Avrupa Parlamentosu Üyesi, Alman vatandaşı Ozan Ceyhun, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giden hatta, üçüncü sınıf vagona bindirildiği 1999 yılındaki Helsinki kararının doğru, ancak zorlama bir karar olduğunu savundu. Ceyhun bunun ardında Helsinki öncesi muhafazakar yönetimlerinin Türkiye'yi oyalama taktiğinin yattığı götüşünü dile getirdi. Ceyhun, Türkiye'nin öngörülen zaman içinde yani, 2004 yılı sonuna kadar uzun ve orta vadeli hedefleri yerine getirip görüşmeleri sağlayamayacak durumda olduğunu dile getirerek, buna neden olarak ülkenin ekonomik ve siyasi durumunu gösterdi.
Türkiye'nin uzun vadede de şansı yok
Şu andaki hükümetin bu kriterleri yerine getirecek durumda olmadığına dikkat çeken Ozan Ceyhun, Türk kamuoyuna AB üyeliği sanşının uzun vadede de zayıf olduğu anlatılarak, üye olunamazsa da bunun hayatın sonu demek olmadığı fikrinin yerleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ceyhun, Ecevit Bahçeli ve Yılmaz hükümetini AB üyeliği konusunda samimi olmamakla suçladı. Ceyhun daha ileri giderek Koalisyon hükümetinin AB üyeliğini kendi iç politika hedeflerine yönelik taktik olarak kullandiğını iddia etti. Başından beri Ecevit hükümetinin AB üyeliğine sıcak bakmadığını söyleyen Avrupa Parlamenteri, "Türkiye AB'den uzaklaşırsa aşırı İslami kesim tehlike oluşturur mu?" sorusuna da, "Artik Batı'da bu argümana inanan kimse kalmadı. Ancak Türkiye'nin AB'ye üye olmaması, Batı'dan uzaklaşması anlamına da gelmiyor. Türkiye NATO üyesi, AB ile ticari anlaşmaları yoğun, Gümrük Birliği ortada. Türkiye Akdeniz'in ortadoğu kesiminde, AB'ye yakın, ama bambaşka bir kimlikle güçlü bir konumla da var olabilir. Bunun için Türkiye'nin kendi sınırları içinde yapması gereken şeyler var" cevabını verdi. Ozan Ceyhun üyesi olduğu Alman Sosyal Demokrat Parti Lideri ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve AB'nin Genişleme'den Sorumlu Üyesi Günter Verheugen'ın hala Türkiye'nin AB üyeliğinden yana olduğunu hatırlatarak, partisi içinde kendisi gibi, hatta kendisinden daha sert düşünen politikacıların olduğuna da
dikkat çekti.
YENİ MESAJ/ BERLİN
Türkiye'nin uzun vadede de şansı yok
Şu andaki hükümetin bu kriterleri yerine getirecek durumda olmadığına dikkat çeken Ozan Ceyhun, Türk kamuoyuna AB üyeliği sanşının uzun vadede de zayıf olduğu anlatılarak, üye olunamazsa da bunun hayatın sonu demek olmadığı fikrinin yerleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ceyhun, Ecevit Bahçeli ve Yılmaz hükümetini AB üyeliği konusunda samimi olmamakla suçladı. Ceyhun daha ileri giderek Koalisyon hükümetinin AB üyeliğini kendi iç politika hedeflerine yönelik taktik olarak kullandiğını iddia etti. Başından beri Ecevit hükümetinin AB üyeliğine sıcak bakmadığını söyleyen Avrupa Parlamenteri, "Türkiye AB'den uzaklaşırsa aşırı İslami kesim tehlike oluşturur mu?" sorusuna da, "Artik Batı'da bu argümana inanan kimse kalmadı. Ancak Türkiye'nin AB'ye üye olmaması, Batı'dan uzaklaşması anlamına da gelmiyor. Türkiye NATO üyesi, AB ile ticari anlaşmaları yoğun, Gümrük Birliği ortada. Türkiye Akdeniz'in ortadoğu kesiminde, AB'ye yakın, ama bambaşka bir kimlikle güçlü bir konumla da var olabilir. Bunun için Türkiye'nin kendi sınırları içinde yapması gereken şeyler var" cevabını verdi. Ozan Ceyhun üyesi olduğu Alman Sosyal Demokrat Parti Lideri ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve AB'nin Genişleme'den Sorumlu Üyesi Günter Verheugen'ın hala Türkiye'nin AB üyeliğinden yana olduğunu hatırlatarak, partisi içinde kendisi gibi, hatta kendisinden daha sert düşünen politikacıların olduğuna da
dikkat çekti.
YENİ MESAJ/ BERLİN
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.