Seçimler yaklaştıkça siyasi gündemde de hareketlilik artıyor. Milletimizin dikkat etmesi gereken son aylara girdik. Hatta hükümet kanadında erken seçim söylemleri dolanıyor.Seçme ve seçilme milletimiz için hem bir vatandaşlık hakkı hem de görevidir, ama 5 yılda bir elde ettiğimiz bu hak çarçur edilmemelidir. Girdiğimiz bu son aylarda iktidar da muhalefet de bir anda söylem ve icraat değişikliliği içine girerler. Yaptıkları icraatlar vatandaşın faydasına değilse, vatandaşın kapısına yeniden gidebilmek için bunları sümenaltı etme gayretine girerler.Burada milletimizin bakması gereken siyasilerin son aylardaki söylem ve icraatları değil, ellerinde her türlü imkan ve zaman varken 4-5 yıl zarfında neler yaptıklarıdır.Eğer iktidar ve muhalefet küresel güçlerin kendilerine verdikleri misyonu layıkıyla yerine getirdilerse, bu güçlerin yerli taşeronluğunu yapan basın, medya ya da akademisyenlerin öyle ya da böyle onlara sahip çıktıklarına şahit olursunuz."Öyle ya da böyle"den kastımız şu: Taktik gereği, bazen eleştirerek, bazen de överek destek olurlar.Mevcut iktidarımızdan örnek vermek gerekirse;AKP iktidarı ağırlıklı olarak dindar insanların ve varoşların bir umudu olarak iktidara geldi. 2002 seçimlerinde taşeron basın Sayın Erdoğan'ı dindarlığından dolayı eleştirdi, böylece halkın tepki oylarını AKP'ye yönlendirdi, İstanbul belediyesindeki çalışmalarını övdü, bu seferde ortada kalan halk kesimini yönlendirdi.Eleştirirken de hesaplıydı, överken de?Halkımız da AKP'nin ne söylediğine bakmadan, projesi var mı, yok mu incelemeden oylarını verdi. Taşeron basın bir taraftan AKP'ye oyları yönlendirirken, CHP'ye oy topluyordu. Nasıl mı? Dindar bir parti iktidara doğru gidiyor, aman sol oyları bölmeyelim propagandasıyla?Neden mi? 4,5 yıldır devletimize ve milletimize ait bir çok değer yabancılara peşkeş çekilmesine rağmen, bağımsızlığımız bile tartışma konusuyken, CHP gereken muhalefeti gösteremedi ve silik kaldı. İşte nedenini buradan çıkarabilirsiniz.Şimdilerde ise yine aynı küresel güçler sahnede. Gerçi hiç sahneden de inmediler. Seçimler yaklaşınca kendilerine taviz verecek siyasileri iş başına getirme gayreti içindeler, seçimlerden de sonra da tavizleri bir bir koparmanın peşindeler.Önce ekiyorlar sonra ne var, ne yok biçiyorlar?Taşeron basının propagandalarına dikkat ettiyseniz şimdi de meclise yine AKP, CHP ve ilave olarak da DYP ve MHP'yi sokma gayretindeler.Peki, nedenini hiç düşündünüz mü? Ben çok düşündüm ve bazı argümanlardan da yola çıkarak şu sonuca vardım:AKP'nin verdiği tavizler dindar kesimi derin bir sessizliğe ve tepkisizliğe itiyordu, CHP'nin silik ve dostlar alışverişte görsün muhalefeti ise ulusalcıların bir kısmının. Fakat milliyetçi ve gerçek ulusalcı kesimde ise tepki had safhadaydı.Neticede küresel güçler AKP iktidarı ve CHP muhalefetinden birçok tavizi koparmasına rağmen, Türkiye'de yükselen milliyetçi ve ulusalcı dalga sebebiyle kilit noktadaki bazı tavizleri koparamadılar. Örneğin, Kıbrıs'ta son nokta, sözde soykırımın kabulü, ya da Türkiye-İran çatışması gibi.Ulusalcıları ve milliyetçileri pasifize edecek bir ya da iki siyasi hareketin de parlamento içine alınması gerekiyordu.İşte aylardan beri, belki de yıllardan beri bunun çalışmasını yapıyorlar. MHP, Abdullah Öcalan'ın yakalanıp İmralı'ya konulup beslenmesi, tahdit kanunları, tütün, pancar yasaları, Kıbrıs meselesi? gibi konularda rüştünü ispatlamıştı, gelecek vaat ediyordu; DYP ise dağdakileri ovada siyaset yapmaya davet ederek, Benelüks modeli kapsamını Ermenistan ve Kuzey Irak'a genişleterek birilerine göz kırptı.Peki, küresel güçler geçen seferki başarıları bu sefer elde edebilecekler mi?Bunun kararı milletimize aittir.Eğer milletimiz oynanan küresel oyunları fark eder ve gerekli cevabı verirse, bu sefer durum çok farklı olabilir.Küresel güçler de bu durumdan endişeleniyorlar. Türk milleti ayıkır da oyunları ters teper diye korkuyorlar.Sürekli halkın içinde olmamız sebebiyle gözlemlediğimiz şu:Şu anda ne dindarlar AKP'nin peşinde, ne ulusalcılar CHP'nin ne de milliyetçiler MHP ve DYP'nin?Milletimiz muhafazakar imaj çizmesine rağmen AKP'nin 4,5 yıldır bir camiye çivi çakmadığını, buna karşın defalarca kilise açtığını, Kuran kursu yıktırdığını, 40 bin kilise evinin açılmasının önünü açtığını, din dersi kitaplarında tahrifatlar yaptığını iyi biliyor.Milletimiz şu anki CHP'nin ulusal duruşunun Atatürk'ün duruşuyla pek alakası olmadığını iyi biliyor.Milletimiz, "MHP'yi denedik ve verim alamadık" diyor.DYP ise dağdakini ovaya siyaset yapmaya çağırdığı gün milletimiz nezdinde silindi.Şu an milletimizin konuştuğu, övgüyle bahsettiği, çözümlerinden ve duruşundan hoşlandıkları bir isim var: Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş.Milletimiz AKP, CHP, DYP, MHP ve benzeri partilerin milletimize dayattıkları IMF, AB ve ABD projelerinin artık çözüm olmadığını iyi biliyor ve Sayın Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nin çözüm için akıllarına ve gönüllerine yattığını söylüyorlar. Ve diyorlar ki: "Dünyanın doğusunda da batısında da yüzlerce bilim adamı, akademisyen tarafından takdir edilen, hatta bazı ülkelerinde uygulanmaya başlanan, istifade edilen bir modeli uygulamak için daha neyi bekliyoruz, açsınlar Sayın Baş'ın önünü de ülkemiz refaha ulaşsın".Halkımızın ekserisi, "Yeter artık bu kadar sömürüldüğümüz, ürettiğimizin karşılığını alamıyoruz, dükkanımıza eskisi gibi müşteri gelmiyor, cebimizde para yok, çoluk çocuğumuza ekmek götüremiyoruz, gelirimiz giderimizi karşılayamıyor, ürünler raflarda bekliyor, ay sonunu zor getiriyoruz, birilerinin rahatlığı artarken çoğumuzun sefaleti artıyor, toplumda huzursuzluklar da arttı, topraklarımız, madenlerimiz şirketlerimiz bir bir yabancıların eline geçiyor, ülkemiz bölünüyor, Kıbrıs elden gidiyor, çözüm için bu sefer Haydar Baş" diyorlar.İnşallah şahit olduğumuz bu manzara sandığa da yansır da milli projelerle ülkemizin nasıl kalkındığını, nasıl örnek bir ülke haline geldiğini dünya gözüyle de görmüş oluruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025
- Adalet ve demokrasi için Çağlayan’daydık / 05.09.2025
- Ekonomide büyüyoruz, enflasyon düşüyor, halk niye fakir? / 04.09.2025
- Soruşturmalar siyasi değilse, ispatlayın! / 03.09.2025
- 19 Mayıs’taki bağımsızlık yürüyüşü 30 Ağustos’ta sele dönüştü / 02.09.2025
- Komisyon, ‘cambaza bak’ oyunu mu? / 30.08.2025
- 81 ilde sığınak dün değil niye bugün? / 28.08.2025
- Komisyon kesmedi, çıtayı yükseltme peşindeler / 27.08.2025
- Ağustos ayı Türk milletinin zaferleriyle dolu / 26.08.2025
- Etkin pişmanlıkla adalet sağlanır mı? / 23.08.2025