logo
25 NİSAN 2024

Yazı Dizisi: Ali Rıza Bayzan Amerika İslam Dünyasından ne istiyor' (8) "Amerikan Misyoner Örgütleri'nin Türkiye'deki Faaliyetleri".

21.10.2002 00:00:00
Yazı Dizisi: Ali Rıza Bayzan hazırlayan: ali rıza bayzan / www.bayzan.net/ arbayzan@hotmail.com

Amerika İslam Dünyasından ne istiyor? (8) "Amerikan Misyoner Örgütleri'nin Türkiye'deki Faaliyetleri"

1928 yılında Bursa Amerikan Kız Koleji'nde Müslüman kızların Hıristiyanlaştırılma-sının ortaya çıkarılmasından sonra bu okul da Atatürk'ün emriyle kapatılmış; ve misyonerlerin propaganda koşulları çok güçleştirilmiştir.

Misyoner kaynaklarında Türkiye'deki 1923-1961 yılları arasındaki dönem, kendi faaliyetleri açısından karanlık dönem olarak adlandırılır. 1961'den sonraki yıllarda misyonerlik faaliyetleri yeniden canlanmış, bilhassa 1980'li yıllarda çok sayıda Protestan misyoner Türkiye'ye gelerek, Hıristiyanlık propagandası yapmaya başlamışlardır.

Osmanlı Türkiyesi'nde daha çok Ermeni, Bulgar ve Rumları protestanlaştırmak ve Osmanlı'ya karşı kullanmak için uğraşan Amerikan Misyoner Örgütler Cumhuriyet Türkiyesi'nde de özellikle Süryaniler, Kürtler, Aleviler, Lazlar ve Yezidiler üzerinde çalışmaktadırlar.

Misyoner Örgütlerin azınlık sevdası

Amerika'nın İslam dünyasına yönelik politikasında Misyoner Örgütlerin faaliyetlerinin de önemli bir yeri vardır. Amerikan kökenli Misyoner Örgütler, yalnızca Hıristiyanlık propagandası yapmakla yetinmemekte, kendi ülkelerinin dış politikaları uyumlu bir biçimde özellikle etnik farklılıkları derinleştirmek ve yapay azınlıklar yaratmak için uğraşmaktadır. Sözü dolaylandırmaya gerek yok; Osmanlı Türkiyesi'nde daha çok Ermeni, Bulgar ve Rumları protestanlaştırmak ve Osmanlı'ya karşı kullanmak için uğraşan Amerikan Misyoner Örgütler Cumhuriyet Türkiyesi'nde de özellikle Süryaniler, Kürtler, Aleviler, Lazlar ve Yezidiler üzerinde çalışmaktadırlar.

Amerikalı misyonerler "American Board of Commissioners for Foreign Missions" adlı örgüte bağlı iki misyonerin 1820'de İzmir'e ayak basmalarıyla birlikte Anadolu topraklarında görülmeye başlanmıştır.

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'deki Protestan propagandanın başını sonradan isim değişikliğine uğramış olsa da ABCFM'dir. Amerikan misyoner örgütler XIX. yüzyılın başlarında dünyayı kendi aralarında paylaşmıştır.

Başta Anadolu olmak üzere Ortadoğu, "American Board of Commissioners for Foreign Mission"ın (kısa adıyla ABCFM) payına düşmüştür.(1)

Kalvinci geleneği dayanan ABCFM, "American Congregational Kilise" tarafından 1810 yılında Boston'da kurulmuştur.

İstanbul'daki ilk Protestan Kilisesi, 1846'da açılmıştır. 1850'de ise İngilizlerin baskısı sonucu Padişah'ın fermanı ile Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Protestanlar bağımsız millet statüsünü almışlardır. Şimdiki Protestan Ermeni kiliseleri bu dönemlerin ürünüdür.(2)

Okulların yanı sıra hastaneler ve basın-yayın misyoner faaliyetin diğer iki önemli alanıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nda Protestan misyonerlerin gayr-i müslim azınlıkların etnik ayrılıkçılık hareketlerinde önemli etkileri olmuştur. Gittikleri yerlerde bulunan azınlıkların dillerini öğrenmişler, o dillerin gramerini tespit edip, o dillerde yayın yapmışlardır. İncil'i onların dillerine çevirmişler, hem onların dillerinde hem de İngilizce veren okullar açmışlar, okullarında o toplulukların ayrılıkçı liderlerini yetiştirmişlerdir. Bunlardan Ermeniler ve Bulgarlar(3) en önde gelenleri oluşturuyorlardı.

Çeşitli tarihlerde bölgeye gönderilen misyonerlerin görevlerini tanımlanırken, "Rumlara", "Ermenilere", "Musevilere", "Bulgarlara" gönderilen Misyoner deyiminin kullandığı görülmektedir."(4)

Anadolu'daki protestanlık propagandasına, 1870'ten itibaren "Board of Foreign Missions of the Presbyterian Church'de (BFMPC)" de katılmıştır.(5)

1913 yılından sonra iki yeni misyoner örgüt daha devreye girmiştir. Bu örgütler, çalışmalarına Tepebaşı'nda başlayan ve basın-yayın, spor ve eğitim alanlarında faaliyet gösteren Hıristiyan Genç Erkekler Cemiyeti (Young Men's Christian Association-YMCA) ve aynı bünyede çalışan Hıristiyan Genç Kadınlar Cemiyeti (Young Women's Christian Association-YWCA)'dir.(6)

Bu misyon grupları yayınladıkları dergilerle, dil kurslarıyla ve spor aktiviteleriyle, özellikle gençler üzerinde çalışma yapmışlardır.

Hıristiyan Genç Erkekler Cemiyeti'nin Türkiye'deki faaliyetleri

YMCA, Robert Koleji'nin himayesinde Türkiye'ye girmiştir. Genel sekreteri Wishard'ın 1891-2 öğretim yılında okulu ziyaretiyle birlikte YMCA'nın Robert Koleji kolu kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. Cemiyetin başkanının kolejin öğretmenlerinden birisi oluyordu. Cemiyetin kolej örgütlenmesi ırk esasına dayanıyordu. Ermeni, Rum, Bulgar ve İngilizlerden oluşan dört grup oluşturulmuştu. Her grup kendi içinde ayda üç kez toplanmakta, ayda bir kez de bütün gruplar bir araya gelmekte idi. Kolejdeki protestanlık propagandası 1891'den itibaren YMCA aracılığı ile yürütülmüştür.(7)

YMCA ile ilgili olarak şunu da kaydedelim: "YMCA'nın İstanbul, Beyoğlu ve Çarşıkapı'da bulunan şubelerinde yüzücülük, voleybol, basketbol, atletizm, futbol, tenis gibi spor dallarında faaliyet gösteriliyordu. YMCA 1939 yılında bu faaliyetlerine ara verdi ve bir süre sonra "Amerikan Lisan ve Ticaret Dershanesi" adı altında çalışmalarına yeniden başladı. Bu kurum bugün ise, "Amerikan Lisan ve Sanat Kursu" adıyla çalışmalarına devam etmektedir.(8) Söz konusu kursun internette bir de web sitesi yer almaktadır. "Amerikan Lisan ve Sanat Kursu"nun YMCA ile şimdiki ilişkisi hakkında Okul Kurucusu ve Genel Müdür olan Oya Aşlak'a e-mail gönderdiysek de herhangi bir cevap alamadık. İnternette "Amerikan Lisan ve Sanat Kursu" hakkında yaptığımız bir taramada kursun medyada epeyce yer bulduğunu da gördük.(9)

Misyonerlikkarşısında Atatürk

I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye'de misyonerlik faaliyetlerinin bir durgunluk içerisine girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında misyoner okullarının büyük bir kısmı kapanmış, misyonerler uygun bir "çalışma zemini" bulamadıkları için ülkelerine geri dönmüşlerdir.

Bu durum Protestanlar için de önemli ölçüde geçerli olmuştur. Cumhuriyet'in ilanından sonra Atatürk'ün kesin tavrı sayesinde Türkiye'de, Protestan propagandanın hızı neredeyse tümüyle kesilmiştir. Ancak bu dönemde yine de tekil propaganda faaliyetlerine rastlanmıştır.

1928 yılında Bursa Amerikan Kız Koleji'nde Müslüman kızların Hıristiyanlaştırılmasının ortaya çıkarılmasından sonra bu okul da Atatürk'ün emriyle kapatılmış(10) ve misyonerlerin propaganda koşulları çok güçleştirilmiştir.

Misyoner kaynaklarında Türkiye'deki 1923-1961 yılları arasındaki dönem kendi faaliyetleri açısından karanlık dönem olarak adlandırılır.

1961'den sonraki yıllarda misyonerlik faaliyetleri yeniden canlanmış, bilhassa 1980'li yıllarda çok sayıda Protestan misyoner Türkiye'ye gelerek, Hıristiyanlık propagandası yapmaya başlamışlardır.

Özal iktidarı, misyoner örgütler için dönüm noktası oldu

1980'li yıllardan itibaren ama daha çok Özal iktidarından sonra misyoner örgütler Türkiye'de olağanüstü bir propaganda süreci başlatmışlardır.

Mission Handbook'a göre bugün Türkiye'de 14 Amerikan misyonerlik kuruluşuna bağlı 45'i Amerikan, 9'u Türk vatandaşı olmak üzere, toplam 54 Protestan misyoneri faaliyet göstermektedir.

Eski adı American Board of Commissioners for Foreign Mission olan "United Church Board" hariç, Türkiye'de faaliyet gösteren Amerikan misyonerlik kuruluşlarının tamamı 1960'dan itibaren ülkemize gelmeye başlamışlardır.

Avrupalı ve diğer ülkelerden gelen Protestan veya diğer mezheplerden olan misyonerler bu rakamlara dahil değildir.

Geçen yüzyılda açıldığı halde Cumhuriyet döneminde kapatılmış Amerikan Protestan misyonerliğine bağlı eğitim kurumlarının bir kısmı Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) tarafından yeniden açılmaktadır.(11) 1847 yılında Gaziantep'te kurulan Amerikan Koleji özel bir hemşirelik okulu olarak 1995 yılında yeniden açılmıştır.(12)

Patrick Johnstone tarafından hazırlanmış olan "Operation World" isimli esere göre, Türkiye'de başta Foreign Protestants ve Minority Indig Groups olmak üzere, bilhassa dört Protestan kilisesi faaliyet göstermektedir. Kendi kaynaklarına göre bunlardan birincisinin 32 cemaat halinde 3.500, ikincisinin 17 cemaat halinde 950 ve diğerlerinin de 4 cemaat halinde 520 üyesi vardır. Diğer bir söyleyişle, toplam dört ayrı örgüte bağlı 53 cemaat halinde 4.970 üye ve 12.564 kayıtsız sempatizanları vardır.

Bunların yanı sıra, Ankara ve İstanbul'da TEE (Theological Education by Extension) programları ve yine İstanbul'da bir İncil okulu başlatılmıştır.

Yeni Protestan kiliseleri açılmaktadır. Bu zamana kadar daha az ulaşılabilmiş Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde de faaliyetler hızlandırılmıştır. Kürtler, Aleviler ve Lazlar öncelikli olarak hedefledikleri topluluklardır. Bu durum misyonerlik faaliyetlerinin millî güvenlik açısından da bir risk oluşturduğunun somut bir göstergesidir.(13)

Misyonerlerin kendi kaynaklarından aktardığımız bu rakamların 1995 yılına kadar gelişmeleri kapsadığını da belirtelim. 1999-2000 tarihleri Milenyum ve İnanç Turizmi bahaneleri ile misyoner örgütlerin faaliyetlerinde tam bir patlama yaşanmıştır.

Osmanlı'dan günümüze "İnternational Congregations" örgütünün misyonerleri

Yukarıda sözünü ettiğimiz ABCFM ve BFMPC'nin de içinde bulunduğu "International Congregations" Osmanlı topraklarına misyonerlerini göndermeye başladığı ilk günden tüm faaliyetlerini sıkı bir emir komuta zinciri içinde yürütmüştür. Osmanlı'dan günümüze kadar "International Congregations"'un Türkiye'deki örgütlerinin başkanlığını şu misyonerler yapmıştır:

"William Goodell .................1832

H. G. O. Dwight ................................?

Wihelm Schauffler...............................?

Cyrus Hamlin.....................................?

Elias Riggs.......................18??-1862

Alex Thompson.....................1862-63

George Washburn...................1863-69

Alexander van Millingen...........1869-76

Isaac G. Bliss....................1876-79

John Irving.......................1879-80

A. D. Patterson...................1882-83

Robert Hannington.................1883-85

James Henderson...................1885-92

F. W. Anderson................... 1892-1901

Robert Frew...................... 1902-24

F. W. MacCallum.................. 1924-25

R. Clephane Macanna............. 1925-30

W. Clark Kerr................... 1930-41

J. Kingsley Birge............... 1941-45

Dipnotlar:

1) Uygur Kocabaşoğlu, Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika, İst.-1991, 2. Bası, Arba Yay., s. 17.

2) Ermeni Kiliselerinin listesi ve adresleri için bkz., www.istanbulguide.net/armegladr.htm

3) Bkz., Ömer Turan, "Amerikan Protestan Misyonerlerin Bulgar Milliyetçiliğine Katkıları", XII. Türk Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Tebliğler, Türk Tarih Kurumu.

4) Kocabaşoğlu, s. 36 vd.

5) Kocabaşoğlu, 17.

6) Bkz., Zafer Toprak, "YMCA", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İst.-1993-1994, VII/531.

7) Emine Kocamanoğlu, 'Osmanlı Döneminde Robert Kolej'de Din Eğitimi' Yeni Türkiye, Osmanlı, Ank.-1999, Yeni Türkiye yay., V/362 vd.

8) Bkz., Toprak, YMCA, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, VII/531 vd.

9) Kendi web siteleri için bkz., www.akademi-istanbul.com.tr

10) Bursa kolejindeki olayların ayrıntısı hakkında bkz., Ahmet Uçar, Amerikan Misyonerlerinin Türkiye'deki Faaliyetleri, (1818-1930), Selçuk Üniv. Sos. Bil. Enst.; Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya-1988, s. 242-293; Ayten Sezer, Atatürk Döneminde Yabancı Okullar (1923-1938), Ank.-1999, Türk Tarih Kurumu yay., s. 50-53.

11) Bu vakıfla ilgili ilginç bir bilgi için bkz., www.mason.org.tr/1996-01-16.html

12) Yrd. Doç. Dr. Ömer Turan, Avrasya Coğrafyası'nda Misyonerlik Faaliyetleri, Avrasya Etüdleri Dergisi'nin Kış/1999 sayısı.

13 Turan, aynı makale.



Ezra Young.............................1945-47

Walter B. Wiley.......................1947-54

William Sage Woolworth........1954-55

Walter B. Wiley.......................1955-58

Melvin A. Witler.....................1958-59

Vernon I. Flynn......................1959-63

Edward Radcliff......................1963-66

Perry D. Avery.......................1966-70

Fred Luchs...............................1970-71

J. Ford Forsyth........................1971-72

Joseph C. Cleveland.......................1972

Oliver K. Black........................1973-76

Gregory L. Seeber....................1976-86

Mark Atkinson........................1986-90

Lewis R. Scudder....................1990-93

James J. Bultema (Interim/Assoc)......1994-95

Douglas W. Anderson.........1994-2001

Ben van Rensburg.........................2001

Ben van Rensburg, halen bu görevi yürütmektedir. Ben van Rensburg aynı zamanda, "Union Church of Istanbul" da baş papaz olarak görev yapmaktadır. "International Church of ANTALYA"nın papazı James J. Bultema da bu görevde Ben van Rensburg'a eşlik etmektedir.

' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği

Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

 
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" dedi.
24.04.2024 23:34:00
ANADOLU AJANSI
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor
 Kendi çipini üreten ASELSAN buluşlara devam ediyor

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, ihracat yaptıkları ülke sayısını 86'ya çıkardıklarını dile getirerek, "ASELSAN'ın bu yıl yeni ihracat sözleşmeleri açısından 1 milyar dolara yaklaşma hedefi var" dedi. Anadolu Ajansı Teknoloji Masası'nın konuğu olan Akyol, ASELSAN olarak denizin derinliklerinden uzayın derinliklerine kadar her alanda her platforma kritik sistemler geliştirdiklerini kaydetti.

Siz mi ambargo uygularsınız?!

Akyol, İHA kameralarına Kanada tarafından uygulanan ambargoları anımsatarak, "O dönem Savunma Sanayii Başkanlığımızın liderliğinde bir geliştirme projesi başlattık. Önce ambargoyu bertaraf edecek bir kamera yapmak daha da ötesinde dünyada bu alandaki en iyi kamerayı da yapabilmek üzere yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada İHA kameramız ASELFLIR-500'ü tamamladık. Artık operasyonel olarak Silahlı Kuvvetlerimizin kullanımına da girdi" ifadelerini kullandı. ASELFLIR-500'ün rakiplerine oranla yüzde 30 daha iyi performans sergilediğine dikkati çeken Akyol, kameranın lazer işaretlemedeki başarısıyla da güdümlü mühimmatların daha hassas vuruş kabiliyeti kazanmasını sağlamış olduğunu vurguladı.

Hava savunma sistemlerinde yeni ataklar

Akyol, ASELSAN'ın alçak irtifada KORKUT sistemi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendisine yönelen dron, seyir füzesi ve benzeri tüm tehditleri parçacıklı mühimmatlarla önce tespit edip sonra onları engellemeye dayalı bir teknoloji. Bu envantere kazandırdığımız ve seri üretimini devam ettirdiğimiz bir sistem. Bunun bir üstünde HİSAR-A diye isimlendirdiğimiz bu sefer biraz daha irtifanın arttığı artık füzelerin devreye girdiği bir sistem var. Burada da Roketsan ile güzel bir işbirliğimiz var. Füzeleri onlar bize sağlıyorlar, biz de bütün sistemi bir araya getirerek alçak irtifalı HİSAR-A'yı tamamlayıp envantere kazandırdık.
Bir üstünde de HİSAR-O'muz var. Orta menzilde. Bunun da envantere kazandırıldığını ve seri üretime devam edildiğini söyleyebilirim. Şimdi de uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine kazandırıyoruz. Böylece çok alçak irtifadan yüksek irtifaya kadar katmanlı hava savunmasını 2024 yılında tamamlamış oluyoruz."


Lazer silahı GÖKBERK

ASELSAN'ın lazer silahı GÖKBERK'ten bahseden Akyol, lazerin kaynağını da yerli olarak geliştirdiklerini vurguladı. Akyol, otonominin (kendi kendine karar verip çalışma) üzerinde çalıştıkları önemli başlıklardan olduğunu aktararak, "Deringöz isminde yeni bir ürün üzerine çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde ilk dalışını yaptık. Yapay zeka destekli otonom sürüş algoritmalarına sahip. Denizin altına 600 metreye kadar dalabilen sonarları olan, su altında haberleşme ve su altında keşif gözetleme kabiliyetine sahip bir ürün" diye konuştu. ASELSAN'ın Ankara'da 400 milyon dolarlık yeni bir yatırıma başladığının altını çizen Akyol, yatırımla beraber binin üzerinde ilave nitelikli istihdamı Türkiye'ye kazandıracaklarını anlattı.


Yapay zeka robotları kullanıyor

Karar vericilerin yapay zeka destekli algoritmalarla işini kolaylaştırmak ve büyük veriyi işlemek üzere komuta kontrol sistemlerinde yapay zekayı etkin olarak kullandıklarını aktaran Ahmet Akyol, "Gerek insansız kara, deniz araçlarında gerek otonominin olduğu diğer sistemlerde yapay zeka destekli algoritmalarla burada fark yaratmaya çalışıyoruz. ASELSAN içerisindeki bütün çalışmalarda yapay zeka robotlarını kullanır duruma geldik. Bunu içerideki süreçlerimizde adım adım yaygınlaştırıyoruz" dedi. Akyol, çip teknolojisinin çok kritik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Çip teknolojisinin askeri ve sivil boyutu var. Bizim açımızdan askeri boyutunda bağımsızlık stratejik öncelik. Bu amaçla Bilkent Üniversitesi ile ortak bir şirketimiz var. Yine ASELSAN'ın İstanbul'da MKR-IC ve TÜYAR isimli iki ayrı çipe odaklanmış alt şirketi var. Bu üç alt şirketle ve kendi bünyemizdeki çip tasarım ekiplerimizle buraya önemli miktarda kaynak ve yatırım yapıyoruz. Özellikle radar ve elektronik harpte kullanılan son derece stratejik olan galyum nitratta, transistör seviyesinde millileştirmeyi tamamladık. Bir radarda yaklaşık 1000'den fazla çip bulunuyor. Bu çipleri kendimiz tasarlıyoruz. 2024 itibarıyla bu çipleri Ankara'da seri üretebilme imkanına kavuştuk. Alt transistörlerini Bilkent Üniversitesi ile ortak şirketimizde, üstündeki çip seviyesi üretimleri de ASELSAN'da çoklu adetlerde yapabilecek duruma geldik. Binlerce çipi seri ürettiğimizi söyleyebilirim. Bu, askeri alandaki bağımsızlığımız açısından önemli."

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 21. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

24.04.2024 12:27:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:31:28
AA
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 20 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 21. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 100, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 96, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 112 oy aldı. Seçime katılım 324 olarak kayıtlara geçerken, 2 boş oy kullanıldı, 14 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 22. tur oylamayla devam edilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü

Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
24.04.2024 10:24:00 / Güncelleme: 24.04.2024 10:27:04
Haber Merkezi
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
BTP kurucu üyelerinden olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'a yürüdü
25 Eylül 2001'de kurulan Bağımsız Türkiye Partisi'nin kurucu 40 üyesinden birisi olan Veteriner Hekim Ali Özalpaydın memleketi olan Kilis'te vefat etti.

Merhum Noter Ökkeş Özalpaydın ve merhum Hafız Fikret Özalpaydın'ın kardeşleri, Ziraat Mühendisi Bekir Sait Özalpaydın, Ziraat Mühendisi Bahadır Özalpaydın ve Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi'nin babaları, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi'nin kayınpederi, Bağımsız Türkiye Partisi kurucu üyesi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dava arkadaşı, emekli Kilis İlçe Tarım Müdürü Veteriner Hekim Ali Özalpaydın Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Cenaze namazı 24 Nisan Çarşamba Günü (Bugün) ikindi namazına müteakip Kilis Asri Mezarlık Camii'nde kılınacaktır.

Merhumun ailesi taziyeyi 1 nolu Topçuoğlu Taziye Evi'nde kabul edeceğini açıkladı.

İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı

İstanbul'da terör örgütü FETÖ'ye yönelik operasyonda eski askeri öğrenci oldukları belirlenen 13 zanlı gözaltına alındı.
24.04.2024 09:42:00
Anadolu Ajansı
İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı
İstanbul'da FETÖ operasyonunda 13 şüpheli yakalandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca terör örgütü FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturmada, örgütün askeri yapılanmasında faaliyet gösteren bazı şüphelilerin ankesörlü hatlardan periyodik ve ardışık arandığı tespit edildi.

Soruşturma kapsamında, ayrıca askeri okullara girişteki mülakat sınavlarında aday numaraları üzerinden kodlama yapılarak örgüt mensuplarına öncelik sağlandığı belirlendi.

Savcılık, eski askeri öğrenci olduklarını belirlediği 15 şüpheli hakkında gözaltı kararı verdi.

Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, 15 adrese düzenlediği eş zamanlı operasyonda 13 şüpheliyi yakaladı.

Operasyon kapsamında 2 şüpheliyi arama çalışmaları sürüyor.
 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.