"Vekil" suçlu da "asıl" suçlu değil mi?

Büyük İsrail devletinin yapıtaşlarını döşeme anlamına gelen Büyük Ortadoğu Projesi'nin bu hedefe ulaşmadaki en önemli basamaklarından biri şüphesiz Alevi-Sünni, Şii-Sünni çatışması?Allah muhafaza, bunu başarabildiklerinde tüm İslam dünyasını kendi içinde kana bulayabileceklerini ve arzı mevut sahasının kendiliğinden açılacağını gayet iyi biliyorlar.  Ve son zamanlarda gerek ülkemizde, gerekse diğer İslam ülkelerinde yoğunlaştıkları konu da bu oldu. Bir takım provokasyon niteliğinde suni saldırılarla bu çatışmanın başlaması için her türlü gayreti sarf ediyorlar.Sultangazi Pir Sultan Abdal Derneği Genel Sekreteri Zeynel Odabaş'a çapraz ateş açıldı; Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir ile Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Baki Düzgün'ün bindiği araca uzun namlulu silahlarla ateş açıldı.Bu saldırılar herhangi bir terör örgütünün yapabileceği cinsten değil?Zaman zaman Alevi vatandaşlarımızın evlerine çarpı işaretleri konularak tedirginlik oluşturulduğunu da biliyorsunuz.Yapılan saldırı sonucunda 32 gencimizin ölümüyle sonuçlanan Suruç saldırısında da ölenlerin hemen hemen hepsi Alevi kökenliydi ve saldırıyı IŞİD üstlendi. Ülkemizde bu ve benzeri birçok gelişme yaşanırken, Irak'ta yaşanan bombalı terör saldırısı ise projenin küresel boyutunu gözler önüne serdi. Irak'ın başkenti Bağdat'ta çoğunluğu Şiilerin yaşadığı bölgedeki bir pazar yerinde bomba yüklü bir kamyonla saldırı düzenlendi, en az 80'den fazla kişinin öldüğü, 200'ü aşkın kişinin yaralandığı saldırıyı da IŞİD üstlendi.Malum, IŞİD, ABD eski ajanı Snowden'in ifadesiyle CIA'nın kurduğu ve bir dönem başkanı Yahudi kökenli Ebubekir Bağdadi'nin olduğu, kendisini Sünni olarak tanımlayan bir terör örgütü?Bugüne kadar da bir tek İsrailli'nin ya da Yahudi'nin burnunu dahi kanatmayan sözde İslamcı örgüt ne hikmetse hep Müslüman kanı döktü ve dökmeye de devam ediyor.ABD ve İsrail ikilisi baktılar ki ne Şiilerin ne de Sünnilerin birbirlerine saldırma gibi bir dertleri var; devreye girdiler kendi kurdurdukları terör örgütleriyle böyle bir çatışma varmış gibi göstermeye çalışıyorlar.Maalesef mevcut siyasi irademiz de bu tür provokasyonlara kapı aralayan cinsten?Uyguladığı politikalarla ülkemizi teröristlerin yolgeçen hanına, teröristler için bir cennete çeviren iktidar bugün yaşanan terör olaylarından elbette ki sorumludur.Ama şu bir gerçek ki asıl sorumlu milletin kendisidir.Çünkü bugün ülkeyi yöneten siyasiler, milletin oyuyla bu yetkiyi alıyorlar. Onlar milletin vekili olarak göreve geliyorlar, vekil olanlar bu yanlış icraatları hayata geçirirken elbette ki "asıl" olan milletin vekili olarak bunu yapıyorlar.Vekil suçluysa asıl ondan daha fazla suçludur.Bundan sonraki süreçte, Alevi-Sünni çatışması amaçlı provokasyonlar daha da artacaktır. Türkiye'nin birçok yerinde yaşanan terör olaylarında birçok can kaydı yaşanacaktır.Bu çatışmaların fitilini ateşleyen her ne kadar dış güçler ve yerli işbirlikçileri olsa da, millet çözümü iktidara taşımadığı için, ısrarla hiçbir çözümü olmayan BOP piyonu taşeron siyasileri iş başına getirdikleri için, büyük zarar göreceği bu tablonun en büyük sorumlusudur.Dış güçler tarihin her döneminde senin üzerinde emel sahibi olmuşlardır, olacaklardır ama senin kendi içinde birlik ve beraberliğini sağlaman, güçlü olman bütün bu kirli oyunları bozar. Bugün dışarıda planlanan her senaryo, anında ülkemizde hayata geçiyorsa bu içimizdeki hainlerin söz sahibi olması, milletin de bu hainlerin peşinden gitmesinden kaynaklanmaktadır.Ülkemizde ve dünyada Alevi-Sünni, Şii-Sünni kardeşliğini vurgulayan, yaptığı Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla, yazdığı Ehl-i beyt Külliyatlarıyla bunu destekleyen tek lider bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.7 Haziran seçimlerinde millet bu sese kulak vermediği için, duysa da duymazdan geldiği, görse de görmezden geldiği için bugün yaşanan BOP tuzağına hızla girmişlerdir.Malum, demokrasi doğrunun ortaya çıktığı bir sistem değil, yanlış da olsa çoğunluğun görüşünü iktidara taşıyan bir sistemdir.Maalesef demokrasilerde doğrular; cahil olan, doğruları göremeyen, yanlışı doğru kabul eden yığınların esareti altında kalmakta, eli kolu bağlanmaktadır.Altını çizerek bir kere daha ifade edelim; hangi açıdan bakarsanız bakın, yaşanan ve yaşanacak olan kanlı sürecin en büyük sorumlusu milletin kendisidir.