İsrail-Filistin sorununa Yol Haritası olarak sunulan barıştırma projesi , Filistin'e yönelik tuzaklarla dolu.
Filistin'in 2005'te devlet statüsüne sokulması planlanırken bunun hangi şart ve statüyle gerçekleştirileceği tam izah edilemiyor.
Verilen süre, Filistinliler'i pasifize etmekten öte bir anlam taşımıyor. Filistin'den bölgeye gelecek mültecilerin durumu muallakta.
Plan, ayrıntılı açıklamalardan kaçındığı için hangi ülkelerden , kaç mültecinin nerelere ve ne şartlarda gelebileceği, Filistin ve İsrail kentlerine nasıl dağılacakları bilinmiyor.
İsrail karşıtı olarak tanımlanan Filistinli örgütlerin bu süreçteki pozisyonunn ne olduğu tartışma konusu. Yeni Başbakan Ebu Abbas'ın uluslararası imajının ve Filistin Lideri Arafat'ın devlet kurulduktan sonraki aşamadaki yerlerinin korunup korunmaması gibi cevaplanması gereken noktalar var.
ABD merkezli devreye sokulan Yol Haritası, Ebu Abbas'ı muhatap alıyor. Arafat'ın siyasal açıdan tecrit edileceği senaryoları dillendirilirken Şaron'a yönelik ne tür baskı gelecek ya da gelecek mi?
Yol Haritası'nın Filistin'e zarar vereceği kanaatini taşıyan Filistinli muhalifler parlamento içinden ve dışından seslerini yükseltmeye başladılar. Muhalifler bu planın kendilerini bitireceğini ve İsrail'in şiddetini yeniden filizlendireceğini düşünüyorlar.
"Madem ki barış adına bu yola çıkıldı, aynı adımları İsrail de atmalı "diyen muhalifler haklı olarak endişelerini dile getiriyorlar. İsrail ordusunun, Filistin'in barış çabalarına rağmen Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki kentlere sızarak baskınlar düzenlemesi bu endişeleri daha da artırdı.
İsrail Savunma Bakanı Mofaz, İstihbarat Başkanı Megir Dagan ve Başbakan Şaron üçgeninde pratiğe dökülen bölgesel eylemlerin ABD'nin desteğiyle yayılmasından korkuluyor.
Filistin'in iç örgütlenmesine oynayarak Filistin davasını ve Arafat'ı bloke etme amacını taşıyan Yol Haritası'na başından beri İsrailliler de karşı.
İsrailli radikaller, Filistin'in tanınacak olmasından ürküyor. Bölgeye gelecek Filistinli göçmenlerin huzursuzluk doğuracağını ve nüfussal ağırlıklarının karşı tarafa geçmesinin korkusunu yaşıyorlar.
ABD'nin adamı olduğu gerekçesiyle eleştiri bombardımanına tutulan Filistin Başbakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na ABD'nin müdahaleleri var.
ABD, yeni Filistin hükümetinde, kendi kontrolündeki adamları seçtirmek ve bu kadroyu güçlendirmek niyetinde.
Şaron yönetimi bölge barışı adına herhangi adım atmış değil. Taraflara sunulan haritada revizyon yaptırabilmek için ABD başkanlık seçimlerini kollayan Şaron, barış sürecinin kapsamlı olarak ele alınabilmesi gerekçesiyle ABD içindeki Yahudi teşkilatlarıyla ve lobileriyle dirsek temasında bulunuyor.
Yoğun kulis faaliyetleriyle Başkan Bush'u kıskaca alacak olan İsrail, yeni başkan adaylarının da oyunu saptayarak baskı grubu oluşturmayı düşünüyor. ABD'nin ikinci başkenti Tel-Awiw'de şu sıralar yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Yol Haritası olarak takdim edilen bölgesel planı Filistin'in elinde patlatmak isteyen İsrail, bombanın pimini de ABD'ye çektirmek niyetinde.
Filistin'in 2005'te devlet statüsüne sokulması planlanırken bunun hangi şart ve statüyle gerçekleştirileceği tam izah edilemiyor.
Verilen süre, Filistinliler'i pasifize etmekten öte bir anlam taşımıyor. Filistin'den bölgeye gelecek mültecilerin durumu muallakta.
Plan, ayrıntılı açıklamalardan kaçındığı için hangi ülkelerden , kaç mültecinin nerelere ve ne şartlarda gelebileceği, Filistin ve İsrail kentlerine nasıl dağılacakları bilinmiyor.
İsrail karşıtı olarak tanımlanan Filistinli örgütlerin bu süreçteki pozisyonunn ne olduğu tartışma konusu. Yeni Başbakan Ebu Abbas'ın uluslararası imajının ve Filistin Lideri Arafat'ın devlet kurulduktan sonraki aşamadaki yerlerinin korunup korunmaması gibi cevaplanması gereken noktalar var.
ABD merkezli devreye sokulan Yol Haritası, Ebu Abbas'ı muhatap alıyor. Arafat'ın siyasal açıdan tecrit edileceği senaryoları dillendirilirken Şaron'a yönelik ne tür baskı gelecek ya da gelecek mi?
Yol Haritası'nın Filistin'e zarar vereceği kanaatini taşıyan Filistinli muhalifler parlamento içinden ve dışından seslerini yükseltmeye başladılar. Muhalifler bu planın kendilerini bitireceğini ve İsrail'in şiddetini yeniden filizlendireceğini düşünüyorlar.
"Madem ki barış adına bu yola çıkıldı, aynı adımları İsrail de atmalı "diyen muhalifler haklı olarak endişelerini dile getiriyorlar. İsrail ordusunun, Filistin'in barış çabalarına rağmen Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki kentlere sızarak baskınlar düzenlemesi bu endişeleri daha da artırdı.
İsrail Savunma Bakanı Mofaz, İstihbarat Başkanı Megir Dagan ve Başbakan Şaron üçgeninde pratiğe dökülen bölgesel eylemlerin ABD'nin desteğiyle yayılmasından korkuluyor.
Filistin'in iç örgütlenmesine oynayarak Filistin davasını ve Arafat'ı bloke etme amacını taşıyan Yol Haritası'na başından beri İsrailliler de karşı.
İsrailli radikaller, Filistin'in tanınacak olmasından ürküyor. Bölgeye gelecek Filistinli göçmenlerin huzursuzluk doğuracağını ve nüfussal ağırlıklarının karşı tarafa geçmesinin korkusunu yaşıyorlar.
ABD'nin adamı olduğu gerekçesiyle eleştiri bombardımanına tutulan Filistin Başbakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'na ABD'nin müdahaleleri var.
ABD, yeni Filistin hükümetinde, kendi kontrolündeki adamları seçtirmek ve bu kadroyu güçlendirmek niyetinde.
Şaron yönetimi bölge barışı adına herhangi adım atmış değil. Taraflara sunulan haritada revizyon yaptırabilmek için ABD başkanlık seçimlerini kollayan Şaron, barış sürecinin kapsamlı olarak ele alınabilmesi gerekçesiyle ABD içindeki Yahudi teşkilatlarıyla ve lobileriyle dirsek temasında bulunuyor.
Yoğun kulis faaliyetleriyle Başkan Bush'u kıskaca alacak olan İsrail, yeni başkan adaylarının da oyunu saptayarak baskı grubu oluşturmayı düşünüyor. ABD'nin ikinci başkenti Tel-Awiw'de şu sıralar yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Yol Haritası olarak takdim edilen bölgesel planı Filistin'in elinde patlatmak isteyen İsrail, bombanın pimini de ABD'ye çektirmek niyetinde.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005