Türkiye hızla çölleşiyor
Toprak ve su kaynaklarının korunmasının insan yaşamının sürekliliği açısından hayati öneme sahip olduğunu belirten TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ülkemiz topraklarının en önemli sorunları erozyon, tuzluluk ve çoraklaşma ile tarım arazilerinin yanlış
17.06.2012 00:00:00
Toprak Bayramı ile 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, nüfus artışına bağlı olarak bütün dünyada toprak ve su kaynakları üzerindeki baskının her yıl biraz daha yoğunlaştığını ve bu kaynakların aşırı kullanıma maruz kaldığını belirtti. Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) Sekreteryası'nın bu yıl Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nün ana temasını “Toprak” olarak belirlediğini ifade eden Bayraktar, etkinliklerin “Sağlıklı toprak hayatınızı sürdürür - Hep birlikte arazi tahribatını azaltalım” sloganıyla düzenlendiğini kaydetti. Toprağın yaşam için önemine vurgu yapan Bayraktar, her geçen yıl giderek artarak devam eden arazi bozunumunu önlemek ve toprağı korumak için küresel boyutta önlemler alınması gerektiğinin altını çizerek, “Toprak, çok uzun sürede oluşan, korunmazsa kısa sürede kaybolabilen ve yaşamın devamı için zorunlu bir kaynaktır. Kaybedilen verimli toprakların tekrar yerine getirilmesi olanağına sahip olmadığımız için hiç olmazsa eldeki toprak varlığını korumak, bu değerli kaynağı amacına uygun kullanmak zorundayız. İklim değişiklikleri, doğal kaynakların tahribi, yanlış arazi kullanımı ve yanlış tarım uygulamaları, aşırı otlatma ve yanlış sulama sonucu toprakların tuzlanması gibi nedenlerle çölleşme meydana gelmektedir. Çölleşme, küresel boyutta bir problem olarak karşımızdadır. Kuraklık, erozyon, toprak bozulması ve çölleşme sonucu kaybedilen toprak, ortak geleceğimizin tehlikeye girmesi anlamına gelmektedir” dedi.
Tarım alanları bozuluyor
Dünyada tarım için kullanılan 5,2 milyar hektar alanın yüzde 70'inin çölleşme nedeniyle bozulmuş durumda olduğunu belirten Bayraktar, “Çölleşme; açlık, yoksulluk ve göç başta olmak üzere ekonomik, toplumsal ve kültürel birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Bugün küresel bir sorun haline gelen çölleşme konusunun tüm boyutlarıyla ele alınması, herkesin bu mücadeleye sahip çıkması ve ülkelerin zaman kaybetmeden ortak çözümler bulmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 90'ında erozyon görüldüğünü, toprak kaybının yoğun olarak yaşandığı alanların başında tarım alanlarının geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Ülkemizde tarım alanlarının yüzde 59'unda, meraların yüzde 64'ünde, orman alanlarının yüzde 54'ünde erozyon vardır. Erozyon sonucunda toprağın verimli üst tabakası yok olmakta, faydalı toprak katmanını kaybeden arazilerde çölleşme başlamaktadır. Her yıl erozyonla kaybettiğimiz 500 milyon ton civarında verimli toprakla birlikte büyük miktarlarda bitki besin maddesi de yitirilmektedir. Erozyonun etkisi sebebiyle kaybedilen verimli topraklar su tutma ve tarımsal üretim kapasitesinin düşmesine sebep olmakta ve gıda güvenliğimiz tehlike altına girmektedir. Bilindiği üzere dünya nüfusunun hızla artması sonucu gıda maddelerine duyulan ihtiyaç da yoğun bir şekilde artmaktadır. Yapılan araştırmalar, 2050 yılına kadar 9 milyar olması beklenen dünya nüfusunu besleyebilmek için bugünkü gıda üretiminin yüzde 70 artması gerektiği ifade edilmektedir. Ancak yapılan çalışmalara göre dünyada her yıl 12 milyon hektardan fazla verimli arazi çölleşmeye bağlı olarak kaybedilmektedir. Bu rakam İsviçre'nin üç katı kadar bir alanın yok olması anlamına gelmektedir. Dünya yüzeyinin üçte biri yani 4 milyar hektardan fazla arazi ise çölleşme tehdidi altında bulunmaktadır.”İHA
Tarım alanları bozuluyor
Dünyada tarım için kullanılan 5,2 milyar hektar alanın yüzde 70'inin çölleşme nedeniyle bozulmuş durumda olduğunu belirten Bayraktar, “Çölleşme; açlık, yoksulluk ve göç başta olmak üzere ekonomik, toplumsal ve kültürel birçok problemi de beraberinde getirmektedir. Bugün küresel bir sorun haline gelen çölleşme konusunun tüm boyutlarıyla ele alınması, herkesin bu mücadeleye sahip çıkması ve ülkelerin zaman kaybetmeden ortak çözümler bulmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 90'ında erozyon görüldüğünü, toprak kaybının yoğun olarak yaşandığı alanların başında tarım alanlarının geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Ülkemizde tarım alanlarının yüzde 59'unda, meraların yüzde 64'ünde, orman alanlarının yüzde 54'ünde erozyon vardır. Erozyon sonucunda toprağın verimli üst tabakası yok olmakta, faydalı toprak katmanını kaybeden arazilerde çölleşme başlamaktadır. Her yıl erozyonla kaybettiğimiz 500 milyon ton civarında verimli toprakla birlikte büyük miktarlarda bitki besin maddesi de yitirilmektedir. Erozyonun etkisi sebebiyle kaybedilen verimli topraklar su tutma ve tarımsal üretim kapasitesinin düşmesine sebep olmakta ve gıda güvenliğimiz tehlike altına girmektedir. Bilindiği üzere dünya nüfusunun hızla artması sonucu gıda maddelerine duyulan ihtiyaç da yoğun bir şekilde artmaktadır. Yapılan araştırmalar, 2050 yılına kadar 9 milyar olması beklenen dünya nüfusunu besleyebilmek için bugünkü gıda üretiminin yüzde 70 artması gerektiği ifade edilmektedir. Ancak yapılan çalışmalara göre dünyada her yıl 12 milyon hektardan fazla verimli arazi çölleşmeye bağlı olarak kaybedilmektedir. Bu rakam İsviçre'nin üç katı kadar bir alanın yok olması anlamına gelmektedir. Dünya yüzeyinin üçte biri yani 4 milyar hektardan fazla arazi ise çölleşme tehdidi altında bulunmaktadır.”İHA