Dünkü "dedikodu siyaseti" adlı makalemizde fertten topluma ciddi bir fikir kirliliği ile karşı karşıya olduğumuzu dile getirmiştik. Bilerek oluşturulan bu fikir kirliliği, sonunda bazı kurumları çileden çıkardı ve Yargıtay Başkanlar Kurulu bir bildiri yayınlayarak, yeni anayasa ve yargı reformu hazırlıkları ile kapatma davasına karşı girişimleri nedeniyle iktidara sert bir uyarı yaptı. Bildiride öne çıkan tespit;"Yürütmeye yandaş, onu koruyup kollayan ve onun tarafından denetlenen bir yargının oluşturulması amaçlanıyor" ifadesidir.
***Hükümet kanadından yapılan cevabî açıklamada da Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin; "dam üstünde saksağan" ifadesiyle cevap verdi. Bu ifadenin Adalet Bakanı tarafından dile getirilmesi yaşanan durumun ciddiyeti açısından çok önemlidir. Yargıya cevap? Ne cevap ama; "dam üstünde saksağan" (!)Kullanılan ifadeler her ne kadar milletimizi alakadar etse de esas itibariyle tarafları ilgilendirir. Madem ki, hukuk düzeninden yanayız, kozlarını hukuk karşısında paylaşsınlar.
***
Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisinde geçen "yandaş yargı" terimine dikkatinizi çekmek istiyorum.Asıl üzerinde durulması gereken en önemli ifade budur. Ben bu ifadeyi önemsiyorum. Hatta biraz daha özele inip "yandaş" kelimesini daha öne çıkarmak istiyorum. TDK sözlükte, yandaş: Birinden yana olan veya bir düşünceye, bir isteğe katılan, onu destekleyen kimse, yanlı, taraflı, taraftar olarak geçer. Aslına bakarsanız "yandaşlık" her siyasi partinin ya da ikinci şahsıların arzuladıkları ve gönüllerinde yatan isteklerdir. "Yandaşlarını" çoğaltanların güçleri tabii ki artar?
***
Tabii bir davranış gibi görünse de AKP hükümeti ile "yandaşlık" meselesi biraz daha öne çıkmaya başladı. Bazı şeyler vardır bunların evrakla belgeyle ispatı mümkün olamayabilir. Fakat herkesin gözünün önünde cereyan eden ve saklanması mümkün olmayan yaşanmış örneklerle sabittir. Şimdi elinizi vicdanına koyarak düşünün; AKP yakaladığı bu gücü, sadece seçmenden aldığı oylarla mı sağladı? Asla değil!Eriştiği gücü; "yandaş" cemaatlerle, "yandaş" medya kuruluşlarıyla, "yandaş" iş adamlarıyla, "yandaş" aşiret ağalarıyla, "yandaş" para babalarıyla, "yandaş" sivil toplum örgütleriyle, "yandaş" sendikalarla, "yandaş" işçi temsilcileriyle sağlanmadı mı?
***
Eee, yandaşlıktan kâr eden ve durdurulamayan hırsın sonu var mı? AKP tabiî ki "yandaş" yargı arzusunda da olacaktır. Hesap edilemeyen ve "dananın kuyruğunu koparan" da "yandaşlık" sınırını yargıya kadar uzatma arzusu olmuştur. Yargıya, hatta milletin refahı ve devletin bölünmez bütünlüğünü tercih etmeye yüreği olan herkese düşen; yanlış "yandaşlık" arzularına son vermek ve müsaade etmemektir. Partiler, siyasiler, liderler, kurumlar, hükümetler, v.s. insanlar; gelip geçicidir. Asıl olan; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kıyamete kadar güçlü ve bağımsız olarak kalabilmesidir. Vesselam..!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -8- / 07.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -7- / 06.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 05.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 04.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 03.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela’dan önce, Kerbela’dan sonra Muharrem! / 29.06.2025
- Ruhumuzun gıdası zikrullahtır / 28.06.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -7- / 06.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 05.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 04.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 03.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela’dan önce, Kerbela’dan sonra Muharrem! / 29.06.2025
- Ruhumuzun gıdası zikrullahtır / 28.06.2025