terör örgütüne üye olmak’ suçundan dolayı ceza verilmeyecek.
Terör örgütü PKK’nın liderine ‘Sayın Öcalan’ demek suç olmaktan çıkarılıyor.
Bu paket neticesinde, PKK’yı da içine alan KCK’nın hapishanelerde bulunan elemanlarının serbest kalması söz konusu… Bu yasa ile beraber KCK davalarından önemli bir kısmı düşecek ve toplu tahliyeler yaşanacak. İllegal yapı legal hale gelecek.
Terör propagandası ve suçu işleyenlerin hem dışarı salınmasının kapısı açılıyor hem de içeri girmelerinin önü kapatılıyor.
Artık bundan sonra nevruz bahanesiyle, işçi bayramları bahanesiyle birçok bahanelerle terör yandaşlarının sokaklara döküldüğünü, elini kolunu sallayarak terör propagandası yaptığını, sözde Kürdistan bayraklarının, Apo posterlerinin ortalıkta cirit attığını göreceğiz.
AKP’nin barış süreci dediği süreçte geldiğimiz noktaya bakın:
Askerin eli kolu bağlandı, ABD’nin istihbaratıyla hareket edildi. Terörle mücadele, terörle müzakereye dönüştü.
İdam cezası almış olan 40 bin kişinin katili teröristbaşı Apo ile siyasi iradenin talimatıyla görüşmeler, müzakereler yapıldı. Teröristbaşı muhatap kabul edildi. Bu müzakereler neticesinde, İmralı’nın şartları iyileştirildi, İmralı’nın Kandil ile bağlantısı sağlandı.
Teröristbaşının yol haritasına göre anayasal değişikliklere, değiştirilmeyen maddelerin değiştirilmesine geçildi.
Apo’nun mektubu canlı yayında Diyarbakır’da okundu. Apo’nun mektubunda ifade ettiği talimatla, süreci yönetmek için Meclis’te komisyon kuruldu.
Terörizmin Finansmanını Engelleme Yasasında PKK terör örgütü olmaktan çıkartıldı ve PKK’nın gelir kaynaklarının önündeki engel kaldırıldı.
Terörle müzakere sürecinde, milleti bölünmeye ikna etmek için akil insanlar diye bir grup oluşturuldu.
PKK’ya verilen cesaret ve tavizler sayesinde, PKK güç buldu ve terör örgütü kandil’de 100’e yakın basın organına akredite açarak, devlet başkanlığı edasıyla demeç verdi.
İllegal bir terör örgütü, siyasilerimizin tavizleri neticesinde artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile müzakere eden, pazarlık yapan bir güç haline geldi.
Şimdi de 4. Yargı paketi ile terör yandaşlarına propaganda yapma imkanı tanınıyor.
Bugün bu ülkenin bayrağına, cumhuriyetine, Atatürk’üne sahip çıkmak, milli bir bayramını kutlamak için eski TBMM binasına gitmek isteyenlere engel çıkartılıyor ama terörün, teröristbaşının posterleri ve Kürdistan bayraklarıyla propagandasının önü açılıyor.
Ulusalcılık, Müslüman kimliği olan Türk milliyetçiliği ayaklar altına alınıyor, Apo posterleri, PKK bayrakları baş tacı ediliyor.
Siyasi iradenin icraatlarıyla maalesef terör örgütü PKK, kuzey Irak’ta bulunan peşmerge ordusu gibi bir yapıya dönüştürülüyor, PKK’nın siyasi versiyonu KCK’nın önü açılarak yine sözde Kürdistan’ın siyasi devlet alt yapısı oluşturuluyor.  
Maalesef sonuç bu…