logo
28 MART 2024

Üretimsiz kalkınma olmaz...

28.09.2003 00:00:00
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, üretim olmadan büyüme ve kalkınmanın mümkün olamayacağını söyledi

Bağımsız Türkiye Partisi'nin 2. kuruluş yıldönümü münasebetiyle Türkiye turu yaparak işadamları ve sanayicilerle toplantılarına devam eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, üretim olmadan büyüme ve kalkınmanın asla mümkün olamayacağını belirtti.

"Üretim, bir ülkenin büyüme ve kalkınmasının yegane sebebidir. Ülkelerin gelişmişlik ölçüsü olan üretimden kasıt, ekonomide gerçek (reel) anlamda mal ve hizmet ortaya koymaktır" diyen Prof. Dr. Baş, ekonomilerde değer ölçüsünün, üretimle eşdeğer olarak hesaplanması gerektiğine dikkat çekti.

Üretim rafa kaldırıldı?

Ülkeler için hayati öneme sahip olan üretimin, ekonomide ilk sırada yer alması gerekirken, günümüzün iktisat ekollerinin üretimin yerine "parayla para kazanma" metodu olan faizi yerleştirdiklerini anlatan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Dolayısıyla böylesi bir ekonomik ortamda -bugün olduğu gibi- mal ve hizmet üretimi değer olmaktan çıkmış, bunun yerini sanal ekonomi kalemleri olan faiz, borsa ve döviz piyasaları gibi spekülatif araçlar almıştır" şeklinde konuştu.

Günümüzde geçerli olan iktisadi ekollerin temellerinin atıldığı 17. ve 18. yüzyıllardaki akımların etkisiyle liberalizmin önde gelen isimlerinden olan Adam Simith gibi ekonomistlerin liberalizmin düşünce ekseni olan "bırakınız geçsinler" sloganı ile devletin ticari ve ekonomik hayattan çekilmesinin gerektiğini vaz' ettiklerini belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Liberal ve kapitalist görüşe göre devlet ticari alanı hür teşebbüse bırakmalı, kendisi yol, köprü, baraj gibi alt yapı yatırımları ile asker, polis gibi güvenlik hizmetlerini üstlenmeliydi, ekonomiden elini ayağını çekmeliydi. Vatandaşların ihtiyaçları için gerekli giderleri karşılamak maksadıyla tüccarlığı bırakıp, vergi toplamalıydı. Fransız ihtilali ve özgürlük akımları karşısında kendini zor durumda hisseden devlet otoriteleri ekonomik hayattan çekilerek bu alanı şahıslara bıraktılar. Devletin çekildiği alanlarda özel girişim saltanatını kurdu. Özellikle belli şahıslar ve aileler, servetlerini inanılmaz boyutlara ulaştırarak adeta devletlere rakip hale geldiler" şeklinde konuştu.

Global odaklar haraç kesiyor

Prof. Dr. Baş, ekonomiden çekilen devletlerin, ellerinden çıkardıkları kârlı sektörlerden gelen kazançlardan mahrum kaldığına ve hatta özel sektörün kazançlı bulmadığı için girmek istemediği ağır maliyetlere sahip olan alt yapı ve güvenlik hizmetlerini sağlamakta da yetersiz kaldığına dikkat çekerek, "Dolayısıyla devlet vergileri sürekli arttırmak zorunda kalıyor, ancak bu da yeterli olmuyordu. Liberalizm ve kapitalizmin ortaya koyduğu görevlerin altında ezilen devlet otoritesi, ihtiyaçlarını artık vergilerle karşılayamaz duruma gelerek, bütçe açıklarını karşılamak için borçlanmak durumunda kaldı" dedi.

"Kârlı iş alanlarını devletin elinden alan bazı kişiler ve ailelerin servet sahibi olurken, devlet borç almadan ayakta kalamaz bir hale geldi" diyen BTP Genel Başkanı, "Bir süre üretim ve servet sahibi olan kesim, açıklarını kapatmak zorunda olan devletin kendi parasına talip olduğunu gördüğünde terlemeden kazanç sağlayabileceği yeni bir alan keşfetti. Artık mal ve hizmet üreten kesim devlete yüksek faizle borç vermeyi alışkanlık haline getirdi. Hatta bazı kişiler kurdukları IMF, DB gibi uluslararası kurumlarla devletleri adeta haraca bağladılar" şeklinde konuştu.

Uluslararası finans kuruluşlarının telkini ile devletlerin, iç ve dış borçlarını ödeyebilme kısır döngüsünde bu tefecilerin kapısını çalmak zorunda kaldığına dikkat çeken BTP lideri Prof. Dr. Baş " Dolayısıyla borçlarını faizi ile birlikte ödemek zorunda kalan devlet tüketim grubu olarak tanımlanan (memur, işçi, esnaf, emekli, çiftçi) kesimden aldığı vergilerle gelir transferi yapmış oluyor. Günümüz iktisat ekollerinin ortaya attığı özel sektöre hürriyet masalıyla, ticari hayattan elde ettiği gelir kapısını kapatan devlet ağır gider kalemlerini karşılamak için servet sahibi tefecilerin eline düşmüş oluyor. Oluşturulan bu sistem dünya ekonomilerini, üretim alanından spekülatif alanlara kaydırmıştır" şeklinde konuştu.

Sanal bir ekonomik hayat?

Borsa, faiz,döviz gibi sanal alanlarda dolaşan dünyadaki para miktarının, mal ve hizmet ticaretinde dolaşan para miktarından 20 kat daha fazla olduğunun altını çizen BTP Genel Başkanı, "Nitekim Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin bilançolarında "faaliyet dışı gelir (faiz)" kalemi, şirket gelirlerinin %85'ini oluşturmaktadır. Yani firmalar günümüzün ekonomi gerçeklerinde kazançlarını üretim yapmak yerine faizden elde etmektedirler. İşte bu noktada, üretimden uzaklaşarak sanal ekonomiler haline gelen ülkeler için "Milli Ekonomi Modeli" kurtuluş çaresi olarak devreye girmektedir" dedi.

Milli Ekonomi Modeli'yle, liberalizm ve kapitalizmin etkisiz eleman haline getirdiği devleti tekrar devreye alarak, devlet - özel sektör ortaklığı ile kalkınma hamlesi ortaya koyacaklarını belirten Prof. Dr. Baş, "Çünkü Milli Ekonomi tezinde ekonominin dayandığı temel ve en önemli değer ölçüsü mal ve hizmet üretimidir" dedi.

Fabrikasını söken kaçıyor

Üretimde artan bir istikrarın yakalanması için bazı şartların yerine gelmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, "Eğer bir ekonomide üretim faktörlerinin maliyetleri yüksekse ve tüketim imkanları sınırlıysa girişimci oraya ne üretim tesisi kurar, ne de üretim yapar. Eğer dikkatli bir tahlil yapılırsa, ülkemizde üretim maliyetlerinin yüksekliği, tüketim gruplarının satın alma güçlerinin günden güne eridiği, yabancı sermayenin gelmesi bir yana, yerli sermayenin bile yurt dışına kaçtığı görülecektir. Bugün fabrikasını söken iş adamı, üretim maliyetinin düşük olduğu yerlere, mesela Balkan ülkelerine kaymıştır" şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Baş, "Siyasi iktidarlar yabancı sermayenin gelmesi için, yerli sermayenin çökmesi pahasına yasalar çıkarsalar da sorun çözülememektedir. Aslında özel sektörün beklediği üretim için maliyet probleminin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca yapılan üretimin satılabilmesi için tüketim gruplarının satın alma güçleri arttırılmalıdır. Milli Ekonomi Modeli, etkin devlet anlayışıyla, devlete ekonomi hayatında önemli görevler verirken, diğer yandan üretim maliyetlerini düşüren, sıfır faizli kredilerle özel sektörün önü açılacaktır" dedi.

Devlet rakip değil,

öncü olmalı

Belli gelirin altındaki tüketim gruplarından vergi alınmayarak ve sıfır faizli kredilerle tüketimin tahrik edileceğini belirten Prof. Dr. Baş, "Üretim ve tüketim açısından hayati öneme sahip olan piyasalardaki para miktarının piyasadan emilmesine izin verilmeyecektir. Paradan para kazanmayı alışkanlık haline getirmiş rantiye kesimine toplumun diğer kesimlerinden gelir transferi haline gelen ekonomi sisteminin yerine, üretim yapanın her zaman kazanacağı ekonomi sistemi getirilecektir. Devlet, girdiği ticari alanlarda özel sektöre rakip değil, öncü olacaktır. Üretim sürecinde özel sektörüyle işbirliği içinde bulunarak girdiği alanlarda önce yan sanayiyi zamanı geldiğinde işletmeyi kamu yararını gözeterek devredecektir" şeklinde konuştu.
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı

Adaylardan Mehmet Akarca 120, Ömer Kerkez 138 oy alırken, 9 boş oy, 71 de geçersiz oy kullanıldı. Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 11. tur oylamayla devam edilecek.
28.03.2024 16:24:00
Anadolu Ajansı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılmaya başlanan başkanlık seçimlerinin onuncu turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.

Mehmet Akarca, Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilmiş, 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da pazartesi günü sandık kuruldu ve Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk dokuz turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması üzerine bugün, Akarca ve Kerkez'in katıldığı onuncu tur oylama yapıldı.

Oylama sonucu Yargıtay Başkanı Akarca 120, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ise 138 oy aldı. Seçime katılım 338 olarak kayıtlara geçerken, kullanılan oylardan 9'u boş, 71'i ise geçersiz sayıldı.

Sekizinci tur oylamada diğer aday Muhsin Şentürk 96 oy almış, 3 oy geçersiz sayılmış, boş oy ise kullanılmamıştı.

Seçime 1 Nisan Pazartesi günü 11. tur oylamayla devam edilecek. Bu turda Muhsin Şentürk de oylamaya katılabilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.