Trump’ın rüşvetle işgal projesi

ABD Başkanı Trump, epey zamandır diline doladığı, "yüzyılın anlaşması" adını taktığı Ortadoğu Barış Planı'nı sonunda açıkladı. Dağ fare doğurdu demeyeceğim çünkü aynen beklediğimiz gibi bir işgal projesi çıktı. Zaten kendi varlığını, İsrail'in güvenliğini korumak olarak ifade eden bir ABD'nin Başkanı'ndan ve onun Yahudi kökenli İsrail hayranı damadından başka ne beklenebilirdi ki… 

Trump önceki gün Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Netanyahu ile birlikte bu planını açıkladı.

Tarihin karanlık sayfalarına kaydolan bu ana, 3 Arap ülkesi de "destek" mahiyetinde şahit oldular. Bunlar Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Umman…

Sanki büyük İsrail projesi amaçlı BOP'un hedefinde olan 22 İslam ülkesinden biri değillermiş gibi… Hem Filistin davasına ihanet, hem de kendilerine ihanet…

Başta Trump ve Netanyahu'nun açıklamalarından yola çıkarak bu 80 sayfalık asrın işgal projesini özetle değerlendirmeye çalışalım.

* Bu plan Filistin dışlanarak oluşturuldu.

* Plana göre, Kudüs bölünmeden İsrail'in başkenti olarak kalacak. Bu ifade zaten Kudüs'ün komple İsrail'in işgaline bırakıldığını ispatlıyor.

* Planda bir Filistin devletinden bahsediliyor, hatta başkentinin Doğu Kudüs'ün içinde bir belde olacağı (Ebu Dis beldesi) ifade ediliyor ama Kudüs'ün "bölünmeden" İsrail başkenti olarak tanınması bunu açıkça yalanlıyor.

* Planda sanki BM'nin "iki devletli bir çözüm"ü kabul edilmiş gibi gösteriliyor ama Filistin devleti sadece kağıt üzerinde bırakılıyor ve bir çok şartlara bağlanıyor.

* Planda asıl hedefin İsrail'in güvenliği olduğu özellikle vurgulanıyor.

* Filistin devletinin kurulması şartları arasında "terörü reddetmesi" var. İsrail'in, yaptığı her saldırı ve zulme karşı Filistinlilerin masum direnişine "terör" dediği dikkate alındığında bu ve diğer şartların asla yerine getirilebilme ihtimali yok.

* İşin garip tarafı, Filistinlilerin tüm egemenlik haklarını elinden alan bu plan için Trump, "İsrail için çok şey yaptım, Filistinliler için de çok şey yapmam lazım, yoksa adil olmazdı" diyor. Yani Trump'a göre bu işgal planı Filistinlilerin menfaatine…

* Trump, İslam ülkelerini tehdit etmekten de geri kalmadı, "İslam dünyasının 1948'te yaptığı hatayı, İsrail'i tanımak yerine saldırma hatasını düzeltmesinin zamanı gelmiştir" ifadelerini kullandı.

* Planın bir İsrail dayatması olduğunu Netanyahu'nun mutluluğundan anlayabiliyorsunuz. Netanyahu şunları söyledi: "Bu tarihi bir gün, 14 Mayıs 1948'i hatırlıyoruz, o gün Başkan Truman İsrail devletini tanıyan ilk lider olmuştu. Siz (Trump) de tarihimiz için önemli topraklardaki hakkımızı tanıyan ilk başkan oldunuz."

* Yani Netanyahu'ya göre, bu plan "İsrail'in haklarını tanımak" anlamına geliyor. Netanyahu "Bu, İsrail için, barış için harika bir plan" diyerek planı yerlere göklere sığdıramıyor.

* Netanyahu bu planı büyük bir fırsat olarak tanımlıyor: "Yüzyılın anlaşması yüzyılın fırsatıdır ve İsrail bu fırsatı kaçırmayacaktır."

* Netayahu, planla ilgili, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olması konusunda ABD'den onay aldıklarını söyledi. "İsrail ise Batı Şeria'daki tüm Yahudi yerleşim birimlerinde egemen olacak" dedi.

* Muzakerelerin başlaması için ABD'nin İsraillilerden değil, Filistinlilerden bazı talepleri olduğunu belirten Netanyahu bu taleplerin bazılarını şöyle sıraladı: Gazze'nin silahsızlandırılması, teröristlere (Filistinli tutuklu ve şehit aileleri) maaş ödemesinin durdurulması, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) şikâyette bulunmaya son verilmesi, İsrail'e karşı provokasyonun durdurulması, İsrail'in onayı olmadan uluslararası kuruluşlara üye olunmaması, ilhak edilecek yerleşim birimlerini de kapsayacak şekilde Yahudi devletini tanıması, İsrail'in Kudüs'teki egemenliğini tanıması ve geri dönüş hakkından mutlak surette feragat etmesi…

* Netanyahu, bu şartlar yerine getirilmeden, Ürdün Vadisi, Yehuda ve Samira bölgelerindeki yerleşim birimlerinin ilhakı hariç Batı Şeria'daki "C bölgesi"nde değişim olmayacağını, şartlar yerine getirilse dahi İsrail'in söz konusu bölgede güvenlik alanında egemenliğini devam ettireceğini vurguladı. C Bölgesi Batı Şeria'nın yüzde 61'ini kapsıyor.

* Netanyahu, İsrail'in büyük yerleşim birimleriyle bağlantısı olmayan 15 yerleşim birimini de egemenliği altına alacağına ve bu bölgelerin genişletilebileceğine değindi.

* İsrail Başbakanı, İsrail'in sonuç olarak Filistinlilere "sınırlı ve şartlı" bir egemenlik vereceğini vurguladı.

* Plan konusunda açıklama yapan ABD'nin İsrail Büyükelçisi Friedman, Tel Aviv yönetiminin istediği zaman işgal altındaki Batı Şeria'da yer alan yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini "ilhak" edebileceğini söyledi.

* Trump'ın damadı Kushner planla ilgili şunları söyledi: "Bu plan kapsamında yaptığımız şey, İsrail yerleşimlerinin dört yıl boyunca büyümesini sınırlamak oldu."

* Planın Filistinliler için son şans olduğunu ifade eden Kushner bu sözlerle 4 yıl sonra yayılmacı politikanın artarak devam edeceğini de vurgulamış oldu.

* Bütün bu İsrail menfaatine atılacak adımlar karşılığı Filistinlilere 50 milyar dolarlık bir sus payı yani rüşvet veriliyor. Trump bunun yükünü de bildiğiniz gibi Arap ülkelerine yıkıyor. Ayrıca 4 yıl İsrail yeni yerleşim birimi kurmayacak. Bu süre içinde Gazze ve Batı Şeria arasında tüneller ve köprülerle birbirine bağlanacak bir "bölük pörçük" Filistin devleti kurulması için müzakere yapılacak.

Kısaca bu plan Büyük İsrail Devleti'ne önemli bir adım daha atmaktır.

İslam dünyası bu işgal planına karşı topyekün bir duruş ortaya koymalı ve Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı'nın "Mescid-i Aksa tüm İslam aleminin başkenti olmalıdır" tavsiyesini dikkate alarak, Filistinli kardeşlerimizin tek başlarına taşıyamayacakları bu yükü topyekün üstlenmelidir. 

O zaman bu kirli işgal planlarının tamamı boşa çıkar.