İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları nedeniyle hava yoluyla ülkeden ayrılamayan Türkler, Lübnan'dan ayrılana kadar korku dolu saatler geçirdiklerini ifade etti. İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırıları nedeniyle hava yoluyla ülkeden ayrılamayan ve Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliğinin organize ettiği otobüsle önceki gün saat 17.00'de Beyrut'tan yola çıkan ikisi Fransız vatandaşı 34 kişi, Suriye üzerinden Türkiye'ye ulaştıHatay'ın Yayladağı Sınır Kapısından Türkiye'ye giriş yapan Türk işadamları ve Lübnan'da turist olarak bulunan Türklerin çoğunlukta bulunduğu kafile, sınır kapısında Kaymakam Enver Ünlü ve diğer yetkililer tarafından karşılandı. Önceki gece saat 05.00 sularında Türkiye'ye giriş yapan, aralarında 9 çocuk ve bebeğin de bulunduğu kafiledekilerin bir bölümü, stresli ve yorucu yolculuğun ardından güvenli bir yere ulaşmanın mutluluğuyla gözyaşlarını tutamadı. Lübnan'daki saldırıların korkusunu halen yüzlerindeki ifadelerde taşıyan kafileyi Yayladağı Sınır Kapısındaki VIP Salonunda ağırlayan Kaymakam Ünlü, misafirlerine çay ikram etti. Bunun son günlerde karşılaştıkları en güzel manzara olduğunu belirten Türk vatandaşları, özellikle Lübnan'dan ayrılana kadar korku dolu saatler geçirdiklerini ifade etti. AğladılarBeyrut'a 10 gün önce tatil için gittiklerini anlatan Adnan Keifati, saldırıların başlamasıyla korkudan kaldıkları otelden dışarı çıkamadıklarını söyledi. Keifati, bombaların şiddetini yakından hissettiklerini belirterek, "O anda öleceğimizi sandım. Dün sabahtan beri kızım ve eşim sürekli ağladı. Lübnan'dan bir daha çıkamayacağımızdan korktuk. Büyükelçilik yetkililerinin özverili çalışmasıyla Türkiye'ye geldik. Hepsine çok teşekkür ediyoruz" dedi. Son 2 günde Beyrut'ta yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına boğulan ve bomba seslerinin halen kulağında olduğunu ifade eden Mine Keifati ise Lübnan halkının bombaları fazla umursamadığını kaydetti. Bir ara Türkiye'ye asla geri dönemeyecekleri düşüncesine kapıldığını söyleyen Mine Keifati, "Bombalar kaldığımız binanın üzerinden geçiyordu. Korkudan başımızı pencereden bile dışarı çıkartamıyorduk. Büyükelçiliği arayarak, bizi kurtarmalarını istedik. Onlar da ellerinden geleni yaptılar ve Türkiye'ye ulaşmamızı sağladılar. Burada olmaktan çok mutluyum" diye konuştu. Sınır kapısında otobüsten indikten sonra VIP Salonu önünde bebeği Dalya'nın karnını doyuran Özge El Hakim ise Lübnan'da yaşananların bir film sahnesine benzediğini anlattı. Halk etkileniyorEl Hakim, İsrail'in Lübnan'a saldırı başlatmasıyla kendileri için korku dolu dakikaların başladığını dile getirdi. İsrail'in saldırıyı Hizbullah'a karşı yaptığı yönünde açıklamalarda bulunduğunu anımsatan El hakim, şunları kaydetti: "Saldırılarda Hizbullah zarar görmüyor. En çok halk etkileniyor. Bizim yerel medyadan ve yetkililerden öğrendiğimiz kadarıyla şimdiye kadar 60'tan fazla kişi öldü. Bunların arasında çocuklar da bulunuyor. Gece gündüz sürekli bombalamaya devam ediyorlar. Dün akşam bombalar devam edince korkarak büyükelçiliğe telefon açtık ve yardımcı olmalarını istedik. Otobüs olduğunu söylediler. Birkaç saat içinde eşyalarımızı hazırlayıp, büyükelçiliğe gittik, sonra otobüsle önce Suriye'ye daha sonra Yayladağı'ndan Türkiye'ye giriş yaptık. Havayoluyla gelmek istedik ancak saldırılarda Lübnan havaalanı zarar gördüğü için bunu yapamadık."