Türk milleti "dindar" lideriyle buluştu

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın 5 Şubat 2011 tarihinde Eko Analiz programında yaptığı "Dindar Atatürk" ile ilgili konuşmasının videosunun sosyal paylaşım sitelerinde milyonlarca kez tıklanması, Sayın Baş'ın ortaya çıkardığı bu gerçeklerin milletimizin yüreğine su serptiğini açıkça gösteriyor.Türkiye genelinde gazetemizin organize ettiği "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" panellerinde de milletimiz, Osmanlı arşivlerinden çıkartılan belgelerle Atatürk'ün dindar kimliği, hem anne tarafından hem de baba tarafından Peygamber Efendimizin soyundan gelen bir seyit olduğu gerçeği ile buluşunca sevinçleri gözlerinden okunuyor.Çünkü tüm dünyaya örnek bir mücadele ortaya koyarak, ülkemizi dört bir taraftan işgal etmiş olan düşmanı denize dökmek, bir imparatorluğun küllerinden bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurmak her babayiğidin harcı değildi.Türk milletine yıllarca bilinçli olarak dayatılan "dinsiz Atatürk" imajı ile bu istiklal mücadelesi başarısı bir türlü örtüşmüyordu. Bir Molla Kasım çıktı, yalancıların mumu yatsı olmadan söndü ve Atatürk hakkındaki gerçekler belgeleriyle, delilleriyle birlikte gün yüzüne çıktı. Peki neden? Neden böyle değerli bir şahsiyet ve de mübarek ailesi karalanmak istendi?Bunun en önemli sebebi, Türkiye coğrafyası üzerinde Şark Projesi emeli olanlar, Arzı Mevut hayali kuranlar şu gerçeği çok iyi biliyorlar ki, tarihe damgasını vurmuş, destanlar yazmış olan Müslüman Türk milleti eğer lideri hakkında gerçekleri öğrenir, "Dindar Atatürk "ile buluşursa, bu yıkım projelerinin hepsi iptal olur, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu coğrafyada ilelebet payidar kalır.Bu sebeple çıkardıkları fitnelerle, içimizden olan bir takım hainlerin kirli propagandalarıyla Atatürk, annesi ve babası karalandı, dinsiz denildi, iftiralar atıldı; milletle ona bağımsız bir devlet ve vatan kazandıran liderinin; milletle onu koruyan, kollayan, bir ve beraber tutan devletinin arası açılmak istendi.Onlar çok iyi biliyorlardı ki, lideri olmayan, devleti olmayan Türk milletini paramparça etmek, onları birbirine düşürmek çok kolaydı. İşte Prof. Dr. Haydar Baş bütün bu kirli oyunları bozdu ve Türk milletini "dindar" ve "seyyit" olan lideriyle buluşturdu.Denilebilir ki bu aziz millet, seyyit olan Atatürk'ü yıllardır dinsiz diyecek kadar nasıl yanılabildi? Bu kaderi dedesi İmam Ali Efendimiz de yaşamıştı. İmam Ali hakkında birçok ayet, binlerce hadis olmasına rağmen, 220 Ehl-i Sünnet kaynağında da ifade edildiği gibi Gadir-i Hum'da Peygamber Efendimiz tarafından vasi, halife, hidayet önderi olarak ilan edilmesine rağmen, daha Peygamberimizin vefatından hemen sonra bu unutulmadı mı?Dahası, Peygamberimizin vefatından çok geçmeden iktidar koltuğuna oturan Muaviye, Kur'an'da sevilmesi farz kılınan, tertemiz olduğu ifade edilen bu Ehl-i Beyt için, hutbelerde isim isim belirterek lanet okutturmadı mı?Hatta Muaviye'nin kör cemaatinden bazıları, hutbede lanet okunması unutulduğunda, "hutbe eksik oldu" diyerek hutbe okuyanı ikaz etmedi mi?Yine Peygamberimizin amcası, hayattayken onun en büyük hamisi olan Hz. Ebu Talib'e, Müslüman olduğuna dair birçok delil olmasına rağmen sırf İmam Ali'nin babasıdır diye asırlardır "kafir" demediler mi?Ehl-i Beyt ve o soydan gelen pak imamlar hangi sıkıntıları yaşadılarsa, hangi fitnelere maruz kaldılarsa Türkiye Cumhuriyeti'ni bizlere emanet eden seyyit Atatürk de aynılarına maruz kaldı.İnsanların Atatürk'e "dinsiz" demeleri Atatürk'e zerre kadar zarar vermez ama "seyyit" ve "dindar" olan Müslüman Atatürk'e dinsiz diyenlerin bu iddiaları ortada kalmaz; kendilerine döner ve din dairesinin dışına çıkarlar. İslam'ın itikat görüşü budur.