Bugünün Yeni Osmanlıcıları ile 1908 İkinci Meşrutiyet sonrası dönemin Osmanlıcıları arasında büyük bir benzerlik var. Meşrutiyet Osmanlıcıları istiklalimizden, kimliğimizden, özgün Türk ve Müslüman şahsiyetimizden vazgeçelim, Haçlı Hristiyanlara teslim olalım diyorlardı. Bugünün Yeni Osmanlıcıları da aynı şekilde Avrupa Birliği'ne girerek kendi değerlerimizden, özgün kimlik ve kişiliğimizden vazgeçelim diyorlar. Nitekim Ömer Seyfettin, 1918 yılında yazdığı "Ashab-ı Kehf'imiz" adlı büyük hikâyesinde o zamanın Osmanlıcılarının bu konuda ne düşündüklerini ayan beyan ortaya koyar. Eserde geçen Osmanlı Kaynaşma Kulübü üyelerinden Eserullah Natık'ın düşünceleri şöyle aktarılır:"Dünkü müzakerede, Eserullah Nâtık, Hıristiyanların medeniyetinden, Türklerin, İslamların barbarlıklarından bahsetti.'Bizim memleketimizi Hristiyanlar alsa, asıl o vakit hürriyeti, serbestliği görürüz. İşte Mısır gözümüzün önünde... O ne refah, o ne saadet' dedi. Gazeteleri okumadığı için Balkanlıların yaptıklarından haberi yoktu. Ben itiraz etmedim. Bu ezelî uyku içinde müzakere uzadı.Sait, Sadullah Behçet, hatta Hoca Bâli Efendi, Osmanlıları kaynaştırmak için ilk yapılacak iş 'bilâ tefrik-i cins ü mezhep' (dil, din, cins, ırk, mezhep ayırmaksızın) kız alıp, kız verme olacağında ısrarcıydılar.Gerçekte Müslümanlar, Hristiyanlardan kız alabiliyordu. Lakin veremiyorlardı. Arkadaşlar bu dengesizliği bozmak istiyorlardı. Gayet mükemmel bir mantık kullanıyorlardı: 'Alınsın da niçin verilmesin?'Hoca Bâli Efendi fikrini söyledi:'Din nedir? Saiblik, Musevîlik, İsevîlik, İslamlık değil mi? Biz bunların hepsini birleştireceğiz. Aslına döndüreceğiz. İbrahim Dinini meydana çıkaracağız. İbrahim Dini milletlerle dinler arasında fark görmeyeceği için 'bilâ tefrik-i cins ü millet' evliliğe de müsaade edecek." Nitekim Osmanlı Kaynaşma Kulübü, çıkardığı gazetenin son sayfasına 'bilâ tefrik-i cins ü mezhep evlilik' ilanları koyar. Din, millet farkına bakmadan evlenecek gençlere yardım edeceklerdir. Bugün de İslamcılık adına ortaya çıkıp iktidar olan ve Türkiyelilik gibi Osmanlılık ucubesini de ortaya atarak Türklükten farklı uyduruk bir Osmanlı milleti yaratmaya çalışan bu güruh, yukarıda Meşrutiyet dönemi Osmanlıcıları gibi düşünüyorlar. Meşrutiyet dönemi Osmanlıcıları yukarıda belirtildiği gibi "Bizim memleketimizi Hristiyanlar alsa, asıl o vakit hürriyeti, serbestliği görürüz." diyorlardı. Bugünün Avrupa Birlikçi Yeni Osmanlıcıları da Avrupa Birliğine girersek yani siyasetimizi, kanunlarımızı, anayasamızı Avrupa Birliği belirlerse hürriyeti, serbestliği, kalkınmayı göreceğiz diyorlar.Meşrutiyet dönemi Osmanlıcıları, Hristiyanlarla iki taraflı yani hem kız hem erkek evliliğini isteyerek Osmanlı kaynaşması gerçekleştireceklerine inanıyorlardı. Şimdinin Osmanlıcı Amerikalı vaizi de Müslüman kızlara Hristiyan erkeklerle evlenme fetvası vermiş. Meşrutiyet dönemi Osmanlıcıları Yahudiliği, Hristiyanlığı, İslam'ı birbirine katıp karıştırıp İbrahim Dinine geri dönmeyi istiyorlardı. Şimdinin Osmanlıcıları da aynı yaklaşımı ortaya koyuyorlar. Yani tarih tekerrür ediyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015