Yeniliği kutsamak

"Yenilikçi hareket" adıyla partilerinden ayrılan AKP'liler, her alanda bir yenilik yapmayı marifet saymış ve "her yenilik iyidir" algısını oluşturmaya çalışmışlardır. Zannettiler ki, her yenilik eskiyi yok edecek ve millet tarafından da tartışmasız benimsenecek ve kutsanacaktır. Yenilik bayrağı ile yola çıkan ve devam eden AKP'liler, şimdi sırayı Türkiye'nin bütününe getirdiler. Son günlerde "yeni Türkiye" sloganını dillerinden düşürmüyorlar.Yenilik konusunda ilk bilinmesi gereken gerçek şudur: Her yeni iyi, her eski kötü değildir. İyinin ve kötünün ölçüsü mutlak gerçektir. Bir şey mutlak gerçeğe uygunsa, ister yeni, isterse eski olsun, iyidir ve güzeldir. O bakımdan her yeni kabul edilmez, her eski de atılmaz.  AKP'lilerin dillerine pelesenk ettikleri "yeni Türkiye" sloganı, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hükümet programında da yer aldı. "Yeni Türkiye" denilince, insanın aklına her şeyin baştan aşağı yenileneceği geliyor. Hâlbuki hükümet programının yeni olmadığı apaçık görülmüştür. Şöyle ki, yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu, hükümet programında 12 yılda yaptıklarını sıraladı ve ardından bu icraatların aynen sürdürüleceğini beyan etti. Bir başka deyişle, hükümet programında yeni denilebilecek hiçbir şey bulunmamaktadır. Yalnızca eskinin aynısı yeni diye sunulmuştur.Pekiyi Türkiye'de yenilenmesi gereken hiçbir şey yok mu? Elbette var, hem de çok var. Eğer gerçekten yanlış ve bozuk bazı şeylerin yenilenmesi isteniliyorsa, işe ilkönce ekonomiden başlamak gerekir. Çünkü ekonomideki yenilik, siyasi, askeri ve idari tüm alanlara kendiliğinden yansır. Tabiri caizse, yeni ekonomisiz, yenilik olmaz. Bu gerçekten hareketle soralım: Yeni hükümet programında ekonomi ile ilgili bir yenilik yer almış mıdır? En azından "sürekli sıcak paraya ihtiyaç duyan bir ekonomiden kurtulmamız şarttır" denilmiş midir? Hayır, bunların hiçbiri olmadı. Tam aksine AKP'liler, yeni hükümet kurulmadan önce, "ekonomi programı ve yönetimi değişmemeli, değişirse istikrar bozulur" söyleminde bulunmuşlardır. Sadece bu söylem bile, ekonominin sağlam olmadığının en bariz ispatıdır. Ekonomide istikrar sağlanmışsa, yönetime kim gelirse gelsin, durumun değişmemesi gerekmez mi? AKP'liler, bir taraftan "ekonomide istikrarı sağladık" diyerek övündüler, öte yandan falanca kişi ekonominin yönetiminden alınmasın diye bangır bangır bağırdılar. Bu, ekonominin iyi olmadığını, başka bir açıdan itiraf etmektir.Ekonomi programı ve yönetimi değişmeyince bu sefer AKP'liler şöyle demeye başladılar: "Hükümetin 2015 yılı seçimlerinden önce ekonomide herhangi bir değişikliğe gitmemesi, doğru bir tercihtir. Çünkü değişikliğin olumlu sonuçları alınmadan seçim zamanı gelecekti. Bu da partimizin oy kaybına neden olacaktı." Hani, AKP iktidarı, bugüne kadar "seçim ekonomisi" uygulamadığını söylüyordu. Alınması gereken tedbirleri, seçimden dolayı ertelemek, seçim ekonomisi uygulamak değil mi? Seçim ekonomisini geçtik, seçimden sonra ekonomide nasıl bir yenilik düşünülüyor, haydi söyleyin bakalım. Hükümet, "yeni Türkiye" sloganında samimi olduğunu göstermesi için önce ekonomide yenilik yapmalıdır. Daha açık bir deyişle, sömürü düzenini katıksız uygulayarak, Türkiye'ye yenilik getirilemez, yani "yeni Türkiye" kurulamaz. Gerçekten "yeni Türkiye" amaçlanıyorsa, yapılacak iş, "Milli Ekonomi Modeli"ni hayata geçirmektir. Bundan başkası lâf ü güzaftır.