Türkiye'nin bağışıklık sistemine ne oldu?

Bağışıklık sitemi.İnsan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasıdır.Hastalığa sebep olan virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi mikroorganizmalara karşı vücudu bu sistem korur.Bağışıklık güçlü ise bir düşmanla karşılaştığını çoğu zaman vücut hissetmez bile...Sistem adeta "çaktırmadan" düşmanı yok eder.Bu sitemin en önemli savaşçıları akyuvarlardır.Siz kendinizi bu sırada 'turp' gibi hissedersiniz.Görevi budur.Öncelikle düşmanın vücuda girmesine engel olur.Bunda başarılı olamazsa vücuda girdikleri yerde tutmaya çalışır. Bu da olmazsa mikropların yayılmasını önlemeye çalışır.Bu sistem sayesinde vücutta huzur bozulmaz.Güven duygusu zarar görmez.Organlar saat gibi tıkır tıkır çalışır.Bu sisteme de bütün diğer organları da yöneten beyin hâkimdir.Bağışıklık sistemi zayıf düşerse vücut, mikroplarla baş edemez ve hastalık baş gösterir.Yani insanın hastalanması doğrudan bağışıklık sistemiyle alakalıdır.Bu sistem gerektiği gibi çalışmazsa bu durumda ölüm kaçınılmaz olur.Tıpkı vücut gibi devletlerin de bir bağışıklık sistemi olmalıdır.Dostu, düşmanı bu sistem sayesinde birbirinden ayırabilir devletler.Bağışıklık sistemini devreden çıkartılır ya da bu sisteme 'herkesi dost bilmesi' talimatı verilirse devlet hastalanır.Sorunlar artar ve ülke hızla içinden çıkılamaz duruma gelinir.AKP hükümetinin işbaşında olduğu son yıllarda "sıfır sorun" sloganıyla ortaya konulan Türkiye'nin ezeli düşmanlarını bile dost görme anlayışı, ülkenin bağışıklık sistemini dumura uğrattı.Düşmanları dost gören bu anlayış dostlara da düşmanlık yaptı ve onları da düşmanlığa itti.Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş geçtiğimiz günlerde bu gerçeği, "Eğer siz kendinizi yok edecek iradeyi düşman olarak tanımazsanız, bu beni yok edecek diye düşünmezseniz yarın gerçekten o irade sizi yok eder" şeklinde ifade etti. Yaşanan terör saldırılarına elbetteki tek sorumlu hükümet değildir. Ama Türkiye'nin içine çeşitli bölücü mikropların girmesine olanak tanıyan ve bağışıklık sisteminin görevini yerine getirip bu mikropları bertaraf etmesine engel olduğu için en büyük sorumlu hükümettir.