Yasemin Köker: Hz. Peygamber’i severiz çünkü...

Filmde şöyle diyordu adam: "Anılarınız yoksa birini sevemezsiniz." Aslında hiç görmediğimiz halde biz Müslümanlar Hz Peygamber'i çok severiz. Anılarımız yok mu gerçekten: Var, hem de ne güzel anılarımız var Sevgili Peygamberimizle!

Kur'an O'na nazil oldu. İlk O okudu Kur'an ayetlerini. Biz Kur'an'ı sanki Peygamber bize okur gibi dinleriz. Ayetlerin her bir harfinin O'nun mübarek dudaklarının arasından çıktığını bilerek okuruz. Kulaklarımızı iyice açar bütün dikkatimizi O'nun sesine verir gibi dinleriz. 

Ne güzel anılarımız var Allah'ın Resulüyle! Biz namazı O'nun arkasında kılar gibi kılarız. Orucu sanki O'nunla iftar edermiş gibi tutarız. Biz daha nice güzel ameli O'nun tarif ettiği gibi yapmaya gayret ederiz. Zaten O bizim için en güzel bir örnek değil mi? (Ahzab 21). Haddi zatında bütün peygamberler bize örnek zikredilmiş Kur'an'da. Onların kıssaları bizlere yol gösteren ibretlerle dolu.

Biz komşuya ikram ederken Peygamber Efendimizin nasihatına kulak veririz. Muhtaç sahibini gözetirken, kimseye karşı kibirlenmezken ve daha nice güzel ahlaki davranışlarımızda hep O'nu taklit etmeye çalışırız. 

Ne güzel anılarımız var Resûlullah ile! Cenab-ı Hak, "… Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu gönlünüze sindirdi; inkârcılığı, yoldan çıkmayı ve emre aykırı davranmayı da size çirkin gösterdi." (Hucurat 7) buyurdu. 

Biz alemlere rahmet Hz. Muhammed vesilesiyle imanla ve güzel amelle kısaca yüce Rabbimizle tanıştık. Rabbim ne güzel dost ne güzel yardımcı ve O'nun değerli elçisi iman ve hidayete vesile, insanlar için aydınlatıcı bir kandil! 

Müminin her anını Allah ve Resulü meşgul eder. Rabbimizden nasıl razı oluruz, her anımızı ona yakınlaşmaya nasıl vesile kılarız: Allah Resulünün yüzüne kıyamet günü nasıl bakarız, sorumluluklarımızı yerine getirebiliyor muyuz diye endişeleniriz. Allah Resulünün dilinden, "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın" (Ali İmran 31) buyurdu. 

Allah'ın sevgisine mazhar olmanın yolu o kutlu nebiye tabi olmaktan geçer. Bizim çabamız bu, nebiye gönülden ittiba Allah'ı sevmek ve Allah tarafından sevilmek!

O'nun ayak izini takip ediyoruz. Bize Rabbimizin emriyle varlığımızla şükretmeyi, yok iken "henüz anılır bir şey değilken" (İnsan 1) kıymet verip varlığa getiren Rabbimize "elhamdülillah" demeyi öğreten Hz Peygamberle ne güzel anılarımız var!

Bize kıraatımızı yaparken, dualarımız ederken O'nun ağzından çıkan kelimeleri aynıyla telaffuz ettirme zevkine erdiren Rabbimize sonsuz hamd ve sena olsun.

Mübarek gün ve geceleri ihya ettiğimiz Receb ayı maksuda kavuşmak için vesile. Mümin her bir anı Rabbine yakınlaşmak için vesile bilir. Fakat Kur'an'da "Hatırlat! Zira hatırlatma inananlara fayda verir" (Zariyat 55). İnsan gaflete düşebilir. Bu mübarek gün ve geceler Hakkı ve zikri hatırlatma babında müminlere fayda verir muhakkak. 

Bazıları bu özel gecelerden gereksiz yere rahatsız oluyor. Cuma günü mübarek, üç aylar ve özellikle Ramazan ayı ve o ayda Kadir gecesi mübarek kılınmış. Bunun dışında Kur'an'da belirtilmemiş olsa da diğer bazı gün ve geceler de özel kabul edilmiş ve güzel yönelişlere vesile kılınmıştır. Farz babında değil nafile ve Rabbine yaklaşma bakımından. Rahatsız olanlar kendilerine acısın! Rabbine yakınlaşma vesile arayanlar için zaten her an ganimet!

Ya Rabbi! "Gecenin bir vaktinde kalkıp kendine mahsus nâfile bir ibadet olarak da namaz kıl ki, Rabbin seni övülmüş bir makama yükseltsin" (İsra 79) ayetinde buyurduğun O Habib-i Kibriyaya Makam-ı Mahmûdu ihsan eyle! Bizleri de O'na ve Ehl-i Beyt'ine komşu eyle ki anılarımız ebedileşsin.