logo
29 MART 2024

Yanal sert çıktı! Öğrenmek isteyen varsa gelsin

Antalyaspor Teknik Direktörü Yanal, 4 Mart Perşembe günü deplasmanda Fenerbahçe ile yapacakları maçta kendilerine güvendiklerini ve şampiyonluk yarışındaki takımlarla oynadıkları maçların sonuçlarının ortada olduğunu söyledi
02.03.2021 12:20:00
Yanal sert çıktı! Öğrenmek isteyen varsa gelsin
Yanal sert çıktı! Öğrenmek isteyen varsa gelsin
Fenerbahçe'den ayrıldıktan sonra ilk özel röportajını veren Ersun Yanal, Süper Lig'de bu hafta sarı-lacivertli ekiple yapacakları karşılaşmayı ve Fenerbahçe'nin başındaki dönemini değerlendirirken, hakkında yapılan eleştirilere de yanıt verdi. Yanal, Antalyaspor ile Avrupa kupalarında mücadele etmek istediğini de açıkladı.

Deneyimli teknik adam, Fenerbahçe karşılaşmasına hazır olduklarını belirterek, "Her maç aynı, her maçın senaryosu farklı. Her maçın kendine göre bir senaryosu var. O gün maçta kim oynayacak, kim oynamayacak? Cezalı veya sakat oyuncu var mı? Bilmiyorum. Fenerbahçe için de aynı şey geçerli. Onların gideceği yer de belli. Rakibimizin nasıl oynayacağı da belli. Hiçbir sonuç sürpriz değil. Şampiyonluğa oynayan takımlarla yaptığımız karşılaşmalar da ortada. Her takıma karşı oyun stratejimizi kabul ettireceğimiz ve kabul ettireceğimize inandığımız bir oyun oynuyoruz. Her maçta rakibimizle bu mücadeleyi yapacağımızı düşünüyorum. O maçta da aynı şekilde rakibimizle her türlü mücadeleye hazırız ve kazanabilecek seviyedeyiz. Kaybetmeyecek seviyedeyiz. Hiç kimse kusura bakmasın biz kazanmak için her şeyi yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Ersun Yanal, "Fenerbahçe'deki son döneminizde kendinizi rahat hissettiniz mi? Üzüntüleriniz ya da pişmanlıklarınız var mıydı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Şampiyon olduğumuz bir takım. Şampiyon olduğum bir takım. Bunu yaparken çok önemli sonuç aldığımız bir takım. Elbette ki büyük bir camia. Bence Fenerbahçe, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü. Kendi dinamikleri, kendi özel zorlukları ve kolaylıkları olan bir yer. Orası farklı bir kulvar, farklı kulvarda çalıştığın birçok iş arkadaşın var, camia çok büyük, beklentiler çok fazla. Onun yönetim şekliyle burası farklı. Fenerbahçe'de sonuç haricinde birçok şeyde başarılı olduğumuzu düşünüyorum. En azından orada bulunmak da başarıdır ama Fenerbahçe'de başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bugünkü gerçekleri ortaya koyacak olursak, o günkü zorluklar ve şartlarla ilgili çalışılan birçok konu zorluktu. Transfer zorluğu vardı, transfer yasakları vardı. Yönetim sorunları, herkesin önünde farklı boyutta tartışılabilen ayrı bir mecraydı. Biliyorsunuz. O dönem kendine özel bir dönemdi, bugünkü dönem kendine özel bir dönem. O takımları kendine özel dönemlerle kıyaslamak gerek. Ben Fenerbahçe, Trabzon, Trabzon, Fenerbahçe serisiyle uzun bir süre görev yaptım. Kolay yerler değil. Aynı şekilde Anadolu'daki takımlar da kolay değil ama buralar çok özel yerler. Çok büyük deneyim kazandım. Yapabileceğim çok şey var, yapamadım. Yapamayacağım çok şey var, yaptım. İmkanlar ve imkansızlıklar eşit ama şu bir gerçek ki bir takım olmak gerekiyor. Şampiyonluklar ya da liderlikler takım olmaktan geçiyor. İyi takım olursanız, her takımda başarılı olursunuz."

"Kazanmak için daha iyi savunma yapmalıyız"

Antalyaspor'daki hedefini "Burada yapmak istediğim, iyi ve herkesin saygı duyduğu bir takım oluşturmak." sözleriyle ortaya koyan Yanal, "Hatayspor karşısındaki 6-0'lık yenilgiden sonra ligde 11, kupada 2, toplam 13 maçlık yenilmezlik serisi yakaladınız? 6-0'dan sonra ne değişti?" sorusunu, "Çok hızlı gelişti, 3-4 hafta içerisinde bu sonuca geldik. Oyuncuların birlikte oynayabileceği bir takım oyunun, planlanması gereken bir süreç vardı. Bu kolay bir süreç değildi. Ama 6-0 bizim için büyük bir fırsattı. Bu fırsatı iyi değerlendirdik. Aslında bazı eleştiriler de aldık, o eleştiriler sorunun cevabı. Savunma yapmak ülkemizde hep korkaklık, cesaretsizlik, kaybetmemek olarak adlandırıldı. Aslında savunma yapmak bunun tam tersidir. Savunma yapmak kazanmak içindir. Bugün her takım kazanmak için savunma yapmak zorundadır. Eğer iyi savunma yapmazsanız, bugün liderliğe, şampiyonluğa ya da büyük hedeflere oynuyor dediğiniz takımların savunmaları ne hallere düşüyor. Oyun disiplinini, birlikte oynamayı, takım olarak bunu daha iyi nasıl yaparızı çalıştık." şeklinde yanıtladı.

Ersun Yanal, savunma futbolu oynattığı ve oyunu kilitlediği yönündeki eleştirilerle ilgili şöyle konuştu: "Evet çünkü hücum oynayabilmek için çok daha farklı organizasyonlara, çok daha farklı oyuncu profillerine ihtiyaç var. Oyuncuların karakterlerine ve özelliklerine göre bir oyun planlarsınız. Hücumu tamamen kendi yarı sahasından rakip yarı sahaya iten, orada oynayan... Rakibe savunma yaptıran bir takım olmak için farklı özelliklerde oyunculara sahip olmalısınız. Bunlar yoksa ne yapacaksınız? Oyunu kaybetmemek için değil, kazanmak için bir takım organizasyonlar yapmak zorundasınız. Bugün doğru izlediğimizde aslında biz iyi savunma yapıyoruz ama iyi de hücum yapıyoruz. Hatta yaptığımız hücumların birçoğundan da beceriksiz olarak geri dönüyoruz. Bu beceriyi geliştirdiğimizde çok daha farklı bir takım olacağız. Dolayısıyla eleştirilere saygı duyuyorum ama biz kazanmak için daha iyi savunma yapmalıyız."

"Öğrenmek isteyen varsa gelsin"

Deneyimli teknik adam, "Sizin için yapılan eleştirilerden biri de şuydu; 'Ersun Yanal, Manisaspor'da çok modern bir teknik adamdı, yeni teknolojiyi kullandı, derinlemesine analizler yaptı. Ama daha sonra kendini fazla geliştirmedi, geride kaldı.' Bu eleştirilere yanıtınız nedir?" sorusu üzerine şunları kaydetti: "Eleştirileri yapanlar geride kalmış. O zaman iyi incelememişler, iyi izlememişler. Ciddi bir ekiple çalışıyoruz. Ekibimizde profesör, yüksek lisans ve doktora yapan var. Her zaman kendini geliştiren bir ekip. Vestel Manisaspor'dan sonra bu ekip Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Genel Direktörlüğü'nde çalıştı. Futbol Genel Direktörlüğü'nde hem eğitim dairesinde hem de futbol gelişim direktörlüğü içindeki konuları yöneten bir ekip oldu. Bu ekip daha sonra Eskişehirspor'a gitti, çok başarılı bir dönem geçirdi. O zaman play-off'lar vardı ve play-off'lara kaldı. Uzun süre sonra ilk defa Eskişehirspor'u Avrupa kupalarına taşıdı. Önemli oyuncular çıkardı, Alper, Tarık, Veysel, Erkan transfer yaparak önemli bir gelir elde edildi. Sonra Fenerbahçe'ye gittik. Bir yıldan biraz fazla orada çalıştık ve Türkiye'de en erken şampiyon olan takım olduk. Ardından iki kez Trabzon ve tekrar Fenerbahçe yaptık. Türkiye'deki futbol gerçeklerini de göz önünde bulundurmak gerek, bugün birçok ilk var. Ekibim, teknoloji ve tıbbın kullanımı konusunda birçok kuruma eğitim veriyor. Algı çok kolay bir şey, bu algıyı çok rahatlıkla yapabiliyorsunuz ama o algıyı yapacak, o soruyu soracak ya da o konuda yorum yapacak kişilerin gelip bizimle tartışmasını istiyorum. Her yerde açık. Hangi ekip olursa olsun, onlara eğitim verebilecek donanıma sahip bir ekibimiz var. Ersun Yanal olarak bilime, bilimsel gelişmelere önem veren biri olarak kendimi bir kenara koyuyorum ama ekibime kimsenin haksızlık yapmasını istemem. Çünkü onlar önemli ve değerli. Aslında Vestel Manisaspor değil, Ankaragücü'ne dönmek gerek. Hala Ankaragücü'nde yapmış olduğumuz CD'leri izleyip, antrenman yapanlar var. Futbola büyük katkımız olduğunu ve olmaya da devam edeceğini düşünüyorum. Öğrenmek isteyen varsa gelsin."

Ersun Yanal, bu eleştirilerin sebebini ise "Bugüne kadar bu eleştirilerin en büyük sebebinin iletişim olduğunu düşünüyorum. İletişim konusunda sanıyorum çok geride kaldık. Bilim konusunda değil ama iletişim konusunda geri kaldığımızı düşünüyorum. Bu bir özeleştiri ama bundan sonra iletişim konusunda da çok geride kalmayacağımızı düşünüyorum. Bu konuda bir adım atacağız. Daha iyi anlaşılır bir hale geleceğimizden, çok kısa bir zaman içerisinde daha iyi anlaşacağımızdan eminim." sözleriyle açıkladı.

"Rakibimiz kim olursa olsun bizi yenmek çok zor"

Transfer yasağı nedeniyle ara transfer döneminde transfer yapamayan tek takım olduklarını hatırlatan Yanal, "Bu ülkede 152 ya da 156 transfer yapıldı, Avrupa'daki ortalama 24 ya da 26. İtalya'da 54 transfer yapıldı, rakamlar çok acı. Biz bu sene aynen şunu söylüyoruz 'Tüh tüh tüh bu sene çok transfer yapılmadı. Bu transfer dönemi çok kötü geçti, kulüplerin durumu iyi değil.' Arkadaşlar 150'den fazla transfer yapıyoruz devre arasında. Bu ne yapılanmayı, ne kulüplerin organizasyonunu ne de kulüplerin vizyonunu bize anlatır. Bu doğru bir şey değil. Antalyaspor özelinde, aslında isteseler çok rahat açabilecekleri bir transfer dönemi vardı. Transfer yapamamamız bence çok da iyi oldu. Zaten oynatabileceğimiz ya da takımımıza gelip oyuncularımızdan çok daha iyi olabilecek bir oyuncu yoktu." ifadelerini kullandı.

Transfer yapamamanın yanı sıra takımdan oyuncu da gönderdiklerinin altını çizen Antalyaspor Teknik Direktörü, "Gerekiyorsa yine yollardık. Bu takımda duruşu olan, karakterli ve bu duruşu performansıyla destekleyen oyuncular var. Genç oyuncuların oynamasına olanak sağladıkları iyi bir duruş var. Kazandık ve kazanmaya da devam edeceğiz. Başka oyuncular da gelecek. Bugün Antalyaspor'a baktığınızda kupada yarı finale ve final maçına çıkacak bir takım ve bana göre ligde en az 5-6 puan eksik toplayan, 37-39 bandına çıkacak bir sırada olması gerek. 3-5 puanlık farkla doğru bir yerde duruyoruz, durmaya da devam edeceğiz. Rakibimiz kim olursa olsun bizi yenmek çok zor. Bizi yenmek için iştahlanacak çok takım var, bu da çok güzel bir şey. Bu oluşturduğumuz yapıyı Türk futbolunun geldiği noktayla kıyasladığımızda ben oldukça mutluyum. Öncelikle oyunculara bu konuda teşekkür etmek istiyorum." şeklinde konuştu.

"Bu takım her sezon Avrupa'da olmalı"

Ersun Yanal, Avrupa hedefine ne kadar yakın oldukları yönündeki bir soruyu, "Bu sene elimizde. Şu anda önümüzde duran nesnel bir şey. Avrupa'da oynamalıyım, diyen iskeletimizden önemli oyuncular var. Onlar da bizi heyecanlandırıyor. Olmayabilir de ama önümüzdeki sezondan itibaren bu takım her sezon Avrupa'da olmalı. Antalya markası Avrupa'yla anılmalı ama bunu kendi üreterek yapabilmeli. Biz buna çok yaklaştık. Umarım Türkiye'de futbolun geldiği bu noktada doğru hamleler, doğru kurumsal yönetimlerle artık bu gibi takımların Avrupa'da yer alabileceği ortamları oluşturabiliriz. Umarım biz de bunu başaran insanlar oluruz. Benim en büyük hedeflerimden birisi de bu." şeklinde yanıtladı.

Yanal, Avrupa kupalarında yer almanın kendisi için ne anlam ifade ettiğini ise şu sözlerle açıkladı: "Çok heyecanlandırıcı bir şey, ben de heyecanlanıyorum. Türkiye'deki başarı kriterlerini Avrupa'daki başarı kriterleriyle kıyaslamak da sıkıntılı. Neden? Başarı şampiyonluk mu sizce? Bazen başarı bir oyuncu çıkarmak, bazen başarı altyapıdan oyuncu oynatmak, bazen başarı o takımı orta sıralarda tutup para harcatmamak, bazen başarı genç oyuncularıyla beraber belirli sıralamaları zorlamak. Başarının kriterlerini doğru tespit etmek gerekiyor. Herkes kendi seviyesine göre başarı tespit edecek. Evet bugün bazı takımlarımız şampiyon olamazsa başarılı değil. Ama bazı takımlarımız şampiyonluğun ötesinde ürettikleri istihdam konusunda çok başarılı. Bazı takımlarımız da yönetsel olarak açık vermiyorlar, standartları var, bence başarılılar. Orada satabilecekleri genç oyuncular yerleştirebilirler mi? Bilmiyorum, belki düşünüyorlar. Antalyaspor özelinde burada oyuncu üretmeli ve satmalıyız. Aynı zamanda en azından Avrupa için yarışmalıyız. İstikrarlı ve kalıcı olmalıyız. Bunlar benim kendi hayallerim. Bazı oyuncularımız da var, birkaç yıl içerisinde mutlaka Avrupa'da oynamak istiyorlar, ben onların kısa bir sürede Avrupa'da oynayacaklarını düşünüyorum."

"Öztürk ailesi bütün borçları ödeyerek Antalyaspor'u devretti. Borçsuz, güzel bir takım bıraktılar"

Antalya'nın altyapı için en uygun yer olduğunu vurgulayan Yanal, "Bugün futbolda tartıştığımız en önemli konu futbol ekonomisi ve genç oyuncu problemi. Bunların en rahat şekilde geliştirilebileceği ve değiştirilebileceği yer Antalya. Sahip olduğu iklim ve futbol tesisleriyle bütün bu organizasyonların yapılabileceği yer de Antalya. Aslında ben bunu düşünerek de buraya geldim. Bu imkanları Antalya'da değerlendirdiğimizde hem ülke hem de dünya futboluna önemli bir katkıda bulunmuş olacağız." ifadelerini kullandı.

Deneyimli teknik adam, Öztürk ailesinin Antalyaspor yönetimini bırakmasıyla ilgili ise "Öztürk ailesi, Antalyaspor'u destekleyen ve yöneten, futbola büyük katkı sağlayacağına inandığım bu işin önemli bir başlangıcıydı. Şimdi Bodrumspor'la devam ediyorlar. Öztürk ailesi bütün borçları ödeyerek Antalyaspor'u devretti. Borçsuz, güzel bir takım bıraktılar. Türk futbolu adına onlara teşekkür etmek gerek. Bir taraftan da bunu sormak gerek. Niye? Maalesef ülkemizde bu niyeyi sorarken, yalnızlıktan, futbolun teşvikinden, futbola yapılacak teşviklerin doğru yönlendirilmesinden, bunun doğru kontrol mekanizmaları oluşturularak yapılmasından yola çıkmak gerek. Neden? Türkiye genç nüfusuna daha fazla sahip çıkıp, spor, sanat ve kültürde değişmek zorunda. Bunlardan en önemlisi de futbol. 32 Avrupa ülkesinden daha fazla genç nüfusa sahip olan bir ülke, futbol organizasyonunu iyi yaptığında buradan neler çıkmaz? Burada en önemli yer neresi derseniz, Antalya. Öztürk ailesinin bu işi bırakıp, yeni bir yönetimin devraldığı günlerdeyiz. Antalya yeni bir maceraya başladı. Önemli olan şehir ve takım markasının özdeşleşeceği kalıcı bir organizasyon oluşturmak. Bu oluşturulduğu takdirde Antalya, turizmin olduğu gibi futbolun da cazibe merkezi olacaktır." şeklinde konuştu.

Ersun Yanal'ın hedefi, iskeleti genç oyunculardan oluşan bir takım

Deneyimli teknik adam, yeni bir yönetimin göreve geldiğini hatırlatarak, "Antalya'da uzun zamandan beri oluşmamış bir güç birliği yapılıp, Sayın Mustafa Yılmaz başkanlığında bir yönetim oluştu. Çok kısa zamanda bu planlar yapılacaktır. Elbette iskeletinde genç oyunculardan kurulu bir takım olması için çalışılacak bir süreç bizi bekliyor. Bunun çok kısa zaman içerisinde oluşacağını düşünüyorum. Şu anda bile Gökdeniz, Bünyamin, Dorukhan ve bunlara ilave olacak Omar, Mevlüt, Mert gibi birçok oyuncu var. Bu oyuncuları çok kısa zaman içerisinde Türk futbolu hem tanıyacak hem de Türk futboluna katkı sağlayacak performanslarını görecek." değerlendirmesinde bulundu.

Takımda deneyimli, kalitesi yüksek ve 'Keşke daha önce birlikte çalışsaydım.' dediği oyuncular da bulunduğunu aktaran Ersun Yanal, şunları ifade etti: "Örneğin Nuri Şahin, hem Türk futboluna hem dünya futboluna çok önemli katkıda bulunabilecek bir karakter. Hakan Özmert, uzun zamandır tanıyorum, 36 yaşına geldi, önemli bir karakter, o da çok önemli işler yapacak. Ersan Gülüm, Beşiktaş'tan sonra Avustralya'ya döndü. Bu isimlere belki yaşlı oyuncular olarak bakılıyor ama tam tersi takımdaki dinamizmi tutan, bunu kendi vizyonuyla birleştiren, daha sonra teknik adam olarak görev yapacaklarını düşünüp kendilerini geliştiren isimler. Veysel ve Fedor da öyle. Bunları genç oyuncularla birleştirdiğimizde önümüzde çok önemli bir sürecin, bize güzel bir şekilde dönüşünü beklediğimiz bir zaman dilimi var. Hepimiz çok iştahlı ve keyifliyiz. Bu oyuncuların performansı ve ortaya koyduğu takımdaşlık örnek olacak. 13 maçlık seri bize bunu gösterdi. Galibiyet serisine birkaç maç daha ilave edip daha iyi olmak isterdik ama en azından, berabere bitirdiğimiz maçlarda kazanabileceğimizi göstermek, o mücadeleyi yapmak çok önemliydi. Bunun devam edeceğini düşünüyorum. Rakiplerimizin kim olduğu çok önemli değil, bizim nasıl geliştiğimiz, nasıl değiştiğimiz ve bu değişime nasıl uyum sağladığımız önemli."

"Gökdeniz önümüzdeki sezon çok daha farklı bir kulvara geçecek"

Yanal, son dönemde attığı gollerle adından söz ettiren takımın genç forveti Gökdeniz Bayrakdar hakkında ise "Gökdeniz güçlü bir fiziğe sahip, aslında kötü olmayan bir tekniği ve çok iyi olan bir gol vuruş becerisi var. Dayanıklılığı çok iyi. Bunlar en önemli özellikleri. Dayanıklı, gol vuruşu çok iyi, bir kere çok iştahlı ve çok düzgün bir profesyonel. Önünde önemli bir zaman var. Çünkü bu tür oyuncular Anadolu'dan geliyor. Anadolu insanımızın saflığı, temizliği, daha hızlı karar verebilme özelliklerini geliştirebilecek zamana ihtiyacı var. Gökdeniz önümüzdeki sezon çok daha farklı bir kulvara geçecek. Biraz daha oyun yorumu, oyun tekniği ve oyun zekası geliştiğinde çok daha farklı bir kulvara geçeceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Takımın diğer genç isimleri Bünyamin Balcı ve Doğukan Sinik'ten de övgüye bahseden Antalyaspor Teknik Direktörü, şöyle konuştu: "Bünyamin de çok dayanıklı, çok farklı yönlerde oynayabilen bir oyuncu. Doğukan, şu anda en yetenekli, tekniği yüksek bir oyuncu, onun da eksikleri var. Biraz maç eksiği var, onu tamamlaması gerekiyor. Onu tamamladığında çok başka bir oyuncu olacak. Başka genç oyuncular da var. İsim telaffuz etmek istemiyorum ama önümüzdeki sezon 'Ya bu oyuncu nereden çıktı?' diyeceğiniz oyuncular var. Antalyaspor'un zaten yapması gereken buydu: Altyapılar. Sedat Karabük hoca var. Çok önemli bir organizasyon içinde. Bu organizasyonu çok keyifli ve istekli yapıyorlar.

Sayın Şafak Öztürk ve yönetimi bunu çok öncelikli kılmış, her şeyin önüne koymuş. Zaten Türkiye'nin en büyük ihtiyacı bu. Çok kısa bir sürede oranın daha da gelişeceğini düşünüyorum. Antalyaspor kendi imkanları, şehir ve iklim olarak da altyapısıyla Türk futboluna kazandırabileceği çok oyuncuyu barındıracak kapasiteye sahip. Bunun sonuçlarını birkaç yılda göreceğimizi umuyorum. Neden bunu söylüyorum, çünkü burada olmaya, bu heyecanı yaşamaya inanılmaz istekliydim. Çünkü burası bu tarz bir yer. Daha önce birçok genç oyuncuya katkım oldu, şimdi yeni oyunculara katkım olması beni çok keyiflendiriyor. Bu da bir sonuç, bu da bir başarı. Bunun peşinde koşmak beni heyecanlandırıyor."

Süper Lig'deki şampiyonluk yarışını da değerlendiren Ersun Yanal, "Üç İstanbul takımı var, Trabzonspor'un da sonuna kadar bu yarışa devam edeceğini düşünüyorum. Trabzonspor'un getirdiği nokta bence büyük başarı. Çünkü onlar çok arkadan geldiler ve kazanarak devam ettiler. İyi bir strateji yaptılar. Geçen sene yaşadıkları kırılmayı yaşamazlarsa onlar da bu işe ortak olurlar." ifadelerini kullandı.

"VAR ilk kez Rusya'da uygulandığında çok heyecanlanmıştık ama orada dünyanın en kaliteli hakemleriyle uygulandı"

Süper Lig'deki tartışmalara da değinen Ersun Yanal, şu ifadeleri kullandı: "Belki eleştireceğim ama bu seneki organizasyon futbolu çok yordu. Kümede kalma, düşmenin kaldırılması... Bu türlü sorunlar ve pandeminin bir taraftan sıkıştırdığı yaşam konforu. Bir taraftan organizasyon sayısı, bizi oldukça yordu. Bir taraftan, yorulan bu ligde yıpranan kurumlar oldu. Hakemlik müessesi yıprananlardan bir tanesi, bence VAR konusu ciddi tartışmaya açıldı. VAR'ı şöyle değerlendiriyorum. VAR ilk kez Rusya'da uygulandığında çok heyecanlanmıştık ama orada dünyanın en kaliteli hakemleriyle uygulandı. Bir anda VAR bugün ülkemizde herkesin soru işareti bıraktığı, hatta çok tartıştığı 'Niye yayınlanmıyor sesler, açalım yayınlayalım, görelim, duyalım' dediği boyuta geldi. Alınan kararlar, değişen uygulamalar, tavla oynarken oyunun kuralı değişiyor, 'Zarlar dik gelecek.' diyorsun, 'Altı altı sayılmıyor.' diyorsun. Ya da 'Bu taşı sen kıramazsın.' diyorsun. Birçok kuralın değiştiği, takımların, kişilerin, hakemlerin üzüldüğü çok stresli dönemler yaşadık. Pandemi bir taraftan, takım sayıları arttığı için organizasyonun yoğunluğu bir taraftan, VAR bir taraftan, epey pres yani. Bu presi yönetmek, bunun altından kalkmak kolay değildi. Çok az kaldı, umarım sağlıklı bir şekilde bitirip, dünyanın da oturup bu VAR konusunda da düşüneceği sağlıklı bir yapının kurulacağı günler inşallah yakındır."

"Portekiz ligi beni çok heyecanlandırıyor"

Dünya futbolunu da yakından takip ettiğini belirten Ersun Yanal, "Almanya ligini çok seviyorum. Üretiyorlar. Çok farklı çizgileri var. En yüksek seyirci ortalamasına sahipler. O bir keyif ve bu keyfi aldıklarını hissettiğim bir ortam var. Ondan sonra İngiltere geliyor. İspanya daha kreatif ve daha oryantal, bize daha uygun. Çok enteresan olduğunu düşündüğüm bir Portekiz ligi var. Portekiz ligindeki oyuncu kaliteleri, tarzları, hangi kalitede ne zaman çıkacağı belli olmayan sürprizleri beni çok heyecanlandırıyor. İtalya biraz daha sert ve acımasız geliyor. Ama şu anda değişeceğini ve aşama yapacağını düşündüğüm Rusya ligi var. Orası da farklı geliyor ve değişiyor. Çok taktiksel ve çok disiplinli. Özellikle taktik disipline çok sadık takımlar olmaya başladılar. Ukrayna ligi, Shakhtar Donetsk ve Dinamo Kiev her zaman Avrupa'da. Ve tabii bir de üreten ligler var. Üreten liglerin keyfi, onları izleyip orada yeni yıldızları görmek çok önemli. Ben Fransa'yı buna katıyorum. Fransa belki Paris Saint-Germain'le, Lyon'la başka bir boyutta görünse de en çok üretenlerden biri. Belçika ve Orta Avrupa'nın, Kuzey Avrupa'nın etkisi Slovakya, Slovenya, Çekya..." şeklinde konuştu.

İşi gereği tüm ligleri takip etmek zorunda olduğunun altını çizen deneyimli teknik adam, "Aslında baktığınızda çok kalabalık bir aile değiliz, 30 binlik şehir gibiyiz. Herkes birbirini çok iyi tanıyor. Futboldan uzak kalmıyorsunuz ama önemli olduğunu düşündüğüm bir ABD ligi geliyor. Liginde değişik kurallar ve uygulamalar başladı. Onları yakından takip etmek gerekiyor. ABD, bu işin membası. Bütün dünyayı saydık. Bir tek Asya kaldı. Asya'da da Japonya ayrı, Premier bir lig, Kore onun arkasında. Çin ligi apayrı bir taraf, işin ekonomik ve para kazanma yeri olduğunda orası düşünülüyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Aslında en çok merak ettiğim ve orada olmak istediğim yer Katar'daki Dünya Kupası"

"Aslında en çok merak ettiğim ve orada olmak istediğim yer Katar'daki Dünya Kupası." ifadesini kullanan Ersun Yanal, şöyle devam etti: "Katar'a gittik, statları gezdik, tesisleri gezdik, olağanüstü güzel tesislerle organizasyonu yapmaya çalışıyorlar ama orada bu iş nasıl olacak ve Katar bu işi nasıl planlayacak? Açıkçası çok merak ediyorum. Umarım orada olurum, orada olduğum zaman da büyük bir keyifle izleyeceğimi düşünüyorum. Ama organizasyonu merak ediyorum. Oteller statların hemen yanında, belki de tünellerden yürüyerek stada gidecekler. İklim şartları ve pandemi o zamana kadar ne olacak. Tabii ki öncesinde Avrupa Şampiyonası var. Avrupa Şampiyonası'na İtalya ile başlayacağız. Ondan sonra oynayacağımız maçlar çok kritik. Ben iyi bir takım olduğumuzu düşünüyorum. Avrupa'daki oyuncularımızın bizi çok iyi temsil ettiğini düşünüyorum. Fransa'da, İngiltere'de. Özellikle şimdi Ozan'ın Liverpool'a transferi... Çok heyecanlandıran bir atmosfer var. Umarım uzun süreden sonra ilk defa böyle bir heyecanla başlayacağımız bir Avrupa Şampiyonası'nı bekliyoruz."

"Yusuf Şimşek bugün oynasaydı İngiltere ya da İspanya'da büyük bir takımda oynuyor olurdu"

Deneyimli teknik adam, "Kariyerinizde çalıştığınız en özel oyuncu kimdi?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Çok karakter var, çok önemli oyuncular var. Bir tane oyuncu var. 1996'dan 2001'e hep çalıştım, daha sonra büyük takımlarda oynadı, Yusuf Şimşek. Oyuncu kalitesi olağanüstüydü. Olağanüstü bir yetenekti. Çok akıllıydı, çok zekiydi, bu yetenekleriyle çok daha önemli yerlerde olmalıydı. Yusuf Şimşek bugün oynasaydı İngiltere ya da İspanya'da büyük bir takımda oynuyor olurdu. Yine zaten kendini kanıtlayan Arda ve Caner, bunlar önemli, özel oyunculardı. Yusuf Yazıcı çok farklı bir oyuncu olacak, bence daha da uzayacak daha da gidecek. Abdülkadir sakatlıklar yaşıyor, umarım çok hızlı iyileşir. O da önemli bir yetenek. Birçok oyuncu var, saymakla bitmez ama bunların içerisinde seçmek, şu oyuncu demek zor ama Yusuf Şimşek çok farklı bir oyuncuydu. Fiziğiyle, dayanıklılığıyla, süratiyle, oyun zekasıyla kendine büyük haksızlık yapmıştır."

Fransa'nın Lille ekibinde kariyerini sürdüren Yusuf Yazıcı'ya ilk kez A takımda şans veren isim olan Yanal, başarılı oyuncuyla ilgili olarak ise, "Yusuf Yazıcı çok aşama kaydedecek bir oyuncu. Çünkü dayanıklı, tekniği çok yüksek, oyun zekası çok iyi ve gole çok yakın. Her mevkiyi oynayabilir ve kişilik olarak çok önemli. Yani çok iyi düşünüyor, çok akıllı, kendine doğru yatırım yapıyor ve bunu uzun süre devam ettirebilecek bir karaktere sahip. Hemen burada belirteyim, hiçbir zaman hiçbir yerde hiçbir şekilde rol kapmaya çalışmıyorum. Kesinlikle hiç kimsenin de önüne geçmeye çalışmıyorum. Bütün çalıştığımız oyunculara mutlaka karınca kararınca katkımız olmuştur, kısa olan da vardır, bu bir süreçtir çünkü ben yaptım demek çok doğru değil. Yusuf Yazıcı özellikle Trabzonspor'da birçok kişinin elinin değdiği bir oyuncudur ve bugün geldiği noktada çok da destek almıştır başka hocalarından, ben de destek vermişimdir." değerlendirmesinde bulundu.

Çalıştığı öne çıkan genç oyunculardan Fenerbahçe kalecisi Altay Bayındır'a da değinen deneyimli teknik adam, "Örneğin Altay Bayındır, bunların içerisinde mental olarak belki de en önde olanlardan biri. Ve kazanırsa öncelikle herkesin örnek almasını düşündüğüm mental duruşu ve davranışı yüzünden başaracaktır. Birçok dezavantajına rağmen bu mental duruşu ve davranışı ona birçok avantaj kazandırmıştır. Bizim Türk oyuncularımızda eksik olduğunu düşündüğüm birçok artı Altay'da var. Bence o bu mental çalışmalarıyla birçok insanın önüne geçecektir. Bence başarılı olacaklardan biri de odur." ifadelerini kullandı.

Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Okan Buruk'tan Fenerbahçe'ye dostane çağrı

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, gündemi değerlendirdi
28.03.2024 20:08:00
Anadolu Ajansı
Okan Buruk'tan Fenerbahçe'ye dostane çağrı
Okan Buruk'tan Fenerbahçe'ye dostane çağrı

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Trendyol Süper Lig'de yakaladıkları 2 puanlık avantajı sonuna kadar kullanarak şampiyonluğa ulaşmak istediklerini söyledi.

Tecrübeli teknik adam, milli maçlar nedeniyle Süper Lig'e verilen arada Antalya'da gerçekleştirilen kampta basın mensuplarıyla bir araya geldi. Düzenlenen sohbet toplantısında açıklamalarda bulunan Buruk, Süper Lig'de Fenerbahçe ile girdikleri şampiyonluk yarışı, takımın ve futbolcularının durumu, kiralık giden oyuncuların performansı ve A Milli Futbol Takımı'nın hazırlık maçları hakkında değerlendirmeler yaptı.

Sarı-kırmızılı takımın teknik direktörü, futbolda son dönemde yaşanan gerginliklerden kendisi ve takımını uzak tutmak istediğini belirterek, "Kendi işimize odaklanıyoruz. Şu anda milli takım arasındayız. İzin yaptık. Milli takıma giden futbolcularımız var. Dışarıyı bir kenara bıraktık. Orayla bir işimiz yok. Yönetimimiz gündemle ilgili konuşuyor. Benim işim ve oyuncularımın işi saha. Geçen sezon da bunu yapmıştık. Sahada kalan takımın daha başarılı olacağına ve oraya odaklanmamız gerektiğine inanıyorum. Tabii ki gündemi takip ediyoruz. Bazen gülüyoruz bazen kızıyoruz. Enteresan şeyler de oluyor. Antalya kampı da bizim için faydalı oldu. Buraya geldiğimiz için oyuncular da çok mutlu. Bir hava değişimi oldu. Çalışmalar ve kamp ortamı olumlu geçiyor. Bunu etkileyecek hiçbir şeye izin vermek istemiyorum. İlk olarak Hatayspor maçına odaklanıyoruz. Sonrasında Süper Kupa var. 8+1 maçımız var ve hepsi bizim için final. Sadece futbola odaklandık. Dışarısı bizi meşgul ederse bize zarar verir. Gerekli açıklamaları yönetimimiz yapıyor." diye konuştu.

Şampiyonluk yarışındaki iki takımın da başarılı olduğunu aktaran Buruk, "Genel olarak bakıldığında iki takım da çok başarılı gidiyor. İstatistik olarak iki takım da en iyi sezonlarını yaşıyor ama sadece biri şampiyon olacak. Çok iyi bir puan ortalaması yakalanmasına rağmen şampiyonluk durumuna göre iki takımdan biri başarılı, diğeri başarısız kabul edilecek. Bunun adil olup olmadığını tartışabiliriz. Biz Şampiyonlar Ligi'nde ve Avrupa Ligi'nde oynadık. Fenerbahçe ise UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde devam ediyor. İki takımın da başarılı olduğunu söyleyebilirim ama bir takım şampiyon olacak. Süper Kupa maçını iki takım da kazanmak isteyecek. Bence iki takımın teknik direktörleri ve oyuncuları başarılı. Burada finali kimin yapacağı önemli olacak." şeklinde görüş belirtti.

Okan Buruk, bitime 8 maç kala Fenerbahçe'nin 2 puan önünde lider olduklarını hatırlatarak, "Yarış güçlü bir şekilde devam ediyor. İki takım da kazanarak ilerliyor. Ancak nereye kadar süreceğini bilemem. Fikstürde kendi sahamızda oynayacağımız son maç Fenerbahçe derbisi. Geçen seneye yakın bir fikstür. İki puan öndeyiz. Bu avantajı devam ettirmeye çalışacağız. Bence iki takım da güçlü bir şekilde devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Tansiyonun yükselmesi Türk futbolunun zararına"

Okan Buruk, yaşanan gerginliklerin Türk futbolunun zararına olduğunu dile getirdi. Futbolcular, teknik adamların ve farklı takımları destekleyen futbolseverlerin normal hayatta arkadaş olduğuna değinen Buruk, "Son günlerin en güzel fotoğrafı milli takım kampında Galatasaray ve Fenerbahçeli futbolcuların birbirine sarılması, gülüp eğlenmesi. Aslında işin gerçeği bu. Dışarıda taraftarları işin içine çekmek için uğraş veriliyor ama gerçek ve doğal olanı milli takım kampında futbolcuların birbirine sarılması. İşin gerçek resmi bu. Buna odaklanıp, destek olmamız lazım. Yakında Süper Kupa maçı var. Orada da dostluğumuzu insanlara göstermemiz gerekiyor ki Türk futbolundaki tansiyon düşsün. Böyle giderse çok daha kötü şeyler olacak. Yıllardır olmayan şeyleri yaşıyoruz. Bu tansiyonun yükselmesi Türk futbolunun zararına. Teknik direktör olarak kendi adıma bu işi sakinleştirmek için saha içinde kalmam gerek." ifadelerini kullandı.

Buruk, ülke futbolu için ateşin düşmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Süper Kupa öncesi de iki takımın birlikte basın toplantısına çıkması, dostluk mesajı vermemiz önemli. Ülkemiz her şeyi yüksek yaşıyor. Gerginliği yükseltmememiz gerekiyor. Rekabet, birbirini kızdırmak güzel. Bu işin doğası bu. Ancak bu doğalın dışına çıkılması, kavga, kaos ve olayların artmasına neden olur. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Diğer tarafın ne yapmak istediğini veya planladığını bilemem. Sakin kalan, insanları dostluğa yönlendirmesi gereken taraf olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için elimizden geleni yapacağız. Bu işi germeye gerek yok. Hepimiz birçok şeyi konuşabiliriz ama bunun bir faydası yok. Her şey daha kötüye gidiyor. Ülke futbolu için ateşin düşmesi lazım."

Riyad'da ertelenen maçtan önce ortak basın toplantısı düzenlenmediğinin hatırlatılması üzerine 50 yaşındaki teknik adam, "Ortak basın toplantısını tabii ki isteriz. Öyle de olması gerekiyor. İki takımın hocası ve kaptanlarının bir araya gelmesi gerek. Ülke futbolunu geliştirmeye çalışıyorsak önce teknik adam ve futbolcuların birbirine sarılması gerekiyor." dedi.

Hakem kararları

Okan Buruk, Süper Lig'deki hakem kararları ve yabancı hakem tartışmalarına değindi. İki takımın yarışının devam ettiğini dile getiren Buruk, şöyle konuştu: "Ligde bütün takımların lehine ve aleyhine hatalar yapılıyor. Fenerbahçe'nin oynadığı son 3 iç saha maçında kritik kararlar verildi. Özellikle maçın sonucunu etkileyecek son dakikalarda verilen kararlar kamuoyunda gündeme geldi. İki takım da bunları sayabilir. Herkes kendi penceresinden bakıyor, haklı olduğunu düşünüyor. Şu anda objektif bir değerlendirme beklemiyoruz. Bununla ilgili Erden Bey'in bir çağrısı olmuştu. Bu konuyla ilgili, '2-3 yabancı hakem maçları incelesin. Kimin lehine kimin aleyhine çıktığını görelim.' demişti. Ben oraya takılmak istemiyorum. Bazen oyuncularımız da bazı maçlardan sonra, 'Bu nasıl olabiliyor'' diyorlar. İki takım da lige odaklanıp giderse hem hakemler hem federasyon için iyi olur. Yabancı hakem olursa saygı duyacağız. Kim yönetirse yönetsin. Federasyon kimi görevlendirirse görevlendirsin saygı duyacağız. Avusturya ile yapılan milli maçtaki kararları da gördük. O da Avrupalı bir hakem ama verilen kararların ne kadar doğru olup olmadığını gördük. Her yerde herkes hata yapabilir. Bizim için kimin yönettiğinin önemi yok. Çıkıp futbolumuzu oynayacağız. Hakemli de hakemsiz de olsa oynayacağız. Tribünden biri yönetse de oynayacağız. Bunların çok üstünde durmamak gerek. Bence Türk hakemler devam edecekse onlara öz güven vermemiz gerekiyor. Başta federasyonun onlara destek olması gerek. Zaten 3-4 senedir Türk futbolundaki kaos devam ediyor. Çok önemli ve değerli hakemler vardı. Görevi bıraktılar. Yerine yenilerin gelmesi zaman alacaktır. Ancak üzerlerindeki baskılar da onların hata yapmasına yol açıyor. Bence önemli olan Türkiye Futbol Federasyonunun hakemlere destek vermesi."

"Geçen sezonun daha zorlu olduğunu düşünüyorum"

Okan Buruk, Galatasaray'ın başında şampiyon oldukları geçen sezonun bu sezona göre zorlu olduğunu söyledi. İki sezon arasındaki farklılıkları dile getiren Buruk, "Bence bu sezonki ana zorluk çok daha yoğun maç fikstürü. Sezonu çok erken açtık, Şampiyonlar Ligi oynadık. Son yıllarda Şampiyonlar Ligi oynayan takımlar Süper Lig'de zorlanmıştı. Ben de Başakşehir'de bunu yaşamıştım. Trabzonspor, Beşiktaş ve Başakşehir zor sezonlar geçirmişti. Bu sezon ondan dolayı zor oldu. Ancak geçen sezonun daha zorlu olduğunu düşünüyorum. Bir sezon önce 13. olan bir takıma yeni bir kadro kuruldu. Yeni hoca, yönetim ve oyuncular vardı. Her şey yeniyken şampiyon olmak daha zordu." değerlendirmesinde bulundu.

"Transferlerin en büyük sorumlusu benim"

Galatasaray Teknik Direktörü, yapılan transferlerde en büyük sorumluluğun kendisinde olduğunu vurguladı. Bazı transferlerden istenen katkının alınmadığı şeklindeki yorumlar olduğunun söylenmesi üzerine Buruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sezonki tüm transferleri hep birlikte yaptık. Bunun en büyük sorumlusu benim. Bazen son dakika, bazen elimizdeki bütçeye göre transfer yaptık. Bütçemiz sonradan açıldı. Şampiyonlar Ligi'ne çok geç girdik ve son haftaya kaldık. İki transfer döneminde de son haftaya kaldık. Ara transferde Sacha Boey'in satılması planladığımız bir şey değildi. İki dönemin de zorlukları oldu. Ancak benim işim de bu zorluklara adapte olmak. Her şartta elimizdekilerle en iyisini çıkartmak zorundayız. Bazen sakatlıklarla boğuştuk. Bu sene daha çok çözümler bulduğumuz bir sezondu. Geçen sezon hep tek maç oynadık. Haftada tek maç oynamak hep daha kolaydır. Tek zor yanı oyunculara daha fazla oyuncuya süre veremiyorsunuz. Bu sezon herkes uzun süreler aldı. Bu sezon daha farklı bir senaryo yaşadık. Sakatlık, ceza, formsuzluklar yaşadık. Yeni gelen oyuncuların adaptasyonu zor ve geç oldu. Daha nisan başında 47 maç oynadık. Sezon sonunda 56 maça ulaşacağız. Benim işim daha zor oldu ama denemelerimiz başarılı olduğu için benim açımdan olumlu gözüktü. Barış, Kaan, Berkan, Kerem Demirbay farklı mevkilerde oynadı. Ancak hiç yerlerini yadırgamadı. Bu oyuncu grubu ile çalıştığım için şanslıyım. Çünkü her rolü kabul eden bir oyuncu grubu var."

Buruk, Benfica'nın sözleşmesi sezon sonunda bitecek Portekizli 10 numarası Rafa Silva ile ilgilenip ilgilenmediklerinin sorulması üzerine, "Transferle ilgili oyuncu izleme departmanı çalışma yapıyor. Hazırlıklarımız var, oyuncuları izliyoruz. Serbest oyuncular olabilir. Şu anda net bir isim üzerinde çalışma yok. Rafa Silva çok değerli ve başarılı bir oyuncu. Birçok ülkeden birçok takım isteyecektir. Serbest statüde birçok oyuncu çıkacaktır. Şu anda ben lige odaklandım ama oyuncu izleme departmanımızın hazırlıkları sürüyor. Bu sezonki performanslara göre mevkiler de birkaç hafta içinde netleşecektir." ifadelerini kullandı.

Sakatlığı bulunan futbolcular

Okan Buruk, son dönemde sakatlığı bulunan futbolcuların durumuyla ilgili bilgi verdi. Davinson Sanchez ve Serge Aurier'in cumartesi günü takımla çalışacağını dile getiren Buruk, "Hayatspor maçına kadar dört günümüz daha var. Davinson ve Serge, cumartesi günü takımla çalışmalara başlarlar. Hatayspor maçı için karar vereceğiz." dedi.

Sakatlıktan çıkan Abdülkerim Bardakcı'nın A Milli Takım'a gittiğini aktaran tecrübeli teknik direktör, "Tam hazır olmadığı için Abdülkerim'i Kasımpaşa maçında da riske etmemiştik. Tekrar sakatlanıp 3-4 haftasının daha gitmesini istemedik. A Milli Takım'a da çağrılmamıştı ama sonradan davet edilme durumu oldu. Sakat olduğunu, göndermek istemediğimizi söyledik. Montella'ya çok saygı duyuyorum. Kendisi, dikkatli olacaklarını, ihtiyaç halinde görev vereceklerini söyledi." diye konuştu.

Okan Buruk, Kaan Ayhan ve Mauro Icardi'nin durumlarıyla ilgili, "Kaan Ayhan, yaza kadar bu şekilde devam edecek. Yazın da Avrupa Şampiyonası var. Kendisi ufak tefek ağrılarıyla oynamayı öğrendi. Biraz da ağrıları azaldı. Elimizdeki oyunculara göre onu da idareli ve dikkatli kullanmaya çalışacağız. Icardi'nin sakatlığı devam ediyor. Bir hafta dinlendi. Şimdi antrenmanlara başladı. Daha iyi olacağını düşünüyorum. Arka adalesinde bir sorun var. Kendini idare ederek oynayabiliyor." değerlendirmesini yaptı.

Köhn transferi ve UEFA Avrupa Ligi'nden elenmeleri

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, sol bek Derrick Köhn'ü daha erken transfer etmeleri durumunda Avrupa'da daha ileri gidebileceklerini söyledi. UEFA Avrupa Ligi son 16 play-off turunda Çekya temsilcisi Sparta Prag'a elendiklerini hatırlatan Buruk, "Keşke Köhn'ün transferini yetiştirebilseydik. Berkan'ı bölgesi olmayan sol bekte oynatmak zorunda kaldık. Berkan, elinden gelenin fazlasını yaptı. Sparta Prag'la yaptığımız ikinci maçta takım olarak iyi değildik. Köhn olsaydı bizim için farklı bir senaryo olabilirdi. Hamle şansımız olabilirdi. 10 kişi kaldıktan sonra kulübeden oyuna sokacak savunma oyuncumuz yoktu. Keşke yetiştirebilseydik." ifadelerini kullandı.

"Bir hoca olarak Mertens ile devam etmek isterim"

Okan Buruk, sezon sonunda futbolu bırakma kararını gözden geçirecek Dries Mertens ile devam etmek istediğini söyledi. Mertens'in çok önemli bir profesyonel ve iyi bir insan olduğuna vurgu yapan Buruk, Belçikalı 10 numara ile ilgili, "Son dönemde takımın en formda ismi Mertens. Baktığınızda kaç yaşında olduğunu anlamazsınız. Bence oynayabilecek seviyede. Bu kadar iyi performans insana futbolu bıraktırmaz. Mertens bizim için önemli. Kendisi devam etmek isterse bir hoca olarak Mertens ile olmak isterim." dedi.

Takımdaki oyuncuların genelinden memnun olduğunu aktaran Buruk, şunları kaydetti: "Çok isim var. Muslera çok eski. Kaptan olarak önemli bir rol alıyor. Profesyonel, çalışkan ve soyunma odasında çok etkili. Birçok ismi sayabilirim. Türk oyuncular da bizim için çok değerli. Takım içi dengeleri tutan Türk oyuncular var. Eskiden, 'Türk oyuncular daha az profesyonel, gelen yabancı daha profesyonel.' derlerdi. Bunun değiştiğini düşünüyorum. Türk oyuncularımız da çok profesyonel. Takım için ellerinden geleni yapıyorlar. Maddi anlamda da daha az para kazanıyorlar ama manevi anlamda daha fazla işin içine katılıyor. Bazen hak etmedikleri halde çok eleştiri alıyor. En kısa yoldan hep Türk oyuncuların üzerine gidiliyor. Türk oyuncularımızın çok değerli ve özel olduklarına inanıyorum."

Kiralık giden oyuncuların durumu

Okan Buruk, sezon başında kiralık giden futbolcularla ilgili değerlendirmede bulundu. Aston Villa'da forma giyen Nicolo Zaniolo'nun durumunun sorulması üzerine Buruk, "Zaniolo çok önemli ve değerli bir oyuncu. Premier Lig'de de goller attı, milli takımda ilk 11'de oynadı. Çok önemli bir değer. Gelip bizimle olmak isterse ben kadromda olmasını isterim. Ancak hem kulübün hem de Zaniolo'nun ne düşündüğü çok önemli." diye konuştu.

Leicester City forması giyen Yunus Akgün'ün önemli bir futbolcu olduğuna değinen Buruk, "Yunus Akgün bence iyi gidiyor. Premier Lig yolunda önemli bir yarıştalar. İyi bir takımda oynuyor. Satın alması gerçekleşecek mi bilmiyorum. Ancak geri dönerse bizim için çok önemli bir oyuncu olacak. Aslında kendisini bırakmak istemedik. Kendisi Avrupa'da oynamak için gitti. Emin Bayram çok iyi gidiyor. Takip ediyoruz. Emin ile Galatasaray'ın ilerleyen yıllarda iyi bir stopere sahip olacağını biliyoruz." ifadelerini kullandı.

Belçika'nın Basel takımına kiralanan Yusuf Demir ile ilgili Buruk, "Yusuf istediğimiz gibi süre alamıyor. O da yazın dönüp bizimle olacak. Ancak çok genç bir oyuncu. Daha gelişimini tamamlamamış, gelişebilecek ve yetenekli bir futbolcu. Bizde kalırsa mental olarak iyi hazırlayıp öz güvenle süre vermemiz gerek. Potansiyelli bir oyuncu. Yaşı çok genç. Bence gelişecek. Bu sezon Basel performansı iyi olmadı ama bence bir yerde iyi performans verecek." açıklamasında bulundu.

"Tribünlere çağrılmak beni çok motive ediyor"

Okan Buruk, iç saha maçlarından sonra taraftarın kendisini tribüne çağırmasıyla motive olduğunu söyledi. Galatasaray altyapısından yetiştiğini hatırlatan Buruk, "Tribünlere çağrılmak beni çok motive ediyor. Çok büyük bir sorumluluğum var. Bunun yükü çok ağır. Dışarıdan gelen biri değilim. O tribünlerle büyüdüm, geliştim, çok önemli başarılar yaşadım. Takımın maç kazanması, başarılı olması, şampiyonluk yaşaması normal bir teknik direktör için bir ise benim için üç. O sorumluluktan sonra taraftarımızla buluşmak, onlarla bir arada olmak, size değer verdiklerini görmek benim için çok büyük bir gurur ve mutluluk oluyor. İç sahada taraftarımızla ne kadar iyi olduğumuzu gösteriyor. Maç sonu buluşma da birbirimize olan sevginin yeniden ortaya çıkması oluyor." şeklinde görüş belirtti.

Yurt dışı hedefi

Sarı-kırmızılı takımın teknik direktörü, önceliğinin Galatasaray'da yaşayacağı başarılar olduğunu vurguladı. Avrupa'da takım çalıştırma hedefi olup olmadığı sorulan Buruk, "Türk futbolcular ve teknik direktörler, ne kadar dünyaya açılır, Avrupa'da takım çalıştırırsa ülke imajı için önemli adım olur. Orada doğru zaman ve takım önemli. Ancak şu an benim için ana hedef Galatasaray'ın başarısı. İnşallah yeniden şampiyon olmak, yeniden Şampiyonlar Ligi'nde oynamak birinci hedefim. Avrupa'da olmak, takım çalıştırma tecrübesini yaşamak istersiniz ama ana hedef Galatasaray'ın başarısı. Burada güzel bir birliktelik ve müthiş bir uyumumuz var. İlk isteğim bunun devam etmesi. İleride bir gün şartlara göre olabilir." diye konuştu.

"İyi bir kadromuz ve teknik direktörümüz var"

Okan Buruk, A Milli Takım'ın iyi oyuncular ve iyi bir teknik direktöre sahip olduğunu söyledi. Macaristan ve Avusturya ile yapılan hazırlık maçlarının sonuçlarının önemli olmadığını belirten Buruk, Vincenzo Montella'ya güvendiğini dile getirdi.

İtalyan teknik adamın bazı denemeler yaptığını aktaran Buruk, sözlerini şöyle tamamladı: "Teknik adam, oynamayan futbolculara görev veriyor, farklı kadrolar çıkarttı, bütün oyunculara şans vermeye çalıştı, forvette denemeler yaptı. Sonuç kötü olunca olumsuz hava oluşuyor ama bence bu maçların Avrupa Şampiyonası ile alakası yok. İyi bir kadromuz ve teknik direktörümüz var. Grup maçlarında yakaladıkları uyumu gördük. Bu çizginin devam edeceğini düşünüyorum. Hazırlık maçlarında olmayabilir. Bazen teknik adamlar bir şeyler deniyor. Tabii 6-1'lik skor ağır olduğu için hepimizi üzüyor. Ancak en çok Montella üzülmüştür. Bence şampiyona öncesi oynayacağımız iki hazırlık maçı daha ölçü olacak. Bence asıl değerlendirmemiz gereken maçlar olacak. Turnuva da daha farklı olur. Son iki milli maçı dikkate almamak gerekir. Bence hoca bunlardan dersler çıkarır. Bence olumsuz düşünecek bir durum yok. İyi bir milli takıma sahibiz. Çok başarılı olacağımıza inanıyorum." AA

Benfica'da Orkun krizi tatlıya bağlandı

Benfica’daki rolünden memnun olmadığını dile getirip teknik direktörü Roger Schmidt’i eleştiren milli futbolcumuz Orkun Kökçü, bir maçlık aranın ardından takıma yeniden geri döndü

28.03.2024 17:25:00
Ruhi Sarı
Benfica'da Orkun krizi tatlıya bağlandı
Benfica'da Orkun krizi tatlıya bağlandı
Sezon başında Feyenoord'dan transfer olduğu Benfica'da aradığını bulamayıp, teknik direktörü Roger Schmidt'i eleştiren Orkun Kökçü hocası ile buzları eritti.

"Schmidt her türlü defansif görevle beni çok fazla geride tutuyor. Niteliklerimden faydalanmak istiyorsanız buna gerek yok. Saha içinde çözümler bulabilirim, ileriyi düşünürüm, dikine paslarımla tanınırım. Benfica için hala çok daha fazla şey ifade edebilirim ve belki de hayal kırıklığımın bir kısmı da burada yatıyor" ifadelerini kullanan ve Casa Pia maçının kadrosuna alınmayan başarılı futbolcu ile Alman hoca ile milli takım dönüşü konuşup sorunları çözdü. 

"Bir hata yaptı"

Tecrübeli teknik adam, Orkun'un verdiği röportajı analiz etmediği için kendisini maç kadrosuna almadığını söyledi. Schmidt, "Orkun şimdi geri döndü ve onunla konuşma fırsatım oldu. Orkun, hiçbir zaman takımın içinde olumsuzluk yaratmak istemedi. Casa Pia maçından önce de oyuncunun karakterinden emin olduğumu söylemiştim. Bir hata yaptı. Bu konu ilginizi çekmiş olabilir ama Benfica için olumlu değildi. Hata yapsalar bile bunlar benim oyuncularım. Bu konu hakkında konuştuk" şeklinde konuştu.

Bu açıklamalar sonrası Orkun Kökçü'nün hafta sonu oynanacak olan Chaves maçının kadrosunda olması bekleniyor.

33. hafta programı açıklandı

Süper Lig'de 33. hafta programı açıklandı
28.03.2024 17:09:00
Anadolu Ajansı
33. hafta programı açıklandı
33. hafta programı açıklandı

Trendyol Süper Lig'de 33. haftanın programı belli oldu.

Türkiye Futbol Federasyonundan yapılan açıklamaya göre program şöyle:

19 Nisan Cuma:

20.00 Beşiktaş-MKE Ankaragücü (Beşiktaş Park)

20 Nisan Cumartesi:

13.30 İstanbulspor-VavaCars Fatih Karagümrük (Esenyurt Necmi Kadıoğlu)

16.00 Tümosan Konyaspor-Corendon Alanyaspor (Medaş Konya Büyükşehir)

19.00 Yılport Samsunspor-Yukatel Adana Demirspor (Samsun Yeni 19 Mayıs)

19.00 Mondihome Kayserispor-Trabzonspor (RHG Enertürk Enerji)

21 Nisan Pazar:

13.30 RAMS Başakşehir-Çaykur Rizespor (Başakşehir Fatih Terim)

16.00 Bitexen Antalyaspor-Atakaş Hatayspor (Corendon Airlines Park)

19.00 Gaziantep FK-Kasımpaşa (Kalyon)

19.00 Galatasaray-Siltaş Yapı Pendikspor (Rams Park)

22 Nisan Pazartesi:

20.00 EMS Yapı Sivasspor-Fenerbahçe (BG Grup 4 Eylül) AA

“Osayi ile Oosterwolde’nin cezadan kurtulma şansı yok”

Profesyonel Disiplin Kurulu, olaylı Trabzonspor-Fenerbahçe maçının üzerinden onca gün geçmesine rağmen sevkleri hala açıklamadı. Her gün yeni görüntülerin ortaya çıkması nedeniyle bu sevklerin yapılmadığı ya da Futbol Federasyonu’na yapılan baskılar nedeniyle cezaların açıklanamadığı dedikoduları ortada dolaşmaya başladı
28.03.2024 17:02:00
Ruhi Sarı
“Osayi ile Oosterwolde’nin cezadan kurtulma şansı yok”
“Osayi ile Oosterwolde’nin cezadan kurtulma şansı yok”
17 Mart'ta oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının üstünden 11 gün geçmesine rağmen Türkiye Profesyonel Disiplin Kurulu'nun maç sonrası yaşanan olaylarla ilgili sevkleri hala yapmamış olması tartışma konusu oldu. Normalde o hafta içinde açıklanması gereken sevkler görüntülerin en ince ayrıntısına kadar incelendiği gerekçesiyle yapılmadı.

"İki kulüp arasındaki gerginlik tabana yayılıyor"

Yaşanan bu süreci değerlendiren Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Saffet Akyüz, Türkiye Futbol Federasyonu'nun ortada bir ceza vererek kendini en rahat pozisyona almak için çaba sarf ettiğini söyledi. Normalde bu sevklerin 21 Mart Perşembe günü yapılması gerektiğinin altını çizen Akyüz, herkesin kılıcını çekmiş bir pozisyonda beklediğini belirterek, "Ne olacak yani aşağıda vatandaş birbirine girecek. Bence Fenerbahçe ve Galatasaray başkanları bu olaydan nasıl sorunsuz olarak çıkarız bunu düşünmesi gerekiyor. Çünkü iki kulüp arasındaki gerginlik tabana yayıldığında çok negatif bir etki yaratıyor. Herkes mağdur Fenerbahçe kulübü bence bu sevklerle ilgili olarak önden bir hazırlık yapıyor diyor ki ben evet ligden çekilirim." diye konuştu.

"Fenerbahçeli oyuncuların daha dengeli durmaları gerekiyordu"

Bu olayları buraya getiren Trabzonspor'un suçunu kabul ettiğini, Fenerbahçe'nin kendi hatasını kabul etmediğini dile getiren tecrübeli futbol adamı, "Nihayetinde Fenerbahçe takımı burada mağdur olan taraftır. Sahaya taraftarların girdiğinden oyuncuların daha itidalli durması gerekiyordu. Bir kişi gelmiş sadece yumrukları gözüküyor, sonra cebinde bıçak olduğunu falan söylediler. Ama oyuncu bunu göremez orada bence Fenerbahçe oyuncuların bir hatası var. Orada birazcık da daha dengeli durmaları gerekiyordu. Çünkü bir oyuncuya dışarıdan gelen birinin vurması çok zordur kolay değildir. Bir futbolcunun taraftara vurması sonucunda Trabzon seyircisi yanlışın üstüne bir büyük daha yanlış yaparak sahaya girdi. Bunun da bir cezası olması gerekiyor. Bence Osayi ile Oosterwolde'nin kesinlikle kurtulma şansı yok ama nasıl bir ceza verecekler." ifadelerini kullandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.