Resulullah'a ilk vahiy edilen ayet; "Seni yaradan Rabbinin adıyla oku", idi. Halbuki O, okuma-yazma bilmemektedir.
Demek ki asıl alim, asıl aydın, asıl ilim sahibi, Allah'ı bilen, O'nun adıyla okuyan, O'nu tanıyan insandır. Böyle bir insan, okuma yazma bilmese de alimdir. Tahsil görmemiş olsa da aydındır, ilim sahibidir. Çünkü Yaradanını biliyor, tanıyor ve O'nun emrine uyuyor. O'nun adını anıyor. İşte Resulullah (sav), ümmiliğiyle de bu noktada güzel bir örnek teşkil eder.Resulullah'ın (sav) doğumundan itibaren her an, her saniye Allah (cc) tarafından korunduğunu görüyoruz. Ondaki farklılık, ondaki üstün haller ve seçilmişlik, bu ilahi himayenin sebebidir. O her haliyle diğer insanlardan farklıydı. Âlemlere Rahmetti. O'nda da nefis vardı. Ama O, her türlü kötülük ve günahtan korunmuştu. Hiçbir putperest ayinine katılmadığı gibiputlara adanan hiçbir şeye elini sürmezdi. Bir defasında kendine putlara adanan putlara adanmış hayvanların etinden ikram eden Zeyd İbn Ammar'a; "Putlara adananı yemem", buyurmuştur. Yine her yıl düzenlenen bir putperest bayramına halaları tarafından zorla götürülmüş, bayram yerinde bazı kişiler gelerek bu ayinlerin kendisine yasaklandığını ona bildirmişlerdir. Halaları da O'nu bir daha böyle yerlere götürmemişler-dir. Demek ki; Rabbi onu her türlü kötülükten ve Kureyş'in kötü alışkanlıklarından korudu. Allah (cc), kutsal bir görev için seçtiği Habibi'ni son nefesine kadar nazar-ı ilâhîsi altında tutmuş, himaye etmiştir. Bu da, Resûlullah'ın üzerindeki görevin kutsallığını, davasının büyüklüğünü görmemiz açısından gözden ırak tutulmamalıdır.Sahih hadislerden de anlaşılacağı gibi; Hz. Muhammed (sav), soyların en faziletlisinden dünyaya gelmiştir. "Allah, mahlukâtı yarattı ve beni en hayırlılarının içinde kıldı. Sonra onları, Arap ve Arap olmayanlar diye iki fırkaya ayırdı ve beni en hayırlılarının içinde kıldı. Sonra onları, kabilelere ayırdı ve beni en hayırlılarının içinde kıldı (Kureyş). Sonra, ailelere ayırdı ve beni en hayırlı aileden kıldı. Şahıs olarak da ailenin en hayırlısı kıldı", hadis-i şerifi, bize bunu anlatmaktadır.Hz. Peygamber (sav)Ficar HarbindeEskiden beri Araplar arasında 'Eşhuru'l-Hurum: Haram aylar' denilen Receb, Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem aylarında katiyyen harp yapılmazdı. Bu aylarda harbetmek, kan döküp zulmetmek haram ve yasak idi. İşte Ficar harpleri, bu aylardan birinde vukû bulduğu ve büyük haksızlık ve zulümler işlenip kan döküldüğü için bu ismi almıştır...
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Demek ki asıl alim, asıl aydın, asıl ilim sahibi, Allah'ı bilen, O'nun adıyla okuyan, O'nu tanıyan insandır. Böyle bir insan, okuma yazma bilmese de alimdir. Tahsil görmemiş olsa da aydındır, ilim sahibidir. Çünkü Yaradanını biliyor, tanıyor ve O'nun emrine uyuyor. O'nun adını anıyor. İşte Resulullah (sav), ümmiliğiyle de bu noktada güzel bir örnek teşkil eder.Resulullah'ın (sav) doğumundan itibaren her an, her saniye Allah (cc) tarafından korunduğunu görüyoruz. Ondaki farklılık, ondaki üstün haller ve seçilmişlik, bu ilahi himayenin sebebidir. O her haliyle diğer insanlardan farklıydı. Âlemlere Rahmetti. O'nda da nefis vardı. Ama O, her türlü kötülük ve günahtan korunmuştu. Hiçbir putperest ayinine katılmadığı gibiputlara adanan hiçbir şeye elini sürmezdi. Bir defasında kendine putlara adanan putlara adanmış hayvanların etinden ikram eden Zeyd İbn Ammar'a; "Putlara adananı yemem", buyurmuştur. Yine her yıl düzenlenen bir putperest bayramına halaları tarafından zorla götürülmüş, bayram yerinde bazı kişiler gelerek bu ayinlerin kendisine yasaklandığını ona bildirmişlerdir. Halaları da O'nu bir daha böyle yerlere götürmemişler-dir. Demek ki; Rabbi onu her türlü kötülükten ve Kureyş'in kötü alışkanlıklarından korudu. Allah (cc), kutsal bir görev için seçtiği Habibi'ni son nefesine kadar nazar-ı ilâhîsi altında tutmuş, himaye etmiştir. Bu da, Resûlullah'ın üzerindeki görevin kutsallığını, davasının büyüklüğünü görmemiz açısından gözden ırak tutulmamalıdır.Sahih hadislerden de anlaşılacağı gibi; Hz. Muhammed (sav), soyların en faziletlisinden dünyaya gelmiştir. "Allah, mahlukâtı yarattı ve beni en hayırlılarının içinde kıldı. Sonra onları, Arap ve Arap olmayanlar diye iki fırkaya ayırdı ve beni en hayırlılarının içinde kıldı. Sonra onları, kabilelere ayırdı ve beni en hayırlılarının içinde kıldı (Kureyş). Sonra, ailelere ayırdı ve beni en hayırlı aileden kıldı. Şahıs olarak da ailenin en hayırlısı kıldı", hadis-i şerifi, bize bunu anlatmaktadır.Hz. Peygamber (sav)Ficar HarbindeEskiden beri Araplar arasında 'Eşhuru'l-Hurum: Haram aylar' denilen Receb, Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem aylarında katiyyen harp yapılmazdı. Bu aylarda harbetmek, kan döküp zulmetmek haram ve yasak idi. İşte Ficar harpleri, bu aylardan birinde vukû bulduğu ve büyük haksızlık ve zulümler işlenip kan döküldüğü için bu ismi almıştır...
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.