logo
24 KASIM 2025


Türkiye'de neden hain çok (ll)

12.12.2017 00:00:00
İstanbul'a gelen devşirmeler, burada Yeniçeri ağası ve hekimler tarafından gözden geçirilerek sünnet ettirilir ve Kelime-i Şahadet getirtilerek Müslüman yapılırlardı. İçlerinde yakışıklı, zeki ve becerikli olanlar, padişaha, yönetimde ve özel işlerinde hizmet vermek üzere seçilirlerdi. Bunlara içoğlanı denir ve özel olarak yetiştirilirlerdi.
Osmanlı padişahları, başlangıçta, yönetimlerini korumak için gereksinim duydukları insan kaynağının önemli bir bölümünü devşirmelerle karşıladı. Kısa dönemde gereksinim karşılanmış gibi göründü. Asker ya da sivil görevliler (kapıkulları), kesin bağlılık ilişkisiyle padişaha, paralı asker sıkıdüzeniyle (disipliniyle) bağlanmıştı.
Devşirmeler, süreç içinde ordunun (Yeniçeri) ve yönetici sınıfın (rical-i devlet) tümünü kapsayan bir yaygınlığa ulaşmış; yönetim, bunlar aracılığıyla padişahın mutlak egemenliği üzerine oturtulmuştu; sistemin tümü bir tek kişinin (padişahın) yararına işliyordu. Ancak, bu düzenin gerçek işleyişinin ne olduğu, neye hizmet ettiği biraz karışıktı.
Devşirmelerin gücü
Padişahlar, hizmetine aldığı devşirme unsurunu o denli büyütüp geliştirmişti ki, devlet düzeninin gerçekten padişahtan yana mı, yoksa "emri altındaki" devşirmelerden yana mı işlediği, giderek belirsizleşmeye başlamıştı. Örneğin, başlangıçta "sarayın uysal bir aleti" olan yeniçeriler, kısa bir süre içinde, saray üzerinde güçlü bir baskı kurmuşlardı. 15.yüzyıl bitmeden, yani kuruluşlarından henüz yüz yıl bile geçmeden; "Sadrazam öldürüyor, saltanat kavgalarına karışıyor, taht alıp taht veriyorlardı".(5)
Görünüşte devlete yüksek hizmetler veriyorlardı; padişahın sadık kullarıydılar; onun her isteğini yerine getiriyorlardı... Ancak, 14-18 yaşında zorla Müslüman yapılan bu insanların, geçmişlerini unutmaları, ondan tümüyle kopmaları olanaksızdı. Ne tam Müslüman oldular, ne de Hıristiyan kaldılar; ne etnik kökenlerini unuttular, ne de yeni kimliklerini benimsediler. Ne olduğunu bilmeyen ya da ne olmadığını bilen, kişiliksiz ve güvenilmez bir insan türü olarak, devlet politikalarına yön verdiler. İmparatorluğu çöküşe götüren nedenlerden biri durumuna geldiler. Hiçbir erdeme sahip değildiler ancak ilke durumuna getirdikleri bir tutumları vardı: Türklere ve Türklüğe karşı nefret duyuyor ve devlet politikalarıyla örtüşen bu nefreti, genel bir tutum durumuna getiriyorlardı.
Köksükleştirirken köksüzleşmek
Devşirmelerle yaratılan örgütlü güç, başlangıçta devlet yararına, birçok alanda kullanıldı. Devletin ve ordunun sürekli geliştiği ilk dönemlerde, ilerde sorun yaratabileceği düşünülmemiş, tersine sorunları giderecek bir güç olarak görülmüştü. Toplumsal kimliği korumaya dayanan, binlerce yıllık devlet gelenekleri bırakılmış, Türk unsurların karşı çıkmasına karşın devletin merkezi; Rum, Sırp, Hırvat ya da Ermeni Hıristiyanlara, üstelik yoğun biçimde açılmıştı.
Osmanlı devşirmeciliği, köleleri yabancı unsur olarak yönetim dışı işlerde kullanan Roma köleciliğinden ayrımlı olarak, devşirmeleri yani yabancı insanlar topluluğunu, köksüzleştirdiğini sanarak içsel bir güç durumuna getirmişti. Köksüzleştirirken köksüzleşen bu düzen, aslında kendini yıkacak bir güç yaratıyordu.
Devşirmenin niteliği
Devşirmeler, kökü silinmek istenen türedi bir kuşaktı. Görünüşte; ailesini, soyunu sopunu yadsımış, belleği ve kimliği yok edilmişti. Yalnızca Osmanlıydı. O bir ailenin bireyi değil, padişahın kuluydu; bir insan değil, adeta bir makineydi.(6)
Bilinçli izlencelerle (programlarla) kişiliksizleştirilen devşirmeler, bu niteliklerine karşın; yüksek yönetim yetkileri, dolgun ücret, siyasi ve idari ayrıcalıklarla donatılmışlar ve devleti yöneten yerlere getirilmişlerdi. Ancak, can ve mal güvenliğinden yoksun biçimde yaşıyorlardı. Bu konumlarıyla üst düzey devşirmeler, sürekli ölüm korkusu içinde yaşayan ruh hastası durumundaydı.
Devşirmeler, gerçek görüşlerini hiçbir zaman açıklamazdı; yalancı ve ikiyüzlüydüler. Peşinde koştukları tek değer, para ve yönetim gücüydü. Osmanlı Devletine gizliliği, ihanet ve entrikayı bunlar yerleştirmiş; rüşvet, vurgunculuk (ihtikâr), karaborsa, yasadışı gelir (ihtilas), ve adam kayırma'yı (iltimas) neredeyse yasal duruma bunlar getirmişti. Yeniliğe ve devlete karşı ayaklanmayı, hak olarak görürlerdi. 1550'den sonra, yeniçerilerin evlenmesine izin verilince, çocukları Acemi Ocağı'na öncelikli olarak alınmış, devşirmecilik babadan oğula geçen ayrıcalıklı bir meslek durumuna gelmişti. (devam edecek)?
DİPNOTLAR:
5 Ana Britannica 10.Cilt,  sf.183
6 "Kapıkulunun Tavsifi" Muhittin Birgen, ak. Zeki Arıkan, "Tarihimiz ve Cumhuriyet" Tarih Vakfı Yurt Yay., 1997,  sf.127
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Metin Aydoğan / diğer yazıları
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Özel'den 'Mansur Yavaş' tepkisi
'İmamoğlu'na yapılanın aynısı...'
'Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır'
Mansur Yavaş'tan soruşturma tepkisi
‘İktidarın görevi halkın refahıdır’
‘İlla birini görmek istiyorsanız Türk Milletini görün’
Amerikalı Osmanlı tarihçisinden farklı bir bakış
Osmanlı ordusu neden zayıfladı?
Ticaret Bakanlığı'nın kararı bekleniyor!
Paslanmaz çeliğe ek vergi 300 bin kişiyi işinden edecek
Dezenflasyon süreci yavaş seyrediyor
IMF: Türkiye'de ekonomik riskler hala daha yüksek
Maduro'dan ABD'li öğrencilere mesaj:
"Savaşı durdurun, savaşa hayır"
Trump, Mamdani ile görüşmeyi değerlendirdi
"Çok üretken bir toplantı"
Bir müthiş geri dönüş daha
Fenerbahçe Rize'yi 5 golle geçti
Beşiktaş'ta işler kötü gidiyor
Samsunspor ile 1-1 berabere kaldı
İran'dan ABD çıkışı geldi
"ABD, müzakere konusunda ciddi değil"
COP31'de Türkiye kararı
2026'da ev sahibi Türkiye olacak
İstanbul'da fabrika yangını
Güngören'deki yangına müdahale ediliyor
Türkiye'nin en büyük toplu can kayıplarından biri
97 kişinin öldüğü o ev aradan geçen 45 yıla rağmen olayın izlerini taşıyor
Kazandı ama ağır yaralı!
Galatasaray derbi öncesi hata yapmadı
Özel'den 'Mansur Yavaş' tepkisi
'İmamoğlu'na yapılanın aynısı...'
'Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır'
Mansur Yavaş'tan soruşturma tepkisi
‘İktidarın görevi halkın refahıdır’
‘İlla birini görmek istiyorsanız Türk Milletini görün’
Amerikalı Osmanlı tarihçisinden farklı bir bakış
Osmanlı ordusu neden zayıfladı?
Ticaret Bakanlığı'nın kararı bekleniyor!
Paslanmaz çeliğe ek vergi 300 bin kişiyi işinden edecek
Dezenflasyon süreci yavaş seyrediyor
IMF: Türkiye'de ekonomik riskler hala daha yüksek
Maduro'dan ABD'li öğrencilere mesaj:
"Savaşı durdurun, savaşa hayır"
Trump, Mamdani ile görüşmeyi değerlendirdi
"Çok üretken bir toplantı"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.