Yalan

Gerek fert olarak ve gerekse toplum olarak bir güven sorunu yaşadığımız kesindir. Hiçbir şeye güvenemiyoruz. Öyle durumlar oluyor ki, kendimize bile güvenmekte zorlanıyoruz. Bakkal, markete vs. gidiyorsun. Bir şey alacaksın. Ama rahat değilsin, endişelerin var alacağın şey ile ilgili, satıcı ile ilgili. Çünkü ortalıkta bir sürü söylenti dolaşıyor. Kardeşin, arkadaşın borç istiyor. Yine endişelisin, güvenemiyorsun. Ya dediği zaman vermezse ben ne yaparım kaygısındasın. Çocuğunuz izin istiyor bir yere gitmek için yine bir güvensizlik hissediyorsun. Ya bana böyle dedi ama başka yere, başka işlere girerse endişesi içindesin. Camilerde bile bu endişe hakim. Bu vaiz, imam vs. kimin görüşlerini anlatıyor. Bu anlattıkları İslam'da var mı? Şüpheleri taşıyorsun. Hülasa hayatın her tarafı güvensizlik kokuyor, endişe kokuyor. Hele siyaset denince tam bir güvensizlik ortamı.Neden? Bu kaygıların, endişelerin sebebi nedir? Tabi bunun bir çok sosyolojik sebebi anlatılabilir ama bence asıl sorun insanın iç dünyasında. İnandığı değerleri algılayıp, yaşamamakta yatıyor.İnancımızda "yalan" diye bir kavram var. Ayetlerde, hadislerde, maneviyat önderlerinin nasihatlarında hep, kişiliğin oluşması için yalandan uzak durulması gerektiği, yalanın nasıl insanları ve toplumu fesada ve yıkıma götürdüğü anlatılır, ikaz edilir. İşte bu bağlamda Müslümanım iddiasında bulunan her kişinin, islamın esaslarını kişilik haline getirmesi en azından bu gayrette olması lazımdır.Her konuda olduğu gibi bu konuda inancımız çok hassas. İnsanı mükemmelleştiren ölçüler getirmiştir. Bakın; Abdullah İbnu Amir (r.a) anlatıyor: "Bir gün, Resulullah (sav) evimizde otururken, annem beni çağırdı ve: "Hele bir gel sana ne vereceğim!" dedi. Resulullah (sav) anneme: "Çocuğa ne vermek istemiştin?" diye sordu. "Ona bir hurma vermek istemiştim" deyince, Aleyhissalatu vesselam: "Dikkat et! Eğer ona bir şey vermeyecek olursan, üzerine bir yalan yazılacak!" buyurdular. (Ebu Davud, Edeb 88, 4991)Şimdi bu ölçüyü edinen şahıs hiç yalan söyleyebilir mi? Hiç verdiği sözden cayabilir mi?Cayamaz. Neden?Safvân İbnu Süleym (r.a) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü mü'min korkak olur mu? "Evet!" buyurdular. "Peki cimri olur mu?" dedik, yine: "Evet!" buyurdular. Biz yine: "Peki yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular." (Muvatta, Kelâm 19)Allah Resulü (sav) buyuruyor ki; "Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde "yalancılar" arasına kaydedilir." (Muvatta, Kelam 18)Toplumun önünde olan insanların güvenilir olması, sözlerine sadık olması hem topluma örnek olacağı gibi hemde toplum güvenini sağlamada baş rol oynayacaktır. Özellikle seçim süreci yaşadığımız şu günlerde "Müslümanım" iddiası ile toplumun önüne geçmek isteyen her kişinin, bu ölçüleri bizzat yaşaması ve yaşatması lazımdır. Aksi durumlarda ise, yani kişi yalan söyler, toplumu aldatır, yapamayacağı sözleri söyler ise Kur'an'ın ifadesiyle "Yapamayacağı şeyleri söyleyenlerin Allah'ı gazaplandırdığını" ve "Gerçeği sürekli ters yüz eden, günaha düşkün olan herkesin vay haline." (Casiye suresi 7) durumuna düşeceği açıktır.Geçici dünya menfaatleri, mal, koltuk, iktidar vs. şeyleri elde etmek için, kim Allah'ın gazabına uğramayı göze alabilir?Eskiler demişler ki; Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir.