Amerika’nın, Avrupa’nın, İsrail’in, onun bunun İslam dünyasını kolayca kontrol altında tutup yağmalayabilmeleri için bu coğrafyanın merkezi ve kalbi olan Türkiye’yi çökertmeleri, Türk millet birliğini darmadağın etmeleri gerekiyor. Tarih boyunca Haçlı-Siyon cephelerinin İslam dünyasına dönük bütün saldırılarına karşı millî dirençle mukavemet eden en büyük güç Türk milleti olmuştur. Bunu bildikleri için öncelikle merkez olan Türk millet birliğini ve Türkiye’yi etkisiz hale getirmeleri gerekiyor. Bugün toplum mühendisliği projesi kapsamında Türk milletinin millî kimliği birkaç yol ve yöntemle yok edilmeye çalışılıyor. Öncelikle yapılan propaganda çalışmaları, basın yayın faaliyetleri, liberal, komünist ve bazı İslamcı cemaat ve tarikatlar kanalıyla Türk milletinin zihninden ve bilincinden Türk milliyeti şuuru kaldırılıp yok ediliyor. Bunda en çok İslamcılar dini, komünistler enternasyonalizmi, liberaller de hümanizmi kullanıyorlar. İslamcılara göre “Türk’üm” demek ırkçılık ve günah, ama “Kürd’üm” demek demokrasi ve insan hakkı olarak sunuluyor. Bu ayrılıkçı, bölücü ve toplulukları birbirine düşman edici bir söylemdir. Kürt doğmak suç ve günah değil, tam tersine Allah’ın bir takdiri olarak saygı gösterilecek bir şeydir. Ama Türk millet birliğini yok edecek bir Kürt ırkçılığını tahrik etmek, bu ırkçılık etrafında bir terör örgütü oluşturmak, bu terör örgütüne silah, moral, para, basın yayın, propaganda desteği vermek, bunun sonucunda da her gün vatan evlatlarının gök ekin biçer gibi doğranmasına sebep olmak en büyük suç ve günahtır. Türkiye’de yaşayan herkesi tek bir millet; Türk milleti şemsiyesi altında toplamak, uyumlu ve huzurlu bir millet hayatı oluşturmak demek olan Türk milliyetçiliği, herkesin benimsemesi ve teşvik etmesi gereken bir durum iken; tam tersine ayrıştırıcı ve bölücü Kürt ırkçılığına her türlü desteği vermek, İslam’ın da lanetlediği bir kavmiyetçiliktir. Bazı İslamcı cemaat ve tarikat yapılanmalarında İslam adına Türk çocuklarının Türklük bilinci, Türk milliyetçiliğine düşman, Kürt kavmiyetçiliğine taraftar propagandalarla yok ediliyor. Bu karanlık odaklara doldurulan Türk çocuklarına beyin yıkama operasyonlarıyla “Türk’üm” demek utanılacak, ayıp ve günah bir şey olarak öğretiliyor ama öbür taraftan Kürt hakları, Kürtçe gibi laflarla, entelektüel gevezeliklerle aynı Türk çocukları Kürtçülük propagandacısı yapılıyor. Millî birlik ve bütünlüğü teşvik edeceklerine kavmiyetçilik yapıyorlar. Yani millet birliği demek olan Türklüğe saldırıp, ayrıştırıcılık ve bölücülük olan PKK siyaseti doğrultusunda bir Kürt ırkçılığını tahrik ediyorlar. Diğer yandan tamamen Batı emperyalizminin içerdeki sözcüsü olan liberal çevrelerde de hümanizm, dünya insan kardeşliği, halkların kardeşliği, dünya vatandaşlığı, globalizm, küreselcilik gibi kavramlarla, Türklük bilincini yok etmeye dönük saldırılar yoğunlaşmış durumda. Türk milliyeti şuuruna sahip olmak, ilkellikle, faşistlikle, ırkçılıkla, şovenlikle suçlanırken yine aynı çevreler PKK’lılarla kol kola, kucak kucağa bir halde Kürt ırkçılığı yapmayı demokrasi olarak pompalıyorlar. Türk’ün milliyet ruhunu ortadan kaldırmanın bir başka yolu da millî Türk devletinin kurum, değer, ilke ve sembollerini birer birer ortadan kaldırmaktır. Bugün bu yöntem adım adım uygulanıyor. Okullardan Türk çocuklarının iyi bir Türk vatandaşı olmasını telkin eden Andımız, Atatürk’ün vatanına, milletine, bütün millî değerlerine sahip çıkması bilincini telkin eden Gençliğe Hitabesi, millî gün ve bayramlarımız, bağımsızlığımızın belgesi İstiklal Marşımız, hürriyetimizin nazlı çiçeği Türk bayrağımız, imkânsızı mümkün kılma mücadelesinin, kurtuluşun, derlenip toparlanmanın ve yeniden dirilişin destanî metni olan Ergenekon destanımız, özgürlük ruhumuzun sembolü olan bozkurdumuz ve buna benzer bütün millî Türk kimliğini inşa etmede, geliştirip yaymada işlevsel birer role sahip olan metinlerimiz, sembollerimiz, tören ve bayramlarımız, kurum, ilke ve değerlerimiz ya itibarsızlaştırılıyor, ya kötüleniyor ya da yok ediliyor. O halde yapılacak olan bellidir. Türk milleti, önce çok sağlam bir din ve milliyet şuuru kazanacak. Kendine, kendi kimliğine, değerlerine, diline, dinine, kültürüne, tarihine, atalarına, atalarının mirasına, vatanına, vatanının barındırdığı maddi zenginliklere, parasına, puluna, geçmişine, geleceğine sahip çıkacak ve bunları daha da geliştirecek. Kendi millî birliğini, dirliğini kuracak. Vatanımıza musallat olmuş bütün yabancı emperyalist keneleri söküp atacak. Tam istiklalci, şerefli, haysiyetli bir millet yapısını yeniden inşa edip, bu milletin de sağlam temellere sahip kurumsal çerçevesi olan millî devletini yeniden ihya edecektir. Hedefimiz, idealimiz budur. Bu ruhu diri tutarsak varız, yoksa yok.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015