Bu günlerde malum olduğu üzere Başbakan Erdoğan'ın asabı bozuk. AB süreci öyle bir noktaya geldi ki, Başbakan Erdoğan'ın psikolojisi attan düşmüş adama benziyor. Attan düşmenin ne demek olduğunu Başbakan Erdoğan hepimizden daha iyi bilmektedir.
Hatırlarsanız, bir süre önce yapılan AKP grup toplantısında Erdoğan önce, söz isteyen Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe'yi sert bir üslupla fırçalanmıştı. Ardından, Karaman Milletvekiline de "Ne konuşacaksınız?" diye sormuş. Akgün de "seçim bölgesinde seçmenlerin tarımsal sulama bedellerinden enerji indirimine gidilmesi yolundaki taleplerini iletmek amacıyla söz istediğini" söyleyince, Erdoğan bu kez çok sert bir ifadeyle, "Allah'tan korkun. Daha ne kadar indirime gideceğiz?" sözleriyle yerine oturmasını söylemişti. Bu toplantının en sert fırçasını da konuşma talebinde bulunan Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş yemişti.
Erdoğan Aktaş'a "Ben senin ne konuşacağını biliyorum" dediğinde Aktaş "Nereden biliyorsunuz? Siz demiyor muydunuz başkalarına, 'niyet okuyorlar' diye? Siz de mi niyet okumaya başladınız?" karşılığını vermişti. Daha sonra otuza yakın milletvekili toplantıyı terk ederek protesto etmişlerdi.
Bir süre önce yapılan tarım toplantısında bir çiftçi de başbakan'a soru sorma gafletinde bulunmuş ve yediği okkalı fırçadan sonra, bir daha Başbakan'a soru sormama özgürlüğünü sonuna kadar kullanması gerektiğini anlamıştı.
Başbakan çok sinirli, çünkü bugüne kadar onlarca Avrupa ülkesine AB üyeliği ile ilgili ziyarette bulunmuş hepsi söz vermişlerdi. Fakat sözü verenler bir süre sonra çark ederek sözlerini tutmuyorlar. Bu da Başbakan'ı asabi hale getiriyor.
Anlayacağınız yurt dışında AB liderleri Erdoğan'a çıkışırken başı önünde mahcup bir edayla dinlemek zorunda kalan Erdoğan, yurda döndüğünde önüne gelenin canına okuyor.
Hele AB sürecinde olumsuz söylemler daha da artmaya başladığında Başbakanın sinir katsayısı sınırları zorlayacaktır.
AKP milletvekilleri ve diğer vatandaşlar kendi sağlıklarını düşünüyorlarsa bu durumdaki Başbakan'dan olabildiğince uzak kalsınlar.
Yoksa meclis koridorlarında şu sözler yankılanabilir;
" Tiz vurun kellesini?"
Hatırlarsanız, bir süre önce yapılan AKP grup toplantısında Erdoğan önce, söz isteyen Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe'yi sert bir üslupla fırçalanmıştı. Ardından, Karaman Milletvekiline de "Ne konuşacaksınız?" diye sormuş. Akgün de "seçim bölgesinde seçmenlerin tarımsal sulama bedellerinden enerji indirimine gidilmesi yolundaki taleplerini iletmek amacıyla söz istediğini" söyleyince, Erdoğan bu kez çok sert bir ifadeyle, "Allah'tan korkun. Daha ne kadar indirime gideceğiz?" sözleriyle yerine oturmasını söylemişti. Bu toplantının en sert fırçasını da konuşma talebinde bulunan Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş yemişti.
Erdoğan Aktaş'a "Ben senin ne konuşacağını biliyorum" dediğinde Aktaş "Nereden biliyorsunuz? Siz demiyor muydunuz başkalarına, 'niyet okuyorlar' diye? Siz de mi niyet okumaya başladınız?" karşılığını vermişti. Daha sonra otuza yakın milletvekili toplantıyı terk ederek protesto etmişlerdi.
Bir süre önce yapılan tarım toplantısında bir çiftçi de başbakan'a soru sorma gafletinde bulunmuş ve yediği okkalı fırçadan sonra, bir daha Başbakan'a soru sormama özgürlüğünü sonuna kadar kullanması gerektiğini anlamıştı.
Başbakan çok sinirli, çünkü bugüne kadar onlarca Avrupa ülkesine AB üyeliği ile ilgili ziyarette bulunmuş hepsi söz vermişlerdi. Fakat sözü verenler bir süre sonra çark ederek sözlerini tutmuyorlar. Bu da Başbakan'ı asabi hale getiriyor.
Anlayacağınız yurt dışında AB liderleri Erdoğan'a çıkışırken başı önünde mahcup bir edayla dinlemek zorunda kalan Erdoğan, yurda döndüğünde önüne gelenin canına okuyor.
Hele AB sürecinde olumsuz söylemler daha da artmaya başladığında Başbakanın sinir katsayısı sınırları zorlayacaktır.
AKP milletvekilleri ve diğer vatandaşlar kendi sağlıklarını düşünüyorlarsa bu durumdaki Başbakan'dan olabildiğince uzak kalsınlar.
Yoksa meclis koridorlarında şu sözler yankılanabilir;
" Tiz vurun kellesini?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024