Teröriste var işçiye yok!

AKP hükümetinin icraatları, PKK’lı teröristlere, İmralı’ya, Kandil’e açılım; işçiye, memura, emekliye, çiftçiye, esnafa çalım şeklinde zuhur etti.Bırakın işçilerin haklarını vermesini, haklarını Taksim’de ve diğer mekanlarda aramasına bile müsaade etmeyen siyasi irade, İmralı’nın mektubunun Diyarbakır’da okunması için bütün imkanları seferber etti.Çünkü siyasilerimizin akıl aldığı iradeler, AB, ABD ve IMF, hayallerini kurdukları Şark Projesi ve BOP hedefi için Apo’nun, PKK’nın ve KCK’nın önünün açılmasını, onların talepleri doğrultusunda anayasanın şekillenmesini; işçiye, memura yani millete ise sırt dönülmesini talep ediyor.Zaten siyasilerimizin genel anlamda işçilere haklarını vermesi de mümkün değildir; çünkü peşinden yürüdükleri, akıl aldıkları kapitalist dünya, sermayenin tekelleşmesini ve talebin de kısılmasını öngördüğü için “işçilere hakkını vermeme” bir devlet politikası bir ekonomi modeli olarak gündeme gelmektedir.Kapitalist dünyanın ve mevcut anlayışla Türkiye’nin neden işçilere hak veremeyeceğini Prof. Dr. Haydar Baş önceki günkü yazısında detaylı olarak yazmıştı.Dilerseniz Sayın Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli (MEM) ve onu parti programına alan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) işçi hakları konusunda neler yapacak bunu ifade edelim.Öncelikle MEM, kaynak problemini çözüyor. Çünkü sizler vatandaşlarınızın gelir dağılımındaki adaletsizliği çözmek ve işçilerinize haklar vermek istiyorsanız eliniz güçlü olmak zorundadır.MEM, emeğin ve üretimin karşılığı senyoraj gelirini (para basma hakkı) devreye koyarak ve madenleri devlet-millet ortaklığıyla işleterek, bunun gibi onlarca Türkiye’yi kıyamete kadar bakabilecek büyük bir kaynağı ortaya çıkarmaktadır.Bir siyasi irade bu kaynakları milli çerçevede ortaya koymadan hiçbir vatandaşına hak veremez. Bu gerçekleşmeden birine hak verse diğerinin hakkını gasp etmek zorunda kalır.Bugüne kadar siyasi iradeler ülkenin bütün kaynaklarını yabancılara, azınlıklara ve yandaşlara peşkeş çektiği için millete hizmete, milletin haklarını vermeye bir şey kalmadı.Bu kaynakları MEM’le devreye koyan BTP, iktidar olduğu gün asgari ücreti 4 bin liraya çıkartacaktır. Üstelik bu ücret artışı işverenin sırtına yük olmayacaktır. İşveren bu maaşı, devletin kendisine sunduğu imkanlarla ödeme imkanı bulacaktır.MEM, kapitalizmde olduğu gibi birilerine hak verirken, diğerinin hakkını gasp etmemektedir; hem işçinin hayat standardını yükseltmektedir hem de işverenin kazancını artırmaktadır.BTP iktidarında, işçinin elde edecekleri sadece bu değildir. Her işçi 4 bin lira asgari ücretin yanında ayrıca 500 TL vatandaşlık maaşı alacaktır. 18 yaşından küçük çocukları 250 lira burs, hanımı ise 1000 lira ev hanımı meslek maaşı alacaktır.Sayın Baş’ın da ifade ettiği gibi BTP iktidarında işçi olmak bir zorunluluk değil, tercih meselesidir. Kapitalizmde olduğu gibi işçi olarak kalmak vatandaşın kaderi değildir.Projesi olan kişiye, sıfır faizli, uzun vadeli kredi imkanı sunulacak ve işveren olması sağlanacaktır.Sadece işçi kardeşlerimiz, isteseler, işçiyi abat edecek Prof. Dr. Haydar Baş’ı Meclis’e sokmayı, hatta iktidar olmasını sağlayabilirler.İşçi kardeşlerimiz, bu işi sandıkta çözerse, BTP iktidarında, Taksim’de artık protesto eylemi yapmak için değil, gerçekten bayram kutlamak için toplanacaklardır. Çözmezlerse bu yılki 1 Mayıs’ta olduğu gibi Taksim bile işçilere fazla görülecektir.Bunu yapmadıkları müddetçe, teröristler baş tacı edilirken, işçiler hep 1 Mayıs’ta dayak yemeye, diğer 364 gün ise karınlarına taş bağlamaya devam edeceklerdir.Hala çözümsüzlerin peşinde dolaşanların hallerinden şikayet etmeye de hakları yoktur.