Terörsüz Türkiye, komisyon, teröristbaşına umut hakkı, demokratik entegrasyon derken milletimizin gerçek gündemi olan geçim sıkıntısı hep gündem dışı tutuluyor.
Her zaman ifade ediyoruz; ülkemizde Kürt sorunu yok, hiçbir zaman da olmadı; ama Kürt halkının geçim sorunu var, sadece Kürt kardeşlerimizin de değil, Laz'ıyla, Kürt'üyle, Türk'üyle, Boşnak'ıyla, Çerkez'iyle tüm Türk milletinin geçim sorunu var.
Bu gündemi her yazdığımızda farklı güncel örneklerle anlatmaya çalışıyoruz. Hem yetkililerimizin dikkatine sunmak için, hem de milletimizin sesi olabilmek, sorunlarına bir çözüm bulunmasına katkı sağlayabilmek için.
Bakın, verilere göre hayvancılık potansiyeli çok yüksek olan Türkiye'de, et tüketimi diplerde, insanlarımız maalesef et tüketebilecek imkan bulamıyor.
Birleşmiş Milletlere bağlı olan Dünya Nüfus İncelemesi (World Population Review) raporuna göre Türkiye, 3 buçuk yıldır savaşta olan Ukrayna'dan, Güney Afrika'dan, Zimbabve ve Kongo'dan daha az et yiyor.
Türkiye'de kişi başına 46.8 kilogram et düşerken, Ukrayna'da 48, Kongo'da 49,1 ve Zimbabve'de kişi başına 56,6 kilogram et düşüyor.
Düşünebiliyor musunuz, kıtlık yaşayan Afrika ülkelerinden bile gerideyiz.
Türkiye'de birçok kişi, haftalarını et yemeden geçiriyor.
En çok et tüketen ülkeler arasında ise ABD, İsrail, Avustralya ve İspanya en üst sıralarda yer alıyor. İsrail'de kişi başına 113 kilogram et düşerken ABD'de 123 kilogram, Avustralya 112 kilogram ve İspanya'da ise 105 kilogram et düşüyor.
Türkiye ile bu ülkeler arasındaki uçurumu görüyor musunuz?
Elbette bu iç karartıcı tabloda, madalyonun bir yüzünde Türkiye'deki bireylerin gelirinin çok düşük olması, diğer yüzünde etin Türkiye'de daha pahalı olması var.
Asgari ücreti 22 bin TL olan Türkiye'de et fiyatları, asgari ücreti 100 bin TL'nin üstünde olan Almanya'dan daha pahalı.
30 bin liraya dayan açlık sınırı karşısında sürekli eriyen asgari ücret ve emekli maaşları, vatandaşların ete ulaşamamasına, gıda ihtiyaçlarını karşılama konusunda da daha çok buğday mamüllerine yönelmesine neden olmaktadır.
Türkiye'de kişi başına ekmek ve makarna gibi buğday ürünlerinin tüketimi 160 kilograma ulaştı, 9. sıraya girdi.
Türkiye'de çoğunluğun gelir darlığı, sağlıklı beslenmeyi rafa kaldırıp, ne olursa olsun sadece karın doysun mantığına yol açmaktadır.
Et tüketimi konusunda farklı bir örnek daha verelim
Ağustos 2025'te açıklanan Eurostat 2024 yılı verilerine göre, Türkiye'de halkın yüzde 39,3'ü maddi yetersizlik nedeniyle iki günde bir et, tavuk, balık veya eşdeğeri bir öğün tüketemiyor.
2023'te aynı oran yüzde 45,8 düzeyindeydi.
Türkiye, bu göstergede Avrupa'nın en kötü durumda olan ülkesi. AB ortalaması sadece yüzde 8,3 seviyesinde.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, vatandaşlarımızın gerçek sorunlarını şu konuşması ile özetliyor:
"Toplumun en ana problemlerinden biri nedir desek, cebimizde para yok. Yani neredeyse yüzde 90'ımız fukara."
"Gerçekten gariban bir hayat yaşıyoruz ama çok pahalıya gariban bir hayat yaşıyoruz."
"Dünyanın birçok yerinde insanların ödemediği kiraları ödüyoruz, o kirayı ödeyecek parayı alamıyoruz ama bir şekilde ya kredi kartını takla attırarak ya eşten, dosttan, akrabadan, ahbaptan borçlanarak hayatını sürdürmeye çalışan milyonlar olduk."
Gerçekten de Sayın Baş'ın gözler önüne serdiği bu vatandaş tablosunda, et tüketiminde neden çok gerilerde olduğumuz sizce de çok net değil mi?
BTP lideri Baş, sadece problemleri söyleyip bırakmıyor, çözüm yollarını da anlatıyor:
"7 Aralık'ta büyük kongremizi yapacağız akabinde de şubat ayında inşallah Avrupa'nın hatta dünyanın en ünlü ve en büyük, en iyi eğitimi veren üniversitelerinden birinde Bağımsız Milli Ekonomi Modeli Birliği'nin katılımıyla birlikte 13. Milli Ekonomi Modeli Kongresini gerçekleştireceğiz."
"Avusturya'da Viyana Üniversitesi'nde 50'den fazla ülkeden gelecek akademisyenlerle, siyasetçileriyle bütün dünyaya tekrar Milli Ekonomi Modeli'ni deklare edeceğiz"
"Bu kongre inşallah sadece Türkiye'nin değil, bütün dünyanın ekonomik krizlerden, buhrandan çıkış yolunu gördüğü ve mütalaa ettiği bir kongre olacak."
"Ülkenin bir çözüme ihtiyacı var. Bunu her birimiz biliyoruz ve bu çözümün Milli Ekonomi Modeli'nde olduğunu da bütün Türkiye'ye kapı kapı dolaşıp anlatmak da bizim vazifemiz."
"Şeyh Edebali'nin de söylediği gibi insanı yaşat ki devlet yaşasın. Devletimizi yaşatabilmemiz için, güzel ülkemizi yaşatabilmemiz için milletimizle bir olup önce insanımızı yaşatmamız lazım."
- Gebze'de yıkılan binanın bize anlattıkları / 30.10.2025
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025
- ABD-İsrail ikilisinin şekillendirdiği Suriye, Türkiye'nin menfaatine değil / 23.10.2025
- Enflasyonda itibarımız yerlerde / 22.10.2025
- 22 Ekim'in 1'nci yılında endişe verici tablo! / 21.10.2025
- İsrail'in hedefinde Kıbrıs var! / 18.10.2025
- Gazze'de ateşkes sonrası ABD'nin odağında hangi ülkeler var? / 17.10.2025












 
 




































































