1916 Ocak ayı başlarında başlayan Rus saldırıları karşısında, üstün imkânlara sahip Rus birlikleri karşısında gereken savunmayı yapamaz ve Erzurum'dan Erzincan'a çekilir. Tayyar Paşa görevden alınır yerine Vehip Paşa görevlendirilir. Ahmet İzzet Paşa komutasındaki II. Ordu da, III. Ordu üzerine saldıran Rus birliklerini güneyden vurarak dağıtmak kıskaç altına alınan Rusları imha etmek için görevlendirilir. Bu kararlar Ocak ayında alınmasına rağmen Yol ve ulaşım yetersizliği nedeni ile yalnız XV. Kolordu 1916 Ağustosuna kadar bölgeye gelip Silvan'da karargâh kurarak savaş düzenine geçebilir. Birliğin komutanı Mustafa Kemal Paşa'dır. Görev Alanı ise Van Gölü'nün güney batı bölgesidir.XVI. Kolordunun görev alanı olan bölgenin toplum yapısı 1915 Tehcir Olayı sonucunda büyük değişikliğe uğramıştır. Umumiyetle şehir ve kasabalarda oturan Ermeni halkı göçe zorlanınca onların yerine Doğudan gelen Kürtler yerleşmiştir. Şöyle ki; 1915 kışında Rus kuvvetleri Doğu Bayazıt, Karaköse ve Eleşkirt ovaları ile Van Kalesi ve çevresini işgal edince, Rus katliamından kurtulan Kürt ve Türkler bu bölgeye göç etmişlerdir. Ama açlık işsizlik kol gezmektedir. Ruslar Erzurum'a girdikten sonra, Hasan Kale'den hareket eden bir Rus kuvveti de güneye hareket ederek Muş ve Bitlis yörelerini işgal ederler. Rus ordusundaki Ermeni subay ve erleri Bayazıt ve Van'da yaptıkları gibi Türk ve Kürtlere karşı katliama girişirler. Bu nedenle yerli halkta Van ve Ağrı yöresinden gelmiş olanlarda katliamdan kurtulmak için aç ve susuz yollarda muhacirlik halindeydi. Bölgede hayvancılık ve tarım üretimi tamamen durmuştur.Hazırlıklarını tamamlayan XVI. cı Kolordu 3 Ağustos'ta Silvan'dan Muş üzerine hareket eder. 6 Ağustos 1916 da Rus'lar la yapılan vuruşma sonucunda şehir işgalden kurtulur. Kolordunun diğer Tümeni de 7 Ağustos 1916 günü Bitlis'ten Rus'ları çıkarır. İşgalden kurtulan halkın durumu çok perişandır. Kolordunun da halka bir şeyler verebilecek imkânı yoktur. Yalnız sağlık ekipleri ile hastalara bakabilir ve karavanasını paylaşabilir. Bu nedenle Mustafa Kemal Paşa yerli halkın O günkü halinden dolayı bir şeyler yapamamanın çaresizliği içerisinde çok üzgündür. Bu çaresizlikler içerisindeyken 17 Ekim 1916 tarihli bir kararnamenin karargâha geldiğini öğrenir. Bu kararnameye göre M. Kemal Paşa, Makedonya'da Bulgar Ordusu ile Selanik'teki Anlaşma gurubu Devletlerinin saldırıda bulunan kuvvetlerine karşı gönderilen birliklerin komutanlığına atanmıştır. Bu habere biryandan üzülürken bir yardanda çok sevinir. Sevicini belirten düşüncenin altındaki cümlesi şöyledir: "Bu gam veren muhitten kurtulmuş olacağız". Fakat bu kararnameyi Ordu Komutanı Ahmet İzzet Paşa onaylamadığından görevi başında kalmıştır.7 Kasım 1916 günü Batman köprüsünü geçerken şu olayla karşılaşır: Köprü üzerinde uzanmış bir adam. Açlıktan ölmüş, biraz ileride açlıktan yıkılarak ölmüş iki hayvan ve daha ilerilerde yakın mesafelerle açlıktan ölmüş sıra, sıra cesedler? Mustafa Kemal 9 Kasım 1916 tarihli günlüğünde şunları yazmıştır: "Yol üstünde aç ve sefil durumda bir karı koca zordan yürüyor, peşlerine takılmış bir çocuk ağlayarak yetişmeye çalışıyor. Paşa onlara çocuğu niçin almıyorsunuz diye sorar? Bizim çocuğumuz değildir derler? Paşa her şeyini kaybetmiş çocuğu alır herkes can derdine düşmüş der." Üzüntüsü sonsuzdur ama elinde yapabileceği bir şey de yoktur? 16 Kasım 1916 Bitlis'te Hastaneyi teftiş eder ve günlüğüne şunları yazar: "Ruslar Şeyh Hazretlerinin kolunu kesmişler. Tedavisi yapılıyor. Hastanede 10-15 kadar kesilmiş Müslüman kadın başı bulduk paşam der? Bitlis'te anıtlaşmış olan ünlü Şerefiye Camii'ni gezer. Her taraf hayvan leşleri ve pisliklerle dolu. Askerler Temizlemeye çalışıyor. Her taraf harap vaziyette. Yolda 12 yaşlarında bir çocuk bulmuşlar Adı Ömer yanıma aldım öksüzü Üç tane daha anaları babaları ölmüş üç yetim çocuk getirdiler. Onlara karınlarını doyurmaları için para verebildim?" Mustafa Kemal, 21-22 kasım tarihlerinde Kolordu Erkanı Harp Reisi ve karargah görevlileri ile halkın durumunu görüşürler. Sebenlerini araştırırlar. Halkı bu durumdan ve gerilikten kurtarmak için düşünceler ileri sürerler. Bu durumdan kurtulmanın ilim yolu ile olabileceği kararlaştırılıyor. Bu konuda Kadının da Erkeğin yanında görev almasını savunarak şu kararları alırlar:1- Halka Özgürlüleri tanınmalı 2- Yetenekli annelere ve kadınlara ilim yapma imkânları hazırlamak 3- İnsanları sevgi ve şefkat duygularına göre eğitmek.İşte Mustafa Kemal'i liderliğe götüren yol; Cephede dahi halkla yakından ilgilenmesi onların isteklerini karşılamak için çareler düşünmesidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011