"İnsanımızın bu oyunlara gelmemesi için, artık, şu andan tezi yok, teşkilatlanma faaliyetlerimize hemen başlayacağız. Eksik teşkilatlarımızı kuracağız. Ve de eğitime tabi tutacağız. Vatandaşlarımız bizi anlamadı. Mesela biz kadın haklarından bahsettik. Eminim ki bizi seçim sath-ı mailinde dinleyenler, şu anda dinleseler, 'biz ne yaptık yahu' diyeceklerdir. Biz hükümet olmuş olsaydık en geç altı ay içinde ev hanımları dediğimiz annelerimiz emekli olacaktı. Hangi hanım bu gerçeği biliyor? Hiç biri bilmiyor. Bunu siz anlatacaksınız. 'Anneciğim, ablacığım, yengeciğim, sen öyle şey kaybettin ki her ay tıkır tıkır alacağın maaşa bir tekme vurdun, attın' diyeceksiniz. 'Sen BTP'ye hayır demekle geleceğini tehlikeye attın' diye hatırlatacaksınız. Biz, 'sosyal devlet' dedik. Sosyal devlette, yedisinden yetmişine herkesin hayatı garanti altındadır. Biz körümüze, sağırımıza, sakatımıza mesaj verdik. 'Sizi kurtaracağız' dedik. Onlar bile anlamadılar. Şimdi gideceksiniz, onlara tek tek bunu anlatacaksınız. Biz, Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra büyük bir inkılap yapacaktık. 'Çocuklara maaş bağlayacağız' dedik. '20 yıl uzun vade ile devlet ev yapacak ve verecek' dedik. Ben bunları tek tek hesap ettim. İki çocuğu olana vereceği yardımla devlet baba o aileyi aynı zamanda ev sahibi yapacaktı. Biz, bunu reddettik. Bizim yer altı kaynaklarımız, dünyada ülkeleri savaşa sokacak konumdadır. Bizim altın madenleri rezervimiz, Güney Afrika'dan sonra dünyada ikincidir. Lozan'da, Amerika, petrolümüz, altınımız yüzünden bize muhalif oldu. Hatta, bizim yer altı kaynaklarımızı işletme hakkını ABD'ye veren bir kanundan haberdar olan Mustafa Kemal Atatürk'ün bu kanunu yırtıp atmasından bu tarafa ABD, müttefikimiz olan bu devlet bizim güneydoğu sınırlarımızı kabul etmemiştir, etmemektedir. Biz, 'bu değerleri kendi insanımızla paylaşacağız' dedik. Özelleştirme denilip duruyor. 'Özelleştirmeyi ben yapacağım. Avrupa'daki işçimi getireceğim, altın tüccarı, altın işletmesinin sahibi yapacağım. Hatta şirketin yönetim kurulu başkanı bile olacaklar' dedim. Ben bunu söyledim. Bizim insanımız, bunları duyamadı veya anlatamadık. Bütün bunları engellemek için bizim sesimizi duyurmak istemediler. O zaman bunun halli tek yolladır. Girmediğimiz mahalle kalmayacak. 'Hocam, girdik, konuştuk' diyebilirsin, ama, orada senin adamın yoktu. Bağımsız Türkiye düşüncesinde ve seni müdafaa eden bir adam yetiştirmemiştin. Yeni idin, vaktin yoktu. Sen oradan döndün, çakallar oraya üşüştü. Demek ki biz, her mahallede, her kahvede bizi konuşan insanları, onları, yüzleri yetiştireceğiz, eğiteceğiz. Bunlar her yerde bizi, yani kendisini konuşacaklar. BTP'nin yapacaklarını konuşacaklar. O zaman gittiğinde fitne sokmak isteyenleri onlar susturacaklar. Şimdi ise senin dönüp geldiğinde fitne susmadı. Susmayınca da Haydar Hoca, Amerika'nın adamı oldu. Kendisi gider Amerika'dan partinin icazetini alır, ona bir şey olmaz. Biz orada bulunamadığımız, mahallede bizim adamımız olmadığı için biz de Amerika'nın emri ile kurmuş oluruz. Biz bu siyaseti, insanca yapacağız, delikanlı gibi de onları minderde mağlup edeceğiz."