Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Akdur, Türkiye'nin maden zenginliklerinin keşfedilmeyi beklediğini ifade ederek, "Avrupa'da bin 500 metre derinlikten, Güney Afrika'da 3 bin 600 metreden madenler çıkarılırken, Türkiye'de henüz ortalama 120 metrede madencilik yapılmaktadır. Türkiye'de petrol, doğalgaz, altın, bakır, demir, kömür var mı, yok mu? sorusuna doğru cevap verebilmemiz için gelişmiş ülkelerle bir mukayesesini yapmamız gerekmektedir" dedi. Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Akdur, Türkiye'nin enerji, hammadde ve ara mal ithalatına her yıl 50 milyar dolardan fazla bedel ödediğini, kullanılan doğalgazın yüzde 97'sinin, petrolün yüzde 93'ünün, kömürün yüzde 20'sinin, altının yüzde 95'inin, bakır ve alüminyumun ise yüzde 80'inin ithal edildiğini söyledi.Türkiye'nin enerji ve maden tüketimi açısından her geçen yıl dışa bağımlılığının arttığını belirten Akdur, "İhtiyacımız olan maden ve minerallerin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda yerli kaynaklardan temini mümkün olmasına rağmen, Türkiye kendi potansiyelini yeterince değerlendirememektedir. Türkiye yer altı kaynaklarını değerlendirmek zorundadır. Ülke olarak ihtiyacımız olan malların çoğunu ithal ediyoruz. Halbuki bunlar ülkemizde var. Aslında hiçbirini ithal etmek zorunda değiliz" dedi. Madenler keşfedilmeyi bekliyorAkdur, Türkiye'nin maden zenginliklerinin keşfedilmeyi beklediğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Avrupa'da bin 500 metre derinlikten, Güney Afrika'da 3 bin 600 metreden madenler çıkarılırken, Türkiye'de henüz ortalama 120 metrede madencilik yapılmaktadır. Ülkemizde madencilik daha, ortalama 35 kilometre kalınlığındaki yer kabuğumuzun ilk 120 metresinde yürütülmektedir. Türkiye'de petrol, doğalgaz, altın, bakır, demir, kömür var mı, yok mu? Bu soruya doğru cevap verebilmemiz için yer altı zenginliklerimizi keşfedebilmek amacıyla bugüne kadar kaç metre sondaj yaptığımıza veya risk sermayesi harcadığımıza bakıp, bu rakamların gelişmiş ülkelerle bir mukayesesini yapmamız gerekmektedir."85 yılda yaptığımız sondajı Kanada 1,5 yılda yapıyorAkdur, Türkiye'nin linyit rezervinin 14 milyar ton olmasına rağmen, yıllık kömür üretiminin sadece 70 milyon ton olduğuna dikkati çekerek, "70 milyonluk Türkiye'nin linyit üretimi 12 milyon nüfusa sahip Yunanistan kadardır. Sanayileşmenin temelinde hep madencilik üretimindeki gelişme olmuştur. Kanada'da yılda 14 milyon metre, Avustralya'da ise yılda 6,5 milyon metre maden sondajı yapılmaktadır. Türkiye'de ise 85 yılda yapılan maden sondajı 20 milyon metreyi, ancak bulmaktadır. Bir başka ifadeyle bizim 85 yılda yaptığımız maden sondajı Kanada'da 1,5 yılda yapılmaktadır. Madenciliği geliştirmek için arama faaliyetlerini desteklemek, teşvik etmek gerekmektedir" dedi.Altın aramaya kaynak ayrılmıyorÜmit Akdur, Türkiye'de altın arama çalışmalarına yeterli kaynak bulunamadığını, dünyada altın madeni aramaları için yılda 5 milyar dolar risk sermayesi harcandığını belirtti. Türkiye'de altın madeni aramalarına harcanan risk sermayesinin yılda 30 milyon dolar civarında olduğunu ifade eden Akdur, şunları söyledi:"Dünyada metal madenlerini keşfetmek için harcanan risk sermayesinin sadece binde 6'sı Türkiye'de harcanmaktadır. Türkiye'nin altın potansiyeli 6 bin 500 tondur. Potansiyel çok büyük. Potansiyele bir de harcanan paraya bakınca devede kulak misali kalıyor, işte tamda sorunumuz bu. Ülkemizin parasal karşılığı 200 milyar dolar civarındaki altın potansiyelinin, işlenmesi durumunda ekonomiye kazandıracağı katma değer 1 trilyon dolar civarındadır."Altınımız var ama ithal ediyoruzÇin, Avustralya, Güney Afrika, Rusya, ABD ve Kanada'nın, dünya altın üretimindeki payının yüzde 54 olduğunu anlatan Akdur, "Altın tüketiminde ise Hindistan, Çin, ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan ilk 5 sırayı paylaşıyor. Bu 5 ülkenin altın tüketimindeki payı, yüzde 74 seviyesinde. Türkiye altın üreten ilk 5 ülke içinde değil, ama tüketen 5 ülke içinde. Yıllık 6-7 milyar dolar sadece altın ithalatına harcıyoruz. Doğalgaza ödediğimiz rakama yakın bir rakamı altına ödüyoruz. Niye ödüyoruz? Halbuki topraklarımızda var. Bu rezervlerimiz potansiyele dönüşünce altına 6-7 milyar doları ödeyen değil, ihraç eden ülke olacağız" dedi.BTP: Madenler devlet-millet el ele işletilmeliBağımsız Türkiye Partisi(BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 'Milli Devlet' tezinde madenler ve diğer yeraltı zenginliklerinin millete ait olduğunu kaydederek, "Bu kaynaklar, devlet-millet ortaklığı ile kurulacak şirketler tarafından çıkartılarak işletilecektir" dedi. Madenlerin yerli sanayinin gelişmesinde kullanılacak hammadde olarak ihracına müsaade edilmeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Baş, madenlerin işlendikten sonra çok daha fazla bir karla satılmasının temin edileceğini vurguladı. Prof. Dr. Baş, "Kendi topraklarında dilenci olmak yerine mutluluk içerisinde refah bir yaşam sürmek elimizde. Yeter ki ayağımızın altındaki 3 katrilyon dolar değerindeki servete sahip çıkalım. Bu zenginlik, sadece bize değil bütün insanlığa ikram etsek dahi bitmeyecek büyüklüktedir" dedi.