Trump pimi çekti! Art arda açıklamalar geliyor...
Obama döneminde imzalanan anlaşmayı sert bir dille eleştiren Trump, İran'a yönelik yaptırımları yeniden hayata geçireceklerini belirtti.
Daha önce 12 Mayıs'ta açıklayacağını duyurduğu İran kararını öne alarak 8 Mayıs'ta açıklayan Trump, yeni bir anlaşma için kapı aralayarak, İran'ın kabul etmesi durumunda daha kapsamlı bir anlaşma için müzakereye hazır olduğunu söyledi.
Obama döneminde imzalanan bazı uluslararası anlaşmalardan da çekilen Donald Trump, seçim kampanyası sırasında yaptığı mitinglerde İran ile yapılan anlaşmayı sık sık 'tarihin en kötü anlaşması' olarak nitelemiş ve anlaşmadan çekileceğinin sinyallerini vermişti.
Tüm dünyada deprem etkisi oluşturan kararını duyurduğu konuşmasında İran'ı terörizme destek vermekle suçlayan Trump şunları söyledi: "Bu anlaşma İran'a yönelik ambargoları sakatladı. İran'ın Suriye ve Yemen'deki etkisi de aynı şekilde kaldı. Bu kötü anlaşma, rejime büyük paralar elde etmesini sağladı. İran askeri bütçesi yüzde 40 arttı. Bu anlaşma İran'ı terörizme destek vermekten de alıkoymuyor. İran anlaşmasının yeniden görüşülmesi gerektiğini söylemiştim. Eğer bu anlaşmanın kusurlu yönleri giderilmedikçe anlaşmadan çekileceğimizi de açıkladık. Bu yüzden bu anlaşmadan çektiğimizi açıklıyorum. İran'a yönelik eski yaptırımların yeniden uygulanması için gerekli yetkiyi vereceğim."
Karadan sonra mikrofonların karşısına geçen Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, İran'da faaliyet gösteren Avrupalı firmalar için, 'ülkeden çıkmaları için birkaç ayları var' dedi.
ABD Hazine Bakanlığı da İran'a yönelik yaptırımların devreye girmesinden önce 90 gün ve 180 günlük zaman tanınacağını açıkladı.
Yeni Körfez krizi geliyor
ABD Başkanı Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilme kararı Avrupa medyasında geniş yankı buldu. İngiliz The Guardian, "Trump'ın İran nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından "yeni Körfez krizi korkusu" manşetiyle çıkarak, haberde, İran'ın anlaşmanın bozulması halinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayacağı mesajını öne çıkardı.
Daily Telegraph ise ABD Başkanı'nın İran ile balistik füze programını ve bölgedeki eylemlerini de kapsayacak yeni bir anlaşma yapmaya açık olduğu sinyalini verdiğini yazdı. ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi gerçeğinin önemli sonuçları olacağına dikkati çeken Belçika gazetesi De Morgen ise Avrupa iş hayatının yanı sıra uluslararası diplomasinin de bu sonuçlardan etkileneceğine yer verdi. Fransa'da yayımlanan Le Point dergisi ise "Trump dünyayı belirsizliğe soktu" başlığıyla verdiği haberinde, ABD Başkanı'nın Avrupalı müttefiklerine sırtını döndüğünü ve İran'ı tahrik ettiğini kaydetti.
Liberation gazetesi ise "Netanyahu için bariz bir zafer ama ne pahasına?" başlığıyla verdiği haberde, Trump'ın İsrail Başbakanı tarafından yıllardır öne sürülen iddiaları ciddiye aldığını ve verdiği kararla İran ve İsrail arasındaki çatışma zeminini hızlandırdığını yazdı.
L'Express dergisi de Avrupalılar ile İran'ın masaya oturacağını ve ABD'nin bu kararla Avrupa'dan dışlandığını belirtti. Kamu yayıncısı France Info'da yayımlanan bir haberde ise, ABD'nin bu kararının, "Avrupa Birliği'ne karşı açılan potansiyel bir ticari savaşın ilanı" olduğu kaydedildi.
İsrail'de bayram havası esti
Daha Önce Telaviv'deki ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı alan Trump'ın verdiği son karar da İsrail'de bayram havası estirdi. İran ile 5+1 ülkeleri arasında imzalanan anlaşmayı sık sık eleştiren İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Trump'ı cesaretinden ötürü kutladı. Netanyahu, İran ile yapılan anlaşmanın bölge ve dünya barışı için 'felaket' olarak niteledi.
İsrail'in BM Büyükelçisi Danny Danon ise 'tarihi' olarak nitelediği kararı, "Orta Doğu'ya güvenlik ve istikrar getirecek yeni bir dönemin başlangıcının habercisi" sözleriyle övdü. Suudi Arabistan da Trump'ın anlaşmadan çekilerek Tahran'a yönelik yaptırımları yeniden devreye sokması kararına destek verdi. Riyad, söz konusu anlaşmanın İran'ı bölgede daha da güçlendirdiği görüşünü dile getiriyordu. ABD'nin kararına İsrail ve Suudi Arabistan dışında hiçbir ülkeden destek gelmedi.
AB: Anlaşmayı koruyacağız
Avrupa Birliği (AB) anlaşmaya tamamen bağlı kalacağını ve İran yükümlülüklerini yerine getirdiği sürece yaptırım uygulanmayacağını açıkladı. AB adına konuşan Dış İlişkiler Sorumlusu Federica Mogherini, "Uluslararası Atom Enerjisi çok iyi çalışıyor. Biz bu anlaşmayı destekliyoruz. Bu konuda farklı tutumlar olsa da ortak bir yol bulabileceğimize inanıyoruz. Diğer ülkelerle birlikte bu anlaşmayı koruyacağız" dedi.
Mogherini ayrıca, Trump'ın yeni yaptırım uygulama niyetinin endişe verici olduğunu söyledi. Ortak açıklama yapan İngiltere, Fransa ve Almanya ise "ABD'nin kararına karşı İran'a itidal çağrısında bulunuyoruz; İran anlaşmanın getirdiği sorumluluklarını karşılamayı ve tam iş birliğini sürdürmeli" dedi.
Anlaşmayı kurtarmak için görüşmeler yapacaklarını açıklayan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, nükleer anlaşmanın ölmediğini söyledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı raporlarına göre İran'ın anlaşmaya uyduğunu belirten Le Drian, İngiltere, Almanya ve İran dışişleri bakanlarıyla gelecek 14 Mayıs'ta bir araya gelip son durumu değerlendireceklerini açıkladı. Çin ve Rusya'dan da anlaşmaya destek açıklaması geldi. Çin anlaşmayı korumak için çalışacağını vurguladı.
Washington yönetiminin İran ile nükleer anlaşmadan çekilme kararından üzüntü duyduklarını ifade eden Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, "Tüm taraflar, anlaşmayı uygulamalı, anlaşmanın bütünlüğünü ve ciddiyetini korumalı. Çin, tüm taraflara sorumlu şekilde davranmaları, siyasi ve diplomatik yönlü çözümlere bağlı kalmaları, farklılıkları uygun şekilde ele almaları ve kapsamlı anlaşmaları uygulamaya devam edecek doğru çizgiye bir an önce dönmeleri çağrısında bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Rusya'dan da benzer bir açıklama geldi. Moskova'nın karardan büyük hayal kırıklığına uğradığını ve söz konusu adımı 'uluslararası hukukun küstahça ihlali' olarak niteleyen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova'nın anlaşmaya bağlı olduğunu söyledi. Karara Birleşmiş Milletler'den (BM) de tepki geldi.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, Genel Sekreter Antonio Guterres'in, Trump'ın İran ile yapılan Ortak Kapsamlı Eylem Planı anlaşmasından (JCPOA) geri çekileceğini ve ABD'nin yaptırımlarını yeniden başlatmaya başlayacağını duyurmasından derin endişe duyduğunu söyledi.
Guterres'in, JCPOA anlaşmasının nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik diplomaside büyük bir başarı olduğunu, hem bölgesel hem de uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunduğunu yinelediğini aktaran Dujarric, "Sağladığı başarıları korumak için anlaşma önyargılı olmaksızın ele alınmalıdır. Genel Sekreter, diğer JCPOA katılımcılarına tüm üye devletlere bu anlaşmayı desteklemek için taahhütlerini yerine getirmeye çağırmaktadır" dedi
İran orantılı tepki verecek
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilme kararından kısa süre sonra düzenlediği basın toplantısında ABD'yi sorumluluklarını yerine getirmemekle suçladı.
İran halkının anlaşmadan doğan sözlerini yerine getirdiğini söyleyen Ruhani, uranyum geliştirme sürecine yeniden dönebileceklerini ancak önceliklerinin anlaşmayı korumak olduğunu söyledi. Tahran'da Ferhengiyan Üniversitesinde konuşan İran lideri Ali Hamaney ise "ABD Başkanının basit ve aptalca konuşmasını dinlediniz. 10'dan fazla yalan söyledi. İran devletini ve milletini tehdit etti. Ben İran halkı adına sesleniyorum, Sayın Trump yanlış yapıyorsunuz" dedi.
İran Parlamentosu ise 'orantılı ve mütekabil' bir resmi tepki için hazırlıklar yapıyor. İran parlamento başkanı Ali Laricani, Trump'ın anlaşmayı kavrayabilecek zihni kapasitesinin olmadığını söyledi. Trump'ın yalnızca güçten anladığını ve nükleer anlaşmayı devirmesinin diplomatik bir şov olduğunu savunan Laricani'ye göre, ABD'yi izole edecek söz konusu karar küresel barış ve güvenliğe tehdit.
İran basını ise Trump'ın kararını lanetlemekte hemfikir, ancak verilecek tepki konusunda farklı görüşlere sahip.
Ülkedeki reformcu kanadın önde gelen gazetelerinden İtimat, "Başbelası olmadan nükleer anlaşma" manşetiyle çıkarak, anlaşmaya ABD olmadan da devam edilebileceğini vurguladı. Anlaşmaya karşıt tutumuyla bilinen Kayhan gazetesi ise "Trump nükleer anlaşmayı yırtıp attı. Bizim de yakma zamanımız geldi" ifadesini kullandı.
'Kaybeden ABD olacak'
ABD Başkanı Donald Trump'ın İran ile nükleer anlaşmadan çekilme kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, anlaşmayla bu konuda yıllardır süren olumsuzluğun olumlu bir duruma dönüştüğünü ve umutları artırdığını hatırlattı.
Erdoğan, "Şimdi bunun bir anda ters istikamette gelişmesi sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini ve dolayısıyla Türkiye'yi de etkileyecek" diye konuştu.
Bu durumdan ABD menfaat elde edecek olsa da birçok ülkenin rahatsız olacağına ve büyük darbeler yiyeceğine dikkati çeken Erdoğan, "Kaybeden Amerika olacaktır çünkü yaptığınız bir anlaşmaya sadık kalmıyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu. İmzalar atılmışsa sadık kalmak gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Uluslararası anlaşmalar, böyle istediğiniz zaman bozun, istediğiniz zaman yapın. Böyle bir şey olmaz" dedi.
Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararıyla anlaşmanın uygulanmasını takiple görevlendirilen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran'ın Anlaşma'ya uygun hareket ettiğini dönemsel raporlarıyla teyid etmektedir. Hal böyleyken ABD'nin anlaşmadan çekilmeye karar vermiş olmasını talihsiz bir adım olarak değerlendiriyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Anlaşma 3 yıl önce imzalanmıştı
İran ile P5+1 olarak adlandırılan ABD, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere tarihi olarak nitelenen bir anlaşma imzalamıştı. Temmuz 2015'te imzalanan anlaşmaya göre, İran uranyum zenginleştirmeyi azaltacak, buna karşılık da bazı ekonomik yaptırımlar kaldırılacaktı.
Resmi adı Ortak Kapsamlı Eylem Planı olan anlaşma, İran'ın uranyum zenginleştirmeyi nükleer silah yapmaya yetecek düzeye çıkarmamasını öngörüyor.
Anlaşmadan sonra İran'ın Natanz ve Fordo tesislerindeki santrifüj sayısı azaltıldı ve tonlarca az zenginleştirilmiş uranyum Rusya'ya gönderildi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan denetçiler İran'ın nükleer tesislerinde teftiş yapma yetkisine sahipti.