Terör, siyaset ve İncirlik üçgeni

İstanbul dün terörle uyandı.Sultanbeyli'de önce polis merkezine bombalı araçla bir saldırı oldu ardından da bu merkezde inceleme yapan polislere teröristlerce ateş açıldı.Düşünebiliyor musunuz terör artık bomba patlatıp kaçmıyor; bombayı patlatıyor, adeta bunu bir yem olarak kullanıyor, sonra gelenleri avlıyor, hem de üst düzey yetkili polisleri?İstanbul'da başka bir terör saldırısı da Sarıyer'de bulunan Amerikan Konsolosluğu'na oldu.AKP hükümetinin çözüm süreci neticesinde terör dağdan şehre indi derken işte bunu kastediyorduk.Günün diğer terör olayı da, Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde personel dağıtımı yapan skorsky helikoptere doçka ve roketatarla saldırı yapılmasıydı.Doçka denilen silah öyle basit bir silah değil; taşınması zor, ağır ve etkili bir silah?AKP'li yetkililer çözüm sürecinde "terör silah bıraktı" diye hava atarken; doğru tabancayı, tüfeği bırakmışlar, doçkayı, roketatarı almışlar.İşte size bir çözüm süreci neticesi daha?Bu terör saldırılarını hangi örgüt sahiplenirse sahiplensin, kim yaparsa yapsın bence artık isimler çok önemli değil, at izi it izine karışmış vaziyette, sorgulanması gereken bu terör böyle etkin ve yaygın bir hale nasıl geldi ve özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra hızlanan bu terör olaylarının kimlere faydası var?AKP hükümetinin çözüm süreci adı altında yürüttüğü politikalar terörle mücadeleye değil, terörle müzakereye yönelikti.Şu bir gerçek ki terörle masaya asla oturulmaz, müzakere ile terör bitirilemez, palazlanır. Çünkü terör eski devirlerdeki yol kesen münferit çete hareketleri gibi değildir. Terör sürekli ise mutlaka arkasında bir devlet iradesi vardır, beslendiği bir kaynak vardır.Diğer önemli bir husus ise BOP'un eşbaşkanlığına soyunmuş olan bir siyasi iradenin, BOP'un ürünü ve maşası bir terör örgütünü bitirmesi asla düşünülemez. O terör örgütünün BOP misyonu dolunca BOP'un planlayıcıları onu ortadan kaldırıverir, bunu sana bırakmazlar.Zaten BOP'un planlayıcıları ABD-İsrail, BOP'un yerli taşeronları ve piyonları sayesinde Türkiye'yi, Türk milletini, ama çözüm süreci adı altında, ama demokratik açılım adı altında terörün potasında eritmeye çalıştılar.Şimdi de birileri aynı terörün gölgesinde koltuklarını sağlamlaştırmanın, kaybettikleri oyları toparlamanın hesabına girerken, yine bu terörün tozu dumanı içinde küresel birileri de askeri üslerimizi mekan tutmaya başladı.Bu kadar terör olayı yaşanırken Amerikan Konsolosluğuna yapılan saldırı da neyin nesiydi diyebilirsiniz. Gerçekten bir terör saldırısı mı yoksa bir cambaza bak oyunu, hedef şaşırtma tiyatrosu mu bunu da zaman gösterecek.Geçenlerde Muharrem Bayraktar'ın yazısında okudum, bu kadar kanlı terör hadiseleri yaşanırken, yandaş medya yazarlarından Abdulkadir Selvi bugünlerde yapılan bir anketi yayınlamış ve AKP'nin oylarının yüzde 2 arttığını belirtmiş ve eklemiş, "Yeterli değil ama uçağın burnu yukarı kalktı."Terör olayları arttıkça AKP'nin oyları artıyor, tesadüf müdür bilinmez, ilginç?Yine terörün tozu dumanı içinde dikkat çekici gelişme, ABD'nin Adana'daki İncirlik Hava Üssü'ne Amerikan askerlerini ve savaş uçaklarını yerleştirmeye başlaması?Daha şimdiden 8 adet savaş uçağı ve 300 ABD askeri üssümüze yerleşti bile, devamı da gelecek elbette?Yaşanan terör olaylarından kimlerin menfaat elde ettikleri az çok belli ama bir gerçek daha var ki, Güneydoğu insanımızın bundan bir menfaati yok, zararı var, Türk milletinin zararı var, Türk askerinin, polisinin zararı var, topyekun Türkiye'nin zararı var.Şu zarar edenler, artık bir uyanıp da kendisine faydalı olacak olanı seçebilse, çözümle buluşabilse işte o zaman karanlıktan aydınlığa çıkacağız.Ama ne zaman?