İmkansızlıklar içerisinde destansı bir zaferin sene-i devriyesini yaşadığımız zaman diliminde Trabzon ilimiz tarihi bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor.
Destansı bir zaferimiz olan 30 Ağustos Bayramımız kutlu olsun.
Heykellerine ve düşüncelerine saldırıların arttığı bu günlerde böylesi bir sempozyum inanıyoruz ki çoraklaşan gönüllere "su" gibi aziz gelecektir.
Hiçbir ülkede liderine karşı art niyetli insanların var olduğu bir toplum göremezsiniz.
Ülkesini haçlı dünyasına karşı kazandığı eşsiz zaferlerle zor şartlarda kuran bir lidere saygısızlık, haksızlık ve iftiralarla dolu saldırıların yapıldığını sadece bizde görebilirsiniz.
Bu anlamda "Atatürk Vatandır Sempozyumu"nun zamanlaması ve Trabzon'dan başlaması kıymetlidir.
İnternette arama motorlarına "Mustafa Kemal ve Trabzon" yazdığınızda kaşınıza Trabzon Valiliği'nin resmi internet sitesinden şu cümleler karşımıza çıkıyor:
"Ben olayım, olmayayım, Türk Milleti bâkidir. Görevinizi bana karşı değil, millete karşı yapacaksınız.
Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime vermekle ferahlık duyuyorum. İnsanın serveti, kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime daha neler vermek istiyorum.
Hayatımın hatırlayabildiğim en mutlu dakikalarını yaşıyorum. Yıllarca önce düşündüğüm bu işi Trabzon'da tamamlamak mukaddermiş."
İşte Ata'mızın bu sözlerini söylediği Karadeniz'in kadim kenti Trabzon'da bugün Mustafa Kemal'in izinde giden, tam bağımsızlık bayrağını eline alan Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve kadrosu tarihi bir sorumluluk içerisinde "Atatürk Vatandır" başlığı ile Türk Milletine karşı görevini yapıyor.
Trabzon'dan yakılacak meşale meltem rüzgarları ile dalga dalga Anadolu'muzun dört bir yanına dağılacak.
Yıllardır gerek televizyonlardaki konuşmaları, gerekse gazetede yazmış olduğu yazıları ile bizlere gerçek Mustafa Kemal'i anlatmaya ve tanıtmaya çalışan Prof. Dr. Baş, vatanına ve milletine bağlı aidiyet bağı ile ülkemizi karış karış dolaşarak gerçek Atatürk'ü çoraklaşan gönüllerimize mayalamanın derdinde.
Yıllar önce Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezi Salonu'nda Prof. Dr. Haydar Baş Bey, yapmış olduğu konuşmasında ilk defa "Gerçek Mustafa Kemal'i bu aziz millete tanıtmak boynumuz borcudur" diyerek o günden beridir tanıtmaya ve anlatmaya devam ediyor Mustafa Kemal'i.
Yakın zamanda Atatürk'le ilgili Sayın Baş'ın bazı video linklerini sosyal medyadan paylaştığım dostlarım ve arkadaşlarım var. İzledikten sonra yapmış oldukları yorumlar ve tespitler arşivimde saklıdır.
Kahir ekseriyeti özetle "Bize Mustafa Kemal'i hiç kimse böyle tanıtmadı. Haydar Baş Bey'i dinledikten sonra Mustafa Kemal'in nasıl bir lider olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Tebrik ediyoruz" ifadeleri olmuştur.
"Yıllardır neden böyle yapıldı? Niçin? Kim yaptı?" türünden soruları çoğaltabiliriz dostlarım. Bu sorulara verilecek en güzel cevapları elbette merak ediyoruz değil mi?
İşte bu soruların cevabını Trabzon'da 31 Ağustos'taki sempozyumda mutlaka bulabileceğiz.
O halde son cümle: "Türk Milleti gerçek Mustafa Kemal'i tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Bu kuvveti, saf ve doğal kaynağından bulup almaya ve sahip çıkmaya var mısınız?
Destansı bir zaferimiz olan 30 Ağustos Bayramımız kutlu olsun.
Heykellerine ve düşüncelerine saldırıların arttığı bu günlerde böylesi bir sempozyum inanıyoruz ki çoraklaşan gönüllere "su" gibi aziz gelecektir.
Hiçbir ülkede liderine karşı art niyetli insanların var olduğu bir toplum göremezsiniz.
Ülkesini haçlı dünyasına karşı kazandığı eşsiz zaferlerle zor şartlarda kuran bir lidere saygısızlık, haksızlık ve iftiralarla dolu saldırıların yapıldığını sadece bizde görebilirsiniz.
Bu anlamda "Atatürk Vatandır Sempozyumu"nun zamanlaması ve Trabzon'dan başlaması kıymetlidir.
İnternette arama motorlarına "Mustafa Kemal ve Trabzon" yazdığınızda kaşınıza Trabzon Valiliği'nin resmi internet sitesinden şu cümleler karşımıza çıkıyor:
"Ben olayım, olmayayım, Türk Milleti bâkidir. Görevinizi bana karşı değil, millete karşı yapacaksınız.
Mal ve mülk bana ağırlık veriyor. Bunları milletime vermekle ferahlık duyuyorum. İnsanın serveti, kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime daha neler vermek istiyorum.
Hayatımın hatırlayabildiğim en mutlu dakikalarını yaşıyorum. Yıllarca önce düşündüğüm bu işi Trabzon'da tamamlamak mukaddermiş."
İşte Ata'mızın bu sözlerini söylediği Karadeniz'in kadim kenti Trabzon'da bugün Mustafa Kemal'in izinde giden, tam bağımsızlık bayrağını eline alan Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve kadrosu tarihi bir sorumluluk içerisinde "Atatürk Vatandır" başlığı ile Türk Milletine karşı görevini yapıyor.
Trabzon'dan yakılacak meşale meltem rüzgarları ile dalga dalga Anadolu'muzun dört bir yanına dağılacak.
Yıllardır gerek televizyonlardaki konuşmaları, gerekse gazetede yazmış olduğu yazıları ile bizlere gerçek Mustafa Kemal'i anlatmaya ve tanıtmaya çalışan Prof. Dr. Baş, vatanına ve milletine bağlı aidiyet bağı ile ülkemizi karış karış dolaşarak gerçek Atatürk'ü çoraklaşan gönüllerimize mayalamanın derdinde.
Yıllar önce Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezi Salonu'nda Prof. Dr. Haydar Baş Bey, yapmış olduğu konuşmasında ilk defa "Gerçek Mustafa Kemal'i bu aziz millete tanıtmak boynumuz borcudur" diyerek o günden beridir tanıtmaya ve anlatmaya devam ediyor Mustafa Kemal'i.
Yakın zamanda Atatürk'le ilgili Sayın Baş'ın bazı video linklerini sosyal medyadan paylaştığım dostlarım ve arkadaşlarım var. İzledikten sonra yapmış oldukları yorumlar ve tespitler arşivimde saklıdır.
Kahir ekseriyeti özetle "Bize Mustafa Kemal'i hiç kimse böyle tanıtmadı. Haydar Baş Bey'i dinledikten sonra Mustafa Kemal'in nasıl bir lider olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Tebrik ediyoruz" ifadeleri olmuştur.
"Yıllardır neden böyle yapıldı? Niçin? Kim yaptı?" türünden soruları çoğaltabiliriz dostlarım. Bu sorulara verilecek en güzel cevapları elbette merak ediyoruz değil mi?
İşte bu soruların cevabını Trabzon'da 31 Ağustos'taki sempozyumda mutlaka bulabileceğiz.
O halde son cümle: "Türk Milleti gerçek Mustafa Kemal'i tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Bu kuvveti, saf ve doğal kaynağından bulup almaya ve sahip çıkmaya var mısınız?
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
- Neden dedeler parklarda oturur bilir misiniz? / 02.04.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024
- Bir anketin düşündürdükleri / 26.03.2024
- Ramazanın getirdiği bir demet güzellikler / 12.03.2024
- 106. yıl sonra Eskişehir’de… / 27.02.2024
- Emekliler kervanının yeni üyesi / 20.02.2024
- Perşembe akşamı izlenimlerim! / 13.02.2024
- Yerel seçimler üzerine / 07.02.2024
- Bu bizim insanlık namına görevimiz! / 30.01.2024
- Bir nefes sıhhat / 23.01.2024
- Üç cilt çıkan kitaplarımın öyküsü / 16.01.2024