logo
28 MART 2024

Vergisiz Türkiye müjdesi

20.09.2002 00:00:00
Bağımsız Türkiye'nin Çankırı mitinginde konuşan Prof. Dr. Haydar Baş, 100 milyarın altında geliri olandan bir tek kuruş vergi alınmayacağını açıklayarak, işçisinden memuruna, çiftçisinden esnafına, üreticisinden tüketicisine tüm toplum bireylerini zengin edecek projelerle iktidara yürüdüklerini söyledi

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsızlığını yok etmek, Türk milletini egemenliğinden yoksun kılmak için sürüklendiğimiz ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel kriz ve çöküntüye son vermek, ölüm döşeğindeki ülkemize hayat iksiri sunmak için, 2. Kuvay-ı Milliye'nin önderi Prof. Dr. Haydar Baş'ın önderliğinde yola çıkan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kervanı, bu kez Çankırı'daydı. Belediye Meydanında gerçekleşen mitinge büyük bir katılım gösteren on binlerce Çankırılı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tan, kendilerinin ve ülkenin kurtuluşunun ayakları yere basan projelerini dinleme imkanı buldular. "İşte lider işte başbakan" diye de tıklım tıklım doldurdukları meydanı inlettiler.

Türkiye gemisi batıyorMeydandaki coşkulu kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada siyasete giriş sebebini anlatan Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Benim yaşım 55. Rahmetli Özal hayatta iken, ilk yıllarında beni MYK'ya davet etti. Amma kültür çalışması yapacağım için katılmadım. O zaman benim siyaset çağımdı; şimdi ise değildir. Peki niçin bu yaşta kalktık yola çıktık? Niçin memleketi karış karış dolaşıyoruz? Bu yaşta mı bize vekil olalım, bakan olalım, derdi, sevdası geldi? Vallahi değil. Ülkemiz batıyor, ülkemiz gidiyor. Ben ülkemi düşünüyorum. Bana, 'Sen biliyordun. Bunu ben sana bilgi olarak ikram ettim. Neredeydin? Gel bakalım kulum' denilirse ne yaparım diye düşündüm, hesaptan korktum, işte o vicdan muhasebesi beni buraya getirdi. Ben bu ülkeyi kurtarırım. Kimsenin bunda tereddütü olmasın. Bana itimat edin. Ben sizden çok zaman istemiyorum. 10 sene, 20 sene istemiyorum. Bir dönem için bana müsaade edin, bu işi halledelim. Ne kadar batırırlarsa batırsınlar Allah'ın izniyle, hep beraber bu ülkeyi kurtarmaya biz muktediriz."

AB bizim kimyamıza karşıdırBTP olarak AB'ye karşı olduklarını burada da tekrarlayan Prof. Dr. Haydar Baş, bu karşı oluşlarının hamasi duygulardan değil, tarihî gerçeklerden, bu gerçeklere yansıyan Avrupa fotoğrafından kaynaklandığını belirterek şöyle dedi: "AB bizim kimyamıza, özümüze karşıdır. Sen tarih boyu haçlı-hilal kavgası yapacaksın, ondan sonra bir evde gelin güvey olacaksın; bu mümkün müdür? Onlarla bizim akaidimiz bir değildir. Manen çok ayrı dünyaların insanıyız. Biz, asırlar boyu Tevhid akidesinin temsilcisi olarak hayatımızı sürdürdük, onlar da Teslis akidesinin temsilcisi olarak sürdürdü. Onlar, dünyada Teslisi temsil ederler, Türk milleti de Tevhidi temsil eder. Artı, bizim medeniyetimizin temel ayakları farklıdır. Onların medeniyetinin temel ayakları farklıdır. Bu farklı iki dünya bir araya gelecek öyle mi? Batı ile Doğu yönleri bir araya gelebilir mi? Elbette hayır! O bakımdan bizim AB'de olmamız hiç ama hiç mümkün değildir. Neresinden olaya bakarsak bakalım biz Avrupa ile beraber olamayız. Zaten Avrupa, 'Türk hayatta kaldığı müddetçe istediğimiz emellere nail olamayız" diyor. 1974 senesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs'a çıkartma yapıyor. 2000 yılında Avrupa Parlamenosu, 'Kıbrıs'a yapılan çıkarma hukuk dışıdır. Türk askeri orada işgalcidir. Kıbrıs'ı terk etmesi lazımdır' diyor. 'Ege, 12 Ada, Kardak adası Yunanistan'a aittir' diyor. AP, bize, "İstanbul suriçinde bir ortodoks din devleti kuracaksınız ve patriği ekümenik yani hıristiyanların halifesi yapacaksınız' diyor. Şayet siyasiler, bu teknik dilden anlamıyorlarsa bizi dinlesinler. Avrupalılar kendi menfaatleri dışında hiç bir şeyi düşünmezler. Bu çok iyi biline!"

Asıl Milliyetçilik de halkçılık da BTP'de Prof. Dr. Haydar Baş'ın mevcut siyasiler hakkındaki değerlendirmesi "ekümenik"liğin ne manaya geldiği ile bitmeyerek, şöyle devam etti: "Bu memlekette başbakanlar idam edildi. 30 bin insanı öldüren katil ise affedildi. Bunun altındaki imza kimin imzasıdır, söyler misiniz? 5 bin insanımı şehit eden insana yapılan bu muamele karşısında gözleri yaşlı analar şimdi ne diyor? 'Madem ki siz bunu yapmayacaktınız, niye bizim oğullarımızın kanına girdiniz?' diyorlar. Doğru demiyorlar mı? Ben bunların hesabını soracağım. Vallahi de soracağım, billahi de soracağım. Onun için sizden bir güç, kuvvet istiyorum. Ey milletim, beni iyi dinleyin! Vallahi bizi batırmak istiyorlar. Billahi batırmak istiyorlar. Onun için bu meydanlardayım. Bir dönem bana müsaade edin. Gelin hep beraber olalım. Göreceksiniz ki her şey düzelecek. Benim şeyhi Amerikalı olan Derviş'im fakiri mi düşündü? İşçiyi mi düşündü? Çöpçüyü mü düşündü? Hamalı mı düşündü? Memuru mu düşündü? Kimi düşündü? Global sermaye sahiplerini düşündü. IMF'nin adamlarını düşündü. Bankacıları düşündü. Senin cebinden aldı, onların cebine koydu. Ve bu adam geldi, halkçı bir partinin başına taç edildi. Atatürk'ün kurduğu halkçı parti bu mu? O, 'Köylü milletin efendisidir' dememiş miydi? Sen köylüyü soyan adamı getiriyorsun milletin başına taç ediyorsun. Onlar mı halkçı biz miyiz? Yine 5 bin insanın katilini affeden MHP mi milliyetçi, bu milletin zerresine sahip çıkan Haydar Hoca mı milliyetçi, söyleyin. Ben hem milliyetçiyim, hem halkçıyım. Benim çocukluğum, gençliğim iyi takip edilsin. Ben bu millet için canımı vallahi de billahi seve seve feda ederim. Biz bu milletten olmazsak Allah bunun hesabını sorar ve belamızı verir. Hep beraber bu yolda seferber olmaya var mısınız?"

Devlet adamı milletin hamisi demektirProf. Dr. Haydar Baş, tarım, sanayi, esnaf, KOBİ'ler başta olmak üzere tüm üretici kesime ait borç faizlerini silme, faizsiz kredi ve ürün pazarlama dahil her şartta devlet desteği; evsizlere ev; ev hanımlarına emeklilik; kimsesizlere, özürlülere, şehit ailelerine devlet garantisinde mutlu bir yaşam; sınavsız üniversite; çocuklara maaş ve doğum ikramiyesi; faizsiz evlilik kredisi; herkese sağlıklı bir sağlık hizmeti; isteyen ağa da dahil toprağı olmayan köylüye toprak; öğrencilere burs adedini ve miktarını arttırma; yardımcı doçentlerin doçent olmaları için yapılan yabancı dil sınavına son verme; imkanı olmayan öğrencilere yatılı okuma hakkı; cezaevine düşmüşlere çalışma ve çocuklarının nafakasına katkı sağlama imkanı; 10 milyarın altında geliri olandan vergi almama; gibi müjdelerini Çankırı'da da verdi. "Bizim projemizde hiç kimse dışarda değil. Mezardakiler ve hatta eşkıyalar bile değil. Onları da eğitecek adam edeceğiz. Yoksa onlarla başımız belaya girer. Onları da kazanacağız. Bu milleti tek bilek tek yürek yapacağız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Bizim devlet dediğimiz irade benim oğluma, kızıma iş bulan, onların karnını doyuran ve onlara evlilik imkanı tanıyan iradedir. Yoksa bunların anladığı devlet anlayışından çöpçü bile olmaz. Devlet adamlığı kim bunlar kim? Devlet adamı demek milletin anası demektir, milletin babası demektir, milletin hamisi demektir. Buna soyunmak demektir. Devlet, milletin başına balyoz gibi inen bir irade değildir. Adaleti ve hizmeti getiren bir iradenin adıdır devlet. Bakınız Oğuz Kağan ne diyor? 'Gökkubbe çadırım, güneş bayrağımdır' diyor. Şu ufka bakın. Bu bir devlet adamı. Ben de onun için 'kâinat devleti' diyorum. Şimdiki irade ise 'Avrupa olmazsa biz geçinemeyiz. Karnımız doymaz' diyor. Yazıklar olsun!"

Vergisiz Türkiye çarkı nasıl işleyecek?Prof. Dr. Haydar Baş, vergisiz devlet projesinin nasıl işleyeceğini bir bölümüyle şöyle anlattı: "Ben toplumu iki sınıfa ayırıyorum. Birisi tüketicidir, diğeri üretendir. Üretenin kendine pazar bulması lazımdır. Sizin malınız ne kadar kıymetli olursa olsun onu satacak pazarınız yoksa hiç bir şey ifade etmez. Onun için biz tüketici sınıfın cebini dolduruyoruz. Uzun vadeli krediler veriyoruz. Bu kardeşlerimiz talep sınıfı olduğu için, cebinde parası varsa, bir tane ceket, ayakkabı değil iki tane alıyor. Bir yerine beş alıyor. Bu sefer üreten bir yerine beş tane üretmek mecburiyetinde kalıyor. Üreten bir yıl evvel bir gömlekten kazandığının vergisini verirken ikinci yıl beş gömlekten kazandığının vergisini verecek. Benim sistemimde hem vergiden hem de halk kesiminden kazanç var. 100 milyarın altında geliri olan manav, bakkal vs olabilir. Onlar için emisyonu genişletiyoruz. 'Sen daha fazla zengin olmak istiyor musun?' diyoruz. 'Evet' diyorsa, 'Bana proje getir. Sana faizsiz kredi vereyim' diyorum. Veriyorum. Vergi vermiyor, üstelik devletten kredi alıyor. Bu tüketici sınıf böylece 100 milyarın üzerinde para kazanabilir mi kazanamaz mı?" Projenin bir ayağını böyle açıklayan Prof. Dr. Haydar Baş, "Ben herkesi zengin etmeye Allah'ın izniyle varım. Bunun anahtarı bende. Ama milli irade benimle beraber olacak. Eğer açlığa, yoksulluğa hayır diyorsanız, benimle beraber olacaksınız" dedi.
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalan yandaşa belgeli kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
Yargıtay'da bilek güreşi sürüyor
9. turda da başkan seçilemedi
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
"Ligden çekilmek için sponsorlarımızla görüştük"
Koç: Bize ceza verirlerse vebalini öderler
Bahçeli'den yerel seçim öncesi mesaj
'Riskli ve tehlikelerle dolu'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalan yandaşa belgeli kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
Yargıtay'da bilek güreşi sürüyor
9. turda da başkan seçilemedi
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
"Ligden çekilmek için sponsorlarımızla görüştük"
Koç: Bize ceza verirlerse vebalini öderler
Bahçeli'den yerel seçim öncesi mesaj
'Riskli ve tehlikelerle dolu'

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.

Trabzon'da içme suyu isale hattı çalışmasında meydana gelen göçükte 3 işçi öldü

Trabzon'un Hayrat ilçesi Balaban Mahallesi'nde içme suyu isale hattı çalışması sırasında meydana gelen göçükte 3 işçi toprak altında kalarak hayatlarını kaybetti.
27.03.2024 15:16:00 / Güncelleme: 27.03.2024 16:07:33
İhlas Haber Ajansı
Trabzon'da içme suyu isale hattı çalışmasında meydana gelen göçükte 3 işçi öldü
Trabzon'da içme suyu isale hattı çalışmasında meydana gelen göçükte 3 işçi öldü
Alınan bilgiye göre, ilçenin Balaban Mahallesi'nde saat 13.30 sıralarında içme suyu isale hattı çalışması sırasında göçük meydana geldi.

Göçük altında kalan müteahhit firmaya bağlı 3 işçinin kurtarılması için AFAD ekipleri ve itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda 3 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.

Öte yandan Balaban Merkez mahallesinde yeni yapılan içme suyu şebekesi hattına test amaçlı su verilmesi sonucu yaşanan kazada 3 işçinin tazyikli suyun oluşturduğu heyelan sebebiyle toprak altında kaldığı iddia edildi.

Cenazeler Adli Tıp'a gönderildi

Trabzon'un Hayrat ilçesi Balaban Mahallesi'nde içme suyu isale hattı çalışması sırasında meydana gelen göçükte hayatını kaybeden 3 işçinin cansız bedenleri Trabzon Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Alınan bilgiye göre, ilçenin Balaban Mahallesi'nde saat 13.30 sıralarında içme suyu isale hattı çalışması sırasında göçük meydana geldi. Göçük altında kalan taşeron firmaya bağlı 3 işçinin kurtarılması için AFAD ekipleri ve itfaiye ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmalar sonrasında 3 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.

Hayatını kaybeden işçilerin isimlerinin Mehmet Mahmut Allahverdi, İbrahim Keskin ve Dinçer Uzunosmanoğlu olduğu öğrenilirken, işçilerin cansız bedenleri otopsi için cenaze aracı ve ambulansla Trabzon Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Olayla ilgili açıklama yapan Hayrat Belediye Başkanı Mehmet Nuhoğlu, 'İller Bankası'nın yaptığı Trabzon Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (TİSKİ) içme suyu ana ishale hattında çalışan 3 işçimiz boruya kaynak yaparken üzerine gelen heyelanın altında kaldılar. Buraya daha önce hat döşenmişti. Borularda tekrar arıza olunca yeniden hat döşüyorlardı. Olay duyulur duyulmaz zaten burada ekskavatör-kato vardı. Hemen müdahale ettiler. 3 işçimiz rahmetli oldular. Cesetleri çıkartıldı. Üzerlerinde fazla da toprak yoktu ancak takdiri ilahi böyleymiş' dedi.

Aydın'daki özel kreşte çocuklara şiddet kamerada

Aydın'ın Efeler ilçesinde yer alan özel bir kreşte çocuklara uygulanan şiddet pes dedirtti. Kreş görevlilerinin çocukları iterek yere düşürdüğü, uygunsuz sert davranışlarda bulunduğu anlar güvenlik kamerasına yansıdı.
27.03.2024 13:43:00 / Güncelleme: 27.03.2024 13:51:23
İhlas Haber Ajansı
Aydın'daki özel kreşte çocuklara şiddet kamerada
Aydın'daki özel kreşte çocuklara şiddet kamerada

Olay yaklaşık 4 ay önce Aydın Özel Neşe Erberk Kreş ve Gündüz Bakım Evi'nde meydana geldi.

Edinilen bilgiye göre, kreşte grup sorumlusu olarak çalıştığı öğrenilen öğretmen A.Ç. ve çocuk bakıcısı B.G.'nin çocuklara sert tutum ve davranışlarda bulunarak şiddet uyguladığı iddia edildi.



Evde oyun oynarken şiddet gördükleri ortaya çıktı

Kreşe bırakılan çocukların evde oyun oynarken farklı davranışlar sergilemesi üzerine aileler durumdan şüphelendi. Aileler çocukları ile pedagog eşliğinde görüştüklerinde, çocukların kreşteki görevlilerin uygun olmayan davranışlarını ailelerine anlattı. Bunun üzerine aileler kreş hakkında savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayetçi oldu.

Çocuklara uygulanan şiddet güvenlik kamerasına yansıdı

Görüntülerde kreş görevlilerinin ortak alanda çocukları eliyle iterek yere düşürdükleri, uygunsuz ve sert davranışlarda bulundukları görülüyor.



Kreşe on asgari ücret tutarında yaptırım uygulandı

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü konu ile ilgili olarak yaptığı incelemelerde, gerçekleştirilen sert tutum ve davranışları kamera kaydı ile tespit ederek, kuruma on asgari ücret tutarında yaklaşık 114 bin TL cezai yaptırım uyguladığı öğrenildi.

Olayın duyulmasının ardından kreşin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, yaşanan olay yüzünden üzgün olunduğu ve sorumlu kişilerin kreşle ilişiğinin kesildiği öğrenildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.