Türkiye'de tarım zehri kullanımı 3’e katlandı!
Gıda ürünlerindeki pestisit kalıntısı sebebiyle, 2021 yılında AB ülkelerinden Türkiye kaynaklı 372 bildirim yapıldı. Sayı, son üç yılın ortalamasının yaklaşık üç katına ulaşmış durumda
10.05.2022 16:41:00





Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, gıda ve yemlerde yapılan kontroller sırasında tespit edilen gıda risklerini, Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalı üzerinden herkesin erişimine açık olacak şekilde bildirdi. Türkiye'den ihraç edilen ürünlere dair sistemdeki veriler incelendiğinde, 2018'de 113, 2019'da 98, 2020'de 194 parti üründe limitlerin üstünde pestisit tespit edildiği görülüyor. 2021 yılında ise bu sayı son üç yılın ortalamasının yaklaşık üç katına ulaşmış durumda. Geçtiğimiz yıl, 372 parti ürünün çoğunluğu sınır kapılarında reddedilerek Türkiye'ye iade edildi. AB RASFF, Türkiye'den ihraç edilen biber, mandalina, greyfurt, limon, portakal, asma yaprağı, üzüm, kuru incir, nar, baharat ve bitki karışımları, haşhaş tohumu, keçi boynuzu zamkı ve kimyonda tarım zehiri kullanıldığını ortaya koydu. AB ve Japon Kimyasalların Sınıflandırılması ve Etiketlenmesi İçin Küresel Uyumluluk Sistemi (GHS) tarafından, insan üreme sistemi için toksik olduğu bildirilen ve ülkemizde yasaklı olan klorprifos-etil maddesi limonda, AB ve Japon GHS'nin kanserojen kategorisinde bulunan ve Eylül 2021'den itibaren ülkemizde kullanımı sonlandırılan bifenthrin maddesi ise portakalda tespit edildi. Bunların dışında tespit edilen maddeler arasında, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'na (IARC) göre kanserojen, AB ve Japon GHS'ye göre insan eşey hücrelerinde kalıtsal mutasyonları indüklediği bilinen ve insan üreme sistemi için zehirli bir madde olan etilen oksit; solunması halinde ölümcül olan ve arılar için tehlikeli formetanate; üreme sistemi için zehirli triadimenol ve klorprifos-metil; arılar için tehlikeli pyridaben ve esfenvalerate gibi maddeler yer alıyor. Ayrıca geri dönen ürünlerde, çocuklar için oldukça zararlı ve ülkemizde de yasaklı olan klorprifos, hormonal sistem bozucu pestisitler arasında bulunan prochloraz ve toplu arı ölümlerine sebep olduğu bilinen acetamiprid gibi tehlikeli zehirler de bulunuyor.
AB RASFF portalında yayınlanan rapor, Türkiye'deki artışa dikkat çekiyor. Tehlike ve ürün kategorisine göre yapılan değerlendirmede, 2020 yılında en çok bildirim yapılan 10 konu başlığının 3'ünde Türkiye'nin adı geçiyor. Bu bildirimlerin sebebinin 190 parti meyve ve sebzede pestisit, 58 parti meyve ve sebzede aflatoksin ve 38 parti tohum, kabuklu yemiş ve türevi ürünlerde aflatoksin tespiti olduğu görülüyor. Hindistan'ın etilen oksit bildirimi ile ilk sırada, Polonya'nın salmonella bildirimi ile ikinci, Türkiye'nin pestisit bildirimi ile üçüncü sırada yer aldığı raporda, 2020 yılında en çok bildirim yapılan kategorinin meyve ve sebze olduğu belirtiliyor. Bu kategorideki ciddi artış ise, Türkiye'den ihraç edilen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntısı bildirimlerinden kaynaklanıyor. Avrupa Komisyonu, 2019 yılında, Türkiye'den ithal edilen limon, yeşil biber, nar ve asma yaprağında tespit edilen tarım zehirleri sebebiyle bu ürünlerin daha sık analiz edilmesine karar verdi. Türkiye'nin tarımsal üretim potansiyeli yüksek olmasına rağmen, ihraç ürünlerinde pestisit kullanıldığının uluslararası ölçekte ortaya konması, ülkenin ticari itibarını da zedeliyor.
Tarım zehirleri sebebiyle geri dönen ürünlerin rekor seviyeye ulaştığına dikkat çeken Zehirsiz Sofralar Platformu, "Gıdadaki zehir tüketiciden saklanıyor. Pestisit kalıntılı ürünler kimin sofrasında?" diye sordu. AB ülkelerinin ihracat ürünlerine yönelik sınır kontrolleri, şirketlerin kendi denetimi ve marketlerde yapılan resmi kontroller sırasında alınan numunelerdeki pestisit tespitinin son dönemde artması sebebiyle, konu Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Geri dönen ürünlerin iç piyasada satışa sunulup sunulmadığına dair oluşan belirsizlik ve güvensizlik ortamı ise tüketicilerde haklı endişelere yol açıyor. Zehirsiz Sofralar Platformu'nun insana ve çevreye zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanması için başlattığı Zehirsiz Kampanya'ya bugüne kadar 166 bini aşkın kişi imza desteği verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200'ün üzerinde, Kampanya döneminde ise 27 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütü'nün "son derece tehlikeli", "yüksek seviyede tehlikeli" ve "muhtemel kanserojen" olarak belirlediği 13 etken maddeden 9'u hâlâ yasaklanmadı.
Türkiye üçüncü sırada
AB RASFF portalında yayınlanan rapor, Türkiye'deki artışa dikkat çekiyor. Tehlike ve ürün kategorisine göre yapılan değerlendirmede, 2020 yılında en çok bildirim yapılan 10 konu başlığının 3'ünde Türkiye'nin adı geçiyor. Bu bildirimlerin sebebinin 190 parti meyve ve sebzede pestisit, 58 parti meyve ve sebzede aflatoksin ve 38 parti tohum, kabuklu yemiş ve türevi ürünlerde aflatoksin tespiti olduğu görülüyor. Hindistan'ın etilen oksit bildirimi ile ilk sırada, Polonya'nın salmonella bildirimi ile ikinci, Türkiye'nin pestisit bildirimi ile üçüncü sırada yer aldığı raporda, 2020 yılında en çok bildirim yapılan kategorinin meyve ve sebze olduğu belirtiliyor. Bu kategorideki ciddi artış ise, Türkiye'den ihraç edilen meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntısı bildirimlerinden kaynaklanıyor. Avrupa Komisyonu, 2019 yılında, Türkiye'den ithal edilen limon, yeşil biber, nar ve asma yaprağında tespit edilen tarım zehirleri sebebiyle bu ürünlerin daha sık analiz edilmesine karar verdi. Türkiye'nin tarımsal üretim potansiyeli yüksek olmasına rağmen, ihraç ürünlerinde pestisit kullanıldığının uluslararası ölçekte ortaya konması, ülkenin ticari itibarını da zedeliyor.
Geri dönen ürünler satışa sunuluyor!
Tarım zehirleri sebebiyle geri dönen ürünlerin rekor seviyeye ulaştığına dikkat çeken Zehirsiz Sofralar Platformu, "Gıdadaki zehir tüketiciden saklanıyor. Pestisit kalıntılı ürünler kimin sofrasında?" diye sordu. AB ülkelerinin ihracat ürünlerine yönelik sınır kontrolleri, şirketlerin kendi denetimi ve marketlerde yapılan resmi kontroller sırasında alınan numunelerdeki pestisit tespitinin son dönemde artması sebebiyle, konu Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Geri dönen ürünlerin iç piyasada satışa sunulup sunulmadığına dair oluşan belirsizlik ve güvensizlik ortamı ise tüketicilerde haklı endişelere yol açıyor. Zehirsiz Sofralar Platformu'nun insana ve çevreye zarar veren tarım zehirlerinin yasaklanması için başlattığı Zehirsiz Kampanya'ya bugüne kadar 166 bini aşkın kişi imza desteği verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı, AB geçiş sürecinde 200'ün üzerinde, Kampanya döneminde ise 27 pestisit etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi. Ancak kampanya talepleri arasında yer alan, Dünya Sağlık Örgütü'nün "son derece tehlikeli", "yüksek seviyede tehlikeli" ve "muhtemel kanserojen" olarak belirlediği 13 etken maddeden 9'u hâlâ yasaklanmadı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.