logo
19 NİSAN 2024

Türkiye'nin beyni göçüyor

09.07.2003 00:00:00
Yapılan anketler, okuyan gençlerimizin % 80'inin yurtdışına gitmeyi ve yurtdışında yaşamayı tercih ettiğini gösteriyor. Bu acı gerçek bir yana imkan bulan gençlerimiz ise öğrenimini devam ettirmek için kapağı ABD ve diğer Batı ülkelerine atıyor. Bizzat devlet tarafından gönderilenler de dahil olmak üzere bu gençlerin çoğu bir daha geriye dönmüyor. Aradan zaman geçiyor ve dün gönderdiğimiz bu gençlerin ne tür başarılara imza attıklarını öğreniyoruz. Tabii bu başarılar, gençlerimizin bulunduğu yabancı ülkenin gelişmişliğine gelişmişlik katarken, gelişmekte olan bir ülke olarak kendine ait yetişmiş beyinlere inanılmaz derecede ihtiyacı olan Türkiye bu beyinlerin katkısından mahrum oluyor. İki darbe birden yiyor Türkiye.

En fazla beyin göçü veren 34 ülke arasında 24. sırada bulunan Türkiye'nin bu yarasını Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mahmut Kaya ile konuştuk.

p Hocam, siz, Türkiye'de çok önemli bir konuya, beyin göçüne parmak basıyorsunuz. Türkiye'den dışarıya giden beyinlerle ilgili araştırmalarınız var. Öncelikle bize beyin göçünün nasıl bir olay olduğunu anlatın da bilelim. Beyin nasıl göç ediyor? Beyin göçü derken neyi kastediyorsunuz?

Prof. Dr. Mahmut Kaya- Beyin göçünü şöyle tanımlamayı tercih ediyorum. İyi eğitim görmüş, kalifiye, nitelikli, yetenekli, uzman, profesyonel kişilerin, kıt kaynaklarla yetiştikleri az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerden en verimli oldukları çağda gelişmiş ülkelere göç etmelerine veya oraya akmalarına beyin göçü adını veriyorum. Beyin göçünü temelde ikiye ayırmak mümkün: İç beyin göçü, dış beyin göçü. Ülke içinde olan beyin göçüne iç beyin göçü diyoruz. Örneğin kamu kuruluşlarında yetişen mühendislerin, doktorların veya bilim adamlarının kamu kuruluşlarından özel sektöre geçmesi de yine bir beyin göçüdür. Bunu bir kayıp olarak görmüyoruz.

Giden geri dönmüyor

Ülkemiz açısından asıl önemlisi dış beyin göçü dediğimiz olaydır. Ülkemizin, kıt kaynakları ile yetiştirdiği değerli, nitelikli insanları, yurt dışına kaçırmasıyla, bunlara yaptığı bütün yatırım, 15-16 yıllık bir yatırım boşa gidiyor. Bu insanlar master veya doktora için yurt dışına gidiyorlar ve daha sonra geri dönmüyorlar.

p Peki neden geri dönmüyorlar?

Kaya- Dönmeme nedenlerini altı guruba ayırmak mümkün. Ekonomik sıkıntılar var. Siyasi, politik sıkıntılar var. Bilimsel alanda, bilime ve araştırma-geliştirmeye gereken önemi vermememizden dolayı bazı sorunlar var. Eğitim sistemimizde bazı çarpıklıklar var. İşsizlik sorunu maalesef büyük boyutlarda. Bir diğer neden de yabancı dilde eğitimin olması, kişilerin çok rahat şekilde yurt dışına kaçmasına sebep oluyor.

Eğitimde plansızlığın sonucu

p Gençler, gittikleri ülkelerin imkanlarını görüp kendileri mi iş arıyorlar? Yoksa çok kaliteli oldukları için onlara bu ülkeler tarafından çengel mi takılıyor?

Kaya- Aslında mesele arz talep meselesine dayanıyor. Bizim ülkemize nazaran bu ülkelerde nitelikli insan yetiştirmek masraflı bir olay. Bizim gibi gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde eğitim plansız ve programsızdır. Yani bize ne kadar mühendis, doktor, bilim adamı lazım, bunun planını, programını yaptığımızı söyleyemeyiz. Plansız programsız bir şekilde yetiştirdiğiniz üniversite mezunlarının, bugünkü istatistiklere göre % 70'i mesleki alanlarının dışında çalışıyor. Ancak % 30'luk kısmı meslekleriyle ilgili iş bulabiliyor. Eğitim sistemimizin bu plansız, programsızlığından dolayı fazla arzımız var. Yani üniversite mezunu nitelikli insanı fazla arz ediyoruz. Buna karşın gelişmiş ülkelerin nitelikli insana talebi var.

p Yani böyle bir taleple karşılaşınca da gençlerimiz hemen gidiyorlar. Japonlar da gidip başka ülkelerde eğitim görüyorlar. Ama geri dönüyorlar.

Kaya- Japonya'nın ekonomik, siyasi sistemi ile bizim ekonomik ve siyasi sistemimiz birbirinden çok farklı. Kendi ülkemizin insanlarını dışa göç etmeye iten bazı sebepler var. Ayrıca gelişmiş ülkelerin de bu insanları çeken, cazip bir takım özellikleri var.

p Bu beyin göçü sadece göçü veren ülkedeki şartların ağırlığından mı kaynaklanıyor? Yoksa göçü alan ülkelerin böyle bir stratejisi mi var?

Kaya- Dünyada en güçlü devlet olmak istiyorsanız mutlaka dünyanın en iyi beyinleri ile çalışmak zorundasınız. Ben, en güçlü devlet olmak istiyorsam, dünyadaki tüm en iyi beyinleri kendime çekmek isterim. Amerika'nın yaptığı da bu. Belki, planlı bir şey yok ama belli bir hedefi var, vizyonu var.

Yalnız değiliz

p "Bizim gibi ülkeler de beyin göçü veriyor" diyorsunuz. Bizim gibi ülkeler, hangi ülkeler?

Kaya- Gelişmekte olan ülkelerin veya 3. Dünya ülkelerinin hemen hemen hepsi beyin göçü veriyor. Beyin göçü sadece gelişmekte olan ülkelerde yok. Gelişmiş ülkelerde de var. Örneğin, ben 7 sene Kanada'da eğitim gördüm; mühendisler, doktorlar, gelişmiş bir ülke olan Kanada'dan, ABD'ye göç ediyorlardı. Çünkü, ABD'de daha fazla maaş alabiliyorlardı. Ödeyecekleri vergi Kanada'ya nazaran daha düşüktü. Dolayısıyla yaşam standartları daha yüksek olacaktı. Benzer şey İngilizler için de geçerli. Bir çok İngiliz, İngiltere'den Amerika'ya göç ediyor. Beyin göçünün cazibe merkezi, dünyadaki beyin göçünün % 54'ünü çeken ülke ABD.

p Kaç gencimiz, yetişmiş beyin olarak başka ülkelerde?

Kaya- Benim edindiğim bilgilere göre 50 bin civarında öğrencimiz yurt dışında eğitim görme aşamasında. Bunların bir kısmı bitiriyor. Bir kısmı bitirmek üzere. Bunun da yaklaşık % 59'u geri dönmüyor. Yani her giden 100 kişinin 59'ununun ülkemize dönmediğini söylemek mümkün.

p Yani 30 bin kişi dönmüyor. Bu çok büyük bir rakam mı?

Kaya- Büyük rakam. Bizden çok daha kötü olan ülkeler var. En fazla beyin göçü veren ülkeler olarak 34 tane ülke sıralanmış. Türkiye, 24. sırada. Örneğin Mısır, Çin, Hindistan, Pakistan, Nijerya bizden çok daha kötü durumda.

Beyinleri karşılıksız hibenin faturası

p Bu olay, tehlikeli görmemiz gereken bir olay mı? Yoksa, "Bizim gencimiz çok. Yunanistan'ın nüfusundan daha fazla gencimiz var. Yetiştiririz" mi dememiz lazım.

Kaya- Tabii, bu, karşılıksız hibe oluyor. Zaten Türkiye'de kıymetli beyin diyebileceğimiz kesim çok fazla değil. Bunun da büyük bir kısmını yurt dışına kaçırırsanız veya kaptırırsanız, ülkemizde, sosyo-ekonomik alanda çok ciddi sorunlar yaşamamız mümkün.

p Yani her şey beyine bağlı, öyle mi?

Kaya- Tabii, her şey beyine bağlı. Türkiye'nin gelişebilmesi için en önemli sermayesi bir, yer altı ve yer üstü kaynakları, iki, insan sermayesidir. Biz nitelikli beyinlerimizi, beyin işçilerimizi yurt dışına kaçırırsak mutlaka bunun faturasını öderiz. Kaldı ki halen de ödüyoruz. Şu anda belki ekonomik sıkıntılarımızın en önemli nedenlerinin altında bu beyinleri kaçırmamız geliyor. Bu beyinler ülkemizde olsaydı bilim ve teknoloji şu andakinden çok daha ileri seviyede olacaktı. Bunları kaçırdığımız için maalesef teknoloji satın alan, teknoloji transfer eden ve bunun karşılığında çok büyük bedeller ödeyen, gelişmekte olan bir ülke kategorisinde yer alıyoruz.

Beyinlerimiz başkalarına hizmet ediyor

p Dünya bakıyoruz. Dünya çapında önemli çok Türk isimler var. Bunlar bizim elimizde olsa her halde dünyayı sallarız, değil mi?

Kaya- Mutlaka. Kuzey Amerika'da bulunduğum sırada gördüğüm şey şu: Oraların gelişmesinde temel faktör yabancı bilim adamları. Amerikalı veya Kanadalının, kendi ülkesinde, lisans eğitiminden sonra, pek master, doktora çalışmasına eğilimi yok. Çünkü daha lisans eğitimini bitirmeden yeteri kadar maaşlı, cazip iş teklifleri geliyor. Biraz tahmin olacak ama doktora ve master yapanların % 80'ini yabancı uyruklular, % 20'sini kendi vatandaşları oluşturuyor. Çünkü, onlarda lisans eğitimi yeterli ekonomik getiriyi sağlıyor.

p Bizim yetiştirdiğimiz bu beyinler başka ülkelerin kalkınmasına hizmet ediyorlar.

Kaya- Aslında en önemli noktalardan biri bu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin arasındaki uçurum, beyin göçü ile sürekli artmakta. Beyin göçünü engelleyemediğimiz sürece gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin arasındaki fark çok daha büyüyecek. Eğilim ise beyin göçünün tüm dünyada artışı yönünde. Çünkü gelişmiş ülkelerin sağladıkları olanaklar gelişmekte olan ülkelerdeki bilim adamlarını cezbediyor.

Beyin göçünü tersine çevirmek şart

p Beyin göçünü tersine çevirmek mümkün mü?

Kaya- Çevirmek zorundayız. Mümkün olmasa da mümkün kılmak için her türlü tedbiri almak zorundayız. Çünkü bunlar, bizim beyin gücümüz. Bunları, geri kazanamadığımız sürece ülkemiz çok büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacak. Hem ekonomik, hem siyasi, hem toplumsal açıdan büyük sorunlarla karşılaşacağız. Beyin göçünü ancak kademeli olarak tersine çevirmek mümkün olabilir. Dışardaki şartları ülkemizde birebir sağlayamayabiliriz. Ancak, gidenleri, Türkiye'ye ısındırarak, kısmi olarak çekmek herhalde mümkün olabilir. Burada bilime, araştırmaya, geliştirmeye önem vererek, bütçeleri arttırarak, en önemlisi bu kişilere değer vererek bunu yapabiliriz. Bu kişilerin en büyük sıkıntılarından biri değer verilmemesi, devletlerinin kendileri ile ilgilenmemesi.

p Yani devletin böyle bir derdinin olmaması.

Kaya- Gibi görülüyor. Aslında bu biliniyor. Ama, gereği niye yapılmıyor, bunu bilemiyorum. Örneğin ataşelikler, elçilikler, bunların kayıtlarını tutabilir. Şu anda iletişim çok hızlı. Hepsinin e-mail adresleri toplanır. Belki ülkelerinden kendilerine mesaj gönderilse bunları çok mutlu edecektir. Belki sırf bu sebepten % 10'u geri dönebilecektir. Ama, ben orada bulunduğum süre içinde bunların yapıldığını görmedim.
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma

31 Mart yerel seçimlerinde oy vermek için Ömer Keçecigil Okuluna giden askeri ve polis personellerine 'Konuş, sen nerelisin'' diyen DEM Partili Süleyman Salğucak, seçim kanuna muhalefet suçundan dolayı Şırnak İl Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alındı.
19.04.2024 16:21:00
İhlas Haber Ajansı
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
'Konuş, sen nerelisin' diyen DEM Partili Salğucak'a soruşturma
Avukat Ramazan Demir, Şırnak'ta taşımalı seçmen olduğunu düşündüğü kişilere 'Konuş sen nerelisin'' diyerek tepki gösteren Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldığını duyurdu.

31 Mart günü Şırnak'a oy vermek için taşınan asker ve polisler tek sıra içeri girerken tepki gösteren 61 yaşındaki Süleyman Salğucak'a soruşturma açıldı.

Avukat Ramazan Demir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Şırnak savcılığı 'Konuş, sen nerelisin' sözünden dolayı Süleyman Salğucak'a 'Seçim kanununa muhalefetten' soruşturma açmış" diye belirtti.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı, Salğucak hakkında 'Seçim kanununa muhalefet' ve 'Seçmenin oy kullanmasını engelleme' iddialarıyla ilgili soruşturma açtı.

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.