Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) verilerine göre, 1927 yılında Türkiye'de 63 il bulunurken, 2000 yılında bu sayı 81'e yükseldi. 1927 yılında en fazla nüfusa sahip olan iller sırasıyla İstanbul, İzmir ve Konya olarak sıralanırken, 2000 yılına gelindiğinde sıralama İstanbul, Ankara ve İzmir olarak değişti. 1955 yılında 5.7 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğü, 2000 yılına gelindiğinde 4.5 kişiye geriledi. 1935 yılında ülke nüfusunun yüzde 94.1'i Türkiye'de doğarken, Türkiye'de doğanların oranı 1975 yılında yüzde 100'lere yaklaştı. Kadınların beklenen ortalama ömrünün daha yüksek olması nedeniyle kadın nüfusunun medyan yaşı erkeklerin medyan yaşından daha yüksek seviyede bulunuyor.
Yaşlı nüfus artıyor
19902000 döneminde genç nüfus artış hızının sıfıra yaklaştığı, üretken nüfusun artış hızının aynı düzeyde kaldığı ve yaşlı nüfusun ise en fazla artış hızına sahip olduğu görülüyor. Yıllık nüfus artış hızı binde 18.3 iken, bu oran yaşlı nüfusta binde 46.8, genç nüfusta ise binde 2.4 olarak tespit edildi. 1935 yılında erkeklerin yüzde 29.4'ü, kadınların ise yüzde 9.8'i okuma yazma bilirken, 2000 yılında bu oran erkeklerde yüzde 93.9'a kadınlarda yüzde 80.6'ya yükseldi. Kadın başına düşen çocuk sayısı 40 yıllık dönemde yaklaşık yüzde 48 oranında azaldı.
Yaşlı nüfus artıyor
19902000 döneminde genç nüfus artış hızının sıfıra yaklaştığı, üretken nüfusun artış hızının aynı düzeyde kaldığı ve yaşlı nüfusun ise en fazla artış hızına sahip olduğu görülüyor. Yıllık nüfus artış hızı binde 18.3 iken, bu oran yaşlı nüfusta binde 46.8, genç nüfusta ise binde 2.4 olarak tespit edildi. 1935 yılında erkeklerin yüzde 29.4'ü, kadınların ise yüzde 9.8'i okuma yazma bilirken, 2000 yılında bu oran erkeklerde yüzde 93.9'a kadınlarda yüzde 80.6'ya yükseldi. Kadın başına düşen çocuk sayısı 40 yıllık dönemde yaklaşık yüzde 48 oranında azaldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.