Bu satırları okuduğunuzda komşudaki referandum yapılmış olacak. Yunanistan'daki oylama sadece Yunan halkını değil bizi de yakından ilgilendiriyor. Dahası pek çok ülke halkını ve de tüm kapitalizm eksenindeki âlemi.5 yıl önce Yunanistan'da mali kriz patlak verdiğinde alacaklıları olan devletler harekete geçerek kemer sıkma politikalarını dayattılar. Neydi bu politikalar: özellikle halkı hedef alan mükellefiyetler yani vergilerin yükseltilmesi, sosyal devletin küçültülerek özelleştirmenin yaygınlaştırılması. Avrupa Birliği(AB) yardım paketlerini devreye sokuyor ise de mali yardımlar sermayenin kasasına giriyor, halkın istifadesi olmuyordu. Giderek halk yoksullaştı ve ekonomik kriz toplumsal krize dönüştü. Bıçak kemiğe dayanmıştı ve ulusal irade SYRİZA hükümetini başa geçirdi.5 aydır bu hükümet AB ile pazarlık masasında ama nafile? AB kapitalizmi, kendi üyesi olan bir ülkeye bile acımıyordu, o ülke çöksün, yok olsun, illaki borcunu ödesin.İşte referandum kararıyla bu acımasız kapitalizm, Yunan halkının önüne konulmuştur; ya herro ya merro. "Evet" çıkarsa ezilmeye, yok olmaya devam; "hayır" çıkarsa Yunanistan'ın avro bölgesinden kurtuluşu ve emperyalizme karşı zaferi olacaktır.Çarşamba'nın hali bu, perşembe nasıl olacak derseniz, Türkiye'ye bakmamız gerekecek.Komşunun aynasında gördüklerimiz aslında bizi yansıtmakta. Neo liberal ekonomi politikaları, alınan kredilerin, kamu kaynaklarının toplumun zayıf ve korumasız kesimlerine değil sermayeye aktarılmasını sağlamaktadır. Özelleştirmede sınır tanımayan yönetim, mal ve hizmet talanına yol açmış, ülke ekonomisi çöküşe geçmiştir.Biz de bir referandum geçirdik. Adı milletvekili genel seçimi olsa da siyaset bezirganlarının işi "Başkanlık sistemi" ne taşımaları ve bu yolda hukuksuz kanunsuz propagandaları sonucunda 7 Haziran, "Başkanlık" için evet/hayır testine dönüştü. Faydası şu oldu, birinin başkanlık hayali duvara tosladı.Ancak ülkenin derdi sadece başkanlık sorunu muydu, hayır. Asıl dert, müflis Yunanistan'ın düştüğü çizgiye gelmeden önce ulusal bir ekonomi modelinin hayata geçirilmesiydi.Yunanistan'da oylanan ABEM (Avrupa Birliği Ekonomi Modeli) ile MEM'dir.ABEM, halkı değil belli sermaye sınıflarını kurtarır. MEM (Milli Ekonomi Modeli) mutlu evlilik modeli de diyebilirsiniz ki, ulusların huzur ve refehla "mutlu bir izdivaç" yapmasını mümkün kılar.Rusya, BRİC (Brezilya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkeleriyle nice mutlu izdivaçlara imza atan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, mutluluk için ulusumuz sizi bekliyor.Şu notu da düşelim: "Halk kendini sevene karşı kuşkulu, kendisini aldatana karşı saftır. Ağızlarına çalınan iki parmak bal ile cezbedilen halklar kadar ne avcı düdüğüne kanıp tuzağa düşen saf bir kuş, ne de yem için oltaya takılan alık bir balık olabileceğini düşünün." (Etienne de la Boetie).Modası geçmiş emperyalizmin, yerini kaosa bırakmasına fırsat vermeden, bize ait olan, milli olanı benimseyelim.Bunu yaparken de, AKP iktidarının dış politika fiyaskolarının Türkiye tahribatını, bölgesel ve küresel konumumuzu değerlendirerek onaralım. Yeni seçim kapıda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023